19 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

19 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İttihat ve Terakkide on sene No. 38 —a İTTİHAT VE TERAKKİNİN SONU Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen —— # üncü kısım Kefken adasında İpsiz Recep reisle uzun bir mülâkat yaptık Kefken adası, Burgaz iskelesinin kar- | latıyor. Sonra bize dönüyor, ne istedi i adacık kadar bir şeydir. Kü- töğü fakat Karadenizin dalgaiarına ÜS Verebilecek tarzda yapılmış bir ; YA ve toprak yığınından ibaret ve AŞtanbaşa taflan ağaçlarile dolu bir cıktır. Taflan çiçeklerinin biraz Tük, fakat tatlı kokuları içinde “ı.w bastığımız bu güzel adada İp- q:r hükümdar gibidir. Görü eşkiyaya, yani Arnavut Ömere, Yağla hiç benzemiyor. Yetmiş kin rında, fakat pire gibi çevik, kes - mııd:e zeki gözler, hayatını taka üs - Miş ve dalgaların koynunda geçir - H )Mr denizci... Tam biy korsan, eğer & bü Yüz sene evvel gelmiş bulunsay- gün, bizim tarihi tefrika muhar- için Akdenizde geçen — hayli 'üoka'mu." ait - bir kısmı ! - bir hayli mevzu bırakabilirdi! Ssiz Receple mülâkat Omuzunda asılı filintasile karşı - kll. Hal ve hatır, kahve, sigara... Dik: p, iyorum, Reis bizi süzmekle, tet- ç Meşgul. Fakat, ben de onu tetkik îî“"'m. çünkü hem enteresan bir a- "'&h'iı:em de onunla konuşmak hayli başlar bir mesele. Ne tara N İ€ab ediyor. Eı""!lıdı dolaşan «uşak» lar, Reis'e Bele M hürmetkârdırlar. Öyle, rast- #kiya olmuş bir türedi de; kendi etrafında muhit hü bir insandır. Köylüler de ondan ıüığ_'etıo bahsediyorlar. Çünkü o köy- tü .;l h—lin olmuştur. Zenginlerden Nir irsa beşini mutlaka köylüye ve - * Lüzumsuz yere vukuat yapmaz. wm'kun ve öldürmekten ziyade ka- da h.;k_?ı'lpnnk tarafdarıdır. Bu uğur- h.yü li eyapı» - gemi - sahibi olmuş, " Büla 8emi batırmıştır. Rizeden İstan- "nkhd'" bütün sahil onundur; her herkese - sözü Rgeçer. Yalnız bu S k"' deniz ve herkes de denizci ol - Lüka farttır. Karadenizin neresinde bir M:nm'î'ı' bilmelisiniz ki bu, Receb %mlülml!ü filosuna mensubtur, Res İS ne derse bu taka onu yapar. Şundan, bundan bahsettikten Ü ı“’"umyı seven, kendi fikirleri- Onun fikirleri de vardır - izah et - Miliş ha"“ilının bu ihtiyar kurda, ben 20ne hi tekelin manasını anlatmak ü - bu Idı" bahis açtığım zaman gördüm ki )'dıı Na bu bahiste söz söylemek faz- mll.îu * Reis bu işi biliyor. eHer diııı.— © Mmilletten olan idare etmelidir» &mok *her millet kendi kendisim idare hakkını haizdir.» tarzındaki Vil- %îî.:;î*;w bizim Reis, daha çoktan Sönr, KA a İpsizin fikirleri e. Diyorlar ki İngiliz kuvvellidir, di- %ıeıiwlğu kuvvetlidir. ama, kendi Him mı“h!!de, kendi milletinde. Be - lir aj Tetimin içinde o kuvvetli olabi- “Kop,, Göçende buraya, bizim limana q"liz adasile sahil arasındaki küçük lu“hrçın, onun, Karadenize karşı llzim b_]'mluç güzel bir limanıdır - İngi- Üşak; lr de_ııiııltı gemisi geldi. Hemen lil:ıın:çm sokuverdim ,sonra ben d Ka Kaptan telsize dokunmasay- Nize do: le:uıyi yok ederdim ama, tel- ’."lıı kwnızu içim şimdi uyuyan yı- mn“b)':utunı basmayım, dedim. kuüvvetini ben onun elin - t :l: alıveririm, onun kuv- lem bü gemilerden bir umâ“"'îlı Asıl iş, fakir fukaranın Tinç :l::dh Sen fukaranın gönlünü e- :*du'. ilir nxsbıdn" Ha işte kuvvet ora- li, ülhamid bunu bilme- m;,î;r_fydi. biz buralarda dolaşabilir lar da _hıtcılar biraz bilditer ama S ü înl rahat bırakmadı, ai “8$ söylüyor, söylüyor... e M çaMiyet, devlet hölkkında fikiı*şıîa- Bir filosof gibi, bunları an - ftan, nasıl | Mak lâzım geldiğini iyi tayin et-| Bimizi anlamak istiyor: — Siz benden bir şey istemeğe geldi- niz. Mutlak yardım isteyeceksiniz. Ha, ne isterseniz yaparım, İttihatcılar fena adamlar değil, İstanbulda onları sıkış- | Kümet fikri zenginden alıp fakire ver- | mat edemiyordu he- maş görünce bizim arkadaşlara söyle - dim, hep intihab kutularına iltihaltı hem bunu yaptılar, hem de ötekilere, İngilizle birlik olanlara arada bir da- yak atıp göz açlırmadılar; Görülüyor ki İpsiz, intihap mücade- lelerine de, uzaktan ve sırf Türk vatan: daşı olarak, kondi kendine, İttihatcı * lar» dediği milli zümre lehine müda - hale etmiştir. Şu halde kendisile kolay anlaşacağız. Biraz sonra, bana adayı göstermek li üzere, biraz gezmek teklif etti. Kalk - tık, bu küçük taflan ormanının güzel kokularla dolu havası içinde, dolaşm:ya başladık, Başı boş bırakılmış oldukları İiçin az zamanda vabhşileş kuzular, ;ırudz bir yolumuza çıkıyorlar, bizi gö- İrünce korkarak bütün kuvvetlerile ka- çıyorlardı. Bir aralık Reis, bunlardan |birini görünce omuzundaki asılı flinta- sını hemen eline aldı, bir nişan, bir «bom!», kaçmakta olan kuzu yere seri- liverdi, On, on beş adım geriden bizi takib eden «uşak» bu avı geriye götü- rüp akşama bir kuza dolması hazırlat- mak emrini aldı. Kendisile görüşüyorduk. Bana, gâh ada hakkında, fener kuleleri hakkında ü veriyor, gâh etraftaki köyler ve köylülerin hayatlarını ve onlarla 0- pusulalarını atsınlar, dedim, Onlar da! rette görülüyordu ki Receb Reisin hü - mek gibi basit bir prensip üzerine ku - rulmuştur. Bu arada Kandıra beylerine de fena halde kızgındı, E; yapılacak başka işler olm: ydı, orta- düşmanla mücadele etmek istiyor. E - ğer beyler ,milli mücadeleye yardım e- diîvurlnrsa onlara dokunm;yacak, etme- dikleri takdirde halleri fena. Bu husus- ta benim fikrimi soruyor, benden ma - lümat istiyor. Kandıra Alıeylerine kızıyordu Ben de kendisine, lehlerinde şaha - |det ederek, anlatıyordum. Kandıra bey- leri, o sırada hakikaten, mi'li mücade- leyi tutuyorlardı. Kandıra'ya girdiğimiz gi[n. kuzular keserek bize ve bizim çe- telere, kasabanın Namazgâh meyda - nında güzel bir ziyafet çekmiş olduk - larıihı anlattım. |teneke yoğurt sarfetmekten ne çıkar? yünde yakaladığımız iki, insanın bu (Arkası vaz) —- lerin veya ağaların köylüyü kendi he -| dolaşarak sablarına nasıl istismar ettiklerini an-| Yor: ve gecenin ses- latıyor ve bunlara karşı büyük bir hu: | Sizliği içinde uyuyan İsumet gösteriyordu. Gayet vazih su -| şehre bakıyordu. şu esnada | | Ve bu gece bu sessiz- da düşman bulunmasaydı onların Re -| liğin arasından Babil ceb Reisin elinden çekecekleri — vardı. | kralı bir hile havası Fakat, Reis şimdi dahili meselelerle seziyordu.. Avunmak meşgul olmak taraftarı değildir; harici | üzere, Babilin en gü- En büyük rakibi Sidarı zindana attık- " tan sonra krallığı cli- ne alan Menfid u akşam çok düşünce- liydi., Sarayın balko- mnunda ağır adımlarla düşünü- Hayır.. O halka iti- Büz.. İsrafil, dışarıda kalan bu tek rakibi onu — korkutuyordu.. zel, en kıvrak ve en şeytan kadını olan Lakemiyi çağırttı. Hind ipeklerile, at- laslarile döşeli oda- sının giranbaha — se- dirinde — uzanırken, kral şeytan gözlü ka- dını kollarına alarak mırıldandı: — Lakemi sen, ki ölümle bir oyuncak gibi oynıyan bir kadınsın!. Sen, ki gü - zelliğinin kudretine herkese boyun eğ - diriyorsun, beni biraz dinle! İsrafil bizi yıkmak için, mahvetmek için desiseler hazırlamaktadır. Ve eğer ben mahvolur- sam, sen onun zalim pençesine düşecek - — Bir kaç kuzu kesmekten, bir kaç | çin!, Şimdi beni anlıyor musun? Seni o- nun yanına göndereceğim; haydi bir yıl- Diye bunu kâfi görmedi. Kaymas kö- | gırım ol da her şey bitsin artık.. Bu sözler Lakemiyi heyecandan boğa- beylerin yamndz hizmetkârlık eden iki | caktı.. Memfid, ağır ağır kelimeleri fısıl- kişi olduğu ve beyin güzel bir atı İle| garken o, hem kralı dinliyor ve hem de gümüşlü bir eğerini ve biraz da parası- ! pir plân tasar! tü çalarak kaçmış bulunduk'arım an -| icin yegüâne firsattı. lan münasebetlerini izah ediyordu. Bey- lattım. tt Ki DeüR a aa ordu.. Bu sevgilisi Lidarı * Kralın yanından çıkan Lakemt doğru İsrafilin küşküne gitti. Gizli yoldan onun odasına geldi. Ayaklarının dibine otu - Senelik muhammen kirası 3000 lira ölan Floryada Haylayf adlı plâj teslim ta- | Târak ve gözlerini, İsrafilin gözlerinc di- rihinden itibaren 1 ci teşrin 937 sonuna kadar kiraya verilmek üzere açık art- tırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekli olanlar 225 Jiralık ilk teminat mektup veya makbuzu ile 20 /5/937 Perşenihe | kalblerin kralı İsrafil!.. dedi. Ölüm veya günü saat 14 de Daimi Encümende bulur malıdırlar. (B) - (2416) ** Mikdarı Cinsi Bir kilesu muhammen bedeli — İlk teminatı — ——— — —— 200 — kilo Neft 42,50 kuruş 200 — kilo Bezir 43 » 10 — fiçi Süliyen (bir fıçısı) 2000 » kerek — Ey ilâhların en güzel delikanlısı ve taht saati yaklaşmıştır. Menfid seni öl - dürmek için bu gece hazırlığını bitirdi.. Fakat kurduğu tuzağa kendisi düşecektir; 2ira, iyi bilmelisin ki Lakemi sana mef- tundur ve senin esirindir. Seni kurtar « 27 lira 83 kuruş| mak için kondi hayatını feda edecek.. O- mun için seni öldürecek olan cellâdı uy- Köprüler için lüzumu olan yukarıda cinsi, mikdarı ve muhammen bedeli ya-| kusundan uyanmadan öldürelim.. zılı olan Boya açık eksiltmeye-pazarlığu konulmuşlardır. Evrakı Encümen kaje- minde görülebilir. İştekliler 2490 numaralı kanunda yazılı vesika ve hizasında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 205937 perşembe — günü | », saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. (B) — (2829) Sıhhat ve içtima? Muavenet Vekâleti. — Şişli Çocuk Hastanesi Baş Tabip- liğinden : ş Çocuk hastanesinin poliklinik günlerile muayene saatlerini göslerir cetveldir. || Şubeler Öğleden evvel —— Dahili bastalıklar — || Çocuk hastalıkları Cildiye ve efrenciye. Kulak, boğaz, burun 'umartesi. va Çocuk - cerrahisi Diş. ———————> Pazartesi, Çarşamba, Perşembe,| Cuma, Çarşamba İPazartesi, Çarşamba, 'azartesi, Perşembe, e ea — Öğleden sonra Pazartesi, Salı şembe. Per Poliklinik saatleri sabah saat 10,30 dan 12 ye kadar ve öğleden sonra 13,30 dan 15 e kadardır. — <2819> - Lakemi, orada da çok durmadan çıktı. İsrafil bu ani darbeden şaşkınlaşmış- Hemen, tunç levhaya elindeki tokmakla bir kaç defa vurdu.. Boğuk bir ses bütün sarayım dolaştı. Ve biraz Sonra koridor« larda ayak sesleri, silâh şakırlıları du - yulmağa başladı.. * Zindanm kapısı gicirdiyarak — açıldı; tahta bir kerevete yarı uzanmış bir de- likanlı hemen yerinden zıpladı. Lakemi höcrenin kapısını kilitliyerek içeri daldı, | ve Sidarı kucaklamak istedi.. Yerinden dağrulan delikanlı onu itin- genç kadın dişlerini ısıra - rak kerevetin bir ucuna ilişti. Kendini topladıktan sonra Sidara yaklaşarak til- vek bir sesle: — Sidar! dedi.. Şafak sökmeden sev - diğin kadını sana getirmek için hayatımı tehlikeye koyacağım. Karımı süsleyip yol- hıyacağım.. Yalnız beni hayalinden çı - karma; beni “ayaklarının altına alma!l.. Seni buradan kaçıracağım ve tekrat tah- ta kavuşturacağım.. O vakit, bu sadık ca- riyene neyi reva görürsen onu yap!.. Sidar sadece: — Haydi selâmetle git!.. diye cevap verdi.. Burada çok durma.. Haydi çabuk.. Lakemi, Sidarın karısının yanma gi - derken kendi kendine şöyle söyleniyor- du: «Hayır hayır.. Sen her şeye rağmen ba- na ram olacaksın! Sen Lakeminin ateşin- den kaçamazsın!.. Bu gece, yıldız kaybol- BABİL YIKILIRKEN Nakladen: Faik Beremen madan evvel beni kollarının arasına ala- cak ve aşkımla kendinden geçeceksin'» Daidha - Sidarın karısı - karşısında La- kemiyi görünce hayret etti.. Fakat kar - gısındakinin müşfik yüzü ona telâş ver- medi.. Daidha süssüzdü; üstünde sade bir el- bise vardı. Çok yaş dökmekten, gözle nin etrafı çukurlaşmış, karanlık ve _"d' nızlık içinde geçen gecelerin ıztırabı ora- cıkta rengini bırakmıştı. Lakemi yapmacık bir tavırla sesine hü- zünlü bir ifade vermeğe çalışarak: — Ne kadar bedbaht bir kadınsın! de- di. Bu söz üzerine Daldha heyecanlandı; kollarını açarak Lakemiyi bağrına bastı. — Demek sen bana acıyorsun? De - mek sen diğerleri gibi değilsin!. Ah! Öy- leyse söyle; Sidar ve çocuklarım nerde- ler? İki çocuğumu kimler emziriyor? Ba- na kocamdan bahset!.. — Lakemi yavaşça mırıldandı. — Onu, iki siyah kölenin arasında çıp- lak bir halde giderken gördüm.. — Ahi. Siyah köleler Şimdi köle mi oldu 0? O adam, ki onun heybetinden ve güzelliğinden, yıldızlar ayaklarınm altına düşerdi! Onun haş - | metinden ilâhlar ve krallar bile korkar- dı. Ya çocuklarım; hiç kimse merhamet edip onlara süt vermiyor mu? Ah' Be - nim kanımı al da onlara götür, içir.. — Açlıktan ölmezler; merak — etme Yanlarında sütnineleri var.. Onları top- rağın üstünden alıp kucağında uyutuyor. Daidha birden bağırdı: — Toprağın üstünden mi? — Evet!.. — Öyleyse ben onlara yastıklar yap - malıyım!.. Saçlarımı kesiyorum. Onların küçük vücudunu sar, ısınsınlar.. Ve sözlerini bitirince Daidha uzun saç- larını keserek Lakemiye verdi: — Al!. dedi. Döndüğün vakit onlar « dan, dudaklarında buseler getir bana.. Lakemi gizli bir sevinçle odadan çıktı. * Babilin en güzel ve kıvrak kadını, a - teş gözlü Lakemi Daidhanın ipek saç - larını kendisine taktı.. Ve kıyafetini ona benzeterek Sidarın yanına tekrar dön- Güneş höcreye ilk ışıklarını saçtığı ve- kit ikisi hâlâ geçirdikleri gecenin sar - hoşluğu içindeydiler.. Fakat biraz sonra Sidar, gözlerini a - çıp yanındaki kadının karısı değil de La- kemi olduğunu görünce, onu ayaklarınım altına alarak kinle, çiğnedi, çiğnedi.. Yarınki nushamızda : Aşunun Köyü Yazan: Peride Celâ arasında nu?

Bu sayıdan diğer sayfalar: