26 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

26 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kendisine babasının süsünü vererek kereste muayene eden adam) Dün mahkemede “Bana babamın imzasını kullanmamı Takas Heyeti teklif etti, Dün üçüncü cezada meşhur keres- te takası sulistimali suçlularının muha-İduğu için kendilerinin duruşmadan Ri ben de öyle yaptım,, dedi Maznunlar avukatları mevcut ol- kemelerine devam olunmuştur. Geçen| vareste tutulmalarını rica ettiler. celsede kendilerine tebliğat yapılama- dığı için gelmiyen maznunların ekseri- si mahkemeye gelmişlerdi. Bunlar sı- rasile Eksper Faik, Ticaret Odası Er- Himndemi Gniç iervet, Eleme Mak met, Bekir, Salim, Ali Ulvi, Sanayi Müdürü Refik, Ömer, Cemil Kemal, gümrük memuru Celâl, Mehmet En- ver, Bürhan, Şerafettin, Alâettin Sami- dir. Yeni gelen maznunların sorgusu yapıldı. Bunların hepsi kendilerine is- nad olunan sulistimal suçunu reddetti- ler. Vazifelerini lâyikile © yaptıklarını söylediler. Takas hey'etinin, kendisini Hüse- yin Remzi gibi göstererek keresteleri muayene ettiğini, ve Ö ay sonra Hüse- yin Remzi olmadığı anlaşıldığını, ve bu suretle yolsuzluklara meydan ver- diğini ileri sürdüğü Eksper Faik dava- nın merkezi sikletini teşkil etmekte i- Müddeinmumi maznunlardan öl- müş bulunan Yahya ve oCemal'hak- kında hukuku âmme davasının suku- tunu ve işleri hasebile duruşmadan va- reste tutulmalarını isteyen maznunla- rın arzularının kabul edilmesini taleb etti. Mahkeme bu talebi kabul etti. Bir dolandırıcı tevkif edildi Salâhattin isminde bir adamın 40 Virasını *dölandıran Kürt Ali hakkında 2 inci ceza mahkemesinde tevkif kara- rı verilmiş ve sorgusu yapılmak Üzere 4 üncü istintaka sevkolunmuştur. Bektaşilik âyini yapanların muhakemesi Dün Birinci ceza mahkemesinde E- di. Geçen celsede bulunmıyan Faik bu Bektaşi âyini yapmaktan suç! celsede avukatı Sabri ile birlikte hazır mi m bulunmuştu. Faik şunları söyledi: lanmıştır. Hüviyetleri tesbit edildikten — Bizim firmamızı yani Yani Bek»İ sonra suçlulardan Nihad: taş firmasını keresteleri muayene için çağırdılar. Firmanın sahibi babamdır. Fakat babamın her türlü muamelâtına ben bakarım. Onun namına imzaya — Arkadaşları davet ettim. Herkes rakısını alıp geldi. Şöyle bir eğlenelim dedik. Bir kaç kadeh içtikten sonra da kanuni salâhiyetim vardır. Ben ta- neş'eler “> Dolapta dan babamın , kas hey'etinin daveti üzerine gittim, |tecıni muziplik olsun diye, başıma ge- Keresteleri muayene ettim, Ve baba-|Sirmişim. Komşuda cenaze vardı. O- mın imzasını atmamı hey'et teklif eri, |radan dönenler de bize geldiler. Cün- Esasen hey'et beni de babamı da ta- büş epeyce hararetlendi. Fakat tam nır. eğlencenin ortasında polis memurları » — Bu ifadelerden sonra takas hey'eti:| geldiler. Âyin yapıyorsunuz diye bizi Âzalarının avukatı söz alarak: yakaladılar demiştir. 7 Faik müfettişlere verdiği ifade) © Nihada tac giydiren Mustafa da ay- sinde hey'eti tanımadığını ve hey'etin| n; şeyleri tekrar etmiş, şahit olarak E- de kendisini tanımadığını söylemiştir. yüp kaymak ile polis birinci şube Burada ise her iki tarafın birbirini ta-|” dörü k al Ki nıdığını söyledi. Bu iki ifadesini telif ea ME ap , dedi. "ksper Faik: EE Müfettişler beni şaşırttılar. Ora- altına aldıklarını ve içerden çlgi ses- daki ifadem yanlıştır. Burada hakika. |!eri duyduklarım, içeriye girdikleri za- tı söylüyorum, dedi. man Nihadın başında bir Bektaşi kü- Maznunlardan bir kısmı mahkeme-|iâhı gördüklerini söylemişlerdir. ye bu celse de gelmemişlerdi. Teşkili| © İki şahidin celbi ve evin hakikaten tarafeyn yapılamamıştı. Müddeiumu-|bir Bektaşi tekkesi olup olmadığının di. “Son Posta,, nın edebi tefrikası: 42 tir. arkasi kapıya dönük, masanın önünde edilmiş oldu. ayakta bir dosyayı karıştırıyordu. Orun böyle arkadan görünen ince|kuşku ve şüphe ile titriyordu: kıvrımlı vücudü, geniş ve öne doğru miti. içinde gelen bir kalb ağrısı ile inliyor -|rak etmeğe başladı. muş gibi kendi kendine düşündü: — Acaba bu güzel başı benden son- lânın odasina çıkıyor? ta hangi bahtiyar erkek elleri arasına!» Hofmanın sık sik onunla işi ne? almıştır? Niçin Marşal herkes gittikten sonra teş gibi vücudünü saran bu kıskançlık 'sına çağırdığı vakit neden uzun zaman bulutu, onu şaşkın bir hayvana 6s -'orada tutuyor? iv sey yap) Günde ir it Bunlar ihbar üzerine evi tarassut| Bir gün tesadüfen açık kalan kapı-İmıştı, Ve o günden sonra da ıztırab ve| yalnız bana karşı bu kadar ağır ve cid- dan Muallâya bakıyordu. Genç kızın Jişkencelerine bir yeni ezab daha ilâve|di; başkalarile iken şen, şakrak Muallâ Artık Muallâya bakarken büyük bir |yor. — Benden sonra kimi sevdi? Kimin | Muallânın kendisinden ayrıldığı za - vi i — büyük bir acz ve yorgunlukla eğilen |tarafından sevildi? Bu sevgi omü be -lmandan bugüne kadar hiç bir erkeği bk yalnızlığında bütün bu kıskanç dü- sai e ye omuzları, kısa siyah saçları Ekremi bir |relere kadar götürdü? Güzelliğinden, | sevmemiş olmasını, hiç bir erkeğin şönceler içinde vücudü kemirilirken saniye içinde altüst etmeğe kâfi gel -| kadınlığından hangi erkeğe ne verdi. | Muallânın eline dokunmuş olmamasını di Günler geçtikce bu kıskançlığı daba | istiyor ve bunu kendi mantığile çok uy» Bir adım atarak ona yaklaşmak, bu İşuursuz ve maddi birşekil alıyordu. Mu ve tabit buluyordu. me : siyah başı göğsünün deride sıkmak lallânın odasındaki ayak seslerini din- iş hayatını kırdığını, onun üze.) Dediği vakit, bu en doğru vicdan sırpınırken kendisini gene mes'ud. heyecsnile titredi ve böyle bir saniye İlemeğe, onun konuştuğu adamları me. İrinde artık hiç bir hak ve isteği ola -|sesini duymamak için kulaklarını tı -İmes'ud zannediyordu. Özkan niçin öğle tatillerinde Mual-| Muallânın sahibi sanıyordu. Birdenbire kavrıyan, kül eden bir a-! Muallâyı burada alıkoyuyor. Onu odo- | yaptın? . iki defa telefonda kimle ko-|cekti, SON POSTA Halâ esrarını Muhafazaediyor ( Baştarafı 6 ıncı sayfada ) mişlerdir. Emniyet müdürlüğü cinayet|ratan bu kara haber etrafımda bize şu masası âmirliği de bu tahkikata elkoy-|tafsilâtı verdi: muş bulunmaktadır. Fatma İstanbula getirildi la yetirilmiştir. Fatma cinayet olan ev- ,de bsleme olarak büyütülen biraz bu- .dalaca bir kızdır. Bu kız ilk isticvabın- da : — Buraya Süleymun ve Mehmet is- minde iki kişi geldiler, hanımı oh: dürdüler, beni de «kimseye birşey si leme diye korkuttular». demiş. Bunun üzerine alâkadarlar günlerce bu adam- ları aramışlar, bulmuşlar ve neticede cinayetle alâkaları olmadığını anlamış- Jardır. Fatma bundan sonra alınan ifadesin- de de: — Hanımı, Bey öldürdü. Beni de kor Kuttu. Onum için Süleymanla Mehmet öldürdüler dedim. demiştir, Bunun üzerine de Seyfettin *yaka- Janmış, yakalandığı zaman karakola gö türülürken kaçınca Seyfettinin katil .olduğu hakkındaki şüpheler büsbütün artmıştır. Fakat bilâhara Seyfettinin karakol- da dayak yemekten korktuğu, onu için kaçtığı, cinayetin faili olmadığı ania- şılmış, serbest bırakılmıştır, Katil kim ? İşte dün Müdiriyete yetirilen Fatma her ifadesinde bir başka şey söyleyen, zabıtayı yanlış yollara sevkeden ve pek aptal olduğu sanılan bu Fatmadır. Fatma şimdi cinayet masasını bu işlerde mütehassıs olan tecrübeli me- murları tarafından da isticvap edile - cektir, Zabıta Fatmanın ifadesine kıy- ,met vermektedir. Ancak hangi ifadesi- nin doğru olduğunu tesbit edebilmek i- ,çin uğraşılmaktadır. Söylenildiğine göre zabıtanın elinde kuvvetli ipuçları bulunmaktadır. Fa - kat zabıta katil yakalanmadıktan, ya- Kalanan adamın katil olduğuna dair in- kâr kabul edilmez deliller ve emareler toplanmadıktan sonra bu hususta tek ,kelime söylememeğe karar vermiş bu- Junmaktadır ve gene zabıtanın kanaati- ne göre bu cinayeti örten esrar perdesi üç güne kadar muhakkak yırtılacak, ci mayetin faili veya-failleri yakalanacak- lardır. —SON VAZİYET — Gülsümrün ahırında bir kadın adresi bulundu. Küçük Bakkalköy cinayeti en son da- | kikada meraklı bir safhaya girmiştir: Dün öldürülen Gülsümün evinde ye- niden araştırmalar. yapilmış, bu arada ahırda bir kadın adresi bulunmuştur. Derhal yapılan tahkikat neticesinde adresi bulünan kadının Sultanahmette oturduğu tesbit edilmiş ve kadın yaka- mi bunların celbini, gelemiyeceklerin |tesbiti için mahallinde keşif yapılması | lanarak isticvap edilmiştir. Zabıta ye- de istinabe suretile dinlenmesini iste-İiçin mahkeme başka güne bırakılmış-İ| ni bir iz üzerinde yürümektedir. Bu kadının üzerinde araştırmalar yapıl-İ edilmektedir. nuşuyor? Neden o kadar gülüyor? Niçin yalnız benimle çalışırken tam bir memur tavrı takınıyor? Halbuki geçen gün Marşalin yanındaki koltu- ğa oturmuş, gülerek bir şeyler anlatı- yordu. Yüzündeki ağır nikâb kalkmış ve o on yaş gençleşmişti. Beni görür görmez gene korkak bir çocuk gibi ö- nüne bakarak odadan çıktı. Demek o oluyor, onlara hakiki benliğini gösteri- Hodbinliği ve erkek mantığı ile o, mıyacağını düşünemiyör, kendisini Düşünmüyordu ki bir gün o başını gözlerine bakarak: — Ekrem, benden sonra sen neler Diye sorsa, ona cevab ve günahlarının ağırlığı altında ezile- Erenköy cinayeti Dün Fatma Erenköyünden İstanbu-| mine iştirak etti, Sevinç içinde idi. öl. | daviye uğraştılar. Maatteessül fayda | Büyük Bir Kayıp General Şükrü Naili dün Edirnede kalp | sektesinden vefat etti (Baştarafı 1 inci sayfada) vene yanaaaasammasısasaursamssaz Ord Teessür — Kıymetli Generel diğer mebus ar- kadaşlarile kurtuluş bayramı merasi- Tasimden sonra birlikte şehrin muhte- İf yerlerini gezdik: Akşam saat 17 de Vali konağında toplandık. Muhterem Generale birden bire bir fenalık geldi. Derhal koşuştuk. Doktorlar yetişti. Te- vermedi. Yapılan muhtelif şırmgalar tesirsiz kaldı. Akse son derece şiddetli idi. On dakika içinde gözyaşlarımız &ra- sında memlketin bu değerli ve kiymet- Ni evlâdım kaybettik. En son sözü : Generalin en son sözü şu olnuştur: — Arkadaşlar fenalaşıyorum. Kıymetli General şeref ve şanla dolu i askeri hayatı arasında Edirnede fırka kumandanlığını yapmıştı. Edirneliler kendisine karşı derin bir saygı besir- mekte idiler. O da Edirnelileri çok se- vardi, Ölüm haberi şehirde derin bir matem yaratmış, şenlikler derhal durmuştur. Ankara ile muhabere Telefon hatları “bozuk olduğundan Ankara ile telgrafla muhabere ettik. Haber hükümet merkezinde derin ve sonsuz bir teessür uyandırmıştır. Ce-| isinde yer almıştır. * nazenin büyük merasimle kaldırılması için talimat aldık. Cenaze yarın akşam Edimelilerin omuzları üzerinde istas- yona nakledilecek ve oradan konvan- siyonelle İstanbula makledilecektir. Cenazeyi hâmi! olan tren cuma saba- bı saat on buçukta Sirkeci garında bü- unacaktır. Generalin hayatı Büyük bir asker, muktedir bir ku- mandan ve iyi bir Türk olan General Şükrü Naili 1292 de Selânikte doğmuş- tur, Babası Selânikte Fener idaresi baş kâtibi idi. Çocukluğunda zekâsı ve ça- General hir müddet Edirnede kumandanlığında bulunmuştur. liler kendisini çok severlerdi. Şük” Naili de bu sevgiye yabancı kalmam” ayni sevgiyi her yil Edirnenin kur Tuşunda bulunmak, Edirnetilerle birköf saat bir arada yaşamakla ödemeğe İşte bu mert asker, Edirenin ve # dirnelilerin sevgisi arasında ebedi sü lışkanlığı ile muhittin bütün msanlarını | künete kavuşmuştur. cezbeden küçük Şükrü Naili, Manastır De idadisinden mezun olduktan sonra İs-| Yarın şehrimize getirilecek olan © tanbula gelmiş, Harbiyeye girmiştir. Memleketin en. hareketli bir devrinde Harbiyeyi bitiren genç zabit, 1315 de erkâmharp olarak orduya girmiş, Se- lâniğe ve Manastıra tayin edilmiştir. Büyük harpte muhtelif cephelerde ça- Eşan General Şükrü Naili mütareke- den sonra Atatürkün yanına koşmuş, İstikMil harbinde muhtelif cephelerde yer almış, nhayetTirk tarihinin en şan : zaferi olan Sakarya meydan muhare- besinde askerlerile birlikte düşmanla harbetmiş ve muzaffer olmuştur. Bursaya kadar bütün Türk toprakla. rına zafer ve istiklâl dağıtarak giden General, Mudanyada bir düşman Gene- ralini esir etmiştir. Şükrü Nailinin ha- ordudk kendisini tanıyanlar arasında sonsüf bir teessür uyandırmıştır. SON POSTA kıymetli bir Genef Tini Kaybeden kahraman Türk ordu ma ve morhurrun ailesine saygılar beraber taziyetlerini bildirir. Belediyeler (emrine (karşi gelenler cezalandırılıyor Bartın (Husust) — Mezbaha di” şında hayvan kesen kimselere ceza vermektedir. Bu cümleden üzere İbrahim ism ninde bir kasaba " lira para cezası verilmiş ve 3 gün # san'attan menedilmiştir. Fakat Ekrem, kendi kabahatletini)kınca, eski hulyaların, eski emelleri | mâzür gören bir hodbinlikle: yeniden canlanıyor senin... Artık 9” — Ben erkeğim... raya doyduğun için şimdi İ Diyor ve bu sözü kâfi görüyordu. | para ile elde edilemiyecek duygular, © Maallânm da etten ve kemikten bir| hYecanlar arıyorsun. , İl insan olduğunu, kadın olmuşsa onun) Ya onu hiç düşünmüyor musu” da yaşamak hakkı olduğunu kıskanç | Bunca sene o ne kadar acı ve zir? ve sinirli kafası düşünmek istemiyor -|çekti? Ne kadar hırpalanıp ağladı? Ne du. wa sıl isyanla seni tel'in etti? Hassas kal Düşünmek istemiyordu ki ondan ay-|21€? ve azabla ne kadar yandı? rıldıktan sonra Muallinin da hayatma|, O bugün, hatti düşkün bir kadın başka bir erkek girebilir ve onu mes" -İle olsa, bunun kabahati senindir. b9” ud edebilirdi, dan mes'ul olan sensin! Onun ve anacak | ie asaesasamerrssaunmananan mıştır. Meydana çıkarılan kadm €s- rar perdesini yırtacağı kuvvetle ümit Fakat bazı geceler yatağının karan-|11 sen omuzlarında taşıyorsun * Muallâ için bayat büsbütün baş” bir mana almıştı. Odelice bir yi kafasının derinliklerinden gelen bir ses ona: — Haksızsın Ekrem! v kıyor, çarşaflarını dişlerile parçalamak) (Bir tarafta Bediası.. ötede Ekrem“ istiyordu. Bedianın her gün artan bah dk — Haksızsın Ekrem! O en temizlonu manevi bir zevkle doyururke bir bağ ile en derin köklerine kadar)ğer tarafta senelerdenberi bilmedi. seninken onu senden ayrılmağa (gen ve anlamadan beklediği ve nihayet. ». mecbur ettin... Aranızdaki candan!sıl olrusa olsun, ne şerâit altında Ül hasis ve mülevves düşünceler |sa olsun ona dönen Ekremin aşkı ilâve ettin ve bugün o gene eski yük-iliğini azab verici bir saadetle

Bu sayıdan diğer sayfalar: