February 20, 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

February 20, 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mela aat ö a year a eai nttti eeei öt ci elt NÜY AĞ Ş T ; di #RE nah bir çocuk daha! Şme öi v Eski İngılız Kralınını Maaşı ada b ei Ho meselesi halledilemedi (Baş tarafi '1 imel sayfada) Heybeliadalı bir genç, Heybeliadalı Sabık hükümdarın kardeşleri Avusturyaya giderek Tevfik Rüştü Aras, istasyonda bir çok Bir kızla sevişmektedir. Fakat çam ko- ,|zevat tarafından karşılanmıştır. kBuları arasında beslenen bu sevda, meş | hiç Dük do Vindsor ile Kral ailesinin vereceği maaş hakkında konuşacaklar.. Bayan sevgilisine: diyör. Hariciye Vekilimiz, Atatürk'e te- ru bir Beticeye varmak ümidinden | | zimlerini arzetmiş ve Başvekil İsmet mâahrumdur. Çünkü ailevi bazı sebep- | v İnönüne de Balkan konseyi içtünam- ler, bu sevişen çiftin evlenmelerine mâ dan alınan neticeler hakkında malk'mat nidir. « L Yörinledie. Tabii, evlenmelerine mâni olan bu | : » husust sebepler, sevişmelerine engei 0-| Te Pa c Mey'ek lamıyor, Hattâ ebediyen ııu.eşebı mek I7 MEĞEOĞOĞE, AD LARUYURDE İ fmitsizliği onları decek olan Hariciye Vekâleti Uı_nurıu kuvvetle bağ e-|Kâtibi Numan Rifat Menemencioğlu- nun riyasetindeki hey'et bu sabah An- karadan şehrimize gelmişti İzmirde tetkikler Ankara, 19 (Hususi) — Yarın İs- e tanbuldan İzmire hareket edecek olan Başvekil ile İktısat Vekili Celâl Bayar ve Deniz Müsteşarı Sadullah, İş Ban- kast Umum Müdürü Eriş ve İzmir Li- man Şirketi Müdürü Haşmete Afyon un kapanmasile, mü- Ğ bir oluyu — Nedir? « Ne konuştunuz bu Bayar Bayan Mu çi rek cevap ve Allah kullarını hakikaten rızklas ber gönderiyor! ef, sevinçle gülümseye esrarengiz müzake- reden fazla mâna veremiyor. Bayan Müşerref, kısa cüml !]rr e, zevcinin bü tün merakl. alabildiğine sevişiyorlar... Fakat günün birinde, bu alabildiğine Bevişmenin tabii. mahsulünü vereceği mukadder görülüyor. Ve iki genci, bi- ribirlerinden kuvvet.ı , ne nikâh v miş. Bana - Hemen hemen ayni zamanda ana nluc:lgvz ve bir çare butmal lerine soruyorlar — Ne yupaca 'ç'nne biribir- Heybeliada postahanesii Cevat, Müşerref adında bir bayanla ev- Hdir, Müvezzi, aldığı parayla ancak ai- lesini geçindirebilmektedir. Onlar da divaçlarının canli mahsulünü görmek fzeredirler. Fakat bu yavruyu bekle - mek, karı koca için pek sevinçli olam:- yor. Çünkü doğacak —yavrunun, kendi daracık bütçelerine sığamıyatak kadar geniş ihtiyaçların: hesaplıyorlar. Dışle vinden, tırnaklarından artabilecek hiç bir şey yoktür. Bu itibarladır ki, 0 üç dört okkalık vücut, gözlerine taşını!- mnaz bir yük gibi görünüyor. Ara sıra Allahın, kullarını, — rizklarile beraber gönderdiğini düşünerek avunmaya ça'ı şıyorlar. Arasıra da, bu cilız teselliy boş bulacak kadar bedbinleşip biribir lerine soruyorlar: — Ne yapacağız? Bir gün, posta müvez: hnıyor. Müvezzi açınca kal eye varamıy âüm kahramanlı görüyor. Onlarla tanıştığı için, geri çe kilip yol vermekte, ve: — Buyurun! demekte tereddüt”gös içeri giriyorlar. Kız: —Ben, diyor, sizin bayanla biraz gö rüşmek istiyordum! Vâkıa misafirler müvezzie yabancı değildirler. Fakat onlarla uzun boylu yoktur. Hele böyle evi- lk defa vuku bulmakta- inde de, her göze çar pacak kadar âşikâr bir gayri tabillik vardır. Müvezzi, ne bu ziyarete, ne bu gayri tabil hallere, ne de bu arzuya bir Mmâna veremiyor. Şüphe, ve merakla &) 4 rüyor : — Neye dair görüşmek istiyordunuz” Genç kadın kaşlarını çatarak kızarı. yor: Hususf bir mesele... sine anlatabilirim ! Müvezzi mütereddit, bulundukları yere geçme odaya seskenip zevcesin, ça ğarıyor. Bayan Müşerrefin oda kapısın da görünmesile, misafir Bayanın yerin- den kalkması bir oluyor. Misalir Ba - yan, müvezziin zevcesine doğru yürü « yor, Elini onun koluna takmaya çalışa rak : — Şöyle, diyor, biraz içeriye girsek!, Sizinle yalnız görüşmek istiyordum. Bayan Müşerref, bir koluna giren “ yana, bir kocasının karşısında oturan yabancı gence, bir de dudağını bükerek kendisine hiç birşey bilmediğini anlat mak isteyen kocasına bakıyor. Ve iki genç kadın, Müşerrefin çıktığı odaya girip, kapıyı içeriden kilitliyor- lar. Müvezzi ve genç misafi yni höc reye yeni kapalılmış iki biribirme ve- bancı mabhpus gibi biribirlerine, etraf. larına bakıyorlar. Cigaralarının bırisi söndürmeden ötekini yakıyorlar. Ara sıra, uzayan bekleyişfn arttırdığı bır - merakla, kadınların kapandık'arı oda- nın kapısına göz atıyorlar. Ve dakikalar iki tarafından habre çe kilen, fakat bir türlü kopmak bilmiyen birer lâstik gibi uzaya uzaya İki kadının odaya dönmesi ğin yüzlerinde endişeden eser bırak - mıyor. Çünkü onların ortaya güler yüz le çıkmaları, içerideki Esrarengiz mü- zakerenin hayıtlı hir nelice verdiğini anlatıyor. Ancak kendi n müvezzii | n kapısı ça m Ben da Jice size te: y Siz etrafa iki yavruya birden sahip olduğunuzu Jeyin. Ve bizim çocuğumuza da bakır Buna mukabil size ayda otuz lira vere söy lim! Gözlerindeki hayyet sevince dönen müvezzi, bu sözlere, zevcesinin az ev- vel mâna veremediği cümlesini tekrar lamakla mukabcle ediyor: - Allah kullarını hakikaten rızkla- rile beraber gönderiyor! * Bir mücddet sonra, fevkalâde bir te- sadüf, sevişen çiftleri de, müvezzile zev cesini de sevindiriyor. Çünkü iki kadın da ayni günde ana oluyorlar. Ve genç kadın, vaziyetini silesinden etrafından gizlemek için çektiği müt - hiş sıkıntılardan, Bayan- Müşerref te, kendisini sevindiren bu işin aksaması korkusundan kurtuluyor. Ve içyüzü, bu dört kişi haricinde kimse tarafın- dan okunmıyan bu hakiki romanın ,ilk faslı, kimsede pek fazla al uyandır. n basit bir dedikodu ile kapanı - — Posta müvezziinin hayanı ikiz do- | Bğurmuş ! * Hâdisenin birinci fasliyle ikinci fa l arasında pek uzun zaman geçmiy Bir gün mutatları üzere çocuklarını yaret etmek isteyen sevgililer: — Küçükleri bizim Bay gezdirmeye götürdü! cevabiyle geri çevriliyorlar, Birkaç gün sonra buna benzer bir başka cevapla, çocuklarını görmek im kânından mahrum — birakılıyorlar, Ve ayni vaziyet böylece üçüncü dördüncü defa tekerrür edince, içlerini doldur - muş olan şüpheyi açığa vuruyorlar: — Yoksa yavrumuza birşey mi ol- du ? Ve muhataplarını biraz sıkıştırınca dehşetle öğreniyorlar ki, sevgileri gibi, uzun bir ömürden mahrum doğan ço. cukları da ölmi » Ve iddialarına gü- re, muhatapları, mev'ut parayı hic de- | irkaç ay Gaha alabilmek arzusi-| şmışlardır! Fak:n. bu vaziyet karşısında, vapabi | rinin, olanca gayretlerine rağmen yaşa | Müş tamadıkları mahsulüne gizli gizli ağlı- yorlar. Ve bu bakikf tromanm ikinci fas h da ayni denecede kıt alâkayla karşı. lanan bir dedikodu ile Ti — Posta müvezzi!nin ikizlerinden bi- ri ölmüş ! Fakat bu böylece bitmiş gibi nen roman, acaip bir tes fün gö - rünmez kalemiyle üçüncü bir safhaya giriyor. Daha doğrusu, asıl reman, bu üçüncü fasılda başlıyor: Bir gün, Ada çamlarında gezinen sev gililer hayretle duralıyorlar. Genç ka- dın, sevgilisinin avuçlarındaki kolumnu | sıkarak bağırıyor: HÜ | Gözlerini sevgilisinin baktığı istika- ; mete çeviren genç adam, ayni hayretle | irkiliyor: —A, Ve az sonra, herkeslen gizli mace-| ralarının kendilerine bile meçhu! ka . lan hakikatini öğreniyarlar: Çünkü kendi iddialarına göre, önle- iyen Bayan Müşerrefin kuca mda gördükleri yavru, kendilerine öl irilen çocuklarıdır. Ve özen Bayan Müşerrefin çocuğudur! * îçlerlııde uyanan bu kanaatle, müvez zi Cevadı buluyorlar. Onu, yalanını jli rafa, yavrularını da iadeye dave: edi- hak edecektir. |rinin esasını kuracaklardır. Muammer |Eriş, Bergama, belerini teftiş edetek ve muhallinde ba- zı tetkikatta bulunacaktır. Taya Hey'eti bütçe müzakerelerine başlaya- caklardır. se gitmiştir. Her ikisi Paristen Cenev- den sonra şehrimizde geçirdiği 10 - 12 | kâtiplerinden birinin refakatinde şehri mizi gezmiştir. tukla evin kapısındaki kordelayı kes - Miştir. bulunmuştur. İstanbul ve Bursadan da birçok davetli gelmiş bulunuyordu. yürdunda bir çay ziyafeti verilmiş, da- ğunu bildirmiştir. Bu zat elde ettiği nü Mmuneleri Londrada tahlil ettrimiş, Bil raporlarını İktısat Vekâletine gön- imü kendilerinden gizlemeye | dermiştir. Kendisine elde edilecek altı nın yarısı terkedildiği takdirde mahal- li bildireceğini Tecekleri birşey yoktur. Onlar, wq,l,_.-l.qııay Vekâletine de te “| kadar dayanıyor. hayatta kalan yavrunun hangi çi olundan Kemal Zaim de hey'ete ilti- Celâl Bayar ve Kemal Zaim geçen yıl kanunu çıkan ihracat kooperatifle- | Ödemiş, Akhisar şu- Başvekil ve Celâl Bayar'ın Anka- avdetlerinden —sonra Vekiller Sancaklâki Fransız Mümessili Şehrimizden geçti (Baş tarafı | inci sayfada) Sancaktaki bitaraf müşahitlerin nez- dinde bulunan Mandalar komisyonu kâ | tibi Anker de, Dürio ile birlikte Pari- reye gideceklerdir. Düri6, Haydarpaşaya muvasaletin « at zarfında hiç kimse jle temas etme ve ancak Fransız konsoloshanesi Mütareke evi (Baştarıfı 1 inci sayfada) 15de başlanmış, vali Şefik Soyer bir nu Törende büyük bir kalabalik hazır Bu münasebetie Ahmet Rüştü çocuk vetliler izaz olunmuşlardır. İzmirde altın madeni (Baştarafı 1 inci sayfada) tah | ğ söylemiştir. Bu zat fla başvur-| Muştur, ÖrRER L erRDEŞED AĞAi RBüR eĞ yorlar. Ve: - Ölen senin çocuğundur! — Hayır... Sizin çocuğunuzdu!.. Şeklinde hayli uzayan, gürültülenea münakaşa, tâ zabıtaya, mahkemeye, ve nihayet “Tıbbi Adli - lâboratuvarlarına Şimdi ise, yapılacak kan tahlil olduğunu tayin etmesi beklen: Bakalım, hayalleri geniş mi rin, kolaylıkla tatlıya bağlayabilecek - leri bu hakiki ramamı hayat mas:| biti- Şehir Twya'rosa Tepobusı deav bi 20-2-037 akşam saat 20.30 da BAHAR TEMİZLİĞİ Fransız Üyalrosu Öperet kısmında gündüz saat 14 de çocuk Hyatrosu Doğanla Selma akşam saat 20.30 dağ AŞK MEKTEBİ Yazan : Yusuf Zıya Besteleyen : Muhlis Sabahattin ha Bu hafla İngilterede hükümdar ailesi için pek dolu geçti. Hânedan âzası bir tarartani sabık krala all moselelerin halli lle meşgul olurken hir taraftan da cemiyet hayat sa Bit vazifelerini yaplılar, Yukarıki fotoğrafın sağında Kraliçeyi görüyorsunuz, yeni aç :h Banayi sergisine giriyor. Ortada Anne Kraliçe Mary vardır, bir hastane menfaatine ve- Tilen temsilde hazır bulunmak üzere tyatroya girmektedir. Soldaki fotograf Düşes 00 .— Kent'i güstermektedir, Reynold'un eserlerini teşhir eden salona gelmektedir.. Londra 19 (Hususi) — Sabık kra- hn ikamet etmekte olduğu — şato ile Londra arasında uzun bir telefon mu- haberesi yapılmıştır. Konuşulan mese- leler hakkında kat'i malümat mevcut değildir, Sadece Sabık Kralı hususi emlâki ile kendisinin ve mühtemel ço- cuklarının Lord kamarasında — mevki sahibi olmaları noktası etrafında fikir teati edildiği sanılmaktadır. Diğer ta- |raftan sabık kralin evlenmesini — yeni kralın taç giyme merasiminden sonra- ya bırakması meselesi de mevcüttur. Dük dö Vindsor'u ziyaretler Londra 19 (A.A.) — Hesse ve Kent Dükleri, bugün Münih'e gider b — ve üç hafta kalacaklardır. Dük Kontes Toering'e misafir olacaklar Vindsor Dükünün ikamet etmekte duğu Enzesfeld şehri tayyare ile | * nihe iki saatlik bir mesafede olduğ dnn Düklerin oraya giderek Vinc ünü ziyaret etmeleri kuvy muhtemeldir. Söylendiğine göre, Kent Dükü vi — raderile Kral ailesinin kendisine veres — ceği maaş hakkında görüşecektir. Cornonailles Düklüğü — müddehi« mumisi M. Walter Monekton Viyana — ya gelerek İngiliz elçiliğinde Vindeor Dükü ile görüşecektir. ... “ Son Posta ,, nın Suriye mektu pları (Baştaralı 1 inci ııylıdı) canlı bir makale ile buna itiraz ediyor ve «Ermeniler kadar da vatanperver değilsiniz, ey Araplar, neden böyle, he men korkup hicret ediyorsunuz? Ermı niler yerlerinden bile kımıldamıyor lar!» diye kıyamet koparıyor! «Bu gazeteleri gören Araplar bir yan dan Sancaktan kaçarken Anadoludan da Türkler akın akın İskenderuna ge lip onların bıraktıkları boşlukları do-- durmaktadırlar. Öte taraftan şairler de coştular. Caze telerde halkı tahrik ve tehyiç için sü tun sütun şilrler neşrediliyor. Arapl ğın bütün eski kahramanlık destan rında neler varsa hepsi meydana dök lüyor. Ne Beni Ümmiyyenin arslanları, ne Gassân ve ne de Kahtân oğullarının kahramanları kalıyor, bütün eski Arap kahramanları sağlayan Araplığın» mü | dafaası içir. Suriyeye çağımılıyorlar. Burada dolaşan ve gazetelere kadar da akseden şaylalar, o derecey tir ki bunlara inanmak icap et ki üne kadar Türklerin Şam, kadar Hp şehri işgal edeceklerine hükmet - mek işten bile değildir. Bu ahvali gören hükümet, gazetelere bir tebliğ vererek asıl ve esası olmıyan " (bu şayialardan dolayı gerek ağızlarda dolaşan haberlere ve gerek gazetelerde neşredilen bu kabil havadislere inanıl. "|mamasını ve hükümetin kâfi Gerecede dikkat ve alâka ile hâdiseleri takip et- pmekte olup her zaman için uyanık bu- lunduğunu söyledi. bence, ortada ne *«« |fol) ve ne de yumurta yokken bu nevi tebliğelr neşrelmek bile varmış gibi göstermektir. Bir taraltan böyle Suriyeyi dehşete verecek fena haberler gelirken öbür ta raftan iyi haberler de eksik değil. Et Müukattam gazetesinin Paris muhebir! tarafından mezkür gazeteye gönderilen haberlere göre Fransız hükümeti, Sv riye heyeti ile uzun uzadıya görüştük- ten sonra, Sancak meselesinde Sı yi memnun edecek birtakım tadi pıilması hususunda - vaitler vermiş Bununla b<faber, Sı liler bn !a ı haberlere irtan:r görünmüyorlar. Türk tehlikesine karşı Araplığın müt *-hit bir cephe tutması fikri eirafında. sanki birşey ki dedikodu ve nemyıl devam etmek tedir. Halbuki, Suriyelilerin en ziyada İraklıların bü işe hiç aldırış ettiklesf yoktur. Bilâkis, Irakta Türk dostluğu. na kıymet verildiği pek bariz bir suret. te görülüyor. Irak, Suriyedeki bu-tah- rikâtın yabancı kaynaklardan geldiği- ni anlamıyor değildir. Bunun için Irak — — hlar Türklerle Suriyeliler arasındaki bü anlaşamamazlıktan - dolayı sadece «teessüf ederek» geçiyorlar ve bunun Izııl Olması temennisinde bulunuyor <. Ş lar. Tayyare için jane toplamak fikrin den bir türlü vazgeçemiyen gazeleler,; son gi anrdc Irak kralının Trak areci için bin dinar jane verdi, den ve nazırların da muhtelif meblağ-i larla ianeye iştirak eylediğinden bahsa. derek ebiz daha üç bin Suriye lirasını! y geçemedik!. diye yanıp 3axıhwrlm. Bu kadar gürültüye göre bari birşor toplanabilse ! Mi'letler Cemiyeti müşahitlerı m madiyen dolaşıyorlar. Bir h: Şama kadar gelip Beruta gitmişlerd Şimdi de oradan dönüp, mahallinde tetj kikler yapmak üzere Bayır ve Bucaki nahiyelerine gittiler, Onların orada teb kiklerle meşgul olmaları buradakileri — pek memnun etmiyor. Çünkü şahitle * rin orada görecekleri şeylerin, nahiye- * ler halkının tamamen Türk olduğun « dan ibaret kalacağını pek iyi bilirler, Tahrikât devam ediyor Halep, 19 (Hususi) — Sancaktar — ki memurlar ve Suriye organları köye — lerde ve kasabalarda — tahrikâtla meş- guldürler. Bilhassa Türklerle Türk ol- mıyanların arasını açmak, ihtilâflar çıs — karmak emelini - takip eden bu hare- ketlerin bedefi Sancağı Sunyeuııı bir Rarçası haline koymak için esbabı mu- — cibe hazırlamaktır. 4 Gene bu tahrikâta mesned olmak ğ üzere Suriye davasına hizmet etmek * |ve Türkler aleyhinde tahrikât ynpnııvk Şiçin Beytü İ maktadır. Evvelki gün Reyhaniyede sureti Y ümme isimli klüpler açıl < — m..'ııus..d.ı tutulmuş adamlar mıhııı mhmlmw

Bu sayıdan diğer sayfalar: