12 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

12 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p e YE iz Şubat SON POSTA ji İttihad ve Terakhide on sene — On ikinci kısım No. 7 — İHAN HARBİNİN SON PERDESİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Vilson Amerikanın Avrupaya borç verdiği paraları kurtarmak için harbe iştirak etmişti Almanlarla Avusturyalılar, Lehistan meselesi üzerinde anlaşamıyorlar, biri bir tarafa, —— e —— — | Hikâye | raları yer, mehta maz, panoramalari Yi orman üzerinde dalgalan le beraber kıvrılması, dağlarda boğu - gibi onu lanması, semevi içki şişeleri sarhoş ederdi. Bazan kendinden geçe ve güneşe neşideler söylerdi. Poweylahaout'nin bu hallerini tuhaf gören köy halkı onu hiç sevmezdi. Faki ihtiyar buna aldırmazdı seviyor Ve güneş de onu seviyordu ya # ile, o güneşi Güneşin dostluğu çıkmağa 1 dedi Dülgerin tamir ettiği basamaklara -İgeldi. Ayağını basınca bir çığılıktır k- çak hay! Tamir edeyim diye tarak tahtaları yerinden sök- tün ha! Canım, kıymak için! İhtiyar havada bir taklak attıktan sa | sonra aşağıya yuvarlan'yordu. Yere ge- lince, ezilen bir elma gibi, gevşek bir ses çıkardı. Dülger, karanlık merdiveı erden ses" d diğeri öteki tarafa çekiyor ve bu vaziyetten iki taraf ta müteessir oluyordu. Lehistan, bir kere daha paylaşmayı den bunu da kâf: görmiyerek Hinden- ia bilse bile onu nüfuzları altına alma burg'un erkânıharbiye reisliğine geti *| ! istiyorlar ve bu nüfuz meselesinde, rilmesini müteâkıb Alman İmparato - “nin çok, kimin az hakkı olduğu üze- runun bütün müttefik ordulara ku - Bir akşam sema berrak, dağ başları dumansızdı, bulutların dramatik bir bir hali vardı. İhtiyar kulesine çıktı. Epeyce yüksek olan bu kule, ağaçiıklı bir tepe üstünde idi. Bu tepe, şatodan iki yüz metre kadar uzaktı. O sırada 8iz sessiz ve ihtiyatlı ihtiyatlı & İlya gelince, ihtiyarın hareketsiz, üZân- mış olduğunu gördü. Fakai zavallı adam daha yaşıyordu, Muhakkâk ki smudu- i kırılmıştı, lâkin ellerini oyna» e birleşemiyerek işi tehir ediyor * Pipi Berlin ile Viyana sarayları ve Al- m erkânı harbiyesi ile Avusturya er- Gi iyesi arasında Lehistan yüzün- dostane bir rekabet ve mücadele de gelmişti. Henüz vurulmamış Ayının postunu paylaşamamak ka- "den olan bu mücadele, iki tarafta barbin kazanıldığı veyahut kaza - ki fikrinin henüz o tarihlerde ne kat'i olduğunu gösterirdi. wiki Rus ihtilâlini tâkib eden m son şiddet ve vüs'atini bul- a olan ve Luzitanya vapurunu bü- -» Yolcularile batırmış bulunan de tay muharebesi dolayısile Amerika iştirake karar vermiş ve bunu bik, ben. Almanlara hak veririm: Almanyaya koştu: Para, silâh, mütehassis, sanayi maddesi, hak buldu. Amerika Reisi Cumhuru Vilson Lâkin bütün bu hâdiseler, iki mem lılar da İtalyanlara karşı bir taarruz jmanda etmesi esasını koydular. Bil - hassa bu hüdiselerden sonra Ayvustuz- yalılar Almanlara çok kızıyorlardı. Al- manlar da bunları kızdıracak müdaha- lelerde bulunmuyor değillerdi. Fakat, Bütün harb esnâsında kimin başı sıkıldıysa! asker,| lâsa her kes her şeyi ondan istedi, o da herkese ve her şeye yetişti, Pilhassa Avustur- leket arasında bir rekabet ve bir nefsa- bir dillger merdiven basamaklarına tah talar çakıyor, trabzana destekler koyu on beş metre kadar yüksekte, tehlikeli lanırdı. Fa cekmiş gibi, gıcırdar ve Sa: kat üst tarasaya çıkabilmek için ora dan geçmek mecbüri idi. Dülger, burâ: nın çürük tahtalarını değiştiriyordu. yadan çok çekti ve çok defa, onun) çıkmağa başladığı zaman bir köylünün gaflarından dolayı, ağzı yandı. Bunun | kendisini çağırmakta olduğunu duy için her şeye karışmaya kendindeldu: para saklamasını kule tamir ediliyordu. Şehirden gelen yordu. Kulenin üst tarafında, yerden bir geçit vardı. Orada tahtalar, çöke - Mösyö Poueylahaout ilk basamakları —Efendi, affedersin... Pazardan ge- liyorum. öküzleri sattım, fakat evde Üzerimde para olduğunu bi -İana tamâ' ettin, değil mi? Basamaklari onun için söktün, alçak”... Dur, bekle hele, çok geçmez, paramı ali . Şöye ir gözlerim kapansın da... Seni hay- uçunu kimse bilmiyecek! -İllerkes bir kaza olduğunu sanacak! Her -İşeyi ne güzel de hesapladın Fakat güneş gördü, yalnız o gördü! Cürmünü senin yanına bırakacak mi sanıyorsun?, İhtiyar sustu, Nefesi ağırlaşmış, can - | çekişiyordu. Fakat bir canlı adamı $oy- mağa cesaret edemeyen, lâkin az sonra bir ölü karşısında bulununca hiç bir şeyden çekinmeyecek olan hırsızdan gözleri bir türlü Püttefiki,, e. dar ME 3 . gz : re bildirmi; yapmak ve kendilerini göstermek is -İniyet uyandırdı. G. bin $ : İsevmediğim için & yrılmıyordu... şik temişler ve Rus cephesinden bir hayli Kd simi me b sana ( getirdim, Yarınki nushamızda > İhtiyar titri - Vilsonun rolü . li gerek siyaset bu halden çok müteessir : Gi 5 du. Dikilmi Avrupadaki harbi Amerikaya ki kuyvet alıp Tirole çekmişler ve oradan | olmuştur. Bunun için 917 ilkbaharın Hlyur. Llkie Mi Hayal inkisarı mii de e : e amelin la yanları kar büyük, BiZ bancrtza | dun tuu şarki Ruslara v5 Laklı İpe Ke ir Bali sineği düşünen Vilon, ha- RM erdi. ii a lere karşı tâkib edilecek siyaset hak -İşay demişti. Yazan: Pierre inigue toplanıyor ve bu »İ barı 5 alar benle idayette muvaffa iyetle ilerileyen |kında iki memleket arasında kolayca| İhtiyar, ken - Çeviren: Nurullah Ataç aşığı, hırsızı ye “ Amerikada »İbu taarruz, biraz sonra durmuş, sonra) ittifak hasıl olamıyor ve birinin bir ta-İdisine (uzatılan rine (o mıhlamak paya malzeme ve mühimmat Yi- ai Vileon Amerikayı harba, de- İt muharebesinin genişletilmiş ol n dolayı soktuğunu söylüyor- e Fakat, hakikatte, Amerikanın iti devletlerinden alacağı olan paraları “dan Ay bağlamak gayesile hareket Oyun merika sermayedarlarının elinde K cak olduğunun farkında değildi. dani Fransa ve İtalyaya üç sene - dola verdiği mallar ve paralardan vera Milyarlar alacağı olan Amerika âyedarları harbın ciddi tutulması Vi van yanın mağlâp edilmesi için alya «trafını kuşatmışlar, Ameri- di Avrupaya doğru büyük bir yar- iy, Bömleri hazırlıyorlardı. Bu hamle tay, Almanya ve Avusturya sarayları Ya Ve militaristlerinin gözlerini açme- a etmedi ve Rusya tarafında tiladeyı açılan fırsat kapılarından is- hi Rün düşünmediler. Bilâkis, birbiri- Fa kaşaya düştüler, Mp Almanlarla Avusturyalılar » iridir arasında daha muharebenin şa a vindan beri daimi bir münaka- Viyan, Seçimsizlik büküm sürüyordu. anan 4 sarayı ve sarayın etrafında top- — eiyâset aristokrasisi ile Avustur- r erkânıbarbiyesi bu şarki rüpa imparatorluğunun kuvvet ve mağrur insanlardı. Ancak oldukları mücadelede de işin kendi başlarına kalkacak de- de kuvvet ve maharet göstermek- ie âciz idiler. İkide birde mağlüp » Almanlardan yardım isterler, Rerek Yardım istedikleri Almanlara da kaf, di ve gerek siyasi işlerde erd tarlardı, Buna mukabil, Alman- emek gaf yapmakta mahir, harp beceriksiz müttefiklerden da- da da ederler, onlara hiç bir yer- , Diyet göstermezler, daima işleri © tutmaya ve kontrol altında 'urmaya ehemmiyet (verirlerdi. N r, Âvusturyanın, en evvel Sır- Sonra, » mağlöp oluşuna kızmışlardı. nü Bi gelen Rusyanın yükü- daima rec&de tutamadıklarına ve rine ka manyadan imdat istedikle - de, Alda Nihayet, günün birin- tıklar ab iYetli Hifi; Ji FE 7? EÇ fi m Verdin özerine' yap * ve hidayette çok muvaf- tâarruzdan sonra, Avustury da İtalyanın mukabil taarruzu karşısın- da Avusturyalılar mağlüp olmuşlardı. Tam bu sırada, Rus erkânıharbiyesi Avusturyanın cephedeki kuvvetlerini çekmiş olduğunu hissettiğinden Bro - silof bu cepheye karşı büyük bir taar- ruz yaptı ve cepheyi geniş bir saha ü- zerinde yarmaya muvaffak oldu. Al- manlar, Avusturyanın bu bareketi, kendilerine haber vermeksizin yapmış olduklarına kızmakla beraber, hemen cephenin imdadına koşup açılan geniş deliği kapamışlardı. Avusturyanın beceriksizliği Fakat, Avusturyanın kırdığı bu ne- vi kozlar bini aşmış olduğundan bu defa, o Almanlar, başkumandanlığın tevhidini istediler ve evvelâ şarkta cepbeyi ikiye ayırıp birini Alman ku - mandası altına aldılar ve ikincisini de Arşidük Karl' in kumandasına ver - mekle beraber, Alman karargühinin kontrolü altına soktular. Çok, geçme- yaset yüzünden her iki taraf da bu| keşmekeşten müteessir olarak, beyhur-| de yere kıymetli vakitler * kaybedili- yordu. Yukardanberi verdiğim izahat ile şu- nu anlatmıya çalıştım : Rusya ihtilâli patladığı tarihte bar- bin ikinci ve son devresi başlamış bu - Junuyordu. Rusyanın sahneden çekik mesinin başlangıcı demek olan bu ih-| tilâl çıktıktan sonra Amerika harbe gir- memiş olsaydı Almanya ile müttefik - lerinin vaziyetleri çok daha timidli ola» bilirdi. Fakat, Amerika" harbe girdik - 917 yazında Almanyada görmüş oldu- Zum siyasi ve manevi vaziyet hasıl ol muştu. Buna Almanya ile Avustürya rekabet de ilâve dilince (o merkezi Odevletlerin o si- yasi manevra kabiliyetleri de bozulmuş bulunuyordu. Biz ise bu ahvalden ha- berdar değildik. Yalnız Bulgarlar bize nisbetle vaziyeti daha iyi görüyorler| ve gördükçe de mânevi kuvvetleri bo- suluyordu. 917 yazında ben, Rusyanın inhilâli. ne rağmen, harbin kaybedilmiş oldu « ğu fikrinde idim. Amerikanın Avru -| paya gelmeğe karar verişi, Almanya ve Avusturyadaki dehili vaziyetler, bi - zim tarafta kuvvet hazinelerinin dibi görünmekte olması ve daha bunlara benzer bir çok alâmetler, bence netice- yi gösteriyordu. Fakat, harbin ikinci devresini böyle görmiyenler de vardır. Bunün için, bu devreyi dolduran hâdi- selerin hikâyesine başlamazdan evvel, bu başka türlü görüş üzerinde duraca- öm. Bilhassa bu görüş, kıymetli bir as- kerin görüşü olmak itibarile zikredil- meğe lâyık bir şeydir. Bu görüş, mağlübiyetin tahakkuk et- tiği günlerde hükümeti İttihat ve Te - rakkiden devralıp Mondros mütareke- sini yapmış ve harb esnasında da Şark cephesine kumanda etmiş olan sadrâ- İzzet paşanındır. Askeri ve insani arasındaki — RR YARAM SE AR DE Kullanılan her şeyin ömrü kısalır! yalnız RADYOLIN ile fırçalanan beyaz, /zam ; a meziyet ve faziletleri malâm olan İz parlak ve temiz dişler | |) yaşa ile muhtelif *zamanlarda bu müstesna harb işleri hakkında yapmak vesilesini rafa, ötekinin de diğer tarafa çektiği 8» | nen gü ten sonra ümidlet çok kırılmış, benim| © ama İ b ulmuş olduğum konuşmalardan dai- | ko e e ie rna istifade etmişimdir. (Arkası var). | Arrcasına elbet, dedi. Ve paraları cebine yerleştirdikten sonra karanlık merdivenlerden çıkma- sevenler gibi; yi bek- ğa başladı. Bütün güneşi Bu güneşin Bazlı olduğu, kimse; lemediğini bilirdi, ve gene onlar gibi bilirdi ki güneşin batışı ancak bir iki dakika güzeldir. İhtiyar da koşa koşa yukarı çıktı. Sö- üneşin, tek tük deliklerden, bir yaprağı gibi ışik vurduğunu avuç gül görüyordu. * Nefes nefese, son bassmakiara gelin- e, orada çalışmakta olar dülgeri gör gü. Bu, kırk, kırk beş aşlarında, yüzü kanlı bir adamdı. Köylünün aşağıda ihtiyara söylediklerini duymuş ve ona a verdiğini görmüştü her halde. İh- üzerinde mühim bir para oldu - e yukarda, on beş metre yüksek» basamaktan geçeceğini bi- basamaklar bir çökse de , Esasen orada ska kimse yoktu ki... zari ibtiyara baktı. Bu para ve tiyarın gunu vi likte bir kaç liyordu... Şu herif ölse?. ondan Dülger bir aralık oldukça ağır bir adamdı... Birgenbire ona bir tamir edeyim hı yi yığınına bir göz attıktan sonra: — Korkma canım korkma, tamamdır ihtiyarla doğru ilerledi. — Aman yavaş, bayım, aman.. Şura da bir iki basamak var... Durun şunları için, ona aksettiriyordu.. Birdenbire göğsünde kırmizi bir şey görür gibi oldu; batan güneş, larını gönderirken, madeni bir eşyayı ne bağlan- ışığı yok mul Gümüş düdük üzerinde bir parmak gibi duruyot ve ısrar ediyor, onu mütemadiyen can çekişen ihtiyara gösteriyordu. Güneşin ona tav esi, daha doğrusu emrettiğini İhtiyar anlar miştı herhalde... Ah şu vefakâr güneş, dost güneş! Mösyö Poueylahaout, bu düdüğe do- kunmağa, onu dudaklarına götürerek çalmağa kendisinde kuvvet buldu. Düdük sesini duyan koca kârâ köpek hemen koştu. Sahibi onu hep böyle ça- ğırırdı. Bir kaç sıçrayışta şatodan kuleye gel- di ve efendisini yerde uzanmış görün: ce, onun önüne yattı. Bir kaç saniye sonra ihtiyar can ver dikten sonra, dülger iki adım atmağa, eğilmeğe, elini uzatmağa cesaret etti... Fakat tam bu sırada köpek ayağa kaiktı, dişlerini herifin boğazına geçir- di ve ancak katil ölüp te dişlerinin &ra- sında soğuk bir et hissedince, çene ke mik'lerini açtı. Güneşin son ışığı, pembe bir okşayış ihtiyarın yüzünde sönüyordu. g Wi sim, MR Dünkü piyango talilileri (Baştarafı 7 nci sayfada) — Bunu da sen al bari... Senin di metin! Cahil Süleyi verilen bu Ki na: n, mukebilin: ı cebine koymuş. Ve akşam eve dönünce, vaziyeti amcasi- na anlatıp, bileti göstermiş. Amcasi © — Hani, demiş, Tayyare Piyang: derler ya?.. Bu onun biletidir. » dursun da belki birşey vurur. Süleyman Tayyare Piyangosunun farkında.. Fakat neyle, nasıl çıktığ bilmiyor. Bu hâ iş... Servete kavuşluğuna aklı yatınca, 1 de unutmuş git- masum bir sevniçle gülümsedi, ve * Demin dedi, Millet caddesi: Evin birinde ke! doğru geliyordum. kızartmışlı Kokusu bu di... Caram”öyle kebap çe önerek ilâve yuma iyordu. Ki ettiz de para| şimdi ? osu Bende Bir kebapçıya gidelim Ahmet am- — Ne yapacaksın bü kadar parayı 7 — Her gün kebap yiyeceğim! — Sonra ? — İki tane yepyeni küfe alacağım! — Gene hamallık mı edeceksin? Tertemiz ve saf kalpli çocuk, üstüne oturduğu küfesini, velinimetini süzen sadık bir uşak vefasile gözden geçire- rek cevap verdi: — 'Tabif.., O süyede kazandım ben 'bu paray Naci Sadullah Sabık Kayserin hediyeleri Lehsye, Nl — Eski Alman imparato ru Vilhelm, bundan altmış sene evvel Prusya Grenadier alayında beraber ça nış olduğu arkadaşlarını Doorn sa“ yında toplamış ve kendilerine hedi » yeler dağıtmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: