May 22, 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

May 22, 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKET ww HABERLERİ Üçüncü umumi müfettiş bir konferans verdi İş ibz0n (Hususi) — Ankaradan ge- Uzap Süncü Umumi Müfe Tahsin Me rada büyük alâka uyandıran iş ran vermiştir. Tahsin Uzer, Yüği, ün Doğu illerinin civanmerd We , ina selâmlarını sunduğunu teb- in en ve Doğu illerinde yapılan Riley işlerin memleket hesabına ve Ky, ârafından başarıldığını söyledik- Tâ dedi ki: “Saltanatın yarı müstemleke te - Mep etiği bu diyar meşrutiyette bi ç Ukunmak istedi. Meşrutiyet idare- Mig asl bir iş göremediler. Çünkü O “vanmertliğini, ruhunda mev- asil cevheri ve tarihini bilmi- My Halbuki devlet adamlarına ta» Sarihin felsefesi lâzımdır. Yi, türk devrinde de Şarkın üç beş bağ; aralık içinde geçti. Bunun da se- kg mleket ve yurd uğrunda hazir» Li kahraman orduya bütçemizin i, hattâ bazan dörtte üçünü sarf Meni, den ileri geliyordu. Çünkü ket ve istiklâl müdafaasının da- 1k İnd Mig milli orduyu o zamanlar için k Suda balık avlamak İsteyenle- Me azami sürette takviye etmek İş, ivetinde kaldık. Bugün böyle Mak, le yöktur. Ordu d Ma are Kab ve bizim de gö Ta kabara iftihas edece; Maggi bir kuvvettir. Mehmetciğin be ba Yurda ve ulusa gelecek olan Vem 8 bir tehlikeye karşı koyacak Ataş m okuyacak kudrettedir. Yikay, Fk davasını bütü Vag dan haykırdığı doğu diyarın Mal “iİvânmert evlâtlârını asla ih- Tehlik, Zdi. Onun için bu melhuz Ying ce sıra doğu ille- ge da büyük a tabi Çan- ometre kadı muharebesi Ri, we tebe iki gün sürdü Suay, yekün âvdet etmiş, iki taraf or- Ör y “endi kendilerine dağılmışlar » Kia Pleklerin verdikleri zayiat, kar- Mâzâran, daha fazladır. Milas, “Ma ya, ls) — Sıcaklar arttığı ey * çoğalmış ı günlerde on Bayi iii a za nuş, fakat, hepsi eştir. ten sonra SYS Pazartesi gününden itibaren Jayağına götürüle - 5 gin; adi günlerde sabah 9dan 4 kadar, Cumartesi günleri gösterilmektedir. Ma hi ki kl9 dan 11 1/2 kadar veĞalala- S4 Servisi adi günlerde sabah day ie W/2a kadar ve Cumartesi imi bildirir. y yuvala-| ket ve onu dinliy in üzerine, kö -| nurları da dahil olmak üzere bütün mü- nda, bir) nevrerler üzerinde çok iyi bir tesir bi- .) rakmıştır. ul kişiyi yılan soktu |sesli sinema maki « sİmühim İNLANTSE - BANK SUNİ | Ses. 4 Ni; ; LL Sabah 9 dan öğleye kadar açık | hava müsait oldukca Trabzonda Atatürk köşkü Başbakan İsmet İnönünü bu diyara gönderdi. Gezisinde General İsmet İnönü'ne beh de refakat ediyordum, Bir çok eksiklere şahit olduk, halk ekmek istemiyordu fakat mektep isti- yordu. Tamam olan ya'nız ordumuzdu. Kim ne derse desin İsmet İnönü bu memleketin her sahada istiklâlini kur» “İtaracak olan şimendifer siyasetinin ic - rastı üzerinde durmadan yürümekte » dir. Biz evkafı şahsiyeden olduk, ye - gâne gayemiz millete iyilik, memleke te hizmet etmektir. Emelimiz yurd için kandil olmaktır.» Tahsin Üzer bu beyanatından sonra dogu inin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel durumlarını açıkca izah et- miş ve vergi vaziyetlerini anlatmıştır. Son söz olarak: — «Her işimzide dürüst ve açık ola- rak konuşuruz; raporlar eldedir. Gizli kapaklı işimiz yoktur. Atatürk rejimi- nin verdiği terbiye bize bu ruhu aşıla- mıştır.» Demiştir. Tahsin Uzer'in bu beyanatı memle - en yabancı devlet me- Tevfik Vural Balıkesir (Husu - si) — Halkevinin nesi xöylerden şeh- re gelemiyen köy » Tü yurddaşların bu ihtiyacını si sık sık köylünün rek güzel filmler Bu güzel iş önü- müzdeki o günlerde genişletilecektir. Balıkesirde seyyar sinema Balıkesir Halkevinin seyyar sinema makinesi — » Kız kaçırma Yüzünden Cinayet İzmir, 21 (Hususi) — Kemalpaşanın Halilbeyli köyünde aşk yüzünden feci bir cinayet olmuş; Abdullah oğlu Mus- lafa isminde bir genç ölmüştür. Abdullah oğlu Mustafa, köy delikan- klarına köy kızlarından Selma ile slâ - kası olduğunu ve evleneceğini söylü - yor. Selma, on beş yaşlarında bir kız - dır. Köyün en çok sevilen bu sakin kı-| zının Abdullah oğlu ile alâkası olduğu- nu bilen yoktur, Bu itibarladır &i Ab - dullah oğlunun sözlerine kulak asan ol- muyor. Yalnız bir hâdise köyde şayi oluyor. Abdullah oğlu, askere gitmeden önce Selmanın babasi Nuh'a baş vurmuş; a Selmayı bana ver, askerden dö » nünce evlenirim, bir yuvamız : olur. mes'ut oluruz. Kızına iyi bakarım, de- Nuh bu müracaatı iyi karşılamamış ve teklifi reddetmiş, Bu defa Abdullah oğlu askerden dö- pünce Selmayı görmüş, ne bahasına 0 lursa olsun Selmayı kaçırmağa karar vermiş. Evvelki sabah yolunu bekle - miş, Selma, keçileri otlatmak üzere ra götürürken tabanca ile tehdit etmiş ve civardaki Zaimin evine götürmüş. Selmanın, Abdullah oğlu ile birlik- te Zalimin evine girdiği köyde şayi o * lunca dedikodu başlamış. Selmanın oğ- lan kardeşi on altı yaşındaki Nuh oğlu Mustafa derhal atına atlamış, köye uğ- ramış, çiftesini alarak © Z: n evine gitmiş, Abdullah oğlu ile karşılaşınca çiftesini doğrultmuş ve ateş etmiş. Bu sirada Abdullah oğlu da tabanca ile a- teş etmişse de isabet etliremem Nuh oğlunun çifte at en Abdulah oğlu ölmüştür. İNT m a İŞ *İkendilerini kayda geçirmiyenler pek çok- —. Mag geli mi Boğaz iy — sık bahsedilir Pazar OlaH .Güh bir çok yen: tedbir- lerle güzelleştirmekten... buki «Boğsziçi yenler de var. asan Bey Diyor Ki: . Gâh, ucuz vapur işlet » mekten dem vurulur, Hi ölmüştür. Bir mezar taşı eksik» di - Hasan Bey — Mezar ta- şı isteyenler sahilleri kap lışan eski yalıları görmü - yorlap mı? Bigada bir çok mektüm nüfus olduğu söyleniyor Bigadan bir Biga (Hususi) — Bundan bir ay önce buraya bir emir geldi. İç Bakanlığından| gelen ve bütün köy muhtarlarına tebbiğ | edilen bu emirde bundan böyle köylerde kayıtsız evlenmeler bulunmuyacak, ev - lenme işleri karışık olanlar nüfus daire- sinde kayıtlarını düzeltecekler, imam ni- kâhile evlenmiyecekler, işlerini düzelt - miyenlerden ve böyle karışık işleri olan- ları hükümete Haber vermiyen muhtar- lardan para cezası ulınacak ve başkaca da hapse konacak denilmektedir. Bu emir üzerine evlenme işleri karışık olanlar ve vaklile kendilerine imam ni- kâhı yaptırıp ta nüfusa kayıt düşürmi - yenler ve düzünelerle evlât yetiştirdikle- ri halde hiç birisini nüfus kütüğüne kay- dettirmiyenler kafile kafile Dilekçeci ya- Zihanelerine baş vurarak muamelelerini yaptırmaktadır. Bunların içinde 20 yıl - danberi bir kadınla aile yuvası kurup ta tur, Bir çok gelinlik kızlar, askere gidecek çağa gelen bir sürü delikanlı, babalarınn resmi muameley nem vermemeleri yü- zünden kayıt hı kalmışlar ve başıboş büyümüşlerdir Bundan başka bir çok yurddaşlar da yirmi yıl önce yabancı tabiiyetini terke- derek âhar diyardan Türkiye toprakları- na gelmiş, fakat kendilerini kayda ge - çirtmiyerek yıllardanberi vergisiz, tek - Mfsiz her hangi bir köydeki akrabaları nezdinde yaşamış ve kimsenin gözüne çarpmamıştır. Şimdi bu gibiler haklarında yeniden 8 görünüş parçadan mürekkep muameleli dosyalar yapılmakta, haklarında ne suretle Tür « kiyeye geçtiklerine dair zabıtaca incele- me icra edilmekte ve 19 maddelik bir beyanname ile Hariciye Vekâletine gön- derilmektedir. Lâkin bu müterakim ve karışık işler, nüfus dairesindeki memur azlığı yüzünden çok ağır yürümekte, iz- diham sebebile dairede adım atacak yer bülunamamaktadır,. Burada 320 yılında bir umum nüfus tahrir işi yapılmış, o zamanki memur - lara geniş salâhiyetler verilmiş, bütün karışık ve pürüzlü nüfus işleri, köylü - nün ayağına varılarak güzelee düzeltil - miş, bütün kuyudat intizamına konmuş - tu. Fakat, aradan yıllar geçmiş, harbi u- mumi girmiş, seferberlik hasebile muh - tarlar asker olmuş, yerlerine gelen ihti - yarlar doğum, ölüm, evlenme, boşanma, göçmen, tabiiyet işlerine lâyikile baka - mamiş, vükuat yürütememiş, hülâsa, kâ- yıtlar gene Karışmış; içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir. Bu hal karşısında burada yeniden bir nüfus tahriri yapılmadıkça ve bu iş köy- lere çıkacak memurlara geniş ve şümullü selâhiyet verilerek bu karışık kayıtlar pratik bir şekilde mahallinde düzeltil - medikçe şimdiki tedbirle düzelmesine im- kân olmadığı anlaşılmaktadır. Biga köylüleri bu hususta alâkadar makamların himmetlerini beklemekte, bu suretle bir nüfus tahriri yapıldığı taktirde 5000 den fazla mektum nüfusun meydana çıkacağı tahmin olunmaktadır. Bir basübadelmevt masalı İzmirde bir kitapçının öldükten sonra dirildiği, evine döndüğü söyleniyor, fakat hikâyenin aslı yok İzmir, 21 (Hususi) — Bundan bir hafta evvel Karşıyakada, kitapçı Lütfü hafif bir rahatsızlık duyarak derhal 1 lediye doktoruna müracaat ediyor, Mu ayerneye tabi tutuluyor. Doktor hasta - nin reçetesini hazırlıyor, Wütfü reçe! yi alarak Karşıyaka eczanesine gidi - yor. Reçeteyi eczacıya uzattıktan sonra düşüp ölüy! Lütfünün muayeneden sonra kalbld sektesi neticesinde vefat ettiği anlaşı- lıyor. Defnine ruhsat verilerek gömü * Tüyor. İşin hakikat tarafı burada tamam - dır. O akşam Karşıyakada Alay bira- hanesinde bir kaç arkadaş, masa ba - şında bu ölüm kâdisesini konuşuyor - lar. Kalb sektesinden ölen bır kimse- nin derhal gömülmesinin doğru olup © lamıyacağını münakaşa ediyorlar, Bu münakaşa birahanede bulunan bir zat tarafından yanlış anlaşılıyor. Başkala- rına bazı ilâvelerle anlatılıyor. Ölüm hâdisesinin ertesi günü Karşı- yakada hemen herkesin ağzında bir vak'a, hem de bir ölünün diriimesi vak- ası dolaşıp duruyor. Güya Karşıyaka mezarlık o bekçisi gece yarısı mezarlıkta bir gürültü işit- miş, bu gürültü Lütfünün gömüldüğü mezardan geliyormuş. Mezarlık bekçisi Jen açılmış, & Hâdise derhal Zabıtaya aksetliril - miş. Sabah olunca zabıta memurları ve rı açmışlar, ü gece zardan çıkmak istemi saçını başını yolmu eni yırtmış, mezardan genişleye ciddi bir haber halini alıyor: — Filânca bu sabah evinden çıkar - ken merhum kitapçı Lütfü ile karşı - laşmış, selim vermiş, nasılsınız, demiş. Epeyce “konuşmuşlar, Mehmet, Lütfü- den ayrılınca, Lülfünün bir gün evvel öldüğünü haber almış, şu halde rastla- dığı ve konuştuğu ikinci Lütfü kim 0- luyor? Birahanede başlayan münakaşanın bu kadar genişliyeceğine ihtimal vep » miyenler hâlâ buna ini ki ne zabıtanın, ne de le bir hâdiseden haberi Hakikatte Lütfü bir hafta evvel öl- müştür, Mezarcının, şdliye doktorunun böyle bir hâdiseden zerre kadar ma - lümatları yoktur. Hele Karşıyakada Lütfü ile konuştuğu şayi olan Mehme- di hiç kimse tanımıyor. o Karşıyakada oturan tün Mehmetler böyle bir hâ » diseden haherdar olmadıklarını söylü - gürültüyü işitince korkup kaçmış. Ken- disini bir ölü takip etmiş yorlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: