9 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Dünkü futbol maçl X Güneş Çeklerle 3 - 3 berabere kaldı Çeki Karlin güzel bir oyun gösterdi, Güneşin sağ tarafının aksamasına rağmen müdafaasının düzgün uyunu sayesinde iyi netice alındı Şehrimize üç maç yapmak © üzere gelen Çeklerin profesyonel | takımla- rından Çeki Karlin dün üçüncü ve son Maçını Taksim #tadyonunda Güneş takımile yaptı. Evvelce yaptığı iki maçtan birinde berabere kalan, ikincisinde galip gelen Çek takımı en düzgün ve rahat oyunu- hu'dün göstermesi lâzumdı. Oyun karakterimizi, sahayı, kuv- Vet ve kudretimizi tamamile anlamış olan Çekler bütün bu hesapları doğru Şikaracak bir şekilde canla başla oyna- mak suretile mağ'übiyetten, beraber- liğe kadar yükseliverdiler. Güneş müdafaasının hatırı sayıla- cak kadar canlı ve düzgün oyunu kar- #ıtında bütün hücumları yarıda kalan Çek takımı, toplu bir hücumdan ziya- zaman zaman gelişi güzel akınlar Yapmak suretile ancak mağlübiyetten kurtulmuştur. Birinci devrede iki gol yapan iki taraf, ikinci devrede birer gol daha ya- Parak berabere kaldılar. Çek takımı oyuna sür'atli başladı. Güneş hücum hattının bugünkü kuv- vetli şekli de bu oyuna ayni © suretle mukabele etmekten çekinmedi. Güneş takımının, “oyunun hızına Röre vaziyet alamaması bu beraberlik- te belli başlı bir rol oynadı. Bütün hü- Cumlarını sağ açıklarile yapan Güneş- lilerin oyunun başından sonuna ka- oyununu bir türlü düzeltemeyen Melihle oynamağı neden tercih ettik- lerini bir türlü anlayamadık. Güneş takımında çok canlı oyun- larını gördüğümüz Melih bu maçta o- i “kadar bozuk ve hesapsız oynadı ki bu Arada kaçırdığı fırsatları saymağa bile “İmkân yoktur. & | 801 açık Rebiilen gelebilecek bü- tün yardımları unutmuş olan merkez « Mühacim oyunun sağ açıkla oynân- © İasında o kadar ısrar etti ki artık ha- Tiçten bile Melihe dışarı çık diye buği- Tanlar oldu. Güneş kalesi üzaklermda olan bir irikikten istifade eden Çekler sol'mu- #vinin kuvvetli bir vüruşü ile otuz beş Yardalık bir mesafeden ilk sayılarını Yaptılar, Oyun kısır o bir vaziyete tağmen Müsavi şekilde idi. Rebüden güzel bir Güneş kalecisi bir gol kurtarırken vaziyet oyüna ayrı bir hız verdi. Toplu bir halde hücum yapan Çek- ler sol içlerinin kuvvetli kinci sayıyı da kazanarak galip vazi- yete geldiler. bir şutile i- Devrenin sonlarına doğru Melih! şahsi bir hücumla berâberlik | sayısını yaptı. İkinci Devre Bü devrede Çekler kısa o pnslarla hücuma başladılar. Güneş sından iyi yardım gören hücum hatti bir müddet Çek müdafaasını o kadar hırpaladı ki Çekler üstüste bir kaç gol yemekten güçlükle kurtuldular, Bu sirada sağdan gelen topu rahat bir şekilde yakalayan: Rasih Güneşin müdafaa- üçüncü golünü yapti. Mağlüp vaziyete düşen Çekler ü- mitsizliğe düşmeden * hücumlarını bü- yülttüler, Güneş nısıf sahasına giren top bir müddet tehlikeli tehlikeli ortalarda do- laştı. Güneş müdafaasının küçük bir gafletinden istifade eden Çekler oyu nun bitmesine yedi dakika kala bera- berlik gollerini yaptılar. Bu vaziyetten sonra yük bir değişiklik olmadı. İ Güneş — Safa - Faruk, Reşad -İs- "mail, Rıza, Danış, Melih, Salâhattin Rasih, İbrahim, Rebii şeklinde ortaya | geğky Hekem İstanbul Spordan Nuri idi. oyunda bü. Ankara spor hareketleri Çek takımına karşı hizırlık başladı, Anköra futbol- cuları' çalışıyorlar. Şehirde atlı: yürüyü;lere ve atlı sporlara karşı rağbet faz a'iş'yor Ankara, (Hususi) — Bu hafta, yaz; kan kardan'dolayı nizami vaziyetleri-, gi atli yürüyüş olmuştur. Kırk. kişilik! hareketi, Muhafızgücü'nün tertip il Sayfa 9 19 Yaşında milyonlar sarfetmiş bir serseri maceralarını anlatıyor! “60 Liralık bir bangonatla piromu yaktığım olurdu. Ayda 600 lira otel masrafı, 7200 lira telefon parası öderdim, şimdi ıslahınefsettim, fakat beş parasızım,, Aşağıda hikâyesini kendi ağzından | dinlediğimiz Pol Miçel, eski Amerikalı yıldızlardan Van Baskerin oğludur. Gü zel bir delikanlı oluşu, birçok kadınla- rin alâkasını uyandırmış ve muhitinde yarattığı esrarı hava ile yapmadığı kalmamış, günde binlerce liraya para dememiş har vurup, harman savurmuş, evlenmiş, aktör olmak için Holivuta gitmiş; orayı da karıştırmış ve nihayet, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkâmdır.. Meselinin bir ke- re daha hakikat olduğunu isbat ede - rek, tekrar Londraya dönmüş ve İngi- liz mahkemelerinde sahtekârlık cür - ünden hesap vermeğe başlamıştır. Bütün bu işleri yapan kimseyi, şöyle yaşımı, başını almış, birisi sanmayınız. Miçel 19 yaşında olmasına rağmen, cin gibi, zeki, uçarı bir delikanlıdır. Şey- tana külâh giydiren takımındandır. Şimdi Miçelin hikâyesini kendi ağ- zından dinliyelim: Daha bir sene olmadı.. Geçen yü bu zamanlar, Dorchester otelinde prensler gibi yaşıyor, ve haftada 1800 lira para harcıyordum. 60 liralık bir banknotln, püromu yaktığım olurdu. Her gece, bar kızlarına kasalarla şampanya hediye ederdim. Şimdi ise, tam 19 yaşındayım. Akıllanmış, uslanmış bulunuyor ve ilk defa olarak şöyle kendime namuslu bir iş arıyorum. İlk mektebi bitirir'bitir - mez iş âlemine girdim. Kendimin işgü- zar olduğunu sanıyordum. Halbuki baş kaları benim daha hayat yolunda piş- mediğimi, pekâlâ biliyorlardı. 1935 Derby at Koşularına gid'yor- dum. Wâterloo istasyonunda iki Alma- nım üçüncü ve Janımadığım bir kimse- ye birşeyler söylediklerini gördüm. A- raya girdim, onlara fransızca hitap e- derek, kendilerine yardım edip edemi- yeceğimi sordum. İçlerinden birisi be- e bu ni pek dostça karşılad. daşla yarışlara birlikte den 6000 lira çıkardı ve yalnız bir hay! fi, Bu hali beni Bu arkadaş, ben-| van üzerine bahse gıdıkladı, tahrik et den zivadesile hoşlandığını ve bana İ- yilik yapmak istediğini söyledi. Ve o ge| ce birlikte, daimi müşterilerinden bu- Junduğum Berkley otelinde yemeğimizi yedik. Masamızın yanından geçenler, bana kandili, yahut ahbapça selâm ver daşım beni daha başka bir! süzüyor, her hal ve tavrından ba| na ehemmiyet verdiğini anlıyordum. Derken, damdam düşercesine bazı nü- fuzlu zevatı tanıyıp tanımadığımı sor- du. Ben, gayet ehemmiyetsiz bir iş yas Pıyormuşum. gibi, cebimden bir liste çı kardım. Ve bir düzüne isim saydım o- ha.. O zaman, eğer ona ayda 30 bin li- ralık iş temin edebilirsem, ayda 300 J:- ra ücret ala mu kararlaştırdık, He- men o geceMeçfer oteline gittim ve hu şusi bir daire tuttum. Hususi bir uşa- gım vardı. Bu güzel ve yakışıklı deli- kanlıyı kendim seçmiştim. Kuş sütüne varıncaya kadar. herşeyim tamamdı. İstediğim kadar pera yardı, Sonra, kim seye hesap vermekle mükellef değil- dim. Lâkin bu yaşayış, gözlerimi ka- maştırdı. Ne oldum delisine döndüm. İşler 'daha büyümüştü. Tasavvur edi- niz ki ik. Yarış ye rinde, ötede beride konuşurken, cebin! , cep harçlığı olarak 6000 Jira taşıyor- dum. cebimde... Ve bittabi etrafa caka! sâtıyor, göstetiş yapiyordum. Üş ay ka dar bu yağlı ballı-işe devam ettiklen sonra, arkadaşım: «Dös'um, dedi bana. Çok çalıştır, yoruldun.. Mezuniyeti hak * ni kaybeden futbol sahaları yüzünden ! bir Muhafızgücü kafilesi Ankarad..n' ettin. Haydi şöyle bir Carnese kadar lik maçları yapılamamıştır. yapmak üzere buraya gelecek olen Çeki Karlin takımı için o hazırlıklara başlanmıştır. Çek takımının karşısına çıkacak- olan Ankara muhteliti, An- karagücü, Çankaya ve Gençlerbirliği oyuncuları arasından seçilecektir. Lik maçlarının yapılmamasına mukabil bu P?s &lan İbrahim sıkı bir vuruşla Gü-| hafta at yarışları devam etmiştir. Meşin ilk sayısını yaptı. . Bu berabere Ankarada haftanın en-alâkalı spor muvaffakiyetle kat'etmişlerdir. i — Bal kesir Güç - Yurt maçı İ “Bahkesir (Hüsüsi) — İdman Yur - du Te İdman Gücü arasında heyecen- h bir maç yapılmıştır. İdman Yurtlu ar ikinci devrede hâ- ; kimiyeti ele alarak bir gole karşı 2 i gölle oyunu kazandelar; i İki maç Etimesuda kadar olan 50 kilometreyi uzanıver... Merak etme, herşeyi ben te-! min ederim.» Bu fikir benim de hoşu-! ma gitti, Parise tayyare ile gittim. O-| rada Ritz otelinde hususi bir daire em-! rime hazırlanmış olarak bulunuyordu. Kan'da da Martinez otelinde başks bir daire tutulmuş, emrime âmade idi, Ar- şımın ,mümessili, bana mülâki ol- du, Ben de onu, nüfuz'u muhitlere sok- tum; tanıttım. Derker, bu arada cidden sevimli, sempatik bir iş adamiyle tanış Pol Miçel tam. Her nedense bana karşı çok mül- tefit davranıyordu. Onunla da muka- vele yaparak, ayni minval üzere birçok işlere girdim, çıktım. Son tanıdığım zengin bir insandı.. Karlton otelinde oturan Angüs Kapta- nın altında en pahalı markadan üç oto mobil vardı. Hipson Süza, Rolli Revis, ve Bentles otomobilleri, Tanrının gü- pü otelin kapısında sıralanırdı. Yüksek bir şahsiyeti, nüfuzu vardı, Üstelik sem patik ve cana yakındı. Mert bir adim- dı. Para sarfetmeğe Karar verdi wi, hiç düşünmezdi. Ona cazibeli, lâkin yaşı biraz geçkin bir kadını Yapiğım işlerin ne old kesti rsunuz. Mukabil yüksek bir ücret alı elinde avucunda ne v tırınca, aleyhine Lâkin, ben gene d İtüm. Ben bu gibi işleri 'mda bulur i koltuk para çekmek için türlü a , banlıklar ederler. Ben de kuzu gibi çek leri imzalardım. Meselâ bir müşterimi, nüfuzlu bir za ta mi tanı m, tanıtma komisyonu olarak 300 lira alındım. Sonra işine tahsil ederdim. Bu zen- gin yoldaşlarım beni güzel kızlara ta- nıştırırlar, babam yerinde adamlar, be ni kendilerile bir tutarak olmuyecak komplimanlar yaparlardı. Öyle ki 19 yaşında dünyayı anlamış, perendeler atmış ve iş âleminin piş«in bir siması olarak iş âleminde at oynat- mağa başlamıştım. Yaşıt olanlarım be- nim yanımda ağzı süt kokan çocuk gi- bi kalıyorlardı. Bu arada genç, güzel bir kızcağızla tanıştım, Seviştik. Ama nası) oldu, bi- lemem, bir gün kendimi evlenmiş bul- dum. Şimdi de ayrı yaşamakla ve biri birimizi sevmemekle beraber, resmen karı kocayız.. Lifkin ayrı oturuyoruz. Onun Ritz otelinde bir odası var, ben de istediğim vakit oraya gidiyorum. Karımın epeyce serveti vardı. Bana 6000 lira verdi. Bu para ile Amerika ya gittim. Bir iş tutayım, diye... Nev - yorka vardım. Can çıkmayınca huy çı maz derler... İşte cebimde sıcak sıcak paraları hatırlayınca, şöyle birkaç hafta keyif sürdüm. Yedim, içtim.. Ve oradan Holivuda uzandim. Gemide husususi dairemde kâtibimle yari gelmiş, gelsin şampanya, gitsin şarap, bir Baküs âle- mi yaşadım. Holivuda gelince cebimde 30 dolarım kalmıştı, Derken, Londrada hakkımda kesilen tevkif müzekkeresi - nin haberini aldım. Ve renk vermede Los Anceles - Panama yoliyle Havr'a geldim. Geldim ama, son servetim 20 penny'ye kadar inmişti, onlara melül melül bakıyordum. Vallahi, billâhi bütün bu işlerde be- nim hiç bir suçum yok. Felek böyle yap tı. Yaşım daha 19.. Talihim ve istikba- lim parlak. Çâlışıp namuslu bir adam olacağıma şimdiden söz veriyorum.» göre ücretim

Bu sayıdan diğer sayfalar: