27 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

27 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fatihte oldukça eski bi Zasının duruşmasına, ikinci cezada de- vam olunmaktadır. Bu feci vak'ada, | tramvay altında kalarak ölen Veli ço- | cuktur. Vatman Ali ile biletçi Ahmiet, ! durüşmaları yapılanlardır. Çocuğun ba bası, Nuri davacı yerindedir. Tramvay, Fatihten Şehradebaşına ge lirken, Şehzadebaşı civarında vukua gelen bu kaza duruşmasının son celse- sinde, rençber Nuri, şahi! olarak dinle- nildi ve şunları anlattı: — Ben, Şehzadebaşında geziyordum. Fatih cihetinden gelen çif! azabali bir tramvay arabası birdenbire «Rappa di- ye durdu, koşuşmalar, cağırısmalar ol- du. Ben de kalabalığın toplandığı ta- rafa doğru yürüdüm ve çiğnenen ço- tüğün İramvay altından çıkarıldığını gördüm. — Çocuk, hangi arabarın ne tarafın- dan çÇıkarıldı? — Arka arabanın sağ ön tekerleği ahk tından ? — Kaza nasıl olmuş? Kim sebebiyet vermiş ? — Ben, kendi gözlerim e bir şey gör- Müş değilim. Ancak, kalabalık arasında bir ihtiyar, helecan'a titriyerek, bilet- çiye çıkışıyor, haykırıordu. — Ne diye? — «Sen çocuğu korkuttm da ondan kaza oldu, çotuk arabanın altına gitti, Eğer onu korkutmasaydın, müvazene- sini kaybetmiyecekti.» diye! Gelmiyen iki şahitten Zeki hakkın- tramvay kar | da polise yazılan ihzarın tekidine, İs- mailin de Kuruçaya gitmiş olduğu Taşıldığından, Kuruçay ceza hâkimliği- ne istinabe müzekkeresi gönderilerek, şahidin orada etraflıca ifadesinin alın- Mmasına katar verdi. Duruşmanın deva: mını, 12 Temmuz saat 14 de biraktı. Çocuğun babası Nuri, duruşmanın u- zun zamandan beri sürdüğünden bahis- le, bu şahitlerin evvelce alınmış olan ifadelerinin okunmasile iktifa edilmesi ni istiyor, şöyle diyordu: — Çok rica ederim, dave bir an ev- vel bitsin, ne olacaksa olsun. Ben, fa- kir bir adamım. Gidip gelme masrafı yapacak halde bir adam olmadığım gi- bi, bu dava uzadıkça, hukuktaki taz- Minal davam da kalıyor. Tramvay şir- ketinin avukatı, o davayı boyuna bu- nün neticesine bıraktırıyor! Reis Kemal, müddetümümi muavi- Mi Cevdetin son ik! şahidin ifadelerinin alınması isteğinde bulunduğuna işaret- le, çocuğun bahasına şövle dedi: — Biz, 7 Doğduğu şehre Hasret kalan Kır saçlı erkek.. Kocamlş ben sizi aramızda tam sa- lâhiyetli bir hakem tayin ettik, Bizi ihtilâfa düşüren meselenin gönül iş- lerile doğrudan doğruya alâkası yok. Fakat iyi kalbli bir kadınsımız, ne olur bizim işimize de bir bakıveri - niz. Hüdise şu: — İstanbulluyuz. Fakat tam on yedi yıldanberi İstanbul dışında di- yar diyar geziyoruz. Benim aldırdı- #am yok. Fakat kocamın ağıında hep İstanbul sözü, hep İstanbul bahsi.. Şimdiye kadar mümkün o'mamış- tı Fakat bugünlerde elimize bir fır- sat göçti. Vazifemizi İstanbulda bir işle tebdil edebiliriz. Yalnız bu tak- tirde kazancımız azalacak. Elimize ayda (192) lira yerine (149) dira ge- çecek. Ben bu eksiliş dolayısile İz- tanbula iye muha hk günlerimiz için para mecbur olduğumuzu — söy'üy Kocam ise «iki kişiyiz, nasıl cisa ge- ruz, lüzum görülen bütün tahkikalı yapmağa mocburuz. Sen, hukukta ta: minat davası açmışsın. O avrı bir di wadır. Eğer oradan bu davaya önir bir istilâm yapılırsa, İcap eden cevap ve izahat yazılır! Sultanahmet mahkemelerinin yeni binası Süultanahmet Hukuk a emelerinin kalemlerinin ve tebliğs! bürolarınır simdi bulundukları Eminönü kayma - kamlığı binasından Divanyolundaki ye nava nakillerinin, aybaşında müm tün olacağı sanılıyor. Divanyolunda kiralanan eTürk ka - dınları biçki yurdu» nun bulunduğu bi na, lamir ve badana edi!mektedir. Trende gitara konseri Zakariya, Samson, Efrem isim'ı de Üç arkadaş, evvelki gön ha: zar gezmesi yapmağı kavarlaşi yanlarına türlü yiyecekler, şarap ve gi- lara alarak, trene binmişler. Küçükçek meceye gitmişler. Şi kalde, trende gitara çalarek ve şarkı aöy Hyerek, diğer vagonlardaki yolcuları kendi vagonlarına çekmisler ve bu sü- retle izdiham hâsıl olmuş, yol kapan- mş. İstasyonlardan birinde bir polis gel- | miş, münakaşa baş gösletmiş ve so -| kün ve | nunrda üç arkadaş, umumun istirahatini bozmaktan yakalanmışlar, meşhut suç müddelumumiliğine, ora - dan da Sultanahmet üçüncü sulh cera- ya yollanmışlardır . Adliyeyi telâşa verenler beraet ettiler «Büyük Karadenize otelinde ölen Ka racabey orman memuru Ali, kalp tesinden öldüğü halde. güya otelde dürülmüş gibi uydurma bır ihbarda bu lunmaktan Ali isminde hiri hakkında tahkikat yapıldığını, bunun ifadesi üze rine de İsmall isminde biri hakkında tahkikata girişih ve ikisinin de Adliyeye veri ü İ yazmıştık. Davaya, üçüncü cezada bakılmış, du- tuşma sonunda, bu #hbarın bir zanna müst&rtit bulunduğu ve vak'anın bir güna «kasdi cürmi»: mevcul olmadığı neticesi tesbit edilmiştir. Ali ve İsmail, beraet etmişlerdir. Adliyede bir terfi sulb hükimi Ceydet, terfi- l çiniriz» diyor. Sizin fıkrımiz ne? * Ben bu mektubu okuürken, gözle - rimin Önünde kır saçıt bir erkeğin hayali teressüm etti: Bu kır saçlı erkek İzmirliydi, 20 yudanberi hep doğduğu yere uzak şehirlerde dolaşmıştı. Ve nibayet ek- sik maaşla İzmire gidebi'mek hti - malinin karşısında kalımca sevincin- den titremişti. Fakat iyi kalbli bir aile reisiydi. Alesi ef-adının da fi - kirlerini almâk istiyordu. Kendisine verilen fikirler aksi çıktı. O da 20 senelik hasretini yencrek İzmir ye- rine... Başka yere gittı ve orada ka!- dı. Hâdisenin acısını elân kalbimda saklarım. Binaenaleyh oskuyucumun bana sorduğu sualde bitaraf olamı - yacağım. * Beşiktaşta Bay K. B. ye: Bu hususta fikrimi bir çok defa: lar yazmıştım, gözünüze carpmamış olacak. Tekrar edeyim: Türk kızını tercih ederim. Bunun haricinde ho - şuma giden birinci derecede şimal memleketlerinin kadınlarıdır. Fran sızlardan hiç bahsetmiyelim TEYZE Ka şem d teki sarışın; daha öteki kumral. an Adliy eymme(!iş!iğinc tayin edilmiş- ti - Pir. so , KUR A ğ Ziraat Bahisleri: eyyar satıcıların muzip.iği Bizim seyyar satıcılarımız muhak- kak ki dünyanın en zeki, ve en muzip satıclarıdır. Bakın anlatayım: Adamı tanıyordum, her devre uyar, her rüzgâra kapılırdı. Göünün adamı dı.. Sokakta yürüyerdu. Bir aşçı dük- kânının önünde durdu; aşçının çığırt » kanı bağırdı: — Düfıer bayım döner.. * Adam, adamı sokak ortasında yak iamıştı. Anlatıyor. Vire tiyordi Sayyar satıcı yanlarır'dan geçerken bâ fırdı: — Jilet bıçaklarımız, tıraş sabunla- rımız var!. ” * Büyük bir mevk! sahibiydi. Mevkii- |nin kendine verdiği gururla etrafını biçe sayardı. Herkeş onun gözüne kü- çük görünüyordu. Gene bir seyyar sa- tıcı onu görür görmez nârayı bastı: — Bugün var, yarın yok! z * Üç- genç kız birlikte yürüyorlardı. Her üçü de güzeldiler; B.ri esmerdi. Ö- faydalar temin üyeşi| gübren tecrübelerini ğını öğrendim. Köylüye öğütlenen bu işin, Jâyık olduğu ehemmiyetle kav - ranması için burada biraz incelel aini faydalı görüyorum: , Bilirsiniz ki bir toprak ne kadar ve- rimli olursa olsun, işlenip — ekildikçe bağrındaki besleyici maddeler harca * ,narak yıldan yıla kuvvetten düşer. Ve bir zaman gelir ki verdiği mahsul; & dilen masrahı karşılamaz alur. Bunu bilen tarımmanlar arada bir bu eksik:- hği kapamak üzere toprağa gübre ve - rirler. Gübre ile, toprağın verim kud- retini yeni baştan arttırmış oluruz. Şu kadar var ki bir tarlaya gerektiği kadar gübre temini, © kadar kolay bir iş de Beğen boğüboğinü'nl gildir. Kimi yerde gübre yoktur, kimi Peştlerinden gelen bir genç erkek kız -Vf'dc P“l“l_d”' X'"'" tardan birine sokulhak . bir meseledir, Velhasıl topraktan ah - keğin üne sert sert baktı, Bozacının sesi kulağıma geldi: — Ekşi hoza!. Gene satıcının sesi yükseldi: sa köylü buna katlanamaz. * Genç kadın vapurda çantasından ruj ii;alonuvıu çıkarmış, düdağının kırmızı: tazeli akkal toprak da verimini gittikçe — kıskanır. | miye lüzum kalmadan çok yerlerde yapılabilir, hem ucuz, — Boyayalım! | Demeden geçemedi. * ö baharda ekimi biçilen tarlaya - toprağın yukarıdır bilet! İhtiyar kadın pencer&den baktı. So-İçeşidine göre - bakliye nehatmmı sıkca kakta eskiciyi gördü. Sesini duydu : |ekerek baharda bu nebatları çiçek aç -|lâ. burçak, fik — Eskiler ahbyorum, * Bit muharrir arkadaşına anlat:yor- toprağa gömmek kâfidir. Toprağa ka- | Sunuz. — Bir mevzu buldum monşer, hari- ka. Sucu bardaklarını bir;birine vurdu: — Hani ya buz gibi! min eder: Bir defa bu yeşillikler çü: toprağın yapısında çok esaslı İMSET |de olan (ümüs) ü temin ederler. Ümüs P Baftayar Şeledek olmıyan veya az bulunan bir toptak i a a diğer besleyici maddeleri sırların sızın” Paris sergisinde "'q_c") olduğu için İ nsile kaçınır, saklıyamaz. Ümüsi Avrupadan avdeti geciken ş rcilik ( mış bir toprak — kolaylıkla 1sınmadığı ıııı'ıuhe,ıı,ı Pıuşt bu "“f" nihayetin- için üzerindeki nebatları lâyıkile ye - de şehrimize gelecektir. Prust İstan- tiştiremez. Daha mühimmi; — nebatın ı’““f iki İü" kaldıktan sonra Ankara- | v dasını hazırlıyan bir takım uzviyet - ya gidecektir. lerin (Nitrobakteriler) — yaşıyabilmesi Bir kadın boya içerek zehirlendi |için gerekli olan belli bir karardaki ha- Kumkapıda oturan 22 yaşında Me- | va, su ve hararet bulunamaz. Kiha ilâç zannederek elbise boyası iç -| — Sonra; yeşil gübre olarak kullanılan miş ve zehirlenmiştir. Hastaneye kal-|bakliye nebatları toprağı azotca zen - dırılmıştır. çok elverişli Ziraâi müşki ü ga istedikleriniz: ginleştirirler. Çönkü bunların kökle - vereyim. D KUF n rindeki küçücük keseciklerde ziteler) havanın azotunu alıp bi ten bir takım uzviyetler vardır ki *” şilliği bozup tarlaya gömi bunları da toprağa karıştırmış olu? Bu o kadar mühimdir k ekmek ne ise, ekinler için de azo! olduğunu söylemek kâfidir. Dalia sonra; da kışın bos kalan tarla, bağrında! zotun çoğunu sulara kaptırır. AğIf ” K topraklar kara nadasa bırakıldı! man azotlarını yağmurun getirdiği azottan fa: nırsa da, hafif kumlu topraklar ekili olmazlarsa çok zarar ederle ö gübre öi nti aç Muş'da Köylü Celâl: Mildiyo hastalığına karşı bağlara lecek olan bulamacın raçetesini nastl Dp nasıl / kullarılacağını — tafsilen AY7 Tmmektubla adresinize yazdım. raç köğidı İcin de gereken ilâcı yollad Menemen'de Bakkal Rıdvan Ahmeti 4 “Tütüncülük kitabları bakkmdaki va hususi bir mektubla cevab yerdimi. Yeşil gübre toprağa ço$ eder * * * 1 Toprağa acı bakla, burcak, fik gibi şeyler atınız, bunlar çiçek açtıkları zaman üzerlerinden bir merdane, sonra da bir pull: geçiriniz. Toprağa karışan bu yeşillik büyük faydalar temin ede! İnsanlar hafif kumlu top! kaybetmeyip bi yeşil gübre topraği! yerde u.ım.nllahıknkumda i eski yiyecekleri dt ? ârı çıkarmıya hizmet eder. (Derin nan mahsulün kıymeti yüksek olmaz- lü bakliyeler ekilirse) ucuzluğunu. Jaylığını ise tekrar incelemeğe Fakat aşikârdır ki gübrelenmiyen | kalmadı sanırın. Ortalama hesapla dönümüne * Binacnaleyh ne yardan ne serden geç- | kilo çiftlik gübresi verilen bir tal şi başaracak '15 kila azot, 18 kilo potas, 6 kilo soyacısı bu bir yol bulmalıdır. İşte öğütlenen «ye-| for, 15 kilo kireç vermiş 013“'“1- j gördü mü, görmedi ıni bilmem a-İşil gübreleme» bu maksada yarıyan, |tarlaya yeşil gübrelik ekmiş ol bununla verdiğimiz azot 17, pota$ * hem kolay ve hem de aynı maksadı te-| foskor 3, kireç 9 kilodur. Görüy min eder bir usuldür. Bunun için son-|nuz ki azotca yeşil gübre bir pa Yeşil gübre için acı bakla, âdi ? vesaire kullanılır. tıkları zaman üzerlerinden evveleri bîx;ım“m üç yılda bir yoşil gübre veri merdane, sonra da bir pulluk geçirerek | İe toprağınızın değerini arttırmış ? Hele zeytinler rışan bu yeşillik bakın ne faydalar te -| tonra, bağlar bozulduktan sonra "i sımda ağeç ve çotuk aralarını bir ©Ş K m'l;ıyıp sıkca bu saydıklarımdan birit | ,kerseniz bağınızı, behçenizi hem dan korumus olur hem de zeng tirmiş olursunuz. Bursa yeşi! taplandı yit şli'bir yerdir. Köylümüzüll yarlı sonuçlar dilerim. . diğ'i lerinizi ve öğ ize yazınız, size € | # y D

Bu sayıdan diğer sayfalar: