4 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

4 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA Gangsterler Fra nsada bir posta kamyonunu zaptettiler Haydutlar ile birlikte ya! paranın da izi Bu yıl ikinci defadır ki, Fransada pos ta idaresinin para nakleden kamyonu taarruz, uğradı. Birinci yapılmıştı. İkincisi tıpkı merika hay dutlarının usulleri dairesinde Exs La şapel şehrinde tatbik edildi. Taarruza hedef olan kamyonun şo förü diyor ki: — O gün ber vak hin kapısı önünde duruyordum. Zama- nı gelince para ve mektup çuvallarını yüklemeye başla: Ve iş bitince de hareket işaretini verdiler, İstasyona gi- decektim. Ben postahanenin önünde: dururken sokağın öte başında kırmızı boyalı, son sistem büyük bir otomobil vardı ki, ben kalkınca o da kalktı. Benim takip ettiğim yoldan gidiyordu. Mutaden geçtiğim dar bir sokak vardır, hem dar, hem de tenha. Ben oraya sapınca ön- deki otomobil yavaşladı. Nihayet göç- meme mâni olacak bir ilde durdu. Arkadan klâkson çaldım, aldırmadı. Buna mukabil içinden iki kişi çıktı, el lerinde revolver vardı. Silâhları alnı- gibi postahane — İn aşağı! dediler. İndim. Başımda ki kasketi gözlerimin altına kadar çe - kerek beni yarı kör vaziyette kendi o tomobillerine bindirdiler ve otomobil de derhal hareket etti. İki haydudun arasında, başımda kasket etrafımı gö - remiyordum. Fakat geriden benim kam yonumun da getirilmekte olduğu”u motörünün sesinden anlıyordum. Bir müddet sonra otomobil şehir dı- şında, bir dağ başında durdu, beni in- dirdiler: — Serbestsin, fakat arkana bakma - mak şartiyle, dediler. Ucuz kurtulacağımdan memnun, em re itaat ettim. Ve öndeki binek otomo- bili, arkada benim kamyon, sür'atle uzaklaştılar, rım milyonu geçen nakit meydanda yok si Kamyonun şoförü Zifiri karanlık bir geceydi, nerede bulunduğumu bilmiyordum. Kilomet - relerce yürüdükten sonra bir köye ver dım. Oradan postahaneye telefon et - tim, gelip beni aldılar.» * Bütün araştırmalara rağmen ne kam yan, ne.de binek otomobili henüz bulu namamışlardır. Maamafih kamyonun tenha bir yerde, tabil içi boş olarak ter kedileceği muhakkaktır. Kamyonda nakit olarak 500,000 frank paradan başka bir sürü taahhüt- lü mektup vardı. Bir de geçen yıl Mar silya treninde yapılan cinayetin maz - lundurulduktan sonra muvakkaten tah liye edilmiş olan tren memuru Veyrae in dosyası mevcuttu. Şehir işleri: Su şebekesi tevsi edilecek Sular idaresinde bir toplantı yapık mış, şehirde bu yıl terkos şebekesinde yapılacak tevsi ameliyesi görüşülmüş» tür. Bakırköyüne terkos suyunun gön derilmesi için bir kısım malzeme gel. miş bulunmaktadır. Su, Veli efendi ça- yın civarında yapılacak büyük depo- dan Bakırköyüne tevzi edilecektir. Bakırköyünde ayrıca Arteziyen kuyuları vasıtalarile su çıkanlması & çin tecrübeler yapılmaktadır. Buradan sonra Büyükadada Arteziyen tecrübe- leri yapılacaktır, Çocuk bahçeleri Kadıköyünde bulunan çocuk bah- çesinin tevsfine karar verilmiştir. Bun- dan başka gene o civarda olmak üzere ikinci bir çocuk bahçesi daha vücuda getirilecektir. Fatihte, Çarşambada yapılan park mahallinden başka Çarşambadaki lik okulun arkasına tesadüf eden sahanın | dü çocuk İEped yapllmak > üzere İp timlâkine karar verilmiştir. Yeni sokak isimleri hazırlanıyor Türklüğe yabancı olan sokak isim- lerinin değiştirilmesile meşgul olan ko misyon, raporunu Şehir Meclisinin bü devresine yetiştirememektedir. Çünkü eskiden kalmış ve birbirlerine benze yen bir çok sokak isimleri yerine, ye- ni ve milli tarihimize uygun isim bu- Yanması lâzım gelmektedir. Bu da uzun tetkiklerle elde edilmektedir. . İleride tekrar isimlerin değiştirilmesine mey- dan kalmaması için komisyon esaslı tetkikler yapmaktadır. Komisyon raporunu, Şehir Mecli- sinin nisan içtimama yetiştirecektir. “GÖNÜL İŞLERİ! Bir aile Faciası.. Mavi zarflı bir mektup aldım, ne hakiki, nede müstear imzası var. Fakât o kadar samimi yazılmış ki, incecik harflerle eseri cedit denilen kâğıtların dört sayfasını doldurmuş olmasına rağmen başından sonuna kadar okudum. — «İntihar etmekle çıldırmak ara- sında bocalıyorum» diyen bir genç kiz İsteğine uyarak derdini tek satır- la dahi yazmıyacağım. Fakat benden soruyor: -- Ne yapayım? diyor. Vereceğim nasihat derdinin mahi. yetini" anlatabilir. Onun için sebe göstermiyerek kisaca söyle diyece- ğim: — Kızım ben senin yerinde olsay dım, bir defa vaziyeti ıslaha çalışır- dım, Çekinmeyi, korkmay: bertaraf eder, onun en münasip bir zamanın. da kalbimi açar, çektiklerimi anlatır, vaziyetin ıslahını isterdim. Farzedin ki reddetti, kızdı, şimdikinden daha acı bir bale mi düşeceksin? Farzede Jim fena âkıbet tahakkuk etti: Senin yerinde olsaydım gene boynumu €- ğer tahammül ederdim. O, mazidir. Sen istikbalsin. Hayatın bana gülece ği zamanı beklerdim. Sonra yaşını hesap ediyorum, evleneceğin zaman da uzak olmasa gerek diyorum, Ce- saret kızım. Çivrilde Bayan P ye: Sırrının bende gizli kalacağına e- min olabilirsin. Mektubunun sadece benim tarafımdan okunur, okunur © kunmaz da yırtılır, ateşe atılır, me- rak etme! nunu olarak uzun müddet mevkuf bu| 2 | de çiçekler kame Vatandaşla Türkçe konuş Vatandaş gel şöyle seninle biraz has bühal edelim: Bugün nereye gittin? Beyoğluna çık İtin mı?.. Cevap .vermene lüzum yok! Belli ki çıkmışsın. Bir mağazaya gir- diğin de elindeki paketlerden belli, Hattâ paketlerin çokluğuna bakılırsa birkaç mağazaya girip çıklın. Öyle de- ğil mi? Yorgunluk almak için de bir pastacıya girdin bir nebze oturdun.. Şimdi sorayım sana: Ama doğru cevap vereceksin. Bu paketlerde neler var? Bir gömlek. Gömleği almak için girdi- ğin mağazada seni vatandaş nasıl kar- şıladı: — Mösyö. Dedi. Sen ne cevap verdin? — Fransızca olarak bir gömlek isti- yorum! Dedim, Olmadı işte! Türkçe söyliyecektin. Sonra ayakkabıyı da gene fransızca ? — Evet ne yapayım? Ayakkabıcı be nim fransızca bildiğimi biliyor. Gene olmadı. Varsın: bilsin, fakat| sen türkçe konüşacaktın. İ Daha sonra © oturduğun pastacıda| oturduğun masaya gelip: — Mösyö?.. | Diye soran genç kıza ne dedin?. Kafe. mi? — Evet. İşte gördün mü? Gene olmadı. Kah- ve diyecektin. Sen vatandaşla türkçe konuşmazsan, vatandaşa nasıl Türkçe konuş! N i 1? Sen vatandaşla türkçe uş; ondan sonra da, vatandaşa : — Türkçe konuş! Diyelim!. İMSET | o Bakla fiatiarı yükseldi İstanbul bakla piyasası son günler- ide yükselmiştir. Almanlar tonu 62 Türk lirası üzerinden alıcıdırlar. Mev cut mal pek azdır. Fiatlar 5,10 kuruş- tur. Ei$eki İ Yünlü kumaştan bir tayyör Üzerine pikür yapılmış ensiz bir yaka bir bant şeklinde ceketin bütün eteğini çer- gevelemekiedir . EA Kolları kenarın? ve eteğin de ayni şekilde pikür ya- pılmıştır. Sentö- rü kendi kuma - | şında yapılmış - btr. Beysi; w- | fak bir toka kon- İ muştur. Göğsün- bej, mavi yünlü ku - maşlardandıri Tayyörün ren- gi lâciverttir. | « çinden — giyilen bluzun yakası ka- palı ve korsaj düzdür. o Yalnız önünde yuvarlak ufak bir yırtmaç yapılmıştır. Bu, Haciz sırasında saat çalan maliye memuru Dün dördüncü cezada muhakeme edildi, müddei- umumi cezalandırılmasını istedi 4 ncü Asliye seza hakyerinde, dün bir hırsızlık davasının duruşmasına başlan dı. Suçlu Samatya Maliye memurların dan Tevfiktir. Davacı, Aksarayda otu- ran Ayşe isminde bir kadındır. İddia- ya göre Ayşe evine, vergi borcundar dolayı hacze gidilmiş, Maliye memuru "Tevfik, bu sırada odada komodin üs- tünde duran bir kadın ko, saatini al miş ve saat, Ayşenin müracaatı üzeri ne karakolda üzeri aranan memurun peniâlon cebinden çıkmış! Dün, şahit olarak Aksara merkezi İ üçüncü komiseri Salih, Fikret ve po- liş memu, anlattılar: «Kadının karakola müracaatı üzeri- ne, civarda vergi tahsili için dolaşan Refik dinlenilerek, vak'ayı İ Maliye memurlarını karakola davet £ çin dışarı çıktık, Tevfikle arkadaşı Ri zaya raslgeldik. Tevfik, karskola gel- mek istemedi. Sonra ra zı oldu. Fakat yolda karakol civarındakı camiin İçi- İne kaçmağa teşebbüs etti. Mâni olduk. Bundan sonra tekrar kaçmağa çalıştı. Gene mâni olduk, Üçüncü teşebbüsün- de de muvaffak olamadı. E'rafa ahali toplanmıştı. Karakolda yaptığımız ara mada küçük bir kadın saatı pantalon cebinden çıktı. Önce kendisinin oldu- ğunu iddia etti. Zabıt tutmağa başla- yınca da, «düşmanlık olsun diye giz lice cebine konulduğundan bahsetti.» —— Jvolunda şahit | Hacizde Tevfi arkadaşı Rıza da, şahi | «Saat 5 kararlarında daireye dönü” İyorduk. Yanımıza polis memurlar: di. Bizi ka götürdüler, Arkad ka benden 5 dakika sonra gö İtirildi. Karakolda üzeri arandığı zama cebinden çıkardıkları saati gördünM Hâdiseden çok müteessir olmuştumM Ne söylediğini anlayamüdum.» dedi. Müdafaa şahidi olarak Tevfik tar8f fından gösterilen Kocapaşa Maliye besi memuru Süleyman ve Sami tahsil şubesi memuru Seyfi, Tevfiğil bu hâdiseye kadar bir gün suihali görmediklerini söylediler. İddia maki mı, Tevfiğin haciz esnasında saati dığı polis memürları Salih, Fikret VE Rifatın şahitliklerinden (anlaşıldığı karakola getirilirken kaçmağa teşeb * büs etmesinin de saatin cebinde bul duğunu suçlunun bildiği kanaatini sil ettiğini ve suçun ceza kanunun! 191 inci maddesinin 3 üncü bendin$ uyduğunu, fiilin vazife halinde yapık dığından 251 inci maddeye göre de © zanın arttırılması icap ettiğini ileri dü. Suçlu vekili, müdafaasını tahri vermek üzere mehil istedi. Müdafaa Y# İlam ve karar bildirilmek üzere di? rTuşmanın devamı başka güne bırak dı. Balıkçılar şarkısı davası Dünkü muhakemede şarkı nın bir san'at eseri olduğü ve dinlerken kimsenin yüzünün kızarmadığı iddia edildi Ar ve hayâ duygularını incitecek plâk davasından, evvelce etraflı olarak bahsetmiştik. Safiye, Mahmure Şen ses, Neriman, Sadettin Kaynak, Arta- ki, Rifat, Hâmit, Muratyan aleyhlerin- deki bu davanın duruşmasına, İstan- bul Asliye ikinci ceza hakyerinde dün öğleden sonra devam edildi. Okunan ididanamede, müddeiumu- milik, Sahibinin Sesi, Kolombiya, Ode- on markalı plâklara alınan güftesi Lâz taklitli «Balıkçılar» şarkısının, halkın âr ve hayâ duygularını incitecek mahi yetie olduğunu, san'at eseri çerçevesi. nin dışarısında bulunduğunu ve işle - nen suçun Matbuat kanununun 31 inci maddesi delâletile Ceza kanununun 426 ıncı ve 427 inci maddelerine uy- duğunu kaydediyordu. Dava edilenler, ku güfteyi ve besteyi yapanla şarkıyı pliğa söyliyenler, plâk acenteleri ve plük satıcılarıdır. Dünkü celsede, sorguları yapılma- muş olanlar sOrguya çekildiler. Bunlar- dan bestekâr Sadettin Kaynak, şöyle dedi: — «Balıkçılar» şarkısı müstehcen de ğüdir. Bu eser, kül halinde mütalea ©- dilmelidir. Bu yazının altı ve üstü göz önünde tutulmadan, © yazı hakkında büküm verilemez. E Bu şarkının orijinalitesi, muayyen bir tabakanın sembolü o:masındadır. Bol balık tutup pay alan balıkçılar, bay ram yaparlar. İşte, böyle balıkçı, neşe lererek şarkı söylüyor. Sadettin Kaynak, şarkı güflesi üze rinde uzun boylu izahat verdi ve bu hem eteğe lâzım olan genişliği te- min etmekte, hem de tayyörün yuvarlak etekle - rine uymaktadır. Bu tarz kos - tümler bu mev - simlerde giymek için çok muva - fıktır, Hemen her yaşta kadının give - bileceği bir modeldir. Modeldeki tarz- da kenarsız şapkayla çok güzel gider, şarkının bir seneden fazla her yerde ©- kunduğunu, her yerde çılgınca alkış- landığını, dinlerken kimsenin yüzü kı zarmadığını ilâve ötti ve devamla” — 'Trabzonda, dedi, bir gazino sahi- bi, kendisinin okutamadığı bu mahalli havayı başka bir gazino sahibinin oku tup müşteri çekmesini çekernemiş ve müddeiumumiliğe baş vurarak, şarkı- nın yüz kızartacak şarkı olduğunu id- dia etmiştir. Bunun üzerine Trabzon müddelumumitiği, İstanbul müddeiur mumiliğince bu hususta iskibat yapı- ıp yapılmadığını sormuş ve muamele tayinine mahal görülmediği cevabını almıştır. Bu dava, bundan sonra açık mış bulunuyor! Artaki, Rifat, Muratyan da sorguğü çekildikten sonra, reis Kemal, Trabi müddeiumumiliği ile İstanbul müd” iumumiliği arasındaki muhabere etri” fında müdde'umumiliğin mütales sordu. Müddeitumumi muavini Cev «Evet, böyle bir muhabere geçmişi” Dosyada buna dalr kayıt vardır!» Duruşmanın devamı, dava edilenlef” den Nerimanın Bursada istinabe Y le ifadesinin alınması için 27 Mart #, at 12 ye bırakıldı. Dün duruşma sırasında, salon, hi cahınç dolmuştu. Bilhassa plâkçtlar, Tuşmayı merakla takip ediyorlardı! Parmakizi tetkik edilncek Fantoma Mehmedin, Galatada 8? hırsızlığı yapmaktan İstanbul Asil üçüncü cezada yapılan duruşmasıhi, ö genlerde etraflıca yazmıştık, Dünkü 3 le, kasadaki parmâkizinin «Fant? â» Mehmedin parmak izi olup ol”. dığının, mütehassıslarca tetkik edile rek raporla tesbitine karar verildi. Bir kurşun hırsızı mahküm Beyoğlunda Kuloğlu mahallesi bir dükkândan kurşun çalmağa dav! maktan suçlu Halit, İstanbul AslİİŞ dördüncü cezada bir ay, on alt Sa hapse mahküm edilerek, tevkif edi Takas suiistimal davası Takas sulistimali duruşmasına, İ: bul Asliye üçüncü cezada dün deva olundu. w Tarafların teşkili tamamlandı. * suçlunun evvelce ceza yiyemediki€” nin sorulması İçin, duruşmanın mı 3İ Marta kaldı. Güneş kulübünde konferan$ 63 tarihine tesadüf eder nümüzdeki cumartesi günü saat Md da Bay Bedri Rahmi*tarafından ( sim ve Ressam) mevzuu üzerinde ee konferans verilecektir. Azâ ve a mızın ba toplantıya şeref katms* dileriz. £

Bu sayıdan diğer sayfalar: