9 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kahramanlık, aşk, heyecan ve macera ——— | SON POSTA KORSANIN KIZI Sn Posta'nın tarihi tefrikası —e0 KÜÇÜK ALİ NEREDE?.. | — Âydın Reis, İspanya “ kıyılarından "”_'lld.ıkıan sonra yolda iki küçük ge- | " daha vurmuş ve aldığı esirleri sor- #üya çekmişti. — Birler: Ç Amiral Portonda on beş gemi ile 'adan döndü ve sizi arıyor. | , Demişlerdi. Ayni zamanda lspanyol ku hakkında malümat vermişlerdi. _Akoam üzeri Formentorada demir- HÜ Zzaman ertesi gün sabah erken- den Cezayire doğru yola çıkmayı ta - ışlardı. Fakat bu akından yalnız yaparak dönmek istemiyordui “ Arasıni. Arıyan mevlâsını da » belhînı da... üyerek İspanyol amiralını bekle - İ Miye karar vermişti. £| | Sabahin ilk ışıklarile beraber gemi *ıılın Aydın Reisin gemisine göz- Nİ Gikmişler, kulak vermişler ve ho- ieket emrini beklemişlerdi. Fakat böy- bir emir verilmiyordu. — Heceyyyy! Reis!.. Gitmiyor mu- .;me daha... Henüz vakti gel - ğ xOtııılıı böyle soruyorlar, bu ceva- alıyorlardı. lar düşmanla karşılaşmak iste - | rlardı. Çünkü gemilerinde, le - kadar da Endülüs muhacirleri | Vardı, Kadın, çocuk, genç, ihtiyar bir j ’:h halindeki bu muhacirler gemi - y ağırlaştırmışlardı. Bu halle harbe k hiç te hoş bir şey değildi. / Vakit geçiyor, hâlâ Aydın Reisten Gnir Belmiyordu. & isler karşıdan karşıya anlaştılar | aŞ İ ikisi Aydın Reisin gemi - | Böçtiler: A — Niçin duruyoruz? Düşman bizi t bastırırsa halimiz nice olur? K Düşman gelsin diye bekliyo « iz her zaman onu ararken şimdi im ayağımıza geliyor. Kaçmak -— ! — Fakat gemiler tıklım tıklım dolu.. A likle manevra yapamayız. Boz- hi Tüha Uğrarız. Muhacirleri Cezayire bı- fikalım _ ve dönüp düşmanla karşılaşa- İ Lâkin şimdi bu iş olamaz. Hem Yol gemilerinin üzerimize gelip K iyecekleri de şüpheli değil midir? | Çbeğildir. Hayreddin Bey bana | Ça verdi, rüyamda onu gördüm, Ba- " KAydın, sen Cezayite böyle gel- | Bezsin. Ziyade şevketle gelirsinn di- . #ırtımı sıvazladı. Kendi elile ba- ÇÜ _hhnızı bir toka giydirdi ve «Aydın bilmiş ol ki sabah gün doğduğu | üzerinize on beş parça gemi | %&km korkma. Allah onları şim- | #ana vermiştir. Düşmanı görme- Böralen Hrlmae ” tüse, ddi ğ tenbih etti. O | o, — Bu bir delilik olur. Hemen yola Wi bahrız. Rüyaya güvenilir mi> M F isler zorluyorlardı. ' %'kıı Aydın Reis onların dedikle - V kabule yanaşmıyordu: S Niçin zorlarsınız. Ayağımıza ge- h':ı:mcn bırakıp gidilir mi? Onlar gemidir. Biz de on beş gemi - ü'&n en büyüğüne çatarım. Siz de qşe çatarsınız. İnşallah zafer bi- iyordu. —n' sözler de reisleri kandıramayın- YÖzü kısa kesmek için hemen sabah Mazına durdu. memnun olmuyorlardı. Aydın buna aldırmıyordu. Onun dedik- entlerin aralarında — yayıldıkça bazıları ll bilmiyor. Mi? Yaptığı yetmemiş gibi bir de | ,.ıî-ıe. giki eventler de bu bakla - S b ıi Bu halle düşmana ça- k taslıyor. Gelecek kısmet var, Bizim kendi halimiz yaman... hık gibiyiz. Bir.de kısmet bek- Bd ei Yazan : Kadircan Kaflı Diyorlardı. Dedikodu epeyce ilerliyordu. Nere- deyse leventler ayaklanacaklardı. Fakat Aydın Reis namazını bitirip te elini yüzüne göl üğü sırada İl - yas Reisin gemisi bütün — hızile ona doğru gelmiye başladı. Bu gemi dün akşamdanberi açıkta karakol geziyor- du. Aydın Reis sevinçle kalktı: — İşte beklediğim haber geliyor. Dedi. İlyas Reis düşmanın geldiğini ha » ber verdi. Türk amiral gemisinin is - kelesine geçti. On beş İspanyol gemi - si de göründü. Rüzgâr üstünde idiler ve şimalden esen bu güzel rüzgârla yel- kenleri şişirmişler, dosdoğru Türk fi - losunun üstüne geliyorlardı. Bu Akşamki Program İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12,30 - 12,50 : Plâkla Türk musikisi; 12,50 - 13,08: Havadis; 1305 - 13, 25: Plâkla hafif müzik; 13,25 - 14,00: Muh - telif plük neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,30 - 19,10: Çay saati - Dans musikisi; 19,30 - 20,/00: Çocuklara ma- sal. (Mesud Cemll terafından); 20,00 - 20,20; Türk müsiki heyeti tarafından klüsik eser - ler; 20,40 - 21,00: Münir Nureddin tarafından ||| halk şarkıları, 21,00 - 21,80: Plâkla keman solo : (Kraysler tarafından çalınmıştır.) Dans Slave; plükla piyano solo: (Jorj Bert- ran tarafından çalınmıştır); 21,30 - 2230 : Stüdyo orkestrası: 1 « Ouverture: Fleder ü Mmaus; 2 - Ballet: Esmeraldo... Drigo, An - dante, Valse lent; 3 - Puccini; Tosca (parça- lar); & — Dvorak: Dans Slaye No: 10; & - Haydan: Menuet; 6 - Kalman: Maritza (par- çalar); 22,30 * 23,30: Anadolu ajansı haber- leri. BÜKREŞ 630: Sabah neşriyatı, 13,90:>13: Plâk ve hâber servisi, 19,05: Radyo orkestrası, 19,50 Aktüalite, 20,20: Konferans, 20,40: Litvanya || ve Finlandiya musikisi, 21,15: Posta kutusu, 21,380: Kemdn musikisi, 22,05: — Şarkılar, 22,30: Haberler, 22,45; Radyo salon orkes - trası BELGRAD 18: Macar şarkıları, 19: Konferans, 10,30: Piyano - garkı, 20: Konferans, 20,30: Plük, 21; Dış siyasa, 21,40: Haberler, 22: Opera or- kestrası, 23,30: Cazbant, 2410: Çigan mu - sikisi. BUDAFEŞTE 17,15: Askeri konser, 18,10: Senfonik plâk- lar, 19: Konuşmalar, 20: Küçük radyo or - kestrası, 21,380: Konuşmalar, 22: Şopenin e- serlecinden konser, 22,30: Oda musiki triosu, 23,25: Musiklili konuşmalar 23,45: Dans mu- sikisi nakli. VİYANA (49,4 metro kısa dalga) 18: Bir restam nez- dindeğ reportaj, 18,45: Düo ve trlo must - kisi, 19: Konuşmalar, 20: Haberler, 21.10: Köru koönseri, 21,3ö: Mizah, 21,45: Senfonik könser, 23: Hnberler, 2310: Kuartet musi - kisi İSTANBUL 10 Eylâl Perşembe Öğle neşriyatı * 12,00 - 12,50 : Plâkla Türk musikisi; 12,50 - 13,05: Havadis; 13,08 - 19,28: Plükla hafif müzik; 13,25 - 14,00 : Muhtelif plâk neşriyatı. p Akşam neşriyatı * 13,30 - 19,80: Çay ösati- dans musikisi; 19,30 - 20,00: Spor müsaha - beleri (Eşref Şefik tarafından); 20,00 - 20,30: Rifat ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi; 20,30 - 21,00: Safiye ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi ve halk şarkıları; 21,00 - 21,30: Plâkla keman solo : (Yahudi Menahem tarafından çalınmıştır.) La Capri- eoza; Plâkla piyano solo: (Loopold Gudolski tarafından çalınmıştır.) Liebestraum; Plükla şan: Şalyapin tarafından söylenmiştir. Don Kişotun ölümü; 21,30 - 22,30: Stüdyo orkes. trası: 1 - Strauss: Geschicbhten ausden Wi - ennevald (Walzer); 2 - Delibes: Silvia. (Bolo vloli avec oreh); 3 » Granadas: Dansa Eş - pagnolo; 4& - Bizet: Bulte Arleslenne 2; 5 - Lehar: Oh madchen, oh madchen; 6 - Le - har: Elasser » Kind; 7 - Werdenfelser - Landler; 22,30 - 29,00: Anadolu ajansı baber- r Numara : 67 Aydın Reis hemen kumandayı ver- di: — Demiri kes... Demir almak için. vakit gerekti. Halbuki çabuk davranmalıydı. Bunun için demirleri gemiye bağlıyan halat- ları birer balta vuruşile kestirdi ve ile- riye atıldı. Diğer gemiler de ister istemez onun gibi yaptılar. Reislerini düşman kar- şısında tek başına bırakıp gidecek de - gillerdi ya... 'Türk gemileri yelken açamıyorlar - dı, çünkü rüzgâr altında hılmıçlın*lı.i İki filo birbirlerine bütün hızlarile yaklaşıyorlardı. (Arkası var) * Son Posta © Tetanbul Gelir ve Para BORSASI 8B-9.1936 'Türk Devlet Borçları Lira Lira ©6 8 Hazine B. 46,00 TAT.B. 1 24,0 ğ Dahili istikraz 95,75 | 96 14 'T.B. II 22.00 ©o 13 T. B. T21,85 Devlet Demiryolları Borçları Lira Erçani W—gıı Anadola Ivel144,10 Biyas Erzurum00.0)|| Anadolu M —— 45,00 Lira Lira £5.00|| İst, Tremeay 22,50 1 Mark 20 Drahmi 20 Leva 20 Ley Kış. ngı 167,00 126,00 635,00) 170,00) 253,00 25,20 16,00 LK Mübadil Bon. 00,00 Gayri » » 00,00 Altın 550 Mecldiye v0 W.Üı 101,50) 96,S0 | İzmir Türk ofis müdürü vefat etti Türkofis İzmir Şubesi müdürü Ziya Emin menenjit hastalığına tutulmuş, bır_&ı_lf_ı_n:lerık vefat etmiştir. TAKVIM Pısıl © Rumt sene Arabt sene 1862 9 1806 Hızır Ağustos — | Resml gene) 4 1488 127 di ÇARŞAM BA SABAH Mübalâğalı sözler ve rakamlar hoş — görü- lebilir, ancak Mukayese terazisini elden bırakmamalıdır. KREM PERTEY için buna lüzüum — yoktur. O şöhretine daima sadık Kkalmış ve iyi bir kremden beklenen fevaide — dalma müspet cevap — vermiştir, e — — — — Yazan: «A. Tehekhov» . Hastaneden çıkınca Wanda, şimdiye Bir tanıdık.. Çeviren: Faik Beremen Hları korkunç ve taşkındı., kadar düşmediği kötü bir vaziyette bu- | Renaissance barında ve Alman klü « lunuyordu. Ne parası, ne de ynlauak[himde tabiydi; çok harcar ve kadın « yeri vardı. Bu halde ne yapacaklı? Her şeyden önce yegâne serveti olan firuz yüzüğünü gidip rehine koydu.. Buna karşı bir ruble verdiler.. Bir rub- le ile ne alınabilir ki? Bu para ile ne modaya uygun bir bluz, ne büyük bir şapka ve ne de boz renkte iskarpinlere sahip olabilirdi.. Ve Wanda bu eşya - ları almadıkça kendisini çıplak hisse - diyordu. Ve ona öyle geliyordu ki, yal- nız insanlar değil, atlar, köpekler ona bakıyor ve kıyafetinin. külüstürlüğile eğleniyorlardı.. Tuvaletten başka bir şey düşünmü - yocdu.. Yemek yemek meselesi ve ba- rınacak, yatacak yer onu telâşlandır - mıyordu... «Tamdık birine rastlasam, diye dü- |şündü. Biraz ödünç alırdım.. Hiç biri de reddetmezdi.. Çünkü...» Fakat bir türlü tanıdık bir adama rastgelmiyordu.. Akşamüstü Renais - sance bargıda birisine tesadüf etmek zor bir iş değildi ammna bu kıyafetle o- ;nu oraya sokmazlardı ki... | Düşünmekten ve yürümekten yo - rulmuştu. Bir yere olurdu.. Ve son ça- reyi kullanmağa karar verdi: Doğru - dan doğruya tanıdığı bir adama gide - cek ve borç Istiyecek.. Fakat kimin ya- nına? Michanm yanına gidemezdi; onun karısı filân var... Nihayet dişçi Finkeli hatırladı. Yahudiden dönme olan bu a- dam üç ay evvel ona bir bilezik ver - mişti; ve Alman klübünde, bir akşam yemeğinde Wanda ona bir bardak bira |doldurmuştu.. Bu eski ahbap Finkeli hatırladığı için çok sevinmişti. Kendi kendine: «Evde bulmasam da yolur, diyordu. Beklerim.. Gelince her halde bana para verir.. Eğer vermezse vallahi bütün lâmbalarımı kırarım..» | Bu mülâhazayla dişçinin kapısına |yaklaştı. Şöyle bir plân hazırlamıştı; |merdiveni gülerek çıkacak ve yıldırım sür'atile Finkelin odasına girecek ve birden yirmi beş ruble istiyecekti. Fakat — kapının ziline elini uzata- cağı zaman bu proje derhal ka - fasından uzaklaş - tı. Ve genç kadın ilk defa olarak düştüğü bu müş - kül vaziyette, korkmağa ve telâşlanmağa başladı. O, ancak, bar ayyaşları arasındayken |cesur ve yüzsüz olurdu.. Şimdiyse bu fakir elbiselerle, herkesin sakındığı bir dilenci gibi, kendini korkak 've hakir hissediyordu. Zili çalmadan önce, ebelki beni u - nutmuştur bile, diye düşündü, Hem bu kıyafetle onun yanına nası) girebili - rim? Bir bizmetçi, bir dilenci gibl..» Nihayet korku ve heyecanla zile bas- tı. Kapının arkasında ayak sesleri du- yuldu. İsviçreli kapıcıydı.. Wanda soardu: — Doktor burada mı? Eğer kapıcı (Hayır) diye cevap ver- İseydi daha ziyade memnun olacaktı. |İsviçreli onu” içeri alarak mantosunu astı.. Merdivenler ona çok lüks ve ha- rikulâde görünüyordu.. Bütün bun - lardan başka en çok nazarı dikkatini celbeden şey büyük bir ayna oldu. Bu aynada üstü başı perişan biri vardı.. Başında büyük şapkası ve modaya uy- gün blüuzu ve böz yenkte iskarpinleri İyoktu. Bu kadar fakirane bir şekilde giyinmiş olması Wandaya garip geli - yor ve kendisini bir terzi veya çama - şırcıya benzetiyordu. Bu halinden u - tanmış, cesaret ve arsızlığı silinmişti.. Dişçinin hizmetçisi onu karşılıyarak muayenehaneye sbklu ve: — Doktör, şimdi gelir, dedi, buyu - runuz, olurunuz.. Genç kadın kendini yaylı bir koltu - ğa atıverdi; ve şöyle düşünmeğe baş- ladı: «Ona derim, ki, bana borç para ve - riniz!,, Madem, ki beni tanıyor, her hal- de verir. Fakat şu hizmetçi kadın oda- dan çıkmalı. Onun yanında istemek tu- haf olur.. Hem burada ne bekliyor 0?..» Beş dakika sonra kapı açıldı, ve es- mer tombul yanaklı, tepe gözlü, koca yahudi dönmesi Finkel göründü. Göz - Jeri, yanakları, karnı, kocaman bacak- e dükkel n nni ğleiik Yarınki nushamızda : Bir saat geri Yazan : Ismet Hulüsi IMSET ların şakalarına tahammül ederdi.. Me- selâ bir akşam Wanda onun başına bira döktüğü zaman yalnız gülmüş ve pare mağile ona hafifçe dokunmuştu.. Fa e. kat şimdi sert ve çatık bir çehresi vare dı. Bir şefmiş gibi soğuk ve azametle ağzında bir şeyler çiğniyordu. Wandaya hiç bakmadan sordu: — Ne istiyorsunuz? Genç kadın karşıda duran ciddi yüze lü hizmetçi kadına, bir de onu artık tae nımadığı muhakkak olan koca Finkele baktı ve kızardı. Sonra: — Diş... Dişlerim ağrıyor.. diye ke « keledi. — Hangi dişleriniz? Nerede? Wanda derhal çürük bir dişi bulune duğunu haâtırladı ve: — Sağdaki.. dedi.. Aşağı tarafta.. — Ağzınızı açınız bakayım.. Ciddi bir tavır takınarak ve nefesini tutarak hasta dişi muayeneye başladı. — Ağrıyan diş bu mu? diye sorarali dişe demir bir pensle dokundu. Genç kadın yalan söyliyerek: — Evet o.. diye cevap verdi.. Bir ta« raftan da kendi kendine: «Kendimi ha« tırlatsam, her halde beni tanır.. dedi, Fakat şu hizmetçi kadın.. Neden git « miyor buradan?..» diye söylendi. y Finkel birden, lokomotif gibi ağzı e nın içine üflemeğe başlıyarak: — Doldurtmanızı tavsiye etmem, de« di. Bu dişten artık size hayır gelmez. Dişi biraz kurcaladıktan ve tütüm kokan parmaklarile Wandanm diş cte lerini ve dudaklarını karıştırdıktam sonra dişçi, genç kadının ağzına so « ğuk bir şey kaydırdı.. Wanda birdent müthiş bir ıztırap duyarak bağırdı ve Finkelin kolundan tuttu.. , Dişçi söylendi: — Bir şey değil. Bir şey değil.. Korlâ. mayın.. Zaten bu dişten size hiç biş fayda yoktu. Biraz kahraman ol canım.. Ve tütün kokan kanlı parmaklanr Wandanın gözü önünde sökülen dişi &e tarken — hizmetçi koşup ağzının al « tına bir küvet koydu. Finkel o vakit dedi ki: — Artık ağzı « nızı evde soğulk suyla çalkarsınızj kan kesilir.. : Finkel, bırakıp gidilmesini ve ken « disinin yalmız ve sakin bırakılmasını arzu eden insanlar gibi duruyordu.. Wanda kapıya doğru gidetek: — Adyö, dedi.. Fakat dişçi gülerek sordu: — Vizitayı kim ödiyecek? Genç kadın hatırlar gibi: — Ha... Evet... dedi. Ve kızararak döndü; rehin mukable linde almış olduğu bir rubleyi verdi, Sokağa çıkınca daha fazla mahçup ol e muştu. Onun bu şimdiki utanması, nG fakirlikten ve ne de modaya uygun cce keti ve şapkasının olmamasından de » ğil )r ve hem de kan KUDN leke, ona kendi - fena ve zor - mı, karşılaştığı ve yarın da gene ölün « ciye kadar karşılaşacağı hakaretleri ha- tırlatıyordu. «Ahl. Ne müthiş ve ne korkunç şeyl..» diye düşündü.. Neticede Wanda ertesi gün Renais « sance barında dansediyordu. Büyük ve kırmızı bir şapkası, yeni ve modaya uygun bir ceketi ve boz renkte küçük iskarpinleri vardı.. Ve Kazandan gel « miş genç bir tüccar onu akşam yeme « ğine davet etmişti.. Devlet demiryollarının Bir aylık nakliyatı Haziran ayı içinde Devlet Demir « yolları İdaresi 55,846 liralık yolcu, 42197 liralık Mes sajeri, 141156 İiralık seyri seri, 1027864 liralık seyri hafif muamelesi yapmıştır. 7,662 liralık ta muhtelif nakliyat müuamelesi yapılmıştır. Bundan başka 41,960 liralık Hay « darpaşa limanından, 17308 Derince li- manindân ve 2658 Jiralık ta Aksancak iskelesinden nakliyat yapılmıştır. z ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: