20 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

20 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e “Sayfa — —— Hergün 'Hayatı yüzde otuz Ucuzlatacağız! Nakil Vasıtalarını ucuzlatacağız!,| - İsmet İnömü - Muhittin Birgen öteden- Yazan: © kusadi meselelere karşı beri büyük bir alâka gösteren| Başvekil İsmet İnönü, benim, dertle- Tini çok iyi tanıdığım ve dokuz sene meseleleri içinde yuvarlandığım, Gar- bi Anadolu vilâyetlerinde bir tetkik seyâhati yaparken Nazillide halka hi- taben bir nutuk söylüyor. Ve bu es- nada birtakım mühim meselelere do - kunurken bize birkaç iyi haber ve- riyor: — Kanwmt yollarla hayatı yüzde 25- 30 derecesinde ucuzlatacağız ! Diyor. Tuttuğunu başaran, verdiği - sözü tutan ve bütün bunları yapmak için de inatçı bir takip fikri ile işi, ica- bında bütün teferrüatına kadar bizzat takip eden bir devlet adamının söyle diği bu sözleri memilekette âdeta bü- yük bir inkılâbın ilk adımı olarak te- 1âkki etmek caizdir. Çünkü, Türkiye, hakikaten çok pahalı bir memlekettir. Belki bizdeki eşya fiyatları, bilhassa bunların yiyeceğe ait olanları, Avru- padakilere nisbetle pek te pahalı gö- rünmez. Fakat, umumiyetle memieket fiyatlarını, bu memleketteki — iktısadi hareketlere ve ezcümle halkın vasati gelirine ve Türkiyedeki para hacmi "le bunun devir hareketine nisbet ettiğimiz zaman pahalılık bütün ş tile göze çarpar. Bu pahalılığı kaldırmak, mem>- Jekete geniş bir nefes aklırmak ve ©- nun istihsal kudretini arttırmak de - meklir. Madekmi Başvekilimiz buna karar vermiştir, bu onu yapacak de- mek olur. Bunun için, tedrici surette Doktor olmak ist eden bu ihtiyar adam ha- yata yeni atıldığı zaman bu mesleği seçmiş değil- di. du. Bir kalınca du, mesi ğe kara A SON POST îlResimii Makarl; b lli Bu adamın muvaffa - kiyetsizliğinin sebebi sık sık hedef değiştirmiş, her değiştirişinde de dört beş sene kaybetmiş, a - zimsiz kalmış olmasıdır. yor- imlihanda geri mektebi güç bul- leğini değiştirme- r verdi. Mühendis olmıya ka - Yar verdi, onu da yapa - madı, avukat olmiya te- şebbüs cetti, onu da p rim birakmak mecburi - (söz Memleketi denize Gömülen hükümdar Karolin adalarını bilirsiniz... Bun- lar ufak ufak şeylerdir. larda dünya yüzünde harp — tehlikesi arttıkça, biraz parası olan insanların boş adalar satın alarak inzivaya çekil- diklerini de duymuşsunuzdur. İşte bu adamlardan biri 60,000 İngiliz — Krası sayarak Karolin adalarından bir tane- sini satın almış, oranın mutlak hü- kümdarı sıfatile işe başlamaya hazırla- Son zaman- ARASINDA ) —— Japonyada sakallılar N HEHG!)H_!I_R FIKRA || Cemiyeti kuruldu Yağma yok! Harbi umumi içerisinde, iaşece en çok sıkıntı çekildiği anlarda idi. O vakit Bahriye nazırı bulunau Cemal Paşanm, eşine dostuma ter- sane ambarından bol bol erzak ver- dirmekte olduğunu haber alan Bo- razan Tevfik, tab'an gayet müs - tağni olduğu halde, izzeli nefsini yendi ve günün birinde paşanın Japonyada sakalblar — aralarında K Hedef değiştirmeyiniz! B | — hayatı ucuzlatıcı birtakım todbirlerin (İnıyormuş. Bir gün motörüne binip te biribiri arkasına alınmakta olduğunu 'mülkünü görmeğe gittiği zaman ada- - görmekte gecikmiyeceğiz. İnan yerinde yeller estiğini görmşü. Et- karşısına çıktı. İhtiyacından — bahsederek, bir miktar öteberi verilmesi ricasına karşı, Cemal Paşa: — Veremem, Tevfik Bey, yağma yok!. Deyince, yese düşen zavallı Bo- FAzAN: — Ya! Acayip paşa hazretleri!. Size ve arkadaşlarınıza yağma var| da, bize gelince mi yok? Teessüf e- derim! Cevabını verdi ve odadan çıktı. toplanarak bir cemiyet kurmuşlar. Ve başlarına da gene sakalı ile maruf biri- ıair.i_ getirmişlerdir. Reis olan zatın is- mi Habijia Koto'dur ve 72 yaşında- dır. Sakalının boyu bir metre yetmiş beş santimdir. Hobijio Koto seyahat ettiği zamanlar sakalını bir torbaya koymakta ve boynuna asmaktadır. Cemiyet Sakal lehine — propaganda yapmakta ve kongrelerini Tokyoda toplamaktadır. İngiliz doktorlarının her sene * Başvekil İsmet İnönü, bize şunu da anlatıyor : — Paramızı düşü paramızın düşmem gelecek birtakım eşyanın olmasını temin edece İhracatımızı arttırmak için de istihsalâtı ucuzlat - mak yolundan gireceğiz. Hakikaten paramızı düşürmemekle hariçten malı daha ucuz almamıza im- kân -vardır. Eğer ayni zamanda mem- lekette hayatı ucuzlatmak suretile is- tihsal maliyetini de düşürmeğe çare bulunursa o zaman es bir iktısadi — kalkınmanın temelleri kurulmuş bu - kunacaktır. Bütün bunlar hakikaten iktısadi bir inkılâp arifesinde bulunduğumuzu gös terecek derecede mühimdir ve bize bu kadar güzel haberler veren Baş - / vekilimize ne kadar teşekkür etsek az- dır. * Beni bilhassa sevindiren sözlerden biri de memlekette mazot ve benzin fiyatlarının pahalı olduğunu Başvekili- mizin ağzından işitmektir. Mazot bir dereceye kadar su götürür, fakat ben- zin çok pahalıdır. Devlet Demiryo'ları- — 1nin bir zamandan beri yaptığı esaslı tarife tenzillerine rağımen dahi mem - lekette hareket, nakil pahalı ol - — Makta devam ediyor. Bunun için sade mazot ve benzin değil, son defa biraz tenzilât yapılmış olmasına rağmen, kömür fiyatlamın da ucuzlatılmasına ihtiyaç vardır. — Belçikayı büyük Avrupa devletleri arasındaki mücadeleden hariç kalma- n Avrupada münakaşa edilmekte olan — nutkunda yeni harplerin motör ve gaz | harpleri olduğunu ve harbin teknik va- sıtalarının halen değişmiş ve herşeyin motörleşmiş olmasını en başta göster- Miştir. Ayni zamanda büyük bir asker olan Başvekilimizin motörsüz ve mo- /| törcüsüz bir memlekette motörlü bir /— harp yapmanın imkünsızlığını bizden evvel görmemiş olmasına imkân yok- tur. Bunun için mazotun, benzinin ve /— hattâ kömürün yakında ucuzlatılma- | sına ait kanunt tedbirlerin alınacağın- — dan artık şüphe etmiyoruz. y * Bu noktada benzine ispirto katma — Mneselesini de Başvekilimizin hazırla - rafı aramış, bulamamış. Meğer ada ta- |bil hâdiseler neticesinde batmışmış. A- |damcağız şimdi verdiği paraya ve kay- taç ve tahtına ağlıyormuş. Tek boynuzlu öküz Mitolojinin tek boynuztlu bir öküzü İwardır. Bunu herkes işitir, kitaplarda İne olduğunu okur da mahiyetini bil- mez. Amerikada Maine — üniversitesi İpıofnöılerînden Franklaine Dove ye- ni doğmuş bir dananın boynuzlarını çıkararak, alnının ortasına aşılamış, aradan iki sene geçmiş. Şimdi o boy- nuz büyümüş ve alnının ortasında in- kişaf etmişmiş. Bir at canbazhanesi kumpanyası bu öküze yarım milyon dolar para verme- ği teklif etmiştir. mış olmalarını çok arzu ederiz. Benzi- ne yüzde kırk derecesinde ispirto ka- rıştırmak için lâzımgelen tertibat ve teşkilâta Türkiye bir an evvel başla- malidır. Muhtelif memleketlerde tat - bik edilen bu usulün bizde de tatbikı hem kolay, hem iktısat, hem de milli müdafaa bakımlarından fevkalâde iay- dahdır. Memlekeğmizin zirai iktısat hayatının muhtelif hareketleri ile do- kuz sene mütemadiyen meşgul olmuş naçiz bir Türk sıfatile söyliyebilirim ki benzin fiyatının litresi, 20 kuruş ol- duğu zaman buna karışacak ispirto bu memleket mahsullerinden müstahsili memnun edecek bir fiyatla pek güzel istihsal edilebilir. . Bu yoldan gidildiği takdirde mem - lekette eter istihsal etmek işi de hiç- | ten bir himmetle kendiliğinden halledi lir. * Mademki Başvekilimiz bu meselele- ri ortaya atmış ve bunları halledeceği- ni söylmiştir. Şu halde, bunlar yapila- cak ve memlekette büyük bir iktısadi inkılâp mutlaka tahakkuk edecek de- mektir, Muhittin Birgen kazançları Geçenlerde Londrada ölen meşhur doktor Lord Moynihan — çocuklarına üç milyon iki yüz elli bin İngiliz lirası örvet bırakmıştır. Moynihan bu rakamla doktorların servet rekorunu kırmış — değildir. Bi- rincilik Liverpool'la bir göz doktoru- nundur. O doktor iki evlâdına 5 mil- yon İngiliz lirası berakmıştır. İngiliz doktorları parasızlıktan şi- kâyet etmiyorlarmış. İngilizce bilmeyen adam İngilizce ders verebilir mi? Fransızların meşhür. — muharrirle- rinden Giraudoun bir aralık çok para- sız kalmıştı. Geçinmek üzere hususi ders arıyordu. O sırada bir arkadaşı cahil bir ailenin bir İngilizce hocası aradıklarını kendisine söyledi. Girau- doun çok parasız kaldığı için İngilizce bilmediği halde dersi kabul etti ve ço- cuklara İngilizce niyetine Almanca - kutmağa başladı. l İhi hirsızı Nakavi eden Güzel kız | " İmükdümet Almanca — konuşuyorlar- Mis An Teridan isimli bir Ameri-| mış. kah kız, yalda giderken iki serserinin| -Boykot kelimesinin aslı? taarruzuna uğ: & Ban B aa aa D aLE | — (Böykot) kollmesinin . pe denek yumruk aşkeden genç kız bunları, na- olduğunu hepimiz biliriz: Bir işi yap- kavut etmiş, hırsızların ikisi de bayıl- mamak, iş_e el sürmemek ilâh... manâ- mışlar, polie de kendilerini yakalamış. larına gelir... Kelime beynelmilel bir Bu vak'a gazetelere aksedince, mahiyet aldığı için hemen her Misanda film kumpanyalarından biri genç kızı daima ayni manâda kullanılır. Halbuki gayet yüksek bir maaşla ve bir polis| Boycot tıpkı Ahmet, Mehmet gibi bir filminde baş rolü yapmak üzere anga- | insanın ismidir. Bu adam 1880 sene- je etmiştir. sinde bir çiftikte kâhyalık etmiş ve Yakalanan serseriler polise verdikle-| mal sahiplerinden gördüğü zulüm ü- ri ifadede: zerine vazifesini terketmiştir. Bu ta- — Biz çoktan kaçardık amma, ney-|rihten itibaren de boykot kelimesi bil- leyelim ki, kızın güzelliği karşısında|diğimiz manâda kullanılmağa başlan- apıştık kaldık.. demişlerdir . mıştır. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Ankaradan haber verildiğine güre : «Bir zat Adliye Vekâletine başvurarak Vekâlet binası- nın işgal etmekte olduğu sahadan bir kısmının kendisine İSTER ait olduğunu söylemiş, ve bu kısım üzerinden Vekâlet bi- nasının yıktırılarak arsasının kendisine teslim edilmesini istemiştir.» İNAN İSTER İNANMA! Mesele anlaşıklığı zaman çocuklar | — Biinciteşrin 20 Sözün Kısıl Balık yerine pantalon: E. Talu imanda duran vapurların L den denize bir olta sarkılE ğını gören bir gümrük muhafazâ * müru ber nedense şüphelenerelke tayı yukarı çekince bir de bakmli ucunda balık yerine bir pantal0f kılı.. Bu beklenmedik avın a:plerinı de karıştıracak olmuş Kki, ne bulğ Tam altı kilo esrar'. Hikâyenin alt tarafını tahmin €& güç değildir: Zabıt varakası, Ş mahkemesi, mahkümiyet ve saiffğ Merak ettiğim bir şey varsa, © olta sahibinin kendini nasıl müdf ettiğidir. Bu münasebetle Nasi Hoca merhumun bir fıkrasın: hâ! dım: «Hocanın bir gün canı zerzevat yeğ istemiş. Çarşıdan alacak parası ne yapsın? Koltuğunun altina böf çuval kıstırmış, köyün dışarısındâı üstünde gözüne kestirdiği bir bösl gitmiş, Etrafını kollamış: Bazı tenha. O da hemen eline ne geçliğ Lâhana, havuç.. Söküp söküp daldi muş çuvala, 'Tam bu esnada bostan sahibi gelmiş ve hocayı cürmü m i rinde yakalaymca çıkışmış: — Ne arıyorsun bürada, be adalffi Hoca cevap vermiş: — Beni buraya fırtına attı. — Peki, Lâhanaları, havuçlart diye yoldun? İ — Ben tutunmak istedikçe, elifi kaldı.. — Buna da peki. Ya, çuvalırı $ kim koydu? Hoca, aptal bir tavır takınarak: — İşte, demiş, buna sen de şa$ı de şaşayım..» Bizim esrar kaçakçısı bu hikâf bilmiyor idi ise, muhakkak ki yi Ne dersiniz? —üinmama ee meameeme eee Biliyor musunuz ? 1 — Lâmartine kimdir?. R 2 — Avrupadaki yedi sene harbi f dir?, Ne zaman başlamıştır. 3 — Çuşima deniz harbi h let filoları arasında yapılmıştı: filolara kimler kumanda etmişlerü (Cevapları Yarll o Dünkü Suwallerin Cevapları: | — Parisin meşhur Notre dam€' Pazjs kilisesi 773 sene evvel yaplif tır. 2 — Madam Roland Parisli yüke ,#ileye mensup bir kadındır. 4 3 — Tarihte Mezopotamya 4rilen ve büyük bir medeniyete yolan yer Iraktır. Bir sabun sergisi 1937 Paris sergisi hazırlıkhf.' vam ederken 1877 de Trocadero TÜ sergide vukua gelen hâdise mıştır. O tarihte serginin müdürü sori 5 zırlıkları yapmak üzere - ortalıktâ © laştığı zaman meşhur bir İngiliz 447 firmasının serginin dörtte üçünü *Ü etmiş olduğunu görmüş. Müdür © , mana kadar, bir çok talebeleri de T5 detmiş imiş. Bu vaziyeti görüne” halde sinirlenmiş, bu olamaz rikanın mümessiline çıkışmış. ” İş davaya binmiş. Mesele b gazetler hâdiseyi yazmağa ve sabun fabrikası bu suretle — Şab reklâm yapmış. Rivayete mazar? . v rika hâlâl o reklâmın ıns:'* t

Bu sayıdan diğer sayfalar: