12 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

12 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa ——— z 3 Hergün Avrupanın deva bulmaz Derdi: Gayrı tabit bir Sulh müvazenesi ! Yazan: Muhittin Birgen e| A vrupanın, bugünkü üsüller, bu- günkü ölçüler ve bugünkü mü- vazene sistemleri içinde deva bulmaz bir derdi verdir. Bu derdi anlamak için Avrupa haritasını göz önüne almak ve onun taksimatına bakmak lâzımdır. En garpte, bir ada üstünde, Avrupa- dan ayrı İngiltere ve dünyanız her kö- şesine sokulmuş bir müstemleke impa- talorluğu, O, kendi xendisine, başlı ba- şına bir âlemdir. Avrupa kit'asını yok ediniz, İngiltere gene yaşar ve belki de daha güzel, daha rahat yaşar. Onun yanı başında, gene Avrupanın garbinde bir Fransa ve gene dünyanın dört köşesine yayılmış bir müstemleke imparatorluğu, Avrupanın öteki kısmı- nı yok ediniz, yahut Rayn nehrini bir Manş denizi, bir Şimal denizi yapınız, ©o da gayet rahattır. Fakat, hılkat Fransayı Avrupanın öteki parçasına yapışık yaratmış ve ya- nıma da Almanya gibi bir komşu vermiş Öyle bir komşu ki, Avrupanın bütün öteki parçalarile her gün münasebet ha- Hindedir. Bunun için Fransa, kendisini daimi surette Almanyanın tehdidi al - tında hissediyor ve bu kuvveti ezmeğe çalışıyor. 918 de eline bir fırsat geçer geçmez, Fransa İngiltere ile beraber, | Almanyayı kuşa benzettiler ve bunun elinden kolonilerini aldılar. Kolonileri abınmış olan Almanya da bu suretle Avrupanın öteki parçalarına daha sım- sıkı bağlanmış oldu. * Şimdi işlere bir de bu taraftan bak:- nız: Fransa ile İngilterenin iktısadi ha- yatlarının kurtuluşu, onları Avrupa- dan az çok uzaklaştırır. Almanya ise, 918 den sonra, Avrupanın diğer mem- leketlerine daha sıkı bağlarımıştır. O memleketler - ki, — Çekoslovakyadan maada, hepsi de ziral mahsulü bol, müs- tahsillerinin hayat şartlarına göre mali- yet fiatları yüksektir. Onlar için en gü- zel piyasa Almanyadır. Macaristandan Trabzona ve Mersine kadar bütün ihra- cat mıntakaları Almanyaya bağlanmış- tır. Bilhassa, Macaristan ve Balkanlar için Almanyadan ve biraz ona benzeyen İtalyadan daha güzel bir müşteri yok- tur, Tuna nehri de sanki bu memleket- leri Almanyaya sımsıkı bağlamak halkedilmiş bir berri Okyanüstür: Bu nehir üzerindeki nakliyat Akdeniz üze | rindeki nakliyat kadar mühim ve bu nehrin Himanları Akdeniz limanları ka dar işlek, geniş ve muazzamdır. İngil- tere ile Fransa buğdayiarını yalnız ya — kendi — kolonilerinden, — yahut Amerikadan çekerler. Almanya ile İtal- yanın buğday hazineler! de Balkan memleketleridir. Almanyanın kışlık insan ve hayvan yiyeceklerini Türkiye- ye varıncaya kadar hep bu memleketler temin ederler. Meselâ, Size yalnız bir Takkam zikredeyim: Son günlerde, Al- manya Miacaristana yalnız erimiş do- muz yağı olmak üzere 1500 vagonluk bir kontenjan vermiştir! VSMI. şu bir kaç çizgi İle gösterdi - Bim vaziyeti, gözünüzün önüne alınız, ve düşününüz, * Ş Fransanın en büyükz derdi Almanya- dır. Fransa bü dert ile yalnız bış':nı Uğraşamaz. Ona yardımcı lâzımdır. Bu n've bu meyanda büyük bir mirastan SON POSTA Resimli Makale: Çocuk ailenin devamı için aktedil Kadını yuvasına bağlıyan bağ ai- miş bozulmak bilmez bir mukavele- lesinden ve kocasından ziyade çocu- Budur. ye benzer (SÖZz ARAS Dilenci iken milyoner |* », T TEREC ” Glar ga ken ünrae © || KERGÜN BİR FIKRA Meteliksiz kaldı Peştede Steflen Masdarı ağrıyor Farkas — isminde Softa ıned:esede okummuş, köyü - çok fakir bir a- ne dönmüştü. Köyüne döndüğü ge- dam piyangonun $ ce hastalandı. Merak ettiler: birinci ikramiye- ğ — Neren ağrıyor? sini — kazanarak Diye sordular, solta cevap verdi: birdenbire zengin İ — Batnım Ign'y'or_ olmuş. Batnın ne olduğumu bilmiyorları Ömründe be dı. Tekrar sordular.. Softa mütemadiyen: — Batnım ağrıyor. Diyordu. Kasabada ülemadan ge- çinen bir hoca vardı. Ona sormiyal karar verdiler. Gece yarısından son- ra kasabaya gittiler. — Aman hoca ne olursa sendien e- lur, bizim köyden medreseye oku - mıya gitmiş, bir delikanlı varı bugün köye döndü ve hastalandı; soruyoruz. Batnım ağrıyor, diyı neresi ağrıyor? Anlıyamadık. Ülemadan geçinen hoca düşündü, ve farif etti: — Batane yebtinü batnen... An - kadar parayı ha yalinde bile gör miyen Steflen bir denbire şaşırmış, ve ilk olarak 110 kişiye bir ziyafet vermiş, üç tane metres tutmuş, 12 kat elbise diktirmiş. Yeni zengin para har- cadıkça etrafın da kendisine daha faz- ha itibar ettiğini iyor, ve bu yüz- den israfını arttırıyormuş. -Nihayet, kahvelerde sigarasını banknotlarla tu- tuşturmağa başlamış ve tabil kısa bir zamanda da meteliksiz kalarak tekrar dilenmeğe başlamış... Yalnız bu atada fevkalâde meşhur olduğu için şimdi| | laşıldı, dedi, batın: miâsdâar. O ada - eskiye nisbetle daha fazla para kaza-| | mın masdarı ağrıyor demektir. niyormuş. ş * Fennin Hunuku inkâr edilen kadın Kopenhag'da Lars Brandehup is - minde bir kadın mahkemeye müracaat ederek kendisinin bütün hukukundan Yapamıyacağı yok Umnumi hayatın daha ziyade refah ve salâhını temin için fen adanıları dur- mayıp çalışıyorlar. İngilterede sınai ve mahrum edilmekte olduğundan şikâyet | fenmi tetkikat dairesinin bu yakınlar. etmiştir. Filhakikâ; resmt evraka na - da neşr ve tâmim ettiği _k"“"i" bir zaran Madmazel Lare Brandshup sağ| kaçı aşağıya dercedilmiştir: INDA ) W Temelsiz ev Bi devam etmesi mümkündür, fakat lemeli ilk rüz - gârla yıkılacak kadar zayıftır. Çocuksuz ailenin ea aa. Hapishanede Yatarken borsacılık Yapan haydut Bir — zamanlar Amerika haydut- luk âleminin hü- kümdarı — Glan meşhur Alkapone şimdi meşru işler ile meşgul olmak- tadır, Kendisi Şaytan adasında mahpus Alkapon İşlerin çoğu kapone'nin ortağı olan karısı — tarafın- dan çevrilmektedir. Madam Kapone bir çok müstear i- simler altında Amerikanın bir ucundan ötekine kocasının işleri için koşup dur maktadır. Kadın bir yerde bir haftadan faz- la kalmamakta, bu suretle zabiıtanın gözünden kaçmaktadır. Alkapone yattığı hapishaneden ka- rısına talimat vermektedir. Karı koca işlerinde o kadar muvaffak olmuşlar ve o kadar çok kazanmışlardır ki dev- letin en büyük düşmanı olan bu adam bugün 500.000 ilâ 1.000.000 — İngiliz liralık bir aervetin sahibi olmuştur. Alkapone daha yirmi sene mahpus yatacağı için kazandığı paraları yiye. miyeceğinden dolayı teessür duymak. tadır. değil, ölüdür. Doğum kaydi hiç bir yer- de bulunamamıştır. Doğduğu zaman papazın kendisini deftere kaydetmeği unuttuğu anlaşılmış ve bir kaç sene gün tamamile taze kalmakta imiş. sonrg da Brandshup isminde başka bi- 1 — Unların daha fennt bir usul ile (ne olduğunu söylemiyorlar) muhafa- za ve istifi sayesinde ekmek 10 - 12 Ayda bin lira cep harçlığını beyenmiyen kadın 2 — Armudun kısa bir zamanda çü-| — Viyanada aristokrat sınıfına men - risi öldüğü için ölüm defterine de rüdüğü mâlümdur. Armııd_ oksijen ve Brandshup ismi kaydolunmuştur. karbon di oksid mevacehesinde muha- Şimdi zavallı kadın, kendisinin def- faza edilirse aylarca bozulmadan du - tere kaydedilmemiş olduğunu ve ölen |Turmuş. Brandshup'un da kendisi olmadığını is- bata çalışmakta imiş. ğanı insanım bozması ve diğer bir türlü bağlaması için sarfedilen bu siyaset o- yunları da Avrupada bugünkü huzur- suzluğu, bugünkü emniyetsizliği - ve bugünkü dertleri doğurur. İşte Avru- panın deva bulmaz derdi buradadır! lar beş altı yüz metre koşturulursa kir ve kuru tuzlamada pek iyi neticeler alınırmış. cei hararetlere Bir taraftan hilkatin yarattığı 3 — İtlâf edilmeden evvel domuz - —— İcudlarında fazla mikdarda kalevi biri - 4 — Alüminyumdan üç kere daha hafif bir magnesium halitası keşfedil . miş olup bununla tayyarelerin aksamı * yapılacak ve bu kısımlar yüksek dere- mukavemet edecek - yardıracı, bir kere İngilteredir. Fakat, | derdin devası var mıdır? taraftan da tarihin inkişaf ettirdiği bu|miş. | 5 — Aynı suhunet derecesini muha- sub bir madam mahkemeye müracaat ederek kocasından ayrılmak talebinde bulunmuş ve boşanma sebebi olarak da şu mülâhazayı ileri sürmüştür: — Kocam bana bakmıyor. Üstüm, başım ve cep harçlığım için ancak ay- da 4000 şilin para veriyor. (1000 Türk lirası) Bu benim masraflarıma yetişmi- yor, ve arkadaşlarım arasında içtimal mevkiimin icab ettirdiği masrafları ya- Pamiyorum, Kocası kadının şikâyetini dinlemiş: — Ben, demiş, bu paradan fazlasını veremiyorum. Hattâ gelecek aydan i- tibaren işlerim kötü gittiği için kendisi. ne 3000 şilin vermeği düşünüyordum. Sözün Kısası Kadın ve an'ane —SYaran: E. Tahu A nayurdun bilmem neresinde, Ha lânca bir kadın, günah mahsulü olan yavrusunu, doğar doğmaz, boğull öldürmüş ve götürüp bir viraneye alis vermiş.. Adalet kendisini Cezalandırıyor.. Sösyetenin nizamı korunmuş, kani4 nun muktezası ifa edtimşitir. Lâkin bil ibreti müessire, bu kabii cinayetlerili önüne geçemiyor. Neden? Cumhuriyet rejiminin yüksek prerlt siplerine dayanan kanunlarımız Türi kadınına, Türk kızına erkeklerle hut kuk müsavatı vermiştir. Kadın, analâ* sorguya çekiyola rımızın zamanında o kaderd ve kısmete tâbi, mü l ye muh bir kul olmaktan çıkmış, erkekliğil keyfine ve tahakkümüne böyun eğm ten kurtulmuş, evinde ve yaşadığı sof yetede, hak müsavatına müstenit bit yer almıştır. Kendisine hayatı zindan eden esarell r ve müânila* kadın mâs lma olduğu gibi iradesine de sahip, çt* lışıyor. Hiç bir kuvvet onu, istemedi bir eşle yaşamağa icbar edemiyor. Ha yat tabammülfersa bir şekil aldığı gün mahkemelerin kapıları kendisine açılık Cumhuriyet hâkiminin isabetli hükmül kendisine muindir. ' Lâkin, bütün bunlara rağınen kadızi hâlâ kurtulamamış, hâlâ esirdir: Birta« kım köhne an'anelerin, köhne telâkki« lerin esiri! Ve bu esaretin verdiğ: korkunun te« sirfledir ki o, müuhitfnin suinazarını; yarü ağyarın çirkin dedikodularınt; kendi mukadderatile alâkadar olmıyan insanların ayıplamalarını kanunun i * cap ve hükümlerinden Üstün tutarali gayri meşru olmakla beraber nihayef evlâdı bulunan bir masumu boğmuğa kadar varıyor. 'Türkçe bir söz temsili, her koyunum kendi bacağından asılması icap ettiği« ni söyler. Suçunun mânevi azabı altm« da esasen ezilecek olan bir biçareyi, cö“ miyelin damgalamağa, hakare'le takip ve iazip etmeğe hakkı olmasa gereke tir. Bilâkis, insaniyet prensipleri böyle günahkâra acımayı ve yardım etmeyi emreder. O zaman, bu kabil cinayetlerin so* nu gelecek, analar evlâtlarının kanınd girmek ızhrırın:i%unulıciklardır. Z BAA oo eeera AA N ee ea eei Biliyor musunuz ? | — Publius Syrus kimdir? 2 — Poltava nerededir. ve nesili meşhurdur? 3 — Şalları ile meşhur olan Lâhof şehri Hindistanda hangi oyaletin mers kezidir. Yalnız şehrin ve büyün eya * letin nüfusu ne kadardır? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları : | — Pransada kurulan on üçler ko € Mitesi milli konvansiyon tarafından 30 mayıs 1793 de kurulmuştu. İdari bif komitedir. Giri lara galibiyetii aştır. 2 — Karmen Sylva Romanya krali * çesi Elizabethin namı müstaarıdır. Krgl sade İngiltereye istinat ederse nihayet İngiltereye tâbi bir memleket olması tehlikesi vardır; hariçten de kendisine yardımcı aramaya mecbur olur. Bun- lar da Avrupanin merkez ve şarkındaki memleketlerdir. Bunları kendisine siyaseten pakt- larla bağlamaya çalışır. Halbuki bu memleketlerin hayatları kısmen veya tamamen, bilhassa Almanya müstem- lekesiz kaldıktan sonra, gayet tabii bir şekilde Almanyaya bağlanmıştır. Bu- nun için Fransanın bu pakt sistemleri, bağlanır bağlanır, sonra tekrar çözü - lür, bir türlü bağlanır, olmadı, o bir türlü bağlanır, gene olmaz. Almanyaya iktisaden bağlı olan bu memleketleri, Fransanın siyaseten kendisine bağla - ması için karışık, karıştırıcı, oynalıcı ve oynak bir siyaset yapması |âzımdır. fapar; fakat, hilkatin ü bağladı ' Acaba, Almanyaya müstemleke ve-|faza etmek üzere evlerin odaları iç içe rilecek olsa bu dert hiç olmazsa tahfif 4 (, halde yapılacakmış ve dışarının ha- | önci Şarlın karısıdır. Kraliçe bir çoll Bir kadının içtimaf mevkii sarfettiği pa- ç şiirler ve romanlar yazmıştır. Prus * ra ile değil, kocasına gösterdiği sada - ve relahı bakımından balledilmesi lâ - zım gelen öyle meselelerdir ki hiç bi - risini nazart olarak, toptan halletmeğe Emkân yoktur. Bu işler, parça parça, zamanla halledilecek şeylerdir. Zaman bunları kansız, çarpışmaksızın, felâket- siz ve faciasız halledebilir mi? Bilmi - yoruz. Bildiğimiz yegâne bir şey varsa edilebilir mi? Bunlar Avrupanın huzur | » , haddüllerinden ancak iki duvar a- katle ölçülür. Mahkeme adamcağızın defterlerini getirtmiş, tetkikat yaptırmış ve filhaki- ka ayda 3000 şilin dahi veremiyeceğini görmüş ve şu kararı vermiş: rasındaki hava kısmı müteessir olacak ve asıl odanın suhuneti değişmiyecek- miş. o da şudur: Bugünkü beynelmile! mü- nasebetler usulü ve buşünkü diplomasi| M. ....., karısına ceb harçlığı olarak bu davayı kat'iyyen halledemez! her ay 1500 gilin k ve kodin dü /— Muhittin Birgen İbu pasa ile kendisini idare edecektir. yada Neuwiedde doğmuştur. 3 — Malaga şehrinin nüfusu 160,000 dir. Şehiyde mitralyöz fabrikaları v şarap imalâthaneleri vardır. Pamuks portakal yetişir., Akdenizin en iyi kört fezlerinden birine maliktir. ÇAA veceLASELANEERESAAKAyA Her tarafı üçlü bir kilise Hıristiyan dininin akaimi selâsesini daima göz önünde hbulundurmak içilü Avusturyada Lâmbach'da bir kilise yat, B İSTER İNAN İSTER İNANMA! İSTER İNAN İSTER İNANMA! pılmıştır. Bu kilisede her şey üçlüdür. Afyonkarahisardan yazılıyor: «Şühud — nahiyesinde '| yavrusu — doğurmuştur. — Yavru — el'an — sağdır. Kilise üç köşedir, kulesinin üç ceP' #akliya kader görülmemiş - bir. hüdise “olmuş, | Her — gün * yüzlerce merakl' tarafından ziyaret || X**i vardır. Kilinede Üç kopı mevcude Emine —isminde bir kadının ineği bir domuz | edilmektedir.» dur. Üç mihrab vardır, ve kilisenin ÜŞ orgu, üç mukaddes eşya anbarı mev * —| cuddur, kilise 383,333 kurona mal OF muştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: