12 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

12 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Birincikânun E Tarihten sayfalar: Sadaret makamının sebep olduğu kavgalar * Gürcü Paşanın elleride sakalı da titremğe başlamıştı.Doksan beş Yaşındaki bunak adam bulunduğu makama karşı o kadar hırsla i Konservatuarın İkinci konseri Konservatuar muallimleri, salı ak- şamı ikinci konserlerini verdiler. Prog- ram cidden zengindi. Konsere, Ferdi bağlı idi ki vezaret mührünü kuşağına bağlı kaytam başkaları çözdü | | Fon Şiaizer, Liko Amar, Rudolf Lid- Mi emin dimi i sen; İler ve Bayan Nimet Vahid. iştirâk e 5 PE 8 diyorlardı, Birinci kısım: Johanes Brahms'ın piyano, keman korno'dan mürekkep olan mibemol majör triyosu teşkil e- diyordu. Eser güzeldi ve güzel bir şe- kilde ve büyük bir muvaffakiyetle ça- lındı. Fakat.. Fakat Korno'nun fazla yükselen sesi, çok defa keman ve piyanoyu bas- tırıyor, bu suretle ses âhenginin zev- kine varmak mümkün olmuyordu. Programın ikinci kısmı ise, san'at âlemimizin iyi tanıdığı Began Nimet Vahide tahsis edilmişti. Mozart'ın Re Pastore operasında Aria parçasile baş- layan Şan konserinde, garbın bir çok tanınmış bestekârlarına ait eserleri dinlememize vesile oldu. Bu arada Sayfa SPOR Çek futbolcuları bugün Devlet merkezinde ilk maçlarını yapıyorlar Balkanların en güzel stadı Ankarada Salı günü merasimle açılacak Ankara, 1! (Hususi) — İstanbulda iki beraberlik ve bir de galibiyet te- min eden Çek takımı burada da iki maç| yapacaktır. Maçın ilki yarın Gençler Birliği fkincisi de öbür gün Ankı- ile olacaktır. Ulus refikimizin spor muharririnin yazdığı bir yazı burada hayli dediko- du uyandırmıştır. Mubarrir bu yazıda şu müfaleaları ileri sürmüş: «Çeki Kar lin takımının İstanbulda aldığı netice- İeri tabii ve hakiki saymamak icap €- dermiş ve alınan neticeleri Çek takı- minın lehine tefsir etmek bir kuvvettedir. Altınordunun da bu gün kuvvetli bir vaziyette olduğu ve alelhusus Ankaraya diğrer klüplerden alacağı oyuncularla takviyeli bir su- rette geleceği söylenilmektedir. Mer - i umumi esasen turnuvaya iştirak e den klüpbere takviyeli olarak gelebi- leceklerini bildirmiştir. ki bu hal hiç olmazsa bazı takımların adeta bir mın taka muhteliti haline gelmesine yol aç mış olabilecektir. Bütün bu izahattan anlaşıldığına göre nisbeten küçük ol- makla beraber dünyanın en güzel stat n ip e , Sadrâzamlar birbirlerinin . ardından Miadilin idam olunuyorlardı. Valide Bütan bir israfa, Yeniçeriler, Sipahi - « ağalar birer tarafa çekiyorlar ve Ülvlet gemisi kafasının içi boşaltılmış bi zavallı hayvan gibi rastgele ve sa- ÜN sola sapıtıp duruyordu. İşler, işah henüz on yaşındaydı. Valide Turhan Sultanın elin - İeydi. Büyük Valide Sultanı boğdur - sonra koca Osmanlı imparator- idaresini kendi ellerine alan kadın da her işi lâla Süleyman A - bir zenciye soruyordu. Bununla beraber oldukça akılı bir Adamdı ve: — Dirayetli, cesur ve iş başarır bir Mdrâzam bulmsk gerek, Lâkin nasil bulmalı? söruyordu. Diye yakınlarına bir ihtiyar olan, fa- kat hırs henüz delikanlıhk çağında 'unan Gürcü Mehmet Paşa sadaret a olurmuşlu. 165! “senesiydi. Gürcü Mehmet Pa- layıp duruyor ve Turhan Sul - e Onün yerinâ bir sadrâzam arıyor - # il Turhan Sultan en yakm ve sevdik- deriden olan ihtiyar mimar Kasım o- un Şunları söyledi: — Sultanım, Köprülü Mehmet Pa - MN adnda bir vezir vardır. Sultan İ - #âhim vaktinde Şam eyaletini idare Geniştir. Ol ze sadrizam edesiniz Süral işler düzelir. >— Bu adı hiç duymamışımdır. — Lâkin kenarda kalmış bir nice Sihirli adamdır. Mimar Kasım Köprülü Mehmet Pa - Binin iyiliklerini, cesaret ve doğfulu - ie saya saya bitiremiyordu. Valide an kanmıştı. Fakat buna rağmen Öyle bir fikir vardı: > Halk arasında ismi malüm olmı- Yan bir adam nasıl sadrâzam olur? du; Kasım bunun da çaresini bul. e Önce kubbesltı veziri yaparsı - hak arasında pek çabuk tanılır ve Z sonra... Turhan Sultan bu fikri pek beğen - iğ Ülenlen dördüncü Mahensde söy- On yaşındaki yumurcak vezirler Ramal kıskançlık o dalaverelerini reden bilsin; hemen kızlarağası Sü - n Ağayı çağırdı: Mt Köprülü namında biri varmış. ir ve sahibi rey imiş. Onu kub- veziri edelim. i. tügeyman Ağada şafak attı, Çünkü iç Mehmet Paşa onun adamıydı. ih belli etmeden yedi kere yerlere e- cevap verdi: > Çok güzel... Ben de bir sorayım! Kızlarağası hemen Gürcü Mehmet W! buldu. Başbaşa verip konuştu- ek şunları söyledi: Sal, Sültenim, Köprülü denilen âdarı, iy etlerde ömür sürmüş bir ihtiya; - yi sadrâzam olmektâdir ve bu “a mimar Kasım Ağaya beş yüz 5 Ve Süleyman Ağa Valide Sultana | sım! diler, Zavallı mimar Kasım Ağa bu kor - kunç yerden diri olarak çıktı. Lâkin bir akrep burnunu sokmuş ve açtığı yâra yüzünden burnunun bir tarafı kop - muştu. > Aradan ancak bir yıl geçmişti. Memlekette karışıklıklar devam edi- y Bosnada ordu bozuluyor yüzlerce akıncı dağlarda soğuktan do- narak ölüyordu. Kaptan Ali Paşa, Bo- Baz dışarısında on dokuz Venedik ge- misi dolaşıyor, diye kırk gemiden iba- ret donanma ie Akdenize çıkmaktan korkuyor, çıktığı zaman da fırtınadan beş gemi kaybettiği için zincire vurul- muş olduğu halde İstanbula getirili - yordu. Karamanda saraydan çıkma bir dul kadın vardı. Katırcıoğlumun sipahile - rinden birisi bu kadına vurulmuş ve istemiş, lâkin verilmemişti. Katırcıoğ- Tu binlerce sipaht ile şehri muhasara etmiş kadını zorla almıştı; buna rağ - men hiç bir ceza görmemişti. Mısır hazinesi valilerin ceplerine gi. riyor, devlete bir akçe varidat gelmi - yordu. Sarayın en çok buna cani si - kılıyordu. İstanbuldaki bütün vezirler saraya çağırıldı ve bir divan kuruldu. Gürcü Mehmet Paşa: — Mısır eyaletini kaydi hayat şar - tile bir vezire vermek gerektir. Dedi. Büsbütün haksız değildi. Çün- kü diğer vilâyetler gibi rüşvetle veya hazineye verilen muayyen bir para ile Miwr valiliğini ele geçirenler verdik - leri parayı bir an önce geri almak ve Zengin olmak için etrafı kasıp kavuru- yorlardı. Fakat bunun da çok büyük bir zararı vardı. Şeyhislâm Mes'ut Efendi hemen let kurar ve büsbütün kaybederiz. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak buna derlerdi. Gürcü Paşanın elleri ve sakalı tit - redi, İstanbuldeki yiyecek seylerin fat- ları konuşulmsöa başladı. Pahalılık hafkı kırım geciriyordu. Sevhislim Mes'ut Efendi pens sad- râzsma hücum edivor, onu verden ye- ve vuruyordu. Bunsk adamcağız ne di- yeceğini sastrmistı. Buna rağmen: — İhtivarhösma hürmet ediniz! Ben bu sakalı devlet hizmetinde ağartmı - , Diye söylendi. Perde arkasından bu sözleri duyan Turhan Sullan, çıkıştı: — Baka, Paşa!.. Ak sakal, kara sa - kal hesapta değil; tedbir ak sakal ile Şehubert'in mütecesisi, — Straus'un, rak teganni edildi. Bu arada Tchai- kowski'nin Tatyana aryası çok alkış landı. Genç Fransız müsiki mektebinin hakiki bânisi olan Cesar Frenek'ın La Majör sonatı da kiyetle çalındı, pek çok alkış topladı ve konservatuar o muallimlerinin, bü- yük kıymetlerinin takdirine bir daha vesile teşkil etmiş oldu. Bu münasebetle şunu kaydetmek gurubun rüyası parçaları Türkçe ola- Jâzımmış. Günkü Galatasaray maçında iki gol da ha yapmışlar, fakat bu gollere ofsayd denilmiş ve nihayet bir futbol maçın- da ofsaydın görülmesi biraz da takdi- re bağlı imiş ve takımın lehinde oldü- ğu gibi aleyhinde de olabilirmiş.» Maçın sureti cereyanını İstanbulda- ki bir arkadaşından dinlediğini söyle- büyük bir muvaffa-İ miyen muharrir bu suretle takım hak- kında malümet vermektedir, * Büyük stadyormun açılış töreni için lâzımdır ki Türk san'atkârları arasın.) 7ene iştirak edecek takımları tesbit et da ses, bir meseledir. Mükemmel me-İMi$, bir taraftan da idari ve teknik bü- lodilere gelen, gayet âhenkli ses sahi- bi san'atkârlarımız var. Fakat, her ne- dense orta kuvvette bir ses sahibi o- lan yok. Primalığı bir tarafa bırika- hım: Fakat biraz yüksek ses bulunma- ması, büyük bir noksan oluyor — T. Sahlep güğümü meraklısı hırsız Dört defa salep güğümü çalan sa- bıkalı Suat isminde bir adam bu defa da Mustafa nam müstearile Marpuç- şularda bir dükkândan bir salep gü- ğümü çalmış ve iki gün sonra yakala- narak müddeiumumiliğe | sevkolun- muştur, Müddeiumumilik o Suadi bi-' rinci ceza mahkemesine vermiş, ora- da icra kılınan duruşma sonunda #uç- İunun tevkifine karar verilmiştir. Üç hamiyetli vatandaş Adanadaki (o kazazedelere yardım maksadile dün üç kişi tarafından Kr zlay İstanbul mümessilliğine 1000, 200 ve 10 lira olmak üzere 1210 lira teberrü edilmiştir. Bu para mümessillik (o tarafından Ankaraya gönderilmiştir. olmaz, akıl ile olur. Efendi ne derse hemen onu yap... İşteGürcü Mehmet Paşanın oturdu- ğu sadrâzamlık makamından yuvarla- nacağı zamanın pek yakın olduğunu bu sözler isbat etmişti. Nitekim bir kaç gün sonraki bir mecliste hâs odabaşısı, Gürcü Paşaya bir ferman getirdi. Gürcü Mebme: -Pa. şa okumak bilmiyordu. Reisülküttabı çağırdılar ve yüksek sesle okudu: — Sen ki vezirimsin, mührümü ve - resin! Gürcü Paşanın elleri de, sakah da Gtremeğe başlamıştı. Doksan beş ya - şmdaki bunak adam, bulunduğu ma - kama karşi o kadar hırsla bağlıydı ki, mührü, kuşağına bağlıyan kaytanı baş- kaları çözdü. Gürcü Mehmet Paşa palas pandıras Yedikuleye götürüldü ve Kanlı kuyu- ya kapatıldı. Ne garip tesadüftür ki o da bu yer- den diri çıktı amma © sırada başını skrep sokmuş ve günlerce danalar gi- bi bağırtmıştı. Burak vezir acaba ayni yerde ve kendi haksızlığı yüzünden akrep sokan mimar Kasım Ağanın iniltilerini hatır- iadi mi? "Turan Can larından biri olan Ankara stadı kendi. sine lâyik maçlarla açılacak ve hükü met merkezinin spor alâkasını bir kat daha kuvvetlendirecektir. Selim Tezcan» Bu haftaki lik şampiyonası .burada büyük bir faaliyet gösterilmek-| Şeref sahalarında yapdacaktır. tedir. Usnumi merkez bir taraftan tö-, Il Lik Il Lik lişkin on Kür tün işleri başarabilmek üzere iki ko-| makem: Hana ç. || Davutpaşa - Fener Y misyon teşkil eylemiştir. Bu komisyon Şeref Stadı Bakem: Emin F, Jar dünden itibaren sıkı bir faaliyete Beşiktaş - Topkapı girişmişlerdir. Törenin muntazam ol- Hakem: Şazi ee şması, seyirci adedinin kabil olduğu ka-| © vefa - Beykon (| | Peylerbeyi-G. Gençler dar fazla bulunması için her türlü ted-İ makem: Feridun Hakem: H. Ragıp birler alınmaktadır. , ı Lik Açılış törenine evvelce de yazıldığı gibi İstanbuldan Fenerbahçe ve Gala- tasaray, İzmirden Altınordu ve hükü- met merkezinden de Ankaragücü ia- kımları iştirak edeceklerdir. Çek takı- mının yapacağı oyunlar bu törenle alâ kadar değildir. İzmir akınının buraya bayramın bi rinci günü yetişemiyeceği anlaşıldığın dan ilk oyunun Fenerbahçe ile Ankaşa Gücü arasında yapılması ihtimal dahi- lindedir. o İkinci Ogün o Galalasa - ray İzmir şampiyonu ile çarpışacak ve üçüncü günü ise ilk iki maçın galiple- Ti bir arada ve mağlüları bir arada ola- rak İki maç yapacaklardır. Bu tertip bütün Ankaranın ehemmi- yelle beklediği bir Galatasaray - Fe- nerbahçe çarpışması temin edebile - cek midir? Buna derhal müsbet cevap vermek kabil değildir. Çünkü Ankara takımları son neticelerle de anlaşıldı: Siirt meb'usunun Bir okuyucumuz yazıyor: Memleketin o menafii liğinde hiç bir fedakârlıktan ve emi ise ferağati nefs ile çalışmadan yılmamış ve matbuat â- leminde de yazılarile tanmmış ve Türkiye kurtarıcılarınımn emir ve İşa- rellerile yürümüş olan Siirt saylâvı Mahmut Soydanın ölümünü duyu - şum gözlerimi yaşarttı. Çünkü mef- tun olduğum tevazuu, büyüklüğü hakkındaki hatıratımı canlandırdı. Yekından bildiğim ve hürmet et- tiğim için bir gün Ankara İş Banka- sında elini öpmiye gilmiştim. Ka - pıcı haber verdi. O kadar nezaketi vardı ki rahatsızlığına rağmen ka - bul etmemezlik yapmadı İçeri girdim. O kadar mütevazi idi ki yanında sandalye gösterdi. Elini Ölümü münasebetile üğr unda İkinci kır koşusu İstanbul Atletizm Ajanlığı tarafın - dan hazırlanan &ar koşularının ikincisi 27 Kânunuevvel Pazar günü Veliefen- di koşu yerinde yapılacaktır. Geçen mevsim büyük bir alâka gören bu pist koşusunda bu mevsim âyni ehemmiye- ti kazanacağına hiç şüphe yoktur. Iki mesafe üzerinden yapılacak olan bu müsabaka geçen sene olduğu gibi 3000 ve 5000 metre olarak yapılacaktır. Mü sabaka Kros programı mucibince üç ki şilik takımlar arasında cereyan ede - cektir, 5000 metrelik koşu pist üzerinde ya- pılacak çalı mânialı bir müsabaka ola- ğı üzere İstanbul ile boy ölçüşebilecek | caktır. me VE *r Z EĞ IELI A ni bıraktı. Banı dönerek, halimi, hattâ evdeki çocuklarımın keyfini bile sordu. Bir isteğim olup olmadı- ğını öğrenmek istedi, O zaman ve şimdi de ilâhi bu ne büyüklüktür. Cumhuriyet hükümetinin sayın bir meb'usunun mahviyetine ve do- layısile cumhuriyet idaresine, va - tandaşların hayran olmaması küf - rani nimet olmaz mı? Bu bana yapılış ya başkalarına? Ben bilirim ki merhum müracaat eden her hak sahibine hak yoluyla iyilik yapar ve nakdi Mmuaven de esirgemezdi. İşte nasil olur da insaniyete hâdim bir zatı faziletkâ - fın ölümüne âcımazsınız? Rahmet ökürken gözlerimin bemini, yüre - gimin sızısmı bu nâçiz yazımla din - dirmek istedim, Sait Şefik

Bu sayıdan diğer sayfalar: