12 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

12 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yirmi Birinci Tertip Tayyare Piyangosu Dördüncü keşide bugün bitti. Kazanan numaraları bildiriyoruz: 15000 Lira kazanan 13638 Sonları ( 38 ) rakamile biten bütün maralar yirmişer İira, onda bir hesabile kişer lira amorti alacaklardır. 12000 Lira kazanan 13905 1000 Lira kazananlar 15502 24966 500 Lira kazananlar İ16687 15363 27691 — 1640 23000 İl6270 28989 16944 5479 26195 h4568 19777 18562 150 Lira kazananlar HOT795 4960 15425 1207 2017 28284 26116 15365 9418 — 27437 6278 14847 14595 28815 4842 1619 22251 21873 12585 22122 RosTı 1527 18210 100 Lira kazananlar 20273 11008 4676 8695 3932 2119 3458 1402 14399 29293 8057 15088 22832 18567 15928 22932 4682 — 7726 28154 26754 24730 22582 24565 14415 50 Lira kazananlar 21745 20382 15692 6841 13815 9265 6991 29752 780 2338 21683 11219 27770 23215 10034 4577 24224 28655 20107 11558 18747 21108 14177 8732 8642 22787 14932 18881 14682 11062 29719 11874 10594 411 2708 110 4004 205 21650 21496 27875 24829 20852 13385 24578 9524 413 26251 18285 5538 1454 1134 2489 18057 6982 3080 20555 77TT8 9954 18472 7995 23332 853 1731 25573 28469 28141 53 12874 29255 144 10231 13365 19970 26359 MÜKÂFAT 20 bin liralık mükâfat en son çekilen şu çırk numara arasında beşer yüz lira olarak taksim edilmiştir. 19869 — 2110 17163 16714 10782 13691 12059 1965 12759 'Y_'Tıgoslav 342 27802 13793 15938 28237 17349 27680 25623 — 2943 3979 — 8651 Başvekili Londraya gidecek Londza, V1 (Hususi) — Yugoslavya Jaşvekili ve Hariciye Nazın Doktor — Sto- adinoviç önümüzdeki birinciteştinde Lon- Iraya gelerek Mister Eden ile Avrupanın mumi vaziyetini görüşecek, belki de bu günasebetle bazı iktisadi de süzakere edecektir. 21919 1077 11669 meseleleri 30 Lira kazananlar 9772 20483 11436 11861 20935 16488 8237 25473 — 6375 2764 10157 18502 27557 8451 — 7615 17219 26016 18841 16632 28960 259856 11114 11285 6236 228 23329 28311 6483 23664 23581 17566 14858 7116 17251 11518 8396 16953 16554 26602 10036 16423 11009 26124 23829 13138 12914 97 3579 yır13 3406 26217 8495 11081 4433 3977 9631 312 11970 20074 18726 15299 4948 8955 28122 3497 29409 1865 1662 20418 21945 Bsos1 — 5612 20325 16026 22742 3122 Bulgaristau_d;n ":f"ğızkiyeye sandık içinde gelen Türk muhacirleri (Baş tarafı | inci sayfada) rafı delikli bir sandık görmüşler, sahibine bu sandığın içinde ne var diye sordukları zaman, sandığın üzerindeki delikleri göz- 17839 1700 22513 18872 9402 12683 4067 29523 29315 28249 12730 | 19432 23573 12678 21748 20447 25492 20392 26139 19912 23817 21052 29192 638 27572 22450 24036 27365 24765 5253 17481 12056 20892 24866 17771 1342 | 16539 28087 18493 28017 26150 9632 17927 5813 8104 9368 15952 | | 12333 18163 5801 10303 10518 29283 2419 21474 28266 29141 25509 22866 2719 11676 18067 27193 4663 6414 29423 28 14093 21937 21540 452 9821 10286 24957 4018 22929 15861 1025 19055 & L Son Posta'nın siyasi tefrikası * İttihatçılar Devrinde / MUHALEFET ©7 7 Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı,Nasıl öldü? Yazan: Ziya Şakir »« Gün geçtikçe dedikodu artıyor, bunun neticesi de Manastırın ağırbaşlı İttihatcıları, Hal böyle iken, şimdi İsmail Paşayı kim kabul etmiş; ve buna hangi heyet karar vermişti?.. Avukat Baha Bey, tam buna itiraz edeceği anda; Rahmi Bey sözüne devam etmiş, ve şöylece ikmal eyle - mişti: — Hem de; paşanın idare mecli - sinde çalışmasına karar verdik. Avukat Baha Bey, artık sabrede - memişti... Derha! yerinden fırlamış, bu usulsüz kabule şiddetle itiraz etmiş- ti. Hattâ bununla da kalmıyarak ora « dan bir kâğıt çekerek üzerine: (Nizamatı mevzuasına riayet edil miyen bir cemiyetin baka ve devamın- dan emin değilim. Bugünden itibaren, idare heyetinden istifa ediyorum. Ce- miyet, bozulmuştur.) Satırlarını yazarak, Manyasi zade Re- fik Beye vermiş.. bütün ısrarlara rağ- men, meclisi terkederek, çıkıp gitmişti. Baha Beyin bu istifası, (İttihat ve |Terakki cemiyeti) nin tarihinde çok dikkate şayan bir hâdisedir. Çünkü, prensipleri ihlâle karşı gösterilen — ilk (muhalefet) tir. Filhakika Baha Bey, yalnız idare heyetinden istifa etmiş; cemiyetle a - lâkasını kesmemişti. Fakat o günden itibaren de cemiyetin ruhunu — tehdit eden tagallüp ve tahakküm âmillerini keşfetmiş.. Bu ruh ile cemiyetin gös- tereceği muvaffakiyeti şüpheli göre - rek, sağlam ve temiz esaslara müste - nit bir (muhalif) fırkanın lüzumuna kanaat getirmişti. ... İstanbul ve Selânik İttihatçılarının termiş: — Kuşlar var! demiş. Şüphe üzerine sandık açılmış, içinden Türkiyeye girmek isteyen on tana Bulga- ristanlı Türk çıkmış. Son iki ay zarfında Türkiyeye böyle gizlice hicret edenlerin miktarı 80 ni bulu- yormuş.» Gazetenin me'hez göstermeden yazdı- ği bu haber, ırkdaşlarımızın orada — rahat yüzü görmediklerini ve her ne — pahasına olursa olsun ana vatana dönmek arzusun- da olduklarını göstermek itibarile —şayanı İdikkattir, Geredede bir adam boğuldu şaatında çalışan Ahmet oğlu Mehmet yıkanmak üzere dereye girmiş. çamura saplanmış, yüzmek te bilmediğinden boğulmuştur. Doğu illerinde imar işleri Erzurum, 11 (A.A.) — Vakıf işlerini teftiş etmek üzere geziye çıkan evkaf U. Müdürü Sivas ve Erzincan vilâyetlerindeki iteftişlerini yaparak şehrimize gelmiştir. U. Müdür buradaki teftişlerini yaptıktan son- ra Kars ve Ağrı vilâyetlerini gezip tekrar Erzurum yolile Trabzona geçecektir. Hü- kümetimizin, "Doğu illerimizin bayındırlık işlerine önemle el koymuş olması ve urnu- mi müfettişlik merkezi olan Erzurumda ise evkafa ait bir çok ev, hamam, dükkân bu- hanması dolayısile U. Müdür bu - teltişleri Tesnasında bilhassa Erzurumda bu durum :vc bakımdan tetkikatta bulunacağını söy- Hedi. Almanyanın Londra Sefiri Londra, H (Hususi) — Aylardanberi |bir işgüderle idare olunan Alman sefaret- İhanesine, fevkalâde Sefir Fon Ribbent- rop'un tayin olunduğu haber — verilmekta- dir. Fon Ribbentrop kuvvetli bir diplomat olmakla meşhurdur. Yunan deniz manevraları Atina, V1 (Hususi) — Önümüzdeki hafta Yunan donanması bütün — denizaltı gemileri ve deniz tayyarelerinin iştirâkiyle Ege denizinde büyük manevralar vavacak- ılu'. arasına bu soğukluk girerken; (Ma- nastır) la (Selânik) arasında bir an - laşamamazılık başgöstermişti. Bütün cemiyet erkânı biliyorlardı ki, (meşrutiyetin ilânı), doğrudan doğ - ruya cemiyetin küdretini sarfetmesin- den doğan bir hareket değildi. Bu me- sele; bir çok hâdiselerin bir araya gel- mesinden mütevellit, - hiç beklenilmi- yen - bir nimetti... Ancak şu var ki; ce- miyet erkânı bu hâdiselerden istifade etmek kabiliyetini göstermişler; — ve mühim bir muvaffakiyet elde etmiş - lerdi. Rumelide meşrutiyetin ilk günleri, 141582 | Gerede (Hususi) — Büyüksu ü -|bu muvaffakiyetin — verdiği tatlı bir 15831 |zerinde yaptırılmakta olan köprü in - sarhoşlukla geçmişti. Ve bu sarhoş - luk esnasında da bir taktm şahsiyet - lerin isimleri yükselmişti. Aradan bir kaç gün geçer geçmez, ortaya birdenbire bir şeref meselesi a- tılmıştı. — Meşrutiyetin ilânı şerefi, (Selâ. niğ) e mi; yoksa (Manastır) a mı ait tir?.. Diye bir münakaşa başlamıştı. Manastır ittihatçıları; (Niyazi) ve (Eyüp Sabri) Beyleri dağa çıkarmak.. Cemiyeti kökünden kazımak vazife - sini deruhte eden Şemsi Paşayı vur - mak.. Koskoca kumandan Osman Pa- şayı dağa kaldırmak gibi mühim işleri ileri sürüyorlar ;inkılâp şerefinin ken- dilerine ait olduğunu iddia ediyorlar- di. Selânik ittihatçıları ise; kendileri — teşkil — ettiklerini.. bir çok müşkülâta göğüs gerdiklerini.. Cemi- yet aleyhtarlarına ilk kurşunu kendi - leri atarak her tarafı korku ve dehşete cemiyeti verdiklerini ileri sürüyorlar; (Merke- zi umumiyi, sinesinde saklıyan Selâ- nik) in, (meşrutiyetin kâbesi) oldu- ğunu iddia ediyorlardı. Evvelâ, çok pesperdeden başlıyan bu münakaşalarda, bilhasaa gahısların tesirleri vardı... Manastır ittihatçıla « r; — Meşrutiyet ilân edilir edilmz, or- taya bir (Enver Bey) çıkardınız. Bu Enver Bey, meşrutiyetin ilânında ne günün birinde, cemiyetin mevkiinin sarsılacağından endişe ediyorlardı. iş gördü?.. Ne fedakârlık etti ki; onu bir (put) gibi meydana çıkardınız. Bütün halkı, kendisine taptırmıya baş- ladınız?.. Eğer cemiyete mutlaka bir sembol İâzımsa; işte, Niyazi.. İşte, E- yüp Sabri... Bunlar kâfi değil mi?... Bu iki fedakâr arkadaş, istibdat hü - kümetini resmen protesto etmek için silâhlarına sarıldılar. Dağlara çıktılar. Üzerlerine gelen Şemsi Paşa kuvvet- lerile çarpışmıya hazırlandılar. Bütün cemiyetin yüzünü ağarttılar. Siz, Şem- si Paşayı daha kolay öldürebilecek va» Ziyette iken bunu bile yapmadınız. Hattâ yapamadığınız işi, bize havale etmeyi bile hatırlamadınız... Bereket versin ki, içimizden (Atıf) — izminde cesur bir arkadaş çıktı. Kellesini kol - tuğunun altına aldı. İleri atıldı. Üç kurşunla, koca bir Şemsi Paşa fırka - sını dağıttı. Diyorlardı. Selânik ittihatçıları ise; — Sizin bütün düşündüklerinizi ve yaptıklarınızı, biz de düşünmüştük. Biz de yapacaktık... Fakat bize mey- —. Ensaf Teşkilâtı için (Baş taralı 1 inci seylada) partide tesbit edilen dilekleri de göz önünde bulundurmaktadır. Parti de bu işe azamt ehemmiyet vermektedir. Bu münasebetle islâhat çalışmalarının esnaf şubesi müdürlüğü ile müştereken yapılması münasip gö- rülmüştür. Müdürlük partinin istedi- ği malümatı en kısa bir zamanda ve- recektir. Bütün bu çalışmalar bittikten son - ra bir esnaf teşkilâtı kanunu hazırlan- ması için alâkadarlar nezdinde teşeb- büslerde bulunulacaktır. Esnaf teşki « lâtı kanunundan maksat esnafı her bakımdan korumak ve faydalı bir u - zuv haline getirmektir. Küçük esnafa kredi temini çareleri de araştırılacak- tir. Bu cihet, mevcut küçük esnafın da- ha iyi işler yapması için esas itibariyle kararlaştırılmış bulunmaktadır. Ay - rıca Esnaf Cemiyetlerinde birde te | dan birakmadınız. Hattâ, bizim kat'i kararımızı almadan Niyazi ve Eyüp Sabri Beyleri dağa çıkardınız. Bizi bu* rada müşkül vaziyette bıraktınız. Be* reket versin ki, biz burada derhal bir dehşet siyaseti takip ettik. İstanbulü şaşırtacak manevralara giriştik. Âdetâ: sizinle İstanbulun arasına; - çelik bif kale gibi gerildik. Ve sonra, ı bir hareketle her taraftan telgraf çektirdik. Abdülhamidi tebdik ettik. Meşrutiyeti ilân ettirdik... Eğer? biz bu faaliyeti göstermeseydik, dağâ çıkan arkadaşlar, hiç bir muvaffakiyet elde edemiyecekler.. Belki de Resnö dağlarında eriyip gideceklerdi. Diye, mukabelede bulunuyorlardı. Gün geçtikçe dedikodu — artıyordu: Kıyılarda, köşelerde sessiz sadasız mü" nakaşalar cereyan ediyordu. Ve bütün bunlar, Manastırın ağır başlı ittihatçi* ları üzerinde bir hoşnutsuzluk bırakir yordu. Çünkü; daha meşrutiyetin ilk günlerinde açılan bu menfi cereyanın: (Arkası var) bir kanun yapılacak avün sandığı vücuda getirilecek — vt ölen esnafın ailelerine bu sandıktan yardımlar yapılacaktır. Esnaf Cemiyetlerinin islâhı sırasın da mevcut teşkilât kaldırılıp esnafın doğrudan doğruya Ticaret Odası es * naf şubesine bağlanması da düşünül “ müş, fakat bu cihetin tatbiki halinde bir çok müşküllerle karşılaşılacağı ak- la gelmiştir . Bu cihet esnaf teşkilâtı kanumunun hazırlanmasından sonra düşünülecek * tir. Bugün Esnaf Cemiyetlerinin yapti* &ı işlerin en mühimmini esnafa dağıt * tığı muayene cüzdanları teşkil etmek" tedir. İktısat Vekâleti de esnaf işlerine 4” zami ehemmiyet vermekte ve bu hu * susta tetkikler yaptırmaktadır. Bü tetkikler de esnaf teşkilât kanununuf hazırlanmasına yardım edecektir. K p ——— ——— ——— Büyük resmigeçit (Baş tatah. | inci sayfada) l Ziyafet çok samimt olmuş, bugün yapılacak manev” nanmış, bütün caddeler, sokaklar, ev-|ralardaki muvaffakıyetlerin - verdiği ler bayraklarla süslenmiştir. Şehir halkı sokaklara dökülmüştür. Mareşal Fevzi Çakmak ve yüksek askeri heyet saat on beşe kadar Kırk- larelinde kalmışlardır. Oradan hareket eden beyet Edirneye akşam saat on - yedide vasıl olmuş, sokaklarda bekle- Bmlalğle a Te kamn gaziklürleni öön üeü karşılanmıştır. İstikbal — merasiminde bandolar, bir jandarma bölüğü, mü - fettişlik erkânı, vilâyet ileri gelenleri, muallimler hazır bulunmuşlardır. Mareşal Fevzi Çakmak ve general ler otomobillerden inince kendilerine şehir namına polis müdürü Suat Tah- sin tarafından «Hoş geldiniz» denil » miştir. Bu sırada binlerce halkin: « Ya- şa, varol» sesleri yükselmiştir. Mareşal askere, talebeye aynı ayrı — iltifatlarda bulunmuştur. Bu merasim esnasında intizam ve inzibat, polis müdürü tarafından mü - kemmel denecek bir şekilde temin edil- miştir. Merasimden sonra Mareşal ve gene- raller İatanbul yolunu takiben doğru Sarayiçi mesiresine giderek bir müd- det istirahat etmişlerdir. Burada kendilerine dondurma ve meyva ikram edilmiştir. Bundan sonra Edirnenin çok gü - zel ve zengin bir yeri olan Ziraat bah- çesine gidilmiş ve misafirlere general Kâzım Dirik tarafından 100 kişilik mükellef bir ziyafet verilmiştir. ösreri Vd ai 2 K bir neş'e içinde hoş bir gece yaşanıl '_' mıştır, General Kâzım Diriğin ihtisasları Manevra neticesi hakkında ihtisas' — larını sorduğum Trakya umum mü ç fettişi general Kâzım Dirik bana şun” j ları söyledi: — Beş gündenberi büyük vanöği raları heyecanla takip etmek nq't&?.' görüyorsunuz ki, taşkındır. Yı'ibjf'N kumanda heyetinin ve ordumuzun gö — ce güni gördüğüm enerjisini ıİlÜ’ edecek söz bulamıyorum. Yarın büyük geçit resmini l—lııkli"ı y yakınlarında yaptıracak olan ordumu” — zün yüksek kumanda heyeti Edir * pelileri de taltif için davet T kabul buyurdular, Şeref ve sevinçlerle dolu olan bi geceyi unutulmaz bir tarih olarak Y 4 şayacağız. Ve yarın sabah saat wt j da geçit resminin yapılacağı yere '*;, birlikte gideceğiz. Trakyanın bütüf — halkı, şehirli ve köylüsü atla, otomo ” — bille ve yaya olarak, büyük bir heye ” canla yüksek küdretin sembolü M ordumuzu görmek için akın akın şim” diden geçit yerine koşuyorlar.» Misafirlerimiz geceyi beleâîd' geçireceklerdir. Yarın sabah erkender büyük — geçit — resminin ynpıwı < Hasköye gidilecektir. Geçit resmi çok muazzam ı:llf—'l " tır. Manevra tenkidi geçit resminde! CZ sonra yapılacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: