16 Haziran 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

16 Haziran 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yerli mallar sergisi 3 Temmuzda açılması kararlaştırıldı 8 inci Yerlimallar Sergisinin 27 Haziranda değii, beş altı günlük bir teahhürle, 8 Temmuzda açılması ka - rarlaştırılmıştır. Bu suretle 3 Temmu- za kadar bütün pavyonların inşası ve her türlü hazırlığın ikmal edilmesi te- min edilmiş olacaktır. Bu seneki sergi 19 Temmuza kadar | açık bulunacaktır. Taksim bahçesinin muzik, bar ve gazino kısımları arasındaki saha yek- nasak pavyonlara tahsis edilmiştir. Bu kısımda altı geniş yol ve altı. geniş pavyon grupu bulunacak, caddelerin geniş olması sayesinde izdihamın önü- ne geçilecektir. Pavyon Inşaatına başlanmıştır. Yağmurun şehird;- . ki zarar ve faydası Bir kaç gündenberi yağan sürekli yağmurlar sebzeler için çok faydalı ol- muştur. Daha çiçekte bulunan fasulya, kabak, salatalık, domates gibi mevsim sebzeleri bu yağmurlardan çok istifa- de etmişlerdir. Bu yüzden İstanbulda sebze fiatla - rının düşeceği umulmaktadır. İzmirden gelen kabaklar yüz paraya alınırken bir iki gün sonra İstanbulun yerli ka- baklarını altmış paraya almak müm- kün olacaktır. Yalnız bu yağmurlardan kiraz ve çilek gibi meyvanlar zarar gör- müştür. Kirazlar yağmurdan sonra kurtlanacak, yenemiyecek bir hale ge- lecektir. Çilekler e zaten kum içinde olduğundan yağmurla ıslanarak ber- bat bir hale gelmiş ve bozulmuştur. Yağan yağmurlar bağlar için de fayda- h olmuştur. Yalnız buğday ve arpa gibi yeşillen- miş hattâ tane vermiş mezruat yağmur- dan kiısmen mütecesir — olmuştur. Sararmış bir halde bulunan ve suya ha- rie olan körpe saklar fazla su emecek ve bunlar renklerini kaybedeceklerdir. Buraya yağan yağmurlar gibi civar köylerde de sürekli yağmurlar yağmış- tır. Ve hattâ bazı yerlere dolu düşmüş- tür. Elma, Armut gibi meyvalar doludan müteessir olmuşlardır. Daha civar köylerden raporlar gel- memiştir. Buralarda yağan yağmur ve dolunun yaptığı tesirler bir kaç gün sonra tamamen anlaşılmış bulunacak. tır. Yunanistana konirplâk ihraç edemiyoruz Yunanistandan pek çok kasaplık koyun talepleri alınmaktadır. Şimdi - ye kadar Yunanistana 3,000 - koyun gönderilmiştir. Büyük bir Yunan - kontrplâk fab- rikası da, memleketimizden mühim mikdarda kontrplâk almak için müra- caat etmiş, fakat, kontrplâk ihracına imkân olmadığı bildirilmiştir. Bulgar muallimlerin teşekkürleri Bir iki gün evvel dönen Bulgar — muallimleri — İstanbul belediyesine bir telgraf çekerek İstan - bulda bulundukları üç gün içerisinde gördükleri sühuletten ve gerek bele - diyenin ve gerek halkın gösterdiği sa- memleketlerine mimi misafirperverlikten çok müte - hassıs olduklarını bildirmişler ve teşek- kür etmişlerdir. Sipahi ocağının Yeniköy şubesi Sipahi ocağı Yeniköy şubesini aç- mak için hazırlıklara başlan Bir kaç güne kadar bu hazırlıkların - sonu alınacaktır. Sipahi acağı burada koşu- lar ve kır gezintileri tertip edecektir. ar. Müzelerde mücevherat salonu Yakında Ayasofya da tamir edilecek Müze işleri için Maarif Vekâleti ile temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gitmiş olan müzeler müdürü Aziz gel- miştir. Azizin söylediklerine göre mü- zelere bağlı bulunan âbidelerin her se- ne muntazam bir proğram altında ta- mir edilmeleri tekarrür etmiştir. Bu cümleden olmak üzere Ayasof- ya ile müteaddit teşhir salonları yapı- lacak olan Topkapt sarayı müzesinde- ki Mimar Sinanın eserlerinden — mut - fakların müstacelen tamirlerine karar verilmiş ve bu işlere derhal başlanılma- 81 için de tahsisat ayrılmıştır. Müzeler idaresi bu sene Türk ve İs- lâm asârı müzesinde yeniden bir halı salonu açacak, Topkapı sarayında ta- miri bitmemiş olan hazine koğuşunun ikmalini müteakip mücevheratın teşhiri için yeni bir meşher vücude getirile - cektir. Burada Etiler ve daha bir çok eski medeniyetlere alt tarihf ve ilmi kiymetlerine baha biçilmez altından taçlar, yüzük, küpe, bilezik, gerdan- hk îyüıük taşları gösterilecektir. Her isteyen mütehassıs yetirtemiyecek Vilâyetler mütcaddit vesilelerle ha- riçten mütehassıs celbetmektedirler. Dahiliye Vekâleti bu işin kanunt yol- İlar haricinde yapılmamasını vilâyetle- re tamimen bildirmiştir. lcra Vekilleri heyetinin muvafakati ülinmadıkça . vilâyetler kendi başlartna | |verecekleri kararlarla mütehassıs celp ve istihdam edemiyeceklerdir. Çünkü bu suretle döviz angajmanlarına gir - meleri hem mevzuata muhalif ve hem de tediye müvazenemizi ihlâl etmekte- dir. İstanbul Müddeiumumilik Başmuavinliği | Müddelakinmilik başmuzvini Sali-| hin Trabzon müddeiumumiliğine, Ba- hkesir müddeiumumisi İbrahim Sunu - | Liman işleri Antrepoların devri için bir talimatname hazırlanıyor Liman idaresi rıhtımda yapacağı iş- leri esaslı surette iki kısma ayırmıştır: Tamirat 2 — İnşaat. Tamirat işleri için İâzım gelen para kabul edilmiş ve bütçeye konmuştur. Bu işlere nafia ve- kâleti müşavirlerinden Dömayo neza- ret etmektedir. Rıhtim inşaatına ait işler hakkında da tetkikat yapılmaktadır. Tetkikat bitikten sonra heman inşaata başlana- ;caktır. Gümrük ve Antrepoların Liman idaresine devri katileşmiştir ve Liman idaresi şimdi bu devir işine ait tali- matnameyi hazırlamaktadır. Ayazağa cinayeti Mahkeme kararını 20 Temmuzda verecek Galata Postahanesinin kasasını soy- mak maksadile postahane veznedarı Hüseyin Hüsnüyü geçen Ramazan gecesi Ayazağa çiftliği civarında ta - banca ile öldürmekten suçlu Aptullah ile Yunusun duruşmalarına dün ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bir celse evvel Aptullah müdafaa ve- kili tutacağını söylemişti. Dün celse açılınca Reis Aptullaha ” vekil tutup tutmadığını sormuş ve suçlu da müda- faasını kendi yapacağını söylemiştir. Reis ilk olarak verese vekiline söz iştir. Yirmi dakika kadar süren lerile verese vekili Müddeiumuminin beraetini istediği Mükâfatın da ceza - kzsdalmnbu vo'varislari İçlü - de tar a minatın tahtı hükme alınmasını iste- | miştir. Bundan sonra Aptullah müdafaasını yanlolarak söehkimeya müdafaanamesi okunnuştar. Âptul'- lah bunda eski ifadelerinin hepsini nakzederek : — «Ben Hüseyin Hüsnünün kızımı seviyordum. Ayazağa çiftliği civarına gittiğimiz gece sarhoştum. Hüseyin mişt vermiş ve - |birlikte onunla me honuşal Zonguldaktan bir mektup aldık, İmzası, pDek acele yazılmış, iyi çıkaramadık, — Sabık sıhhiye zat memur muavini, yabut sabık cüzdan memur muavini Mehmeddir ve Zon- guldak muhabirimizin 29 tarihli nüshamız- |da anlatağı görüş çekline itiraz etmektedir. Diyor ki: sAmele Birliğinin tensike uğradığını ve maaşların kesildiğini yazıyorsunuz. Filhaki- İka Amele Birliği tensike uğradı. Bazılarının |da maaşları kesildi. Amma yeni bir şube da- ba açıldı, ve adına sağlık kurulu denilen bu —- (Baştarafı | inci sayfada) hakkında fikirlerini sorn demişti. Bu istek © kadar kat'i idi ki bütün yorgunluğuma rağmen şapkamı tekrar başıma giymiş ve soluk almağa vakit bulmadan dışarı çık- mış ve beyhude yere Diş Bakanımızı ötel- de ve kendisini bulmam mühtemel — olan ber yerde aramıştum. Fakat bir türlü kendisini bulamamış- tım. Saat sekiz buçukta bir iş becereme. miş olmanın verdiği mahçubiyet içinde bu- nalıyordum. Bu Yunan gazetesinin Cenevreden al- mış olduğu haberler hakkında fikirlerini sorabilmek için ancak kandisini istasyonda görebilmek imkânı vardı. İstasyonda... Teşyie zevalın arasında gezeteci ecek © kadar arkadaşlarımla im. Gazeteye muvaffakiyotsizlizimi telefon ettiğim zaman yazı işleri müdürümüz bir insan kalbi taşımayormuş kadar — merha- metsiz hareket ettt — Bana bugün bu iş lâzım, dedi. Dış bakanla görüşmeğe gayret ediniz Bu sözü söylemek kolay amma ya ba- şarması... Telefonu kapadım... Otomobile bine- rek Sirkeci islasyonuna geklim.. Tahminim hiç de yanlış değildi. Ekspresin kalkmasına bir hayli vakit olduğu halde teşyie gelen. ler gan doldurmuş bulunuyordu. — Bir po- lis müfrezesi de hazırlanmıştı. Uzaktan ar- kadaş gazetelerin sauharrirlerini görüyor- Hüsnüye kızını neden bana vermiyor- İsun dedim ve intihar edeceğimden bah- settim ve onu korkutmak maksadile dum, Bötün bu kalabalık ortasında Tevfik Rüştü Arasa yaklaşıp çantamdan — iki tek graf müsveddesini çıkarmağa ve onu oku- hinin de Salihten boş kalacak - olan|de tabancamı çektim. Bu esnada silâh yap ıbunun hakkında ne düşünüyorsu- başmuavinliğe tayin edilecekleri söy-|kazaen ateş aklı ve kurşun Hüseyin y >» diye sormağa imkân yoktu. Birden o lenmektedir. Freni tutmayan lokomatif Dün sabah Yeşilköyden hareket eden ve Makinist İbrahimin idaresinde bulunan 3837 No. lu Banliyö treni fren- leri tutmadığından Sirkeci — istasyo -| nunda duramamış ve tamponlara bin- | dirmiştir. Sademe çok hızlı olmuş vcı lokomotifin camları kırılmış, yulrularl telâşa düşmüştür. Lokomotif garnm parmaklıklarına ilerlemiş, parmaklık- ları yıkmış, ancak ondan sonra dür - Müştür. Belediye tahsildarlarının mıntakaları İstanbul belediyesi tahsildarlarının bir semtte 2 seneden fazla çalıştırıl - mamaları tekarrür etmiştir. Bunun | İtatbikı için belediyelere birer tamim| gönderilerek tahsildarların her iki ıe-l nede bir ayni belediye şubesi dahilin - de muhtelif mıntakalarda istihdam e- dilmeleri bildirilmiştir. Ziraat Bankası llısı'r—aldı Ziraat bankası bundan iki ay evvel |Karadeniz sahilleri" için Romanyadan 2500 ton mısır mübayaa etmişti. Bu miktar kâfi görünlmemiş yeni- İden 3000 ton mısir mübayaa edilmiş- İtir. Mubayaatı teslim almak için Yel - |kenci vapuru Romanyaya gönderil - imiştir. Hüsnüye isabet ederek onu öldürdü» demekte ve kendisinin hırsızlık mak- sadile adam öldürmediğinden bahset- mekte idi. Aptullahın müdafaanamesi okun - duktan sonra Mükâfatla Yunusun ve- kili müdafaasını yapmış ve beraet is- temişlerdir. a Muhakeme karar verilmek - için 20 Temmuza bırakılmıştır. Kalamış iskelesi Denizyolları idaresi Kalamış iske- lesini tamir ettirmektedir. r.. . Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nübetçi eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Etem Pertev). Alemdar- da; (Eşref Neşet). Bakırköyünde: (İs- tepan). Beyazıtta: (Belkis). Eminö - nünde: (Beşir Kemal, Cevat). Fener- de: (Vitali). Karagümrükte: (Suat). Küçükpazarda: (Hasan Hulüsi), Sa- matyada: (Erofilos). — Şehremininde: (Nâzım). Şehzadebaşında: (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada: (Hidayet). Hasköyde; (Ye- ni Türkiye). Kasmmpaşada: (Turan). Sariyerde: (Nuri). Şişlide: — (Necdet Ekrem), Taksimde: (Kanzük, Karakin Kürkçiyan, Güneş). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada: — (Şinasi). — Heybelide: (Tanaş). Kadıköy Pazaryolunda: (Ri- fat). Modada: (Sıhhat). Üsküdar İm - rahorda: (İmrahor). anda aklıma pek dühiyane bulduğum bir fikir geldi. Hemen bilet gişesine gittim, Ve Yeşilköye kadar bir ikinci Biletle, bir de yataklı vagon bileti aldım. Biraz sonra Dış Bakamımızın seyahat & deceği vagonun bir kompartımanında mes- lekdaşlarımdan gizlenmek, onların da ak- hna bir Yeşilköy seyahati getirmemek için bir kaç beyaz küğıdı yüzüme tutuyordum. Ve onun arkasında perondaki kalabalığa bakıyordum. Tevfik Rüştü Aras İtalya bü- yük elçisiyle konuşmakta idi. Gazeteci ar- kadaşlar onun etzafına yaklaşmağa, Tesim- ler almağa uğraşıyorlardı. Ben büyük bir memnuniyet içerisindeydim... Tren hareket eder etmez ortaya çıka- caktım. Ve gece yanısı Yeşilköyün ortasın. da yersiz, yurtsuz kalmağı gözüne almış İbir kadın gazeteciyi Dış Bakanımızın ce- vapsız bırakmasına ihtimal veremiyordum. Kendisine soracağım sunlleri ve alaca- ğim mühtemel cevapları zihnimde tekrar- layıp durürken birdenbire kompartımanın kapısında bir pelie memuru göründü: — Kimsiniz, nereye gidiyorsunuz?... — Yokuyum... — Pasaportunuz? — Pasaportum yoktur. Yeşilköye gidi- yorum. — Bu trenle Yeşilköye kadar gidilmez. — Gidilmiyecek olsa bilet keserler mi? — Olamaz. Anlamıştım. Muhakkak beni arkadaş- Hardan biri farketmişti. Bu trenle sayahati- me mani olmak için böyle bir mesele ih- das etmek ve beni trenden indirtmek isti- yordu: — Olur dedim. İşte gidiyorum. — Nasıl olur. Gidemezsiniz... Neden bu trenle gitmek istiyorsunuz )? — Ben bir gazeteciyim... Dış Bakan- almak ümidiyle bu yolcu- O7 Ç foKUYUCU MEKTUPLARI Zonguldak amele birliğinde bir alâkadar gözüyle vaziyet Neticede de Amele Birliği kâr değil, zarar et- miş oldu.r * Bu okuyucumuz yeni tayin edilen mamur: Jarın maaşlarını saydıktan sonra: Muhabirinize bu noktayı yazınız ve neye görmediğini sorunuz. Ve bütün bunla - zın hikmetini anlatınız da ağır başlılığınızı anyalahm, diyor. Okuyucumuzun isteğini yerine getiriyoruz, tabil bahis hakkımda mütemmim haber gel- Gikçe bu ye diğer — okuyucularımız anları |tubeye de yüksek maaşlı memurlar ıımdı.ıııııııııın'. sayfamızda. bulacaklardır. evfik Rüştü Aras ile dün gece trende nasıl ve neler görüştüm? kığu yapıyorum. Meçhul bir insan — deği- Tim. Ve ismimi de söyliyerek tam son daki kada trenden kovulmak felâketinden kur Saat de epey ilerlemişti. Trenin hare- ketine belki bir dakika kalmıştı. Vagonun keridoruna çıktım. Ve Dış Bakanın benim bulunduğum arabaya girişini sonsuz — bi memnuniyet içinde seyrettim. O içeri gi ve tren kalkmıştı. Ben| karşısında — görünce — hiddetlenmedi. Ve korktuğum gibi benirmle konuşmaktan çe- kinmedi. Tevfik Rüştü Aras bu akşam haklı bir davayı müdafaa etmek için mahkeme hu zuruna çıkmağa hazırlanan bir dava veki- M gibi neş eli idi. Bir kompartıı getirerek çantamdan mahut telgrafları çı- karıp kendisine okudum. (Telgraflarla ce- yabını kısmı mahsusta bulacaksınız). Ve ondan istediğim cevapları aldım... Artık işim olmuş ve geniş bir nefes al- mıştım, nsuz bir faaliyet — içeri- Türk diplomatının ne- zaketi çu anda kim bilir ne kadar yorgun olduğunu göstermesine manidi. Her — şey- den konuşuyor.. seyahatten, ayın yirmi altı- snda Cenevrede bulunacağından Monttrö ile Cenevre arası yalnız bir saat olduğu için hem asamblenin hem de kornisyonun müza- kerelerini takip edebileceğinden bahsedi- yordu.. Ve tren eğer yirmi dakikada Yeşilkö-' ye gelmeseydi, kim bilir daha ne kadar za> man bize bu nezaketi göslerecekti. x Fakat maalesef tren Yeşilköye gelmiy w Trenden aşağıya atlarken Boğazlar konferansına giden Dış Bakanımızı en son selâmetleyen ve tam bu son akşam kendi- siyle yirmi dakika görüşebilen Türk ga- zetecisi ben olduğum için büyük bir sevinç duyuyordum. Bunun için de Yeşilköyün temiz pasta- nesinde yarım saat kadar Bakırköyünden gelecek otomobili beklemekten ve ancak saat on ikide matbaaya gelip çalışmağa mecbur olmaktan hiç bir esef duymadım Suad Derviş Londra ve Paris Büyük Elçilerimizde heyete iltihak ediyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) Türkiyenin, emniyet ve masuniye - tini temin için ortaya attığı bu haklı dava kuvvetli bir heyeti murahhasa tarafından müdafaa edilecektir. Gayet mevsuk bir membadan aldığımız malâmata göre Cümhuriyet hüküme- ti murahhas heyetimizi, Tevfik Rüş tü, Numan Menemencioğlu, Necmed din Sadık ve Genel Kurmay ikinci rei- si gencral Asımdan maada Londra bü- yük elçimiz Fethi ve Paris büyük elçi- miz Suatla takviye etmeğe karar ver- miştir. Bu iki büyükeelgimiz de bugün- lerde Londra ve Paristen Montröye ha- Viyanada askeri bir tayyare düştü Viyana, 195 (AA) — re, Liz yakınında yere y askeri tayyak rek parçalan - İçindeki üç kişiden ş birisi paraşütü sayesinde kur- eç almıştır. ikisi 8) tulmuştur. İ DĞi ddi Dini

Bu sayıdan diğer sayfalar: