Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ai L Canikai B İA K - 5 Tenimuz ÖOlnez — (ŞE Fransızcadan tercüme edebi roman Evvelki günkü ve dünkü kısmın hülâsası : a-ğğa“"a- topçu kumandanı miralay Terris- *N ve Toulon valisi Vis De Fierce'e ge- Mmektupla başladı. Mektup geldiği zaman zabitan odasında dite 34; tarihte süvari erkânı harp yğzbaşı- harracıı Sinda idim, Askeri idareye ait mu- Teratı açmak bana mevdüu İdi. Mektubu okudum: 'Tourris) ide (Grand Cap) arasında tel- 8raf muhaberatı direklerin yıkılmasından Munkati imiş, oyîelen Mektubu lüzumsuz evrak ârasına Tğlü"d“m ki telefona çağırdılar. e efn'ndakl bahriye Vis Amirali idl. Ba- * derhal kendistine mülâki olmâamı emret - Fi'îtiket derhâl yöla çıktım. Uzun BİF Müdüet şato #i Sönra La Gar& Röyü kenarındâ bir İle karşılaştık. Bu gâto bana bir — $€ne e kîım Bene bu harabede tesadüf ettiğim bir ni hatırlattı. 9man devam ediyör . îm:;h yalnız bu tesadüfü ve bu çehre- Üşünüyorum... Şatonun yıkık du- hapları, sisli sema üzerine keskin hat- denlîtı-msam etmişti. Duvariarın dibin- aei ’Paî'en_ ileriye doğru, ueyrçk ağaç- ü Süslediği giplak, girkin bir ova... kğîârek geçtiğim şatonun Meydanı Ve Çilüş Erdep birinin arkasında karşıma O | Nefis endamlı kadın şimdi gözü- vel:;nününe geliyor... Şatonun merdi- Yeki me otum'lyüş. yorgunluk dinlendi- Şitine eçhul bir kadın... Ayak sesimi i- altan > baı_şım çevirmişti... O zaman, gibi , Enginde sarı bir saç ve zümrüd iki göz, beni altüst etti. —-Madeleine de ...... Madetleine.. Bütün bi a soy şdım Sia Ş'azî)forıdgm... kadar U vekayi bugün benim için ne u Tîtte,“?—akî.., Fakat yalİnız benim için! l;;?îğdburaya. benim met'îe*_:—.im olan venim “_lln..hr*nıız hayatta bulunan ve ismini şıhi ihtiyar olmıyan bir kadının dört hğçaz-mama imkân yok... Hattâ şu İozlk telik küçük ismini lğıle 3.'azm_ak ki.içükl Zi Bereket versin ki Made_îeınfe nin Ma]â”?_ulaı-ak ç_oktur. _()nun ismi- Tarmın €leine oldugun_u bılen"ler, saç- zümrüdalt-m Sarısı renşmde, fgozlermı.n KPti Bibi yeşil olduğunu bilenler bi- “Nün, o olduğunu anlıyamazlar. arkîğma devam eden ()_tomolîil." ben EEçm'av Varmadan Farlede köyünden eri v Şimdi, ileride, Solliğs'in ilk ev- hı_z_e yaklaşıyordu. Örd.lghe,-s'e 'Vardığımız vakit saat tam Gî&rıdb irmi vardı. Yol üzerinde ve tanı Cap dağına gidilecek noktada, elin:jr l';;ı*fer.im, hayvanımın dizginleri € Bekliyor ir o kadar âmi dürdu YA ordu. Şoför o kadar & i, oturduğum yerden yuvarlan- n_m Tamak kaldı. idi W dakika sonra eğerin Üzerinde kadı Kapı eşiklerinde oturan mâhalle Çleı—rı'ı arı merakla beni seyrediyorlardı. ___-şden biri, köylü Hsamile: beygi lava güneşli olsaydı zabit efendi _Şı“'de da_ha güzel görünürdü.. aedi. Son'n%derım bu söz, o gün işittiğim num(î_u_mıe oldu. O gün... Yani son gü- IV ı,îııegîı:;]s yolunu tüttum. Yol rahâat- girim güzîlkğ_ygm. ne fazla sert, Bey- ü hayvan, | rısla gidiyordu. Ve uslu îıaî?" Pek severdim. Çok cesur Biri, iki senıs kan arap atı olan bu bey- hulunduğunî €vvel, nazırm maiyetinde Vazifelerd zaman almıştım. Böyle Bi bir ke,r kıt'a zabitanının bilmedi- mi siğğh_ikohf-v?lkhr vardır. Atımın is- bulunduğ Za ıdıj _UZUn zaman beraber arını h.şı??uz Sçini birbirimizin huy- bir kuq.umogğgrm-ı.ışnk. Zikre değer hiç nu hat—ırlar;îl;îrîlrîı.huysuzmğu olduğu- Siegfried, beni b h ir solukta Armunsü adar getirdi. çıkta Aigulers'e öt Hekliğ,, şiı_ırası Mauraş silsilesi- Tz dak öyü de geçtıkten sonra yol bi- İkhrin îdkguşleşu. Şimdi tâ ilerideki &n eıc“ı'l Vzaıilaı_'.mı takib eden ve da- "ni'ıırılgemle Surtun.emk SEÇEN, sert, âni ESnadr © dglu bir yoldan gidiyorduk. a yağmur daneleri tekrâr dö- Zak... Ne kadar korkunç bir su-| külmeğe başladı. Hayvanı biraz sür'at- liye kaldırdım. Sağımda, bir kiraz bah- çesi ve kiraz ağaçlarının üstünden bir kilise kulesi göründü; sonra patika ha- line gelen yol sola döndü ve artık ince ince ağlıyan bulanık bir sema ve bu se- manın altında uzayıp giden Hali arazi- den başka bir şey görünmez oldu... Dik bir yokuşa geldik, sür'ati azalt- mağa mecbur oldum, Aheste bir yürü- yüşle, bir tümseği aştıktan sonra, ge- ne dimdik bir yokuştar tekrar aşağı in- dik. O zaman Grand Cap dağını kar- şımıda gördüm. O âna kadar Moöuras sil- silesinin arkâsında kaldıği için görün- müyördu. Şimdi birdenbire meydana çıklhış ve etfâfındaki tepelere hâktim -a- zametli duruüşile karşımda belirmişti. Tepeleri bulutlarla örtülü idi.. Âdeta bu muazzam - bir sütünü andırıyordu. E- teklerinde çorak araziye kadar inen sis parçaları sürünüyordu. Bu meçh'ıl ke- çi yolunda ve bu kesif, yıvışıx sis orta- sında, göz yordamile ilerlemenin pek güç hattâ tehlikeli bir iş olacağını, ikin- ci defa olarak bir hissikablelvüuku ha- linde düşündüm. Gerçi şimdilik örtalık henüz aydınlıktı ve önümde geniş ve düz bir saha vardı. Hayvammı tekrar sür'atliye kaldırdım. Sevinçle koşmağa başladı,.. Bir çok defalar Madeleine ile beraber, kısa sabah gezintileri yapmıştık. Ara- mızdaki münasebetleri merak edenle- rin tecessüsünden kurtulmak için gün doğmadan yola çıkar ve ciyerlerimizi ılik ve muattar rüzgârla şişirerek çam ormanları arasında hayvanlarımızı dört nala koştururduk... Bu noktada hatı - ratım birdenbire kesildi, zira tam bu esnada, ciyerlerime, çürümüş ot ve küflü toprak kokusile karışık ıslak ve soğuk akşam rüzgârı doluverdi. Bu ga- rip kokuyu daha kuvvetle koklamak ve mahiyetini anlamak için eğerin ü- zerinde doğruldum. Ayni koku ve aynı hava gene genzime doldu. O anda bu hava, bizzat karşımdaki dağın nefesi imiş gibi tuhaf bir hisse kapıldım; pis, murdar, mevtai bir nefes... Sırtım ha- şiyetle ürperdi. Atım dört nala koş - makta devam ediyordu. Tekrar tırısa çevirdim. Yolumuz tek- rar incelmeğe ve yükselmeğe başladı. Bir tepeciğin üstünde, karma karışık dizilmiş dört tane kulübeye rast gel - dik. Yanlarından geçerken canlı mah- lüka tesadüf etmedim. Yalnız, bu ku- kübelerin birinden bir köpek çıktı ve beygirimin ayaklarmı kokladı. Havla- madan çekildi gitti'. Biraz ileride yol, başka yollarla bir- Teşiyordu. Hayvamı durdurdum ve er- kânıharp haritasını çıkardım. Tam kar- şımda, Grand Cap, yalçın * kayalardan mürekkep mMmuazzam bir kütle halinde ufku kapatıyordu. Etekleri, yarım fer- sahtan daha yakım bir mesafedeydi. Sağ tarafım şimal, solum garpti. Hari- tayı tetkik ettim, karışık ve müphem buldum. Maamafih bulunduğum nok- tayı ve, hangisini tercih edeceğimden mütereddit kaldığım iki yolu harita ü- zerinde tanıdım. Bu yollardan ikisinin de, başka başka noktalardan geçerek, istihkâma miüntehi olduğunu tahmin ediyordum, Nihayet soldaki yolu ter- cih ettim. Sağ taraftaki yola sapsa imi- şim herhalde macera ile karşılaşmıya- cakmışım. Tam ilerlemeğe başladığım sırada, dağın zirvesindeki bulut — yığınlarının arasında, gözle güç seçilebilecek dere- cede zayif; pembe bir ışık görür gibi oldum. Garba doğru yürüdüğümü söy- lemiştim. Bu ışık, olsa olsa, sis ve bulut kütleleri arasından güçlükle yol bulup süzülen bir grup hüzmesiydi. Nerdeyse birdenbire gece bastıracaktı. Hemen eyerin üzerinde arkama dönerek, gece- nin yaklaşıp yaklaşmadığmını anlamak üzere şark cihetine baktım. Gideceğim yere varmak içiî daha bir hayli mesa- fe vardı. İçimi bir üzüntü kapladı... Zi- ra karanlığın, zannettiğimden daha ya- öi di ——— —— Tercüme eden: M. V. kın bir noktaya kadar geldiğimi gör - müştüm, Karanlık, şarktaki hamlede sıçramış; ederek bana yetişmiş; beni geçmiş, hat- vadilerden hatvelerimi bir takip tâ ilerideki tehlikeli dağ eteklerine benden evvel vasıl olmuştu. Yol yavaş yavaş siliniyor, belirsiz bir iz haline geliyor... Atımın ayakları ara sürçmeğe başladı. sSıra zifenin, çok serin ve çok yağmurlu bir gecede sefer etmek külfetinden daha fena akibetler doğuracak mâhiyette bir şey olduğunun farkına vardım. V Yolumu Mouras silsilesinin'en şimal | itepesinde kaybettiğimi kuvvetle tah- " z pmirn ediyorum, koca bulut kütlelerini:başında taşıyan | ŞAFUNA Henüz tamamile gece olmamıştı; fa- kat ortalık tamamile aydınlık ta değil di. Takip ettiğim yol kalın -bir çalilik altında kaybölmuştu, etraffâki araği de (ayni çalılıkla örtülüydü. Beygirim; za- man zaman ayaklarile zemini yoklıya- rak, ihtiyatl adımlarla ilerieyor; iyi kötü yol almağa uğraşıyordu. Ben de kendimi onun sevki tabiisine bırakımış- tım. (Arkası var) —e ee e ee e—emmmd 4 vaB ) GÖ gönaam ae Kızılcahamamda büyük pehlivan güreşleri 16 Temmuz günü Yeşil Kızılecaha- mama sevgili Atatürkümüzün ayak ba- sıp şereflendirdiği günü tes'it elmek ü- zere T. Hava Kurumu ve Kızılay şu- beleri tarafından bir pehlivan - güreşi tertip edilmiştir. Başa: (150), başaltına: (100), bü- yük ortaya (50), küçük ortaya: (30), ayağa: (25), desteye: (10) lira müküâ- fat verilecektir. İşte 0 zaman, bana tahmil edilen va-| Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum gmüdürlüğünden: Avrupa Hattında Hayvan Nakliyatına Tenzilât: Anahat hayvan tarifesi 10 temmuz 1937 tarikinden, itibaren Avrupa hattırıda da tatbik edilecektir. Bu suretle mevaşi nakliyatında mühim nisbette tenzilât yapılmıştır. Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. «188üs — «3903. İstanbul Gümrüğü Başmüdürlüğünden : Gümrük satışmdan: Sarayburnu 4 numarak gümrük ambarında P Y. C E- markalı numarasız 531 sandıkta ve 30532 kilo taralı ağırlığında ve 4580 lira de- ğerindeki kaçak ve kısmen bozuk ve kısmen de bozulmak üzere bulunan kesme şeker açık arttırma ile Sirkecideki Satış salonunda 12/7/937 günü saat 14 de şart- namesi mucibince satılacaktır. İsteklilerden 345 lira muvakkat teminat ve maliye ünvan tezkeresi aranır. — (3652) « A- .. .. * y w Kırklareli İskân Müdürlüğünden: 1 — Kırklareli merkez kasabasımda 20 adet şehir tipi kerpiç göçmen evi 4201 lira 40 kuruş ve 91 adet köy tipi kârgir 17328 Hra 22 kuruş ve 162 adet kerpiç- ten 29117 lira 88 kuruş ki ceman yekün 273 adet evin muhammen bedeli 50647 lira 50 kürüuştur. 2 — Keresteden maada bilümum malzemei inşaiyesiyle beraber veyahut yal naz işçılığı 15 gün müddetle kapalı zarfla ihale ecilecektir. 3 — 12 Temmuz 937 Pazartesi günü sast 14 de ihalei evveliyeleri yapılacaktır. Taliplerin plân ve şartmameleri görmek ve mahallerini öğrenmek için hergün İskân Müdürlüğüne ve kazalarda iskân memuürluklarına müracaatlârı. 4 — İhale günü taliplerin ehliyet vesikalarının yanlarında bulundurulması. 5 — 2490 sayılı kamun hükümlerine göre - ihaleye iştirak edecek taliplerin yukarıda yazılı saatten 3 saat evvel İskân dairesine müracaatla e 7,5 muvakkat teminatını yatırmış olması lâzımdır. 8747 TASHİH: Yükarıdaki ilânın bir kaç defa neşrinde 2 inci maddede yazılı (kapalı zarfla ihale edilecektir) cümlesi (açık pazarlıkla eksiltmeye çıkarıl- mıştır) şeklinde çıkmıştır. Düzeltirız. —H —a .HER İŞİNIZDE KOLAYLIK Her ne işiniz olursa çabucak yaptırmak apartıman, ev ve her türlü eşya almak ve salmak arzu ettiğiniz takdirde hiç vakit geçirmeden İstanbul (743) numarshı Posla kutusu adresine bir mextup göndermekle işinizi bitirirsiniz. Dev.et Demiryolları ve Limanları işletme Umum idaresi ilânları Muhamin.en bedeli (18360) lira olan 100 ton telgraf ve iki ton bağ teli 15/7/1937 Perşembe bünü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada tinası içinde tonlanacak olan 9 uncu Ârttırma ve Eksiltme komisyonunca satın alınacaktır. Bu işe girmek ıstiyenlerin (1377) liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları, resmi gazetenin 7/5/1936 G. ve 3297 No, lı nüshasında intişar et- miş olam tallmatname dairesinde alınmış vesika ve teklillerini ayni gün saal 14,30 a kadar Ankarada idare binası içindeki Komisyon Reisliğine vermeler lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme daires'nden, Haydarpaşada te - sellüm ve sevk şe/liğinden dağıtılmaktadır. — (3682) * AHAYRETİN ÇİZER | bard biri VÜ VKUUNK TÜRKİYE CUMHU RİYETİ - h—- - - — Nafia Vekâleti “ - f_’ı—f ee b