9 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

9 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T z 10 Sayfa GiBALİ ZINDANLARI Son Posta'nın zabıta romanı: 65 Demişti. Gâvur Mehmet; cübbeyi, külâhı ve perukayı güzelce bir kâğıda sarmış, kol- tuğunun altına almış. Samuel ile ka - risina veda ettikten sonra, yokuşu ine- rek Karaköye doğru ilerlemiye başla - mıştı, Biraz hava almak ve başındaki ser- Gâvur Mehmedin Yeni Maceraları Diye cevap vermişti.. Ve sonra: — Benim burada durmam, caiz de- ğil. Hadi içeri girelim de, aldıklarımı birer birer teslim edeyim. Sözlerini ilâve etmişti. İçeri geçmişlerdi... Gâvur Mehmet, aldığı yüzükleri, kravat | iğnesini, al - tın tabakayı, saatle kordonu, altın su- yuna batmış gümüş saplı bastonu bi -| semliği dağıtmak için, Köprüyü ağır a- rer birer teslim etmişti. ğir geçmiş; doğruca Zaptiye kapısına Samuel, bunları alırken birer baha- | giderek, Hüsnü Beyin odasına girmiş- ne ile ışığa tutmuş; kıymetli taşların|ti âdi taşlarla değiştirip ( değiştirilmedi- gini gözden geçirmişti, Ve, böyle bir şey olmadığına kanaat getirdikten son- ra: — Vallahi Mehmet ağa; sapına ka- dar adamsın. Aşkolsun, sana... Nasıl aldınsa, öylece getirmişsin. Diye; kalbinde hissettiği memnu - Diyeti, açıktan açığa söylemekten çe - kinmemişti. Gâvur Mehmet, ayni zemanda âr - kasındaki alafranga elbiseyi de çıkar- mış; alelâde bir ceket, pantalon giy- miş; başına da kelıpsiz bir fes geçir - mişti, — Eyyy, Samuel!.. Şimdi senden ne istiyorum, biliyor musun?.. - — Hayır, Mehmet ağa, — Tabii, bilemezsin. : Onün Serteftişlerin üçü de, orada idi. Gâ- vur Mehmedi görünce, mühim bir ha- ber getirdiğini zannetmişler; ve se - vinmişlerdi... Gâvur Mehmet, otur - duktan sonra, dün gece cereyan eden şeyleri, bütün tafsilâtile nakletmişti. Üç serteftiş; uzun vazife hayatın - da yüzlerce macera geçirmelerine rağ- men, Gâvur Mehmedin anlattığı şey - leri; büyük bir merak ile dinlemişler; — bir memnuniyet izhar etmişler. i, Gâvur Mehmet, söyledikten sonra: — Hadi bakalım. Şimdi burada, mühim bir işimiz var... Şimdi bana, o budala Hırvatı getirtin. Fakat o, oda- ya girer girmez, siz derhal odayı ter- söyliyeceklerini için, | kedin. Sofada gezinin. O, dışarı çıkın- ben söyleyim. cıya kadar odaya girmeyin. O dışan — Söyle bakalım. çıkar çıkmaz da, gene muhafızlarına * — Bir papaz cübbesi. Bir, ortodoks papaz külâhı, Bir de, uzun saçlı peru- ka, Samuel; kulağını kaşımıya; ve dü- şünmiye başlamıştı: . — Ne o, Samuel!.. Fazla düşündün. — Cübbe, kolay. Külâh ta kolay. Uzun saçlı perukayı nerede bulayım diye düşünüyorum. v © » Yazık sana, be Samuel. Altmış senedir, şu Galatanın sokaklarını çiğ- niyorsun da perukayı nerede bulsbi - İeceğini bilemiyorsun. Dur, ben sana söyleyim... Kapıiçi karakolunun kar - şısındaki sokak içinde, kız Lefter is - minde bir berber vardır. papaz olup ta herifi burada tapındıra - - — Bilirim. cak misin?.. Müşir paşa duymasın. — Ona gidersen, bulursun... Çün -| Vallahi bizi, dairenin avlusunda sıra kü onda vardır. Oyunculara kira ile dayağına çektirir. verir. Diyorlardı. — Ben de, kira ile mi alayım?.. Gâvur Mehmet, hiç bir cevap ver- — Evet, Bu akşam geri verilmek ü -|miyor; sadece gülmekle iktifa ediyor- zere kira ile al... Ben, iki saat kadarldu. istirahat edeceğim. Bunlar, iki saat zar-) o Zaptiye nöbetçi çavuşu içeri gir - fında, hazır olsun. miş: — Hiç merak etme, Mehmet ağa.! — Emrettiğiniz mahpus, geldi. Çık yukarı, Rahatına bak. Demişti. Dün geceyi, Amorfiyanın evinde OO zaman Gâvur Mehmet, başına kü» uykusuz ve düşünceli geçiren Gâvur|lâhı da giyerek; arkadaşlarma, par - Mehmet, derhal odasına çekilmiş; ikilmağının ucu ile kapıyı göstermişti, saatlik bir uyku kestirmişti. Ve bul Budala Hırvat odaya girer girmez; uykudan sonra aşağı inerken Samuel | ötekiler, odayı terketmişlerdi. Hırvat, onu merdivenin alt başında karşıla-| ağır ağır etrofina göz gezdirmiş.. Ve imiş: sonra; dalgın nazarları, ayakta duran — İstediklerinin hepsi hazır, Meh-| papaza ilişmişti. met ağa. teslim edin. Hiç kimse ile görüştürül- memek şartile, yerine gönderin, edi. Hüsnü Bey, nöbetçi çavuşunu ça » gırtarak, Hırvatın dört muhafız ara « sında getirilmesini emretti. Çavuş odadan çıkar çıkmaz; Gâvur Mehmet beraber getirdiği paketi açtı, Evvelâ uzun ve kumral saçlı perukayı başına taktı, Sonra da cübbeyi giymi- ye başladı. Gâvur Mehmedin ne yapacağını bil- miyen arkadaşları, hayretle ona bakı- yorlar: — Ne oluyor, Mehmet?.. Yoksa, (Arkası var) | Emlâk ve Eytam Bankası ilânları || Pazarlıkla Satılık Emlâk ESAS No.Si MEVKİİ VE NEV'İ DEPOZİTO 452 Beyoğlun'da Kamer Hatun mahallesinde Topçular sokağında eski 18 yeni 20 No.lı ev(Arsası 463 metre murabbaıdır) ” Sultanahmet'de (o Alemdar (o mahallesinde Yerebatan sokağında eski 6 yeni 28-30 No.lı 219,50 metre murabbaı arsa. Sultanahmet'de (o Alemdar (o mahallesinde Yerebatan sokağında eski 6 yeni 20, 22, 24, 26 No.lı 583 metre murabbaı arsanın 96/100 hissesi, 672 Mevkileri yukarıda yazılı yerler ilki peşin olmak ve kalan yedi taksiti yedi senevi ve müsavi taksitte alınmak üzere peşin veya sekiz taksitle ve pazarlıkla satılacaktır. Pazarlıkla satıldığı surette geri bırakılan yedi taksit için faiz ve komisyon alınmaz. - Talıplerin 18.9.1956 tarihine müsadif Çuma günü saat Onda Şubemize gelmeleri, 5000 Lira 656 ez 657 SON POSTA Son Posta'nın siyasi tefrikası * Prens Sabahaddin Beye zorla söz söyletmek, ve ne söyliyebileceği öğrenilmek isteniyordu. Halbuki o, göze görünmekten bile içtinap ediyordu | İyisi mi, sabrediniz. Hiç olmazsa, on sene daha bir istibdada tahammül edi- niz. Bu istibdadı, biz tatbik edeceğiz. Fakat, sabik idare gibi, size zulmet - miyeceğiz, İhaneti, katiyyen tahak - kuk etmiyen hiç kimseyi, şuraya bu - raya sürmiyeceğiz. Zindanlarda çürüt- miyeceğiz. Cahil bırakmiyacağız. Mek- tepler açacağız. Köylüleri açlıktan ve sefaletten Oo kurtaracağız ; (yollar yapacağız. Komşu devletlerle de hoş geçinerek burnumuzu her şeye sok - mıyacağız. Harp felâketi çıkarmaktan kaçınacağız... Buna mukabil, sizden yalnız bir şey istiyoruz. O da, derin bir süküt... On sene, matbuat bürri - yeti yok. On sene, ( fikir hürriyeti ) denilen (ukalâlık) yok. On sene; jü sınıf ittihatçılar) ın, karşısına geçe-) (Millet bahçesi) nde, (Emirgân - B& meclis, yok, On sene, fırka yok... Am- ma, bu nasıl meşrutiyet, diyeceksiniz. İşte, bu böyle meşrutiyettir. Ve bu meşrutiyetin de böyle olması elzemdir. Eğer, on sene zarfında sizi meşruti yetin hürriyetine lâyık bir hale geti « rebilirsek, ne âlâ.. Bizlere, dua eder. #iniz... Yok eğer vaziyet hoşunuza git- mezse, ikinci defa olarak bir hürriyet ilân eder; bizleri de sabık idarenin a - tıldığı çukura defneylersimz. Demiş olsalardı; çok daha iyi eder- lerdi. Ve.. Bu açık kalblilik ile de, hiç olmazsa etraflarında - gene kendi el - ri ve dilleri ile yapılan - ve günden güne kuvvetini arttıran bir muhalefet çemberi vücuda getirmezlerdi. Nitekim, şimdi bu tehlikeli çembere, prens Sabahaddin Beyin kuvveti de inzimam etmişti. Bu da, pek tabii idi, Zira, ittihatçılarm hakikaten çok bü yük bir hulüs ve hüsnü niyetle hare- «et eden bazı erkânı; prens Sabahad din Beyle hakiki ve samimi bir itilâf e ittihat tesis ederek - meşrutiyete ha zırlanmamış fikirlerin-furkacılık yüzün sen ihdas edeceği tehlikelerin ün seçmiye çalışırlarken; diğer bir züm .< de, prens Sabahaddin Bey aleyhin de, sopa sallamakta devam etmekteler- si. E; bu vaziyet karşısında kim olsa kendisine bir kalkan, bir siper tedarik mek isterdi. setihatçılar; bir taraftan prens Saba uaddin Beyle ittihat ederek, artık (İt anat - Terakki) firması altında müşte seken çalışacaklarını ilân eylemekle ik: Sta etmiyorlar; prens Sabahaddin Be ze; Pariste hazırladığı o parlak ve ca zip programı, kendi dilile yalatmak is- tiyorlardı. Bir taraftan: — Sabahaddin Beyin havvarisi tara- fından şuna buna izah edilen program, memlekette korkünç akisler husule ge- trmiye başladı. (Tevsii mezuniyet) fikri, çok tehlikeli bir surette tefsir e « diliyor. Bu şiçtimai manasından ka - yarak, siyasi bir sahaya doğru ilerli - yor. Her tarafta; rivayetler, telâşlar, heyecanlar baş gösteriyor. Şimdiye ka- dar hiç kimse, milliyet meseleleri üze- rinde münakaşaya girişmediği halde, bu son günlerde ortada; Ermenilik, Rumluk, Bulgarlık, Araplık, müna - fereti kavmiye, husumeti ezel'ye gibi bir takım sözler dönüp dolaşıyor. Ne - reye gidiyoruz?.. Diye bir sual soruluyordu... Ve bu sualin arkasından da: — Prens Sabahaddin Beyi bu ka - dar coşkun bir samimiyetle karşılıyan efkârı umumiye, onu dinlemek isti - yor... Memlekette uyanan dediko - dular, herkese endişe ve telâş veriyor. Ptens Söbahsdein Bey; >meslâği “ ve programı hakkında sarih ve kat'i iza - hat vermeli.. Umumi heyecanı teskin etmeli. Diye, Sabahaddin Beye zorla söz söyletmek; ve ne söyliyebileceği öğ - renilmek isteniliyordu. İttihatçılar Devrinde E MUHALEFET © Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? Ve — so— Yazan: Ziya Şakir ğ Halbuki prens Sabahaddin Bey, söz|pa, kurşun, bıçak meselesi pek o söylemek şu tarafa dursun; göze gö -İdar akla gelmiyordu. Fakat, cemiyeti rünmekten bile ictinap ediyordu. Velpek ucuz satın aldığı (beşinci sınıf if şu anda; ilk defa olarak sahneye çık -| tihatçılar) ın: mıya hazırlanan.. fakat karşılaşacağı) — Yuhal. muazzam halk kitlesinden ürküntü du- yarak kulis arasında büyük bir heye »|kesi; (iki kere iki) nin kaç edeceğin * cana kapılan acemi bir amatöre ben -İden daha kat'i bir riyaziye düsturu “ ziyordu, bi, hesaba katılmak icap ediyordu. Prens Sabahaddin, âdeta halktan) İttihatçılar ise; prens Sal kaçıyordu. Çünkü, karşılaşacağı hal -| Beyi mutlaka şöylece bir halk ile kaf” ka karşı programını serbestçe izah et «İşi karşıya getirmek, onu kısa bir iml tirmiyeceklerini biliyordu. Hattâ, kar|handan geçirmek için sabırsızlık palı örtülü bir şeyler bile söylemek) teriyorlar; münasip bir fırsat bekli * mümkün olamıyacağını hissediyordu. | yorlardı. n Çünkü muhitinde, - artık her biri bi -| Nihayet, akıllarına kurnazca bir fi” rer (Zaloğlu Rüstem) kesilen (üçün-/kir gelmişti. Emirgân k rek bıyık bükmelerindeki mananın ne-| yacıköy İttihat klübü) carafındaf” ye delâlet edebileceğini pekâlâ idrak| (Çırçır harikzedeleri) menfaatine bi eyliyordu... Bütün halkın gözü kendi|müsamere verilecek; (Vatan) piyef” üzerinde olduğu için; sille, tokat, s0-| sahneye vazedilecekti. (Arkası var) —— —————— ——— << Gaziantep Şehri İçme Suyu Tesisat ve İnşaat Eksiltmesi Dahiliye Vekâletinden: Gaziantep şehrine 12.5 kilometre mesafeden su isalesi ve şehir dahilin" deki şebeke için icap eden malzemelerin tedariki ve boru ferşiyatmın icra ile sair mütefetri imalâtın yapılması ve şehir dahilinde iki depo inşası, su 58 atleri ve diğer alât ve edevatın tedariki kapalı zarfla eksiltmeye konulmuş © tur, 1. — İşin muhammen bedeli 249905 lira 59 kuruştur. 2. — İstekliler bu işe ait şartname, Proje ve sair evrakı on iki buçuk irt mukabilinde Dahiliye Vekâleti belediyeler imar heyeti fen şefliğinden alabi" lirler. 3. — Eksiltme 24 İlk Teşrin/1936 tarihine rastlıyan Cumartesi günü »89f on birde Ankara'da Dahiliye Vekâleti binasında toplanacak (belediyel imar heyetince yapılacaktır. 4. — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin aşağıda yazılı teminat “© vesaiki ayni gün saat ona kadar komisyon Reisliğine teslim etmiş olm” ları lâzımdır. A. — 2490 Sayılı kanunun 16 ve 17 inci maddelerine uygun 13745 /i"* B. — Kanunun tayin ettiği vesikalar, C. — Kanunun 4 üncü maddesi mucibince eksiltmeye girmeye bir bulunmadığına dair imzalı bir mektup, D. — Nafia Vekâletinden tasdikli fenni ehliyet vesikası, 7 5. — Teklif mektupları ihale günü saat ona kadar makbuz mukabili de komisyon Reisliğine verilecektir. Posta ile gönderilecek teklif mekt” larının iadeli taahhütlü olması ve nihayet bu saate kadar komisyona &9İ miş bulunması lâzımdır. .eei Bu iş hakkında fazla izahat almak isteyenlerin Belediyeler imâr dağ ir ii ar SN fen şefliğine müracaat etmeleri, (773) (1090) : : - Yes ü Bolu İli Orman Direktörlüğünden Bolu İli Merkez ilçesinde Hudutları şartnamede yazılı kalınca Konur oğlu Devlet ormanından “bir yıl içinde imal ve ihraç olun” ağ üzere,, numaralanmış ve ölçülmüş gayri mamul 1978 metre mi ve 120 desimetre mik'aba denk 3653 adet devrik çam ve 1” metre mik'ap ve 221 desimetre mik'aba denk 927 adet kr köknar ağacı bir ay müddetle ve kapalı zarf usuliyle arttırmıys nulmuştur. ca Arttırma 25/9/936 Cuma günü saat 15 de Bolu Or» Müdürlüğünde yapılacaktır. bedeli 3 — Beher Gayri Mamül metre mik'ap Çamın muhammen 210 kuruş, Köknarın 170 kuruştur. 4 — Muvakkat teminat 450 liradır. 5 — Şartname ve mukavelename projesini görmek isteyenle müddet içinde hergün Boluda ve İstanbulda Orman Müdürlükle e ve Ankarada Orman Umum Müdürlüğüne müracaat edebilirler. gi KAŞE NEOKALMINA 28 kuruşluk muvakkat teminat, Grip - Nevralji - Baş ve diş ağrıları « Ariritizm - name i larile karşılanmak ihtimal ve tehli* | ağı gag

Bu sayıdan diğer sayfalar: