23 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

23 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birincikânun SON POSTA « Son —İ’osf'a;—;w Bu baba ve oğlu kim Cak Rariton, yazıhane- Mütettiş ile Reke odeda bulunyerlardı. 1 2 — h çalışırken bir rü- 3 - Dimli bir ayak gesisi duyduğunu ge- veiverle vurularak öldürülmüştü. Su; man mülettiş, odayı huzla kat'edarek birdenbire fleti olan silâh ortada yoktu. Ci kapıyı ardına kadar açtı. Görünürde kimsecikler ilk gören Karltonun oğlu Reks, açık » Orada Karltomun , sAdananın temizlikte İstanbul lokan- (talarına taş çıkartan Merkez lokanta- gında Adananın meşhur bulgur köfte- gini yiyordum. Garson önüme iri, yap /Zaklı bir marul salatası getirdi. İstan- bulda Nisan ve Mayıs aylarında şöyle bir görünerek ortadan kaybolan ma- Tulu Kânünüevvelde görünce şaşırdım. mak Jüzumunu hatırlattı. * Konuşacağım zatı bulmak güç olma- dı. Oranın merkez kahvelerinden biri olan Yıldızda kendisini bana bir arka- daşım takdim etti. Mülâkatımız İstan- bullu için müjde denebilecek haberler e baîlı:dı: ” — İkl seneye varmaz İstanbulda kuş konmazi lahana ve prasa kadar bol yi İyeceksiniz, önümüzdeki martta Arna- vutköy çileklerini basuracak nefasette ki çileklerimiz İstanbul piyasasımı dol duracak ve bu nefis meyvenin kilosu- nu önbeş kuruşa kadar alabileceksiniz Çilek kibar gofralarının süsü olmaktan kurtulacak ve misk gibi kokusunu Ta- kir kulübelerine kadar sokacak. Maktulün dostu olan ve hafta sonunda misafir gelen Foresti gözünden kaçırmı Müfettiş bundan sezra maktolün yeğeni 4 - Veri eergaya gektir O daç silâh mesizl İçittiği erada kütüphanede kitep okumakta olduğyunu ve bu sesin yelden geçen bir etemebilden gekliğini ssadığımı söyledi, Buzun Ürerine, mülettiş dışarı gıkarak araştırmalara koyulda, 5 - Onü da gorgüya çekti. şml!. vak'u esnasında bahçede gezinmekte oldu| ye hly birşey duymadığım - bil “İki sene sonra kuşkonmazı lahana ve prasa kadar bol yiyecek!,, pencerenin dışında bulduğu birşeyi "' n'lııl suratlı, İnatçı Tirdeyli gördü. ———————— gelen polis müfettişine verdi. rel ""'-*-.:: .z%"..âf"' bilerde işik p-lımıu:k:. şimdi, elde sevk vüs Bu bana bit bahçe sahibile Adananın | turfanda sebzeciliği hakkında konuş -|, | İstanbal Adanalı : bahçe sahipleri “ Çileği de kibar sofralarının süsü olmaktan çıkaracağız. İstan- bulda 15 kuruşa alacaksınız! ,, diyorlar. sevkedebiliriz. Hattâ soğuk memicket Jere de bu çiçekleri ihraç edebiliriz. Mmayınca elimiz kolumuz bağlı eklerin, dallarının üzerinde kuruma- (sını bigâne bigâne seyrediyoruz. ÇI - gçekçilik yapmak aklımıza bile gelmi « 'Or. 5İ Çiftçide de kabahat yek mu? Devlet Demiryollarından, e dü ,binçok teşekkül ve makamlardı ,yet edip duran bahçe sahib! hiç kendi üzerinealmiyor gü du. Nihayet ben de söze girişlim: — Adanaya geleliberi benim de na- zarı dikkatimi birşey celbetti. Çifiçiler tedbirsiz oluyorlar. Meselâ bir çiftçi bu sene biraz para kazandı mı, gelecek se- ne sanki havaların yüzde yüz iyi gide * ceğine dair elinde senet varmış gibi bütün parasmı, gene toprağa döküyor, Şarlasını ipotek - ediyor, mahsulünün bir kısmını evvelden satıyor, sonra da ya bir kuraklık veya bir hastalık ârız oldu mu mahvolup işin içinden üyle çikıyor, siz Adana çiftç pek top tancı hareket ediyorsunuz... Ya hep ya hiç... Onun için de bir sene x , Muhatsbım bir gazeteci ile konuştu #undan dolayı çok memnundu. — Adananiın iklimi ve toprağının be yeketi ölüleri diriltir diye sözüne de - vam etti. Yalnız biz öonün verebileceği Ffaydadan anda bir nisbetinde istifade şedemiyoruz. Buradaki iklim öyle bir Aklimdir ki dünyanın her nevi ziraat geşidini yetiştirmeğe müsaittin , Burada bakla dah&e şubatta dağ etek terinde yetişmeğe başlar. Nisanda ka- baklar artık toplanacak hale gelir, Ma yıs ayı içinde ise bütün sebze serisini #oplayabilirsiniz. Bezelyanın üâlâüsı, fa- lyenin mükemmeli, domatesin porta Kal kadar büyüğü, biberin nefisi, ve ypatlıcanın lezzetlisi. Mühatabiım fasulye, patlıcan bahsin (de hayli heyecanlanmıştı. — Azizim dedi. Bu toprak öyle bir topraktır ki yalnız başıma bütün Ana- dolu ve İstanbulu besler de gene bol- huktan sebzelerini denize döker... Bir kere burada hem ilkbaharda, hem de fonbaharda mahsul ahınır... Bu vaziyet gdünyanın az yerlerinde vardır. İhracat niçin yapılmıyor? Müjde faslı bitmiş, dert faslı başla Başti. y ğ Va S e Hemen dışarı fırladı. Aşağıyâ rüzgür gibi indi. Uşak Tisdeylin uşaklar 8- dajresinde maktulün yeğeni Verin ıı.'4 kütüphaneden çıkmakta olduk- larmı, her ikisinin de şaşkın bir vaziyette bulunduklarımı gördü. Salonun kapısı kilitlenmişti. Müfettiş, dışarıya seğirlip pencereden içeriye girmek niyetile koşarken düdüğünü de öttürüyordu. 7 Müfettiş , ortada — olmu silâhi, bulmak arrusile m! fir Forestin valizini araştırırken, uşağıda boğuk bir feryat koptuğunu duydu, Dışımda, maktuülün misafiri Rekai öldüren suç Detini bolmak — olarak bulunan Forfeste rast- Ü- Rüesde bilesekten Uni bir maşa idi. Ya balı ayak sesinin duyul- ı Fencamlof açıklı. ulîlhnfeu içeriye daldı. Maktulün oğlu Reks başı kan içinde, yüzü koyun dü; ne olduğunu an- erde yatıyordu. Birşeyler yazar- malına mani olmuştu. veyahut ta Reke — Maalesef ihracat yapamıyoruz. A- k ıoyl.:dl. Özere, dışarıya îeıı arkadan _,,hucnmı uğradığı r-_::—;:ıh—- -n*i:nı duymuş, Tni büyük dert te burada ya... Efi nefis anlaşılıyordu. Gamateslerin batmanı kırk paraya sa- K tılıyor da kimse dönüp yüzüne bakmı yor. Deviet Demiryolları yaş sebze ih- Facatını artlıracak tedbirler almahıdir. Dünyanın her memleketinde frigorifik vagonlar okluğu halde bizde yok, bü- tün sevkettiğimiz sebzeler,; yollarda bekliye bekliye, v tabii çürüye çürüye gideceği yere gidiyor, eziliyor, kiyine I.insie_.l:ybediyon lerden beri bağırıp 4rigorifik vagön istiyoruz. ıîflm gesimizi ait olan makama ulaştırama- gik.. Yunanistan biraz bizden birşey Alıyor, ama, bunlar devede kulak.; Adana çiçekçilikte de değerli işler görebilir , — Gene herşeyin başı frigorifik va- gonlar... Biz pekâlâ İstanbula Kânunu ,sanide ve şubatta gül, kart zanbak B u sırada bir poliş içeriye gi- rerek salondaki ocağın içi- ne saklanmış, ve yalnız tek bir kur- şanv atılmış olan bir rüvelver bulan duğunu bildirdi ve rüvelverle, ma- şanın iyice temizlenmiş olduğundan üzerlerinde parmak izi görüleme - diğini ayrıca ilâve etti. Müfettiş, bu delilleri de görünce katilin kim ol- duğunu kat'iyyetle anladı. Deliller hep onun aleyhine çıkıyordu. Siz Bu katili bulabildiniz mi?.. Bulamadınızsa 11 inci sayfamıza bakınız ! Müfettiş nazarı ilibara alarak yvak'a mahallinde bulduğu - şeylere el sürüle — Şiyirtmemn her türlü mali Ve ilk cinâyetin - işlendi| A TENaDA Blsdüi Birgisl Tülverer e bulde. Vasiyetismede mi> r.ı=;._ n—kıııü:_ ü Vere kuruş bile al, ğ 12 « 13 - memesini temin 8 bir dikti. a gti yorsunuz.., Paranın yüzüne ertesi sene de mahvolup gidiyorsunuz. Sonra bir başka derdiniz daha varm Hepiniz hovarda insanlarsınız... İçiniz. de mahsulünü peşin yüzde elli noksanı pa satarak o parayı İstanbulda yiyen deriniz oluyor. O sene bir de mahsu! ol mayınca, üstelik İstanbulda yediği pa raları da borçlanıyor... Siz biraz daha müuktesit hareket etseniz, kazanınca pa Fanın bepsini birden yemeseniz olmaz gu? Muhatâbım güldü: — Dediğinde haklısın dedi. Fakat haksız olduğun taraf ta var. İşi çok sat hi görüyorsunuz. Ben kendi hesabıma bu vaziyeti de .rin derin düşündüm. Ve başka memle- ketlerde de tetkikler yaptım. Avrupa- yı hayli dolaştım, Çiftçilerin halini Fransada Romanyada, Macaristanda tetkik ettim. Baktım aşağı yukarı hep gi bizim gibi.,, Kâr yılı oldu mu hepsi birden zenginieşiyorlar, bir de ziyan et tiler mi hepsi mahvolup gidiyor. Anla şılan çiftçiliğin icabı bu... Vaziyetlerini bozmiyanlar yalnız Fransız - bağçıları, yonlar da şarap yapıyorlar, ve şarabı ih tiyat olarak saklıyorlar.. Kıhılık sene lerinde dayanıp şarap satıyorlar ve bu suretle buhranı hafif anlatıyorlar, Fakat şunu da söyliyeyim ki bizdeki va ziyet hiç bir yerde yoktur. Macaris « #anda, Romanyada çiftçi ziyan eder a- mâ... Hiç bir zaman iyi senelerden san ra, kötü senecerin de gelebileceğini ak lından çıkarmaz.» * İsveçe giden tahan helvaları »— Biz Avrupalilar gibi çalışamıyo « ruz dedi... Ambalâj diye bir moesele var,., Bugün ticaretin yarısı mal seve ketmek ise, diğer yarısı da onu güzel- ce sarıp sarmalamaktır... , Biz buna hiç ehemmiyet vermeayiz. Geçenlerde İsveçe bir mikdar nümüu « melik tahan helvası göndermişl veçliler bunu beğenmişler ve hayli mik darda da sipariş yapmışlar..; Bizim tüc carlar, tahan helvalarını kazalarımığ « (Devamı 12 inci saylada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: