4 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

4 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CCT H A * Beğendiğin erkek tipleri Hdt — Gözleri ileride olan erkekleri tercih ederim Beğendiğim erkek tipi: Uzun bo; geniş omuzlu, mütenasib endamlı, $ n bünyeli, bilhassa vata- nına gürbüz evlât yetiştirecek evsafta ol- malı, kumr adesi kuvvetli, açık alınlı, zeki anla; , parlak gözlü, evine, evlâd- larına sadık, tam bir baba, milletine fay- dalı ve ailesin! geçindirecek bir memuri- yet sahibi, tahsili yüksek, gözleri fleride erkekleri tercih ederim. Fakat daima mütevazı olmalı, kendisinden aşağıdaki- leri hor görmemeli, düşkünlere yardım etmeli, İzmit: P. T. (Sarih adresinin neşrini istememiştir) — 441 — Esmer, sarışın, kumral olabilir benim istediğim kadın çalışkan olmalıdır Kadında aranacak meziyetler: Sıhhati yer.nde, namuslu, asil alleden, orta tahsilinden başka bir sanat mektebi mezunü olmal. İster kumral, ister esmer, iste r sarışın olsun, yeter ki vücudu müto- olsun. Ayrıca her hususta çalışkan olmalı, ev işine ve çocuk terbiyesine düş- kün olmalı, daima temiz bulunmalı. Kadında aradığım yegâne şey çalışkan medikleri takdirde çekilirler. talya Belediye caddesinde No. 12 de Marangoz Eşref — 442 — Kadın kurduğu yuvayı devam etlirecek bir kudrette olmalıdır An Bence hayat arkadaşı olacak genç kız tipi şudur: Boyu normal, teni esmer, gözleri seh- har, siyah ve manalı, rengini gözlerinden almış parlak saçlar, küçük ağız, mevzun çene, dolgun, müdevver, lekesiz bir yüz, mütenasib bir vücud. Ahlâkına gelince: — Allesinden hakikt bir terbiye almış, temiz kalbli, muhitine karşı hürmetkâr ve mütevazı, sadeliği sever, musiki ve edebiyattan zevk duyar, en mühim olarak ta varacağı erkeğe gö- rünmez bağlarla can ve gönülden bağla- marak kuracağı yuvayı uzun seneler de- vam ettirebilen kadın bence ideal kadın- dar. Çorum Cumhuriyet Otelinde $Ş. Yılmaz * Son Posta » nn tefrikamız 48 O zaman aklına, bahbasının dostları gelci. İspanyaya geçerken, Salihten al- adreslere göz gezdirerek bunlardan bir kaçı ile görüşmek istedi. Otelciden Berberilerin oturdukları mahalleyi öğ- rendi. Doğruca oraya gitti. Berberilerin mahallesi, şehrin kena- rında idi. İspanyanın ilk fatihleri bu- rada sakin ve temiz bir hayat yaşıyor- lar; memleketlerindeki âdet ve anane- lerini tamamile muhafaza ediyorlardı. Abdurrahman, otelcinin tarif ettiği kahveye girmiş; selâm vermişti, Bütün gözler, birdenbire bu yabancı- Berberi delikanlısının üzerine çevril - mişti. Abdurrahman, ağır ağır kahve tezgâhının olduğu yere doğru ilerle - miş; — (Vahran) lı, (Tomris Mehmed)i görmek istiyorum, Demişti. Kahveci, etrafına göz gezdirdikten sonra, karşıki köşede, alçak bir sediş ü- zerinde oturan beyaz sakallı yağız çeh- reli bir gadarm Böstermişti. man, o adama doğru ilerle- n vermişti. Ve Berberi li- ce Jehçesile: haba, babamın döstu!.. Se « Tüşmek istiyorum. Demişti. Endülüs Şövalyesi a Abdurrahman iz kadın ve hangileridir? 'Hi — Kadın güzel olmasın, fakat meşakkate katlansın! Beğendiğim kadın tpi: Güzellik ekmeğe katık olmaz. Sıhhati | yerfinde, ahlâkı güzel ve dili tatlı olsun | da, isterse zenci olsun. Bitgi derecesine gelince, tam manasile bir aile y n kur- mak ve o yuvanın istikbalini düşünerek gelecek yoksuzluk günlerini hesap edip | fazla f etmemek meziyetlerine sahip olan bir genç kız datma üstündür, Antalya Ali Rıza (Sarih adresini yazmamıştır) - 444 — Erkek sıkılgan olmamalı! Beğendiğim erkek tipi şudur: Orta boylu, sarışın ve sıhhatli, sağlam seciyeli, iyi bir aile terbiyesi görmüş ol- malıdır. Karısını kıskandıracak — hallere meydan vermemeli, evinden başka hiç bir yerde gözü olmamalı, çocuğunu sevmeli ve içki kullanmamalı. Lise tahşili ol - malı, yuvasını vasat bir derecede geçin - | direbilecek kadar para kazanmalı. İyi söz söylemesini bilmeli, sıkılgan olmamalı, dalma şen durmalıdır. İstanbul: Nezahat Karamürsel Sahillerinde Balık piyangosu Balık karaya vurursa harp çıkar - miş.» Bu dedikoduları Karamürselin ihtiyar kadınları ortaya çıkarıyorlar - miş. Filhakika Karamürdel sahilleri deh- şetli bir palamut hücumuna maruz kal- mış, halk sahilden topladığ: — balıkları evlerine taşımakla bitiremiyormuş. Karamürsel halkına çarpan bu ba - lık piyangosu bir canavarın palamut - ları kovalaması ile başlamışmış, o ka - dar ki az bir zaman içinde sahilde mil- yonlarca palamut tutulmuşmuş. Bu balık balluğunda bunlardan is- tifade ederek lâkerda. ve tuzlama ya - ADYOİ, Bugünkü program 4 Haziran 987 : Cuma İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk müusikisi, 1250: Hava- dis. 13.05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam meşriyatı: 18,30: Plükla dana musikisi, 19: Radyo fo- nik kömedi (Bir avuç ateş), 20: Türk musiki heyeti, 2030: Ömer Rıza tarafından arapça söylev.2045: Vedla Rıza ve arkadaşları ta - rafından Türk musikisi ve halk — şarkıları (Baat ayarı), 21.15: Orkestra, 22,15: Ajans ve borsa haberleri, 21.30: Plâkla sololar, opera ve öperet parçaları. Peşte radyosunda Türk gecesi Bu akşam saat onda Peşte radyosunda Bayan Patma Cemile de Bonkowaka tarafın- dan bir Türk musiki gecesi ltertip edilecek ve programda genç kompozitörlerimizin garkı- ları da çalınacaktır. YARINKİ PROGRAM İSTANBUL 1230: Plikla Türk musikisi. 1250: Hava- dis. 1346 Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans müusikisi, 19.30: Konfe- rans: Dr. Prof. Fahrettin Kerim tarafından (İrade ve Telkin). 20: Fasıl saz heyeti, 20.30: Ömer Rıza tarafından arabes söylev. 2045: Fasıl saz hyetl. (Saat âyarı). 2115: Orki tra, 2215: Ajans ve borsa haberleri, 22.30: Plâkla sololar, opera ve opetet parçaları. burgaza getirllerek satılmıştır. Ticaret O - dası Süleymana bu muvaffakiyetinden do- layı Bir pulluk hediye etmiştir. * Bergama (Huşusl) 'Ege mıntakasının ük buğday mahsulünü Bergama çifteilerin- den Hasan oğlu Ali elde etmiş ve kasabada Bu şayanı hayret (Sarih adresinin neşrini istememiştir.) Çiçek balmumu bana sehhar bir güzellik verdi. Solmuş bir cild nasıl kaybolup yerini yeni ve taze cilde bırakıyor? Hemen bu akşam yatmazdan ev- aç ü munu dinizin sertleşmiş ve çirkin harici tabakasını eritir. Buruşukluklarını ve siyah benlerini giderir ve gizli güzelliğini zahire ihraç eder, Bu balmumunda, ender bulunan bir çiçek merkezinin den gelen «cildi yenileştirmek» hassa ve kıymetini haiz olan ve cire Aseptine tâbir edilen yağlı bir cev. her vardır. Hemen bugün 50 gram kadar satım alınız ve burnunuza, kollarınıza ve omuzlarınıza sürünürz. — pacaklarına, Karamürsel kocakarıları- Dl'. A. K. KUTİEL nın hürafe bile olmıyan kehanetler - yapmaları da hayli gariptir. Karakoy, Topçıılar C&d- SÜ —. Yaıı A R. İhtiyar, büyük bir sükünelie cevap vermişti.! — Merhaba, delikanlı!. Kim oldu -|Şi ğunu bana söyler misin?.. — Ben.. Abdurrahman... oğlu, İhtiyar, birdenbire sarsılmıştı. Başını ileri doğru uzatarak bir an, Abdurrah- manın yüzüne bakmıştı. Ve sonra, ye- rinden fırlıyarak genç Berberinin boy- nuna sarılmış: (Tarif) in — Tarif'in., Tarif'in oğlu, haa... Hey, En evvel, Tomris cevab vermişti: Allahım.. sen, her şeye kadirsin...| — Onlar, bizi bi türlü çekemiyorlar. Çok şükür, Tarif'in oğlunu da görmeye Bizi, her gün biraz daha ezmek ve öl - beni muvaffak ettin. dürmek istiyorlar, Diye Bağırmıştı. — Ya, siz. siz, ne yapıyorsunuz?.. Bu kısa konuşma ve kucaklaşma, bir-| —. Biz mi?., Biz, şimdilik süküt edi- denbire bütün kahvede büyük bir alâ- kxyındmnım Bir anda, bütün kah- vi n — Tarif'in oğlu imiş... Sözleri dolaşmıştı. Yaşlı Berberiler, derhal oraya toplanmış.. Abdurrah » man ile Tomris'in etrafını almışlardı. Hepsi de birer birer Abdurrahmamı kucaklıyarak gözlerinden öpmeye baş- lamışlardı. Bunların çoğu: — Tarif.. ah, Tarif... Ne kahraman - dı... Onun, unutulmaz hatıraları, daha hâlâ kalbimizde yaşıyor, Diye, ağlamaktalardı. Abdurrahmamnı, ortaya oturtmuşlar.. mütemadiyen sualler soruyorlardı. Ab- durrahman, büyük.bir vakar ve ciddi- yetle cevab verdikce: — Babasına ne kadar benziyor. Tıp kı onun gibi kahraman.. onun gibi se * vimli.. onun gibi kalblere nüfuz eden *hır genç... Sanki, TariPin gençliğle.. Diye, söyleniyöorlardı. Böylece, bir hayli zaman geçmişti. mdi sual sırası, Abdurrahmana gel * mişti.., Abdurrahman: — E.. söyleyiniz, bakalım. Arablarla nasıl Beçiniyorsunuz?.. işli. Bu sual; bütün orada bulunanlara, büyük bir heyecan vermişti. Herkesin Yüzünde, bir hoşnudsuzluk eseri belir- mişti, yoruz. ğ Ne zamana kadar süküt edeceksi- hiz?., — İçimizden, bir (Tarif) ve bir (Ta- rık) zuhur edinceye kadar. Abdurrahman, başını önüne eğmişti. Bu sözler, ona derin bir düşünce ver - mişti. Tomris, bir kaç saniye süküttan son- ra, sözüne devam etmişti. — Evvelki gece, garib bir hâdise ol- muş... Bir Berberi, zabita nazırı mua- vini jle maiyetindeki askerlere şiddetli bir tecavüzde bulunmuş... Askerlerden ikisini yaralamış. Galiba, o Şamlı zabi-) Jlerini, Tomris'in gözlerine dikerek; merasimle satınıştır. İlk mahsul davul, zur- na ve bayrakla kasabanın sokaklarında do- Ticaret Odası hukuki bir meselenin halline uğraşıyor Ticaret Odası mühim bir hukuki mesele nin tetkikine başlamıştır. Mesele şudur: Müş- terinin malının terhini suretile bankadan kstikraz ederek müşteriye veren komlsyon - cunun bu muameleden komisyon alıp almı- yacağıdır. Ticaret kanununda buna taallük eden bir |madde yoktur. Bu gibi meselelerden mal sa- hiplerile komisyoncular arasında bir çok ih- İtiütlar çıkmaktadır. Meselâ: — Trabzondan | İbir tücear malını istanbulda bir komisyon- cuya gönderiyor. Tüccara, bazı hallerde pa- | F a aa aa aa nananmın | | İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: Müflis Avunduk Zade biraderler şir- keti ile şürekânın masa memuru şimdi- ' ye kadar geçen işler hakkında alacaklı- | lara izahat vermek ve bu izahat üzerine | alacaklılar tarafından icap eden karar- lar ittihaz edilmek üzere — alacaklıların 11/6/937 cuma günü sgat 15 için toplan- maya davetlerine lüzum göstermiş oldu- Rundan alacaklıların — gösterilen günde dairede hazır bulunmaları ilân olunur. (33153) —— z | ti de epeyce hirpalamış. İki gündenberi © vak'ada bulunan.diğer iki asker ile Suriyeli casuslar buraya gidip geliyor. iar. O vak'anın kahramanını arıyor - ar. Abdurrahmanın dudaklarında müs - tehziyane bir tebessüm belirmişti. Göz- — E. onuü tanıyabiliyorlar mı?.. — Gece; karanlık olduğu için pek o kadar tanıyamıyorlar... Hattâ, bu kah- Tamanın pek iyi ispanyolca söylemesine b_ılnırnk onü, Berberi kıyafetine girmiş bir İspanyol da zannediyaorlar. Abdurrahmanın dudaklarındaki te -| bessüm Artmıştı. — Ya, siz.. ne zannediyorsunuz?, Diye mırıldanmıştı. Tomris, omuzların. kaldırarak Ab - durrahmanın Yüzüne bakmıştı. — Doğrusunu söylemek lâzım gelir- se.. Diz, bu şerefin bizden birine kısmet olmasını isterdik... Hakikaten, bizim kı- yafetimize Rirmiş bir İspanyol ise, doğ- rusü bunü çok teessü? ederiz. Diye ıştı. b Ahdumhmml M kahramanlık meftu - u olan ihtiyar Berberiyi memnun etmek için vak'ayı olduğu gibi hikâye etmeyi aklından geçirmişti. Fakat bun- dan, bir tefahür manası da çıkabilece- Bini düşünerek vazgeçmişti. Sadece: — Bu vak'ayı, ben de işittim. Fakat benim kat'i kanaatim, şu merkezde, Bunu yapan, muhakkak bizdendir. Biz- den başka birisin'n, bizim kıyafetimi- ze girerek böyle bir şeye cesaret et - mesi, imkân ve ihtimal haricindedir... Onun için, hiç teessüf etmeyiniz, (Arkası var) Ege ve Trakyada senenin i ahsul"i merasimle satıldı vermek istememektedir. Ticaret komisyonun teamülden olup olmadığıni 'a raştırmaktadır. Yeni Ücaret kanunund hususta menfi veya müsbet bir madde BO7 ması sarureti de haşıl olmuştur. İstanbul Borsası kapanı$ Hiatları 3 -6 - 1937 PARALAR Bönusm B EUUUB Un H B 3 ğ Kapanı$ 625.00 O, Açılış 625.5) 0,78665 17.6825 M,9s12 4.6762 . a - Bo üm Buğday yumuşak Arpa çuvallı Arpa dökme Çavdar Misir beyaz Masir sari 'a Ce »üRCER: in .. Bw İe » n sı 65 ©D ÜĞVEEcRRARLA

Bu sayıdan diğer sayfalar: