23 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Saçların Güzelliği özelleştirmek ne ondüle, k yaptırmak, ne de boya - Saçları gi zelleştirmek tırmaktır. Hasta saça 1z, ne kadar boyasanız nafile... Saç, parlamak, kıv- rilmak ve güzelleşmek için kökünden kuvvet almalıdır. Bunun için yapılacak şey şunlardır: Her akşam yatmadan evvel saçiarı- nızı iyice t nız. Ve yumuşak bir fırça ile evvelâ ön, sonra yan saçları- nızı iyice fırçalayınız. Arka saçları yu- karıdan aşağı fırçalamak kâfi değildir. Başınızı yere doğru eğerek fırçayı saç- ların diplerinden ucuna kadar bir kaç defa sıkı sıkı geçirmelisiniz. Bu fırçalama saçları gündüzün toz ve kirinden kurtarır. Yağlı bir (losyon) la birkaç günde bir akşamları saç diplerinizi oğmalı - sınız. Losyondan elinize biraz döker, parmaklarınızın uçlarını saç araları - na sokar, ğ z. Vücudumu - orları sağlam miye ihtiyacı vardır, Beslenmiyen sâ kırılır, parlaklığını kaybeder ların ikiye bölü Yarından İleri gelmektedir. hhatini bu şekilde koru - ya sarı rengi ne olursa olsun güzelleşmemel: tur. Denilebilir ki en güzel saç en çok sıhhatte olan saçtır. En güzel kuvafür hangisidir? Zaman zaman saç modası değişir. Bazan bir yıldız, yahut artist ruhlu bir kadın saç- larını yeni bir şekle sokar, Öleki ba - yanlar bunu görür beğenir ve tatbil der. Halbuki bir kuvafür ne kadar zel olursa olsu her çehreye yaraşmaz. En güzel kuvafür, yüze en çok yara - şandır, Bunun için hattâ icap ediyor- sa modayı da feda etmelidir. Uzun saç abilir. Yüzünüze uzun yaraşmıyorsa aldi yınız. (o Saçları fazla kıvırmak bir başkasına yar: bilir. Size gitmiyorsa taklit etmeyiniz. Her bayan için en son moda ve en gü- zel saç tuvaleti yüzüne, giden tuva - lettir. Bunu hiç unutmayınız. ine imkân yok-| | Yilin Bu bluz, örülüp iş - lendiği zamün resim dekinden çok daha gü- zel olacaktır. Tayyö - rTünüzün renginden yünle örer, üstündeki brodeyi. açık renk yünlerle ( yaparsını Resimdekinin o rengi lâciverttir. Brodesi Kırımızı, yeşil, beyaz yünlerle yapılmıştır. Örgü Kollarla vücudun roba kısmı düz örgüdür. (Bir sı - ra bütün yüz, bir sıra bütün ters, ve niha - "yete kadar hep ayni şeyin tekrarı.) Bedenin robadan â - şağı kısmı çok kolay bir fantezi örgü (10) tane yüz örgü ö- rüldükten sonra bir tane ters örgü yapıl » mış, sonra “hep (10) yüz örgü, (1) ters ör « gü... İlk sıra böylece bitince ikinci, üçüncü ve bütün sonra ki sıralarda da (1) tersin üzerine (1) ters, (10) yüzün üzerine (10) tane yüz örgü örülecek. Etekte lâstik yoktur. Bluza bu da bir başkalık vermiştir. Önü vobanın bittiği yere kadar açık bırakılmıştır. Yaka dört köşe, kapa - lıdır. Öndeki açıklığın ve yakanın ke SON POSTA mm narına kırmızı yünle ilik geçirilmiştir. Ters yüz örgüden yapılmış bir parma eninde bir şeritle önde ufak bir İfiyonga yapılmıştır. Bu, bluzun baştan geçmesini temin ediyor. Kollar, yerine bol olarak geçirilmiştir. Dirseklerin üz erinde daha ziyade boldur. Kol ağzı (elbiselere konan) lâstikle büzülmüşt ür, Raglan kollu Bir manlo Raglan kollu manto. Bu martonun bütün şıklığı kol- larındadır. Üst - ten geçirilen bir larda raglan bol; olan kolları bileklerin üzerin- de tamami! Yaştırıyor. yaka, kapalı ufaktır, Önde ü ülü rdan eteğe ka bü - tün beden düz ve vücuda kaç parçadan ya- pılmıştır. Alt ta - rafları ağız- ları geniş ve bol. Sentür O arkada dar, önde geniş ve yuvarlak. Ufak bir toka ile açılıp kapanıyor. Sade ve pra- tik bir mantodur. Her gün için rahat rahat giyinilecek şık bir sokak kıyafeti istiyen bayanlara tavsiye ederiz. Kürk ve fötrden yapılmış bir şapka Sivri tepeli bir şap - ka. Kenarına Kürkten geniş bir band geçiril- miştir, Tepesi fötrden- dir. Yanından sarkan ince kordelâ kadife - dendir. Çok genç ve bilhassa şapkası çok 0- lan bayanların istifa » de edebileceği orijinal bir modeldir. Bu bi - çim şapkalar bu sene çok modadır. Uzun kürkle giyile- bileceği gibi, kürk ce- ket ve tayyörle de ga- yet iyi gider, Bu tarz şapka giyenlerin saç - larını şapkayı güzel gösterecek tarzda ar - kaya doğru taramaları ve kulakları dışarı - da bırakmaları; icap e- der. Kadifeden yapılmış Şık bir elbise Fantezi kedifeden öğleden sonra el- bisesi. Yaka, gö- üs, ve kollar çok| yenid Yaka:| Önde yuvarlak ve hafifçe dekolte - dir. İçinden ayni kadifenin amal dan yapılmış u -| İ fak bir jile & nüyor. Arka ya « ka diktir. Ortası sivri olarak ge -| riye çevrilmiştir.| Korsaj, bolero | şeklindedir, Jup - tan on santim yu. karıdadır. Arası - na beyaz fantezi| kadife geçirilmiş-| tir. Bu şekil sar ki boleronun al - tmdan beyaz ka - difeden bir bluz giyilmiş (hissini Ve göze çok hoş görünü «| yor. Boleronun ö- nü yuvarlak bir toka ile gi n üzerinde . toplan- mıştır. Kollar dir-| seklerde boldur.| Dirsekten itiba - ren, kolun dışın-İ da başlıyan bir banda büzülerek dikilmiştir. Bu su - retle bilekler sıkılarak dirseklere fazla bolluk verilmiştir. Jup ayrı değildir, Robun yukarısına ji merbuttur. | YEMEK BAHİSLERİ | Vanilyalı tatlı (4) yumurtayı İçine yarım kilo si parçacık limon tuzu ilâve ediniz Ya kalıplar içinde, yahut doğrudan doğruya .yağlanmış bir tepside pişiri niz, (Tepsi kalıplar içinde ise yarım saat pişirmek lâzımdır). (125) gram şekeri bir ye- mek kaşığı limon suyu ve bir yemek kaşığı su ile kaynatıp kestiriniz. Tep- siyi indirir indirmez üzerine dökünüz. Limon suyu yerine vanilya da kul- lansbilirsiniz. Bu tatlı soğuk veya sıcak iki türlü de yenir. ü- iyice, çalkalayınız. , biraz şeker, bir ye koydunuzsa 3 çeyrek saat,! ——am— ue Tarihten yapraklar: İkinciteşrin B A Bozgunu zafer yapan koca Hızırın kılıcı Koca Hızır elindeki geniş ağızlı ve eğri kılıcın! alabildiğine savuruyor, har yaklaşanı deviriyordu: Nihayet kralın karşısına çıktı, bir vuruşta onu yere sererek Tunaya dayanan Türk orduları şim- di Balkan geçitlerine kadar gerilemişti. İkinci Mura* biribiri üzerine bozgun haberleri almış ve üzülmüşt üşma- na sulh teklif etti ve on ık bir mü- tareke yaptıktan sonra yerine on dört yaşındaki oğlu Mehmedi çıkardı, Ma- nisaya çekildi. Fakat aradan altı hafta geçmemişti ki düşman mütarekeyi bozdu. Papanın vekili Kardinal Sezarini £ üzeri yemin ettiğinin onuncu günü şu hi mü verdi : — Din düşmanlarımıza karşı verilen sözü tulmak borç değil Çünkü Türk devletinin başında bir çocuk vardı. Türkleri Avrupadan çı- karmak için bu ne büyük bir fırsatlı. Zaten Bizans imparatoru da bu fırsata işaret etmişti. Macar, Ulah, Sırp, Alman, Venedikii ve Radoslu şövalyeler hemen toplan- dılar. Macar kralı Lâdislâs ile Jan Hün- yadın kumandası altındaki büyük or- du Balkar dağlarını aşıyordu. Bu or- dunün arkasında eşya getiren iki bin araba bulunuyordu. Hepsi de zaferlerinden pek emin idi- ler. Hemen her gün bir küçük Tük kalesinin düştüğü, bir Türk kasaba ve- ya şehrinin yağma edildiği haber alı- nıyor, bütün bunlar Edirneden başla- yarak Rumeliye dehşet salıyordu. Vezirler toplandılar ve Sultan Mu- radı geri çağırdılar. Murat bir defa daha rahatının bozul- masından sıkılmıştı. Fakat başka ya- pılaca yoktu. Kırk bin kişilik ordu- sunu, her nefer için birer altın vererek Cineviz gemilerile, Boğaziçindeki Ana doluhisarı: karşıya geçirdi. Bu haber düşman ordusuna gelince o çılgın yürüyüş oldukça yavaşladı ve Varnayâ doğru dönüldü, 1444 yılı Teşrinisaninin onuncu gü- nüydü. Ehli Salip ordusu Varna körfezinin Cenup kıyısında “ordu, kurmuştu. Körfezin şimal kıyısında Varna kalesi vardı ve ikisinin arası bataklıktı. İkinci Murat Rumeli askerlerile 'de ordusunu kuvvetlendirerek büyük bir hızla Varna karşısında göründü ve düşmandan dört bin adım uzakta or- dugâh kurdu. Krallar, Kardinaller, Piskopos rer fır ın kumandasını alm Hünyad başkumandan olarak seçilmiş» ti. Renk renk ve büyük bayraklar düş- man cephesinin boyunca dalgalaniyor- lardı. İkinci Murat ise bayraklarından daha öne bir sırık diktirmiş, oraya düş- manların bozdukları sulh muahedesini asmıştı. Böylelikle askerlerinin cesare- tini arttırıyor, düşmanın da âdeta yü- züne tükürüyordu. Harp günü bir rüzgâr çıktı ve Ma- car ordusunun o kocaman bayrakları hep yırtıldı. Bunu uğursuz sayanlar çoktu. Hünyad vakit geçirmeden Ana- dolu Beylerbeyi Karacapaşa kumanda- sındaki Türk sol cenahına saldırdı. U- lahlar da sağ cenaha saldırdılar, Bu sal dırışlar o kadar sıkı ve zorlu olmuştu kiTürklerin her iki cenahı da geriledi. Hattâ Ulahlar Padişahın çadırına ka- dar yaklaştılar. Fakat Padişahın ku- mandasında olan merkez fırkası ya- man dövüşüyordu. İki cenahl besini gören Macar Kralı Lâ ğirmenlerde öğütülen *üne yürüyordü. Genç Macar şövalve- leri de onu takip ediyorlar, ağır zırhlı, yüksek boylu Macar atlarının ayakları altinda sanki yer sarsılıyordu. İkinci Murat vaziyeti hiç beğenme- mişti. — Hiç bir ümit kalmadı. Bitti!, Diyordu. Zaten bu hârp yerine aşağı, yukar zorla gelmişti, İkinci Murat kaçmağa hazırlanıyor- du. Karaca Paşa bunun farkına vardı. Onun kaçması henüz harbeden ve mağ- lüp olmamış olan Türk ordusunun her ksfasını kesti İhalde bozulması ve kılıçtan geçmesi mekti, Padişahın atının dizginie” tuttu: rakıp nereye £ | nice olur? Diye hem yordu. Kılı yor, k halinde ovayı dolduruyordu. Macarlar | atım kadar Padişahın çadırına yif” yaklaşmışlardı. Hem * başlarında Macar Kralı genç Lâ& vardı, | Yeniçeri Sekbanbaşısı Yazıcı Doğ Padişahın hayatının tehlikede oldi nu gördü. Keracapaşaya çıkıştır — Bre çekili. Diye bağırdı ve kiliç çekti. Padişahın yanında Koca Hızır ağ da ihtiyar bir Yeniçeri vardı, Yaf” Doğanı tutup kenara attı: — Padişah, -Küçırılmakla kurtari” maz. İşte böyle kurtarllır!. Diyerek ileri atıldı. Ayni zamanda bir Mâcar âskeri Yy zıcı Doğanı yı serdi. Koca Hızırın kılıcı bu Macar asli rinin kafsihi uçurdu. Sonra ileri af” dı. Kargaşalık arasında Kral Lâdis! sin atı bir balta ile ayağından yaralâf) mış, Kral yaya kal imdi onun © rafını satan leri de bif birer can veriyorlardı. Koca Hızır elif” deki geniş ağıdı ve eğri kılıcı alabilğ” ğine savuruyor, her yaklaşanı devif” yordu. En sonra Kralı rşısna çif tı. Bir vuruşta onu da yere sererek K# fasını kesti. “Ancak o zaman geti döndü ve kesik başı Padişshın ayakli” rının dibine attı. Sarsilmış olan k saflarında çif bir sevinç sesi duyuldu. Murat emir verdi; — Onu bir sırığın ucuna koyun b muahedenin asıl: olduğu direğin yaf” na dikin!.. Bozulan muahede ile o muahedefi bozan Kralın k ik başı böyle yanya” dururken hiç ş phesiz çok mânalıydi Hünyad bir canavar gibi olmuşiü .| Kralın başını ve ölüsünü elde etmi ordusunu bozgundan kurtarmak içi” hiç birşey esirgemiyordu. Fakat bütü emekler boşa gidiyordu. Güneş batarken Hünyadla diğer ki mandan ve askerlerden pek azı kurt up kaçıyorlar ve harp meydanını dö! duran binlerce ölünün ve yaralının üs” tünde kızıl ışıklarını döken bir gün Balkan dağlarının ardında yatıyord” O Balkan dağları ki o günün sabah” kadar müttefik ordularının çılgın #“ fer şarkılarile çınlamı: A Turan Can Sivasta Belediye işleri Sivas (Hususi) — Sivasın uzun ek mek ve pide dediği ekmeklerin imi menedilmiştir. Bu ekmekler iptidai d€ unlardan ya * pıldığı için içinde kum bulunuyor “* halkın sıhhatine zarar veriyordu. Bu” dan böyle ekmekler diğer şehirlerde © duğu gibi soinun halinde bulunacak İtal Belediye geçen sene başlanan ka * İnalizasyon inşaatına devam etmek * tedir. Mahkeme çarşısı, o Paşabostant Cumhuriyet caddesinde kaldırım in$#*” atı yapılmaktadır. | Belediye meclisi içtimalarına ba * lamış ve bilhassa su işlerini müzake!* İmevzuu dahiline almıştır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: