9 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

9 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nakleden : ,:'“"ı can ciğer ahbaplardan biri, ge- .q*mıı. beni tam beş kocadan boşan- .%c":' hatuncağızla görüştürdü. Şimdi, Gian 4 Kücasile bir iki yıldır gül gibi ge- ti “Hte olan bu Kırk beş, ellilik kadına ."'ı. telarından niçin ayrıldığını sor- Biru; 4'%: sıkıştırınca anlatmıya razı oldu. Tün: Mklarını öynen nakle devam ediyo- Ah €i kocamdan niçin ayrıldım? " bu, büsbütün firaklı, bu, birincisin- "&ı— acıklı bir iş!.. Tevekkeli deme - Gelen D'h b Bideni aratır! » Birinci kocam şöyle idi, böyle - ":N, hoyrat değildi. Onunla üç yıllık İ y *ta hayatımızda kendisinden ne öy- Ü bir Saba, ağır, sert sözler işitmiş, ne üti Gskesini olsun yememiştim. Onun Hkabahati dışarıda gördüğü ( “li âlh pullu kadınlara karşı zaafı i. tıpkı bir münis kuzu gibi idi. kmanıı. ne yalan söyliyeyim, za « &örüşte pek o kadar gözüm tut: 1 Benden sekiz, on yaş büyük ©- İri yarı, esnaf kılıklı adamı bana Tımızdan gayet iyi seviştiğimiz ler bulmuşlardı. Orta yaşlıya oldukca paralı olan bu adamın ölmüş ve ondan beş yaşında k çocuğu kalmıştı. Kendisi kab: ediyordu. kiler ondan bize gayet iyi bir 4, mükemmel bir aile erkeği, us- » kâmil, henüz otuz, otuz beş yaş- * Yüzüne gözüne bakılır bir insan setmişlerdi. Kendisile ilk defa imamınkilerin evinde annemle * ön dakika kadar görüşebilmiştik. A yepyeni ve yaz ortası olduğu kalınca kumaştan koyu renkli bir R îylkhınnda kallâvi — iskarpinler ide kalın bir altın köstek vardı. sön sözü şu olmuştu: y düşün taşın yavrum; ben kar- iddi, ağır başlı, erkeğine muti bir 1 isterim! i-_bbn de karşımda ayni kıratla ev İstediğim için imamınkilerin ve İn de zorile bir ay sonra ona var- Fakat önceden dedim ya, neden- Sdamı daha ilk gördüğüm akşam - , daha doğrusu gönlüm pek 5.'";!“- İmamınkilerle annem nikâh- ©t Vardır, evlendikten sonra ona .:;:nlnuı. kocan olunca o zaman şa- #irin görünür! diye beni kan- Nı.lr“ '!x.,“_:e göründü yat Mübarek adam, j;_;f'!ğ' ç Te Te < 'e - T AŞ ıf İ £F £ ğ FEZE SF vE y v B F d ei Af Z) & N l & Bonra daha ilk birleştiğimiz gı ge- NM" Yoktan beni bir haşlayış haşlama- & *Ve imiş, o gün nikâh dairesinde- F 1T li iler arasında bulunan benim hı- 'ba_m pek kalabâlık insanlarmış... | biz vaktile kendisine böyle söy- | Nh Z. Şimdi bunlar tanrının günü ı t: Bi kendi evine damlarlarsa bu işin | q'k"“llvu;: ben ona göre hısımıma, lş.,h'"h karşı ayağımı tetik almalı imi- > ng:“büki anun hısım akraba dedik- | 'N. N“'ldı dokuzu pek uzaktan ve bize N. da bir bile güç uğrayan takım - ':;% ilk geced nn len bunu bahane ederek & Ylayan adam, bir kaç gün sonra Pek acele sokağa çıktığımı, BEŞ KOCAMDA NİCİN AYRILDIM? Beş defa evlenen bir kadının hatıraları Osman Cemal SMa, neme lâzım, ikincisı gibi öyle ka- | Sinema yıldızları haydutlardan —— 3 Holivuttaki kadın ve er- kek yıldızlara gangster- lerlerin tecavüzlerinden korunmak için aldıkları tedbir'er bir hayli paha- liya mal oluyor Holivuttakı meşhur sinema yıldızların- dan bazılarına «bir milyon dölar» servet- te olduklarına dair kıymet biçilmiş! Bu mühfthiş rakarn haydudların gözlerini dört açmış. Hemen faaliyete geçerek ortaya kaçırma tehdidleri yağdırmağa başla- mışlar! Haydudlardan bihakkım ürken yıldızlar kendilerini korumak için birçok tedbirler almışlardır. Kimi ayda 300400 dolar vererek bekçi tutmuş. Kimi 500-1000 dolar kadar para vererek elektrikli emniyet tertibatı yap- tırmış!.. Bundan birkaç sene evvel meşhur sine- daha hafta geçmeden anneme filân git « meğe başladığımı bahane ederek yüzü- me haykırdı ve lâkırdının sonunda; — Anneni, hısımlarını bu kadar sevi- yordun, ne diye kocaya vardın be kadın! Diye beni payladı. Evde bir de ihtiyar olan bu adam adetâ o emekli bunim başıma bir kaynana gi- t etmişti. Evde ben ona hüküm rde adetâ © hizmetçi bana du. Eski karısından yadigâr ©o beş yaşındaki afacanın gözü oğlan da ayrı bir dertti. Ne dur anlıyordu, ne otur! Hınzır piçin evin içinde vurduğu vurduk, kırdığı kırdıktı. Yumurcağa gelesiye bir söz bile söylemek yasaktı. Eğer söyliye- cek olursam hizmetçi olacak koca karı akşama hemen babasına yetiştiriyor; O da kaşlarını çatarak bana: — Yoo! Bayan, diyardu. O, çocuk bana çok kıymetli bir bergüzardır; ona ben 1âf söyletemem, ona söyliyeceğin tek lâkırdı bana demektir. Sonra karışmam haa! Hem sen vaktile çocuğumu bile bile bana vardın, İşine geliyorsa ne âlâ, gelmiyorsa onu da sen bilirsin! Hattâ, bir gün bu yumurcağın gözü oğlan masanın Üzerinde duran benim, eski kocamdan kalma altın saatimi almış, sokaktaki bir köpek yavrusunun boynu- na takmış, sonra da mahalle çocukları köpek yavrusunun boynundan onu aşır - ymışlardı. İşte o gün ben hiddetimden küplere binmiş, © hiddetle hınzır oğlana hafiften bir iki şamar indirmiştim. Vay efendim vay, sen misin bunu yapan, o gece herif fena haide kudurup da bana mükemmel, dört başı mamur bir dayak atmasın mı? Daha evliliğimizin üçüncü ayında, gece yemek sofrası Başında yemiş olduğum bu sunturlu dayaktan sonra artık heriften büsbütün sıtkım sıyrıldı. Ve gece vakti kendimi dara dar soka- Kendisini ve çocuğunu haydudlardan korumak için dört tane muhafız tutan Marlen Ditrlchin son resimlerinden biri ma yıldızı Mae West'in 400.000 frank de- ğerinde mücevheratı çalınmış. Bu yıldız, © vakittenberi gayet çevik ve cesur bir goför ile son derece nişancı bir muhafız tutmuş! Onlar olmadan bir yere gitmez- , miş. Fakat bu yetişmiyormuş gibi Mae West'in ikamet etmekte olduğu mahallin polis müdürü kendisine ayrıca iki polis memuru daha tayin etmiştir. Bunlardan maada bu yıldız, evinin her tarafına elek- trik tertibatı vazetlirmiş. Lupe Velez de yaman bir pehlivan o- lan bir şoför tutmuştur. Joan Kravford da Billy adında bir mu- Za alıp aâannemin yanına zor kaçarak o ge- celik ondan yakamı kurtarabildim. * Ön beş gün sonra bizi zorla ve e barıştırdılar, Fakat kaç para eder, horif bu sefer büsbütün nemrut kesildi. Artık vara yoğa boyuna beni haşlıyordu. Herif, ayni zamanda karısına karşı çok da mü- taassıptı. Beni yalnız başıma sokağa gön- dermeği hiç istemediği gibi pencere ö - nünde bile başı açık oturmama razı öl - muyor, böyle bir şey yaparsam bana söy- Temediğini bırakmıyordu. Hele onun ya- kından hısımlarım dediği bazı kadın ve erkek misafirler arasıra bize geliyorlardı ki bunlar hep kendisi gibi neş'esiz, tatsız, tuzsuz, suratsız, kaba saba, hoyrat, han- tal insanlardı. Bunlar bize geldikçe gece- Jeri bizimki de birlikte bütün konuşma- ları, görüşmeleri, muhabbetleri para, alış veriş, ev, akar, biraz da namaz, niyaz, o - rüç, kurban, mevlüt gibi şeyler üzerine hafız edinmiş. Billy meşhur yıldızı adım adım takib etmekte imiş. Mirna Loy'yun şolörü usta bir maki- nist, gayet mahir bir nişancı imiş. Yirmi adım mesafoden bir ÇİÇeğİ tovelverle sa- pından ayırmakta imiş!... Küçük Şirley Temple'in koruyucusu ise tam manasile bir atlet imiş! Marlene Ditriche gelince: Bu meşhur yıldızın kızı Maria az daha haydudlar ta- rafından kaçırılıyormüş. Vak'a üç sene evvel cereyan etmişti. O tarihtenberi Marlene daima tepeden tırnağa kadar si- lâhlı dört muhafızın refakatinde olarak sokağa çıkmaktadır. Bunlardan maada dahi birçok ihtiyat tedbirleri alınmıştır. Meselâ geçenlerde Avrupadan avdeti sı- rasında Holivuta varmazdan evvel kü- çük bir istasyonda trenden inerek hususi bir polis otomobiline binmiş ve evine ancak öyle gitmiştir. nasıl korunuyorlar idi. Üstelik yakın hısım, akrabam dediği dişili, erkekli bu insanlar yüzüme karşı ikide bir söyleniyorlardı:. — Senin gibi zamane kızlarından, ka- rılarından insana hayır gelmez! Gene ne | çıkarsa eskilerden çıkar. Hülâsa bayım, ben bu evde de bu min- val üzere tam iki yıl çile doldurduktan sonra gene bir sabah bizimki işe gittik - ten sonra bütün pılimı pırtımı toplayın- Evinin her penceresine, her kapısına kilitler, elektrik tertibatları koydurmuş- tur., Stüdyoda film çevirdiği sırada ka - pıda dalma bir polis bulunurmuş. Geçe- ceği sokaklarda kuvvetli polis devriyeleri dolaşırmış! ğ Loretta Young - Jean Harlow . Madlen Carolle - Barbara Stanvik muhafız yeri- ne elektrik tertibatı kullanmakta imişler, Bilhassa Batbara Stanvik'in elektrik ter- ca son dela olarak oradan ayrıldım ve ay- | tibatı şayanı dikkatmiş: rılış bâlâ o ayrılıştır. Bunun da sebebi şu oldu: Sokak kapısının yanında bir mikrofon (Devamı 8 inci sayfada) İ|bulunmakta ve içeri girecek olan misa- Vindsor Düşesinin 66 elbisesinden üçü Vindsor Düşesi bu sene Paris moda«- âleminin yegâne yıldızı gibi parlamış görünüyor. Şu gördüğünüz üç elbise, Düşesin seçtiği 66 modelden alınmıştır. (!) numaralısı öğleden sonra giy - meğe mahsus bir bluz ve etektir, (2) numaralısı şarap renginde ağır kadife ve uçuk mavi motiflerden ya- pılma akşam tuvaletidir. (3) numaralı tuvalet te, uçuk ma « viden, dekolte ve gene kırmızı ve ma- vi eşarpla giden bir tuvalettir. Her şeyin modası değiştiği gibi per- |ha doğrusu açık kahve rengi kumaştan delerin de modası değişmektedir. Resmini gördüğünüz şekilde yapı « lan perdeler pencerelere ve mefruşata fevkalâde yakışmaktadır. Kumaşlar, organtindir. Biraz ciddi olması için sütlü kahve renginde, da -|ka bir güzellik ve sadelik verir. Lüleburgazda Türkçe konuşma Lüleburgaz (Hususi) — Belediye mec- Tisi son toplantısında çok güzel bir karar verdi. Verilen bu karara göre yabancı dil- le konuşmak yasak edilmiştir. Bu yasağa karşı gelenlerden 20 lira para cezası alı - nacaktır. kzerreneccecene esemesesereken ee eeeme eee ermeeane a senanen fire bile ismini mikrofona söylemek mec- buriyeti tahmil edilmekte imiş ve gelen misafir şayet tanınmış bir adam ise an - cak o zaman kapı açılırmış!... Erkek san'atkârlar içinde az çok ted- birler ittihaz eden Harold Lloyd ile Geor- ges Raftmış. * olması daha muvafık olur. Perdenin kenarlarına koyu renk * lerden bir su çekilmiştir. Bunların ma- vi veya kırmızı olmasında mahzur yok tur, Abajürün de ayni kumaş ve mo- tifle işlenmesi odaya muhakkak ki baş VHe0400006004 6 AAAA Sındırgıda Ozan suyu Sındırgı (Hususi) — Kasabaya yarım saat mesafede Ozan suyu isimli bir mem- ba vardır. Menend köyü halkından bir kaç kişi bu suya güzel bir çeşme yaptır - mışlar, membaını da tanzim ettirmişler- ir, Ozan suyunun tenekesi Sındırgıda beş kuruşa satılmakta, vakti hali müsait olanlar da bu suyu içmektedirler. Şimdi küy sandığına fayda olsun diye suyun her tenekesinden çeşme başında yüz pa- ra alınmıya başlanılmıştır. Bu hareket muhitte infial uyandırmış, sudan para a- hlnması buruda şimdiye kadar görülme- diği için hayretle karşılanmıştır. € <A * « VA el ae

Bu sayıdan diğer sayfalar: