12 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

12 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y Herşeyin doktoru 193.1280 tarihinde yaşamış olan A- Man filozofu Albert Mgnus zamanın üniversitesinde mevcut olan bilumum fakültelerde birer doktora geçirmiş ve Herşeyin doktoru o""'llıııu kazanmıştı. Anlamadiği bahis, bilmediği ilim yoktv On beş suale cevap vermekle ze | derecesini kendiniz tayin edebilirsiniz! : —Bğ Amerikan gazetesi insanım ze 1 kendi kendine ölçmesi için bul ki; © tertip etmiştir. Bu gazete diyor bi ' _;k" Çok kimseler zekâlarının kud - N" kuvvetini bilhmezler, bazıları dâ Ki OHukları halde kendilerinde ze - Tevehhüm ederler. — Psikoloğların, | :i?mı.ım Buldukları — bir usul ile| İti Rüyri mekşuf dehâların veya dehâ| Te larının meydana çıkmasına hiz- qğk“"—“eğh. Şimdi size 15 sual sora- ..__ıî_ı bu süallere nisbeten kısa bir W doğru cevab vecirseniz zeki Üniz z ve dehâya sahib olabilece- anlaşılacaktır. «lerin cevablarımı da âşağıya ya- hi Tuz, İçin içinden çıkamayıp da dâ- Tük dktan vazgeçenler araya DBaka - Teraklarımı izale edebilirler. » Sualler — Dört adam dört gün zarfında | SON POSTA 'al amnlarını slerin her ha 'g müfveci anoz 2 Bu kedrand çeveleye: s.nde dış Özerinde gördüğü sındaki fark s-ali gösterir. 4 — 3 gibi. Bu surile eide edilen fark Üst rakkama ilâve edilir ce dakikayı püs- terir: 1446 pb. çer- hagilizlerde küçük #dı Vilyam de baş- hıyan 17 tane edip vardır ATILMAM HAZLIYT gol WILLAM ÇOBBETT doğımuştur Gülsek is- müsde biri- kânızın [ günü bir pazartesiye isabDe| ay ni ayın son günü &cata ne günül bet oder? 9 — Saatin yelkovanı her on daki - |e | Bi ka nihayetinde bir dakika du lursa yelkovanın saati devretme ne kadar vaktin geçmesi lâzımdır? 10 — Bir babanın yaşı mislidir. Ön sene sonra bu iki misline inecektir. F tır?. 11 — Bay Smit yolda birisine rast - gekdi, bu kimseyi çocukluğundanbeti tanırdı, on senedenberi — birbirlerini görmemişlerdi, bu kimse Bay Smit ile âşinalık ettikten sonra: — Görüşmeyeli bir çok şeyler oldu, dedi, evlendiğimi-hiç şüphe yok ki duy madınız, bakınız bir de kızım var, Bay Senit kızı sevdi; — İsmin ne bakayım senin dedi? Kız çapkın çapkın, Smitın yüzüne baktı: oğlunun üç Sanda| imal edebilirse, bir sandal #tmek jiçin bir adam ne kadar za- 2 Yalışacaktır. “3 — Süt mü ağırdır, kaymak mı? 'uemj* Bir adam yürümeğe başlıyor, Ye doğru ti adım attığı her zaman | ve kahramandı. t adı Ş . BArin LĞ z im da geri gi Bulunduğu | 5 — Eğer bir ayın on biri salıya isa Ş " Üende beş adımlık bir mesafe- | bet ederse o ayın 30 u hangi güne isa- ş f&rmak için kaç adım atmalıdır?, | bet eder? ağım hikâyenin ha - 6 — 3, B. 0, I, 7. rakamlarını hir a- — Talihim varmış, dedi, bir düşman tayyaresine çatarak, öldürülmedim. Fakat o sırada bir düşman tayyaresi peyda oldu ve benim arkadaşımı bum- balıyarak öldürdü. Arkadaşım genç 1 Üört ha Man İraya getirerek elde odilebilecek en bü- | dan biç kimsenin de ölmi sında id'. Bir tayyareci ar-| yük rakam hangisidir?. keşif için düşman hatları ü - Uçuyordu. Vazife: '& kendi kendine di bitirdik- | det bemin etmek kabildir. n Sönr; ndü: 8 — 1938 yılının şubatının birinci * | Kate 7 — V. 2, 3, rakamlarile kaç tane a-| kişidir? — Benim isemim de annemin isminin ayni cevabını vendi. Bay Smit: — Demek senin de iszmin Katerin, öy mi? dedi. Bay Smit, kızın annesinin isminin cin olduğunu nereden biliyordu? | Bir adamın ve karısının dört | üvey kızları var, bunların ber birimin Gönder evlâdları mevcud, alle efradın- kabul e: dilecek olursa acaba bu aile efradi kaç ız 13 — Bir seyahat notundan -iktibas (Devamı 8 inci sayfada) ——— —— —— ——— 8 —— TİYATRO &y Şadi gene sahnede arülbedayıdeki Şadi - Şadi sekizinciyi Yazan : İs İbmürrefik Ahmet Nuri yazdığı bir yeste Şadiye rol vermemişti. İbni k Ahmet Nuriden sönna Ercümend sm bir piyes nakletmişti: «Mason - lare bu piyeste Brünuva rolü yaplı, ve Ahmet Nuri piyesi seyreder- Şadinin değ n oynaması için Hissel Şayia'yı iada Şadi için bazırlanan ki bir evkaf kâtibi tipini nlandıracal Bu evkaf kâtibi, yani can eferkli; başlı başına bir tipti. Ti- atacak san'atkâr büyük bör yük yordu. Şadi bu yükün altı - i. Giyinme tarzile, konuşma jesüerile ve hattâ yere dökü - len simillerile öyle bir tip yarattı ki " Ahmet Nurinin hayalinde Bican efendi, hakiki bir Bi - miş gibi bu büyük nun kendi adımı bile uzun bir zaman için değiştirdi. Şadiye, Şadi demiyor - lar.. Bican efendi.. rlandı. olgun bir san'atkâr olduğunu Artık o Darülbedayiin en ydu, Dört çıharda yi, Ceza kanununda Sebatiyi, O- Gelin kaynana'da her İk paşanın «Zor nikâ- stadı evvel ve üstadı sâniyi Lemsalsiz bir ustalıkla yapıyordu. İbai dik Ahmet Nuri bir eser da - ha adapte ott. «Sekizinci», Sekizinci: yi Darülbedayi ilk defa Şehzaneba - ah Tiyatrosunda sahneye başlı rolü geme Şadi al - mişü. Şadi bu rölde sekiz dela evlenen bir uyordu. O zaman kendisile birlikte Elbza, Muvahhid, Nureddip Şefkati, Kınar da oy orlardı. Şadi, «Arsb Habib Neccar» rolünde, yeşsiz bir san'at varlığı göstendi. Seki - 4 yalnız oynandığı yıl değil, uzun yıllar & isini unulluramadı. Seki - zinciyi her tarafta, çok kişi oynadı. Yal nız Habib Neccar rölündeki Şadinin |yerini kimse tulamadı. v Şadile konuştum: > Sadinin bir |£ kere de İstanbulda Sekizinc'yi oynıva i telefonla mi söyledim kışlar topladığı Ferah Ti! ki odasında bekliyordu. Yanına gittim. Uzun zaman sahnedön uzak kalmış san'atkâra: — Nihayet, dedim, İstanbul da sizi sahnede E: verdim — Galiba Hilâli Ahzercisiniz? — Bir daha dünyaya gelirsem ola - ağırn Radyoda Alaturka Okuyucularımızdan Ahmed yazıyor: Bugünlerde radyo bal âriz oldu. İki üç akşamdı Ankarada — tems'ller Saz heyeti Ancak yarım Ssst çalıyor. Bu yarım zaatin beş ön dakikası da ara fa - rı Hle geçiyor. Bu suretle biz dinle- yleller alaturka müsikiden tam mamnasi- le gevk alamıyoruz. Sonra söylenen şarkılar hep çok eski , yeni şarkılardan bir kaçının o- m iç duymadım. Alâkadarların atin! celbederim. şikâyeti Balıkpazar ve ciyarı manav dleri müşterek bir istida lle İs- t at Müdürlüğüne müracaat et- mişler ve kendi mıntakaları dahilinde bir takım kooperatif ve bakkaliye dükkânla- rmin küçük esnafın satlıkları mallari A RNİN Da gi ÖkşücH programlarına bh alaturka adile konuşuyorum - rova ediyor | — Nasıl oldu da sizi İstanbulda tem- sil venmeye ikna edebildiler?. - Amlafayım.. Ankarada Sekizinci- yi oynamıştım. İstanbula geldiğim 2za- man Faruk Nafize rastladım. Beni İs- | tanbukda bir kere bile temsil vermedi - ğim için kabahatli bulduğunu söyledi. Ondan ayrıldım. Hakkı Tarıkla karşı - laştım. Ayni şeyi o da söylemesin mi? Tam bu sırada, Hilâli Ahzerden beni aratımışlar. Niçin arattıklarını öğren » dim. Sekizinciyi temsil etmemi isli - yorlarmış. Bütün bu arzular karşısında ben de memnuniyetle kabul ettim. Ve İişte sahneye çıkacağım. | Sahneye çıkacağım, diyen Şadi, ya- |zihanesinde dusyalar arasında oluran |Şadi değildi. Biraz evveiki iş adamını şimdi sahnenin âşıkı gibi görüyordum. — Kimlerle beraber oyniyacaksı nız? — Hep heveskârlar. Sekizinci'nin provasında bulundum Şadinin arkadaşları sahnede.. Genç: ler belli ki Uyatmoyu çok seviyorlar. Gayret gösteriyorlar, Şadi ile birlikte gnın onlara verdiği zev- her hareketlerinden an- laşılıyor. Provalar, İstanbulun güzel bir temsil seyredeceğini belli ediyor. de prova yapıyor... Habib Nec - "İcarın dilile konuşuyor. Gözlerimin ö - | nündeki HabibsNeccar, çok sene evvel ttiğim Habib Neccarın ta ken - gün onu nasıl kudretli bir san'- atkâr gödümse bugün gene öyle görü -« | yorum. San'atin emekdar Habib Nec- İcarı, san'atte olan Nebileyle kar- |£ karşıya bt rini yadırgamadan hazırlıklarını yapıyorlar. Üçüncü per- denin provasından sonra ayrılıyoum Habib Neccarın sesi kulaklarımda: İblis. Yusufun cevabı kulaklarımda: — Beni cennetten mi kovuyorsun! İsmet Hulüsi N sattıklarını, bu yüzden de küçük esnafa zarar verdiklerini bildirmitlerdir. Bu ci varın esnafı bize gönderdikleri bir mek- tubta bu hususun yeniden İktisat Mü - dürlüğünün nazarı dikkatine konulması- ni iştemektedirler, Cevaplarımız Boyacıköy'ünden — mekltub — göndererek Mareşal meshum İzsetin — ölümile diğer bazı hususat hakkında sual soran oku - yucumuza: 1 — Arzu buyurduğunuz tesim dağıt - ma keyfiyeti maddelen lnkânıta- âir. 2 — Manalarını — öğrenmek istedifiniz iümler çok eskidirler. Bunların husust manaları yoktur. Muharrir, bu ifadede bulunmuştur. Diğer ikazatınız: nazarı dikkate nacağına Jilmad buyurulması - nı rica ederiz. Yeniköy nahiye mü üğüne aid meseleye gelince, bu gazetemize göçmiş, fakat tafsilüt verilmesin « den bililtizam çekinlimiştir. -—

Bu sayıdan diğer sayfalar: