5 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ae SN öm Yor. " ftanzimi etmişse harbi de-o kazanacaktır. - teki hâdiseler, hep bu iktisadi asayişin » - sizliğin eseridir. — Milletler arasında iktısadi bir kooperas- - adalet müessesesi kurulabilmiş olsa, in- vgmı eseri olacak ve o zamana kadar'han- Tevhalarla üzerine dikkat celbedilmiyen Dünyanın iktisadi Asayişi Yazan: Muhittin W lmanya Avusturyayı istilâ ede - cekmiş! Çekoslovakya hudutlar rında bir manevra yapacakmış! İspan'ya işleri gene tehlikeli bir safhaya girdi! Pusya Amur nehrinde elli ganbot tah- şid ediyormuş! ve saire ve saire.... Bun- lar, gazete okuyucularının her gün ga- zetelerin ilk sahifelerinde gördükleri, iri harfli serlevhalardır. Hattâ bazı gazete- ler birinci sahifelerinin yarısını, kısmen de renkli olmak üzere, bu nevi serlevha- | larla doldururlar. Bunlara bakınca, insan, dünyanın siya- si asayişinin famamen bozuk olduğunu görür. Eski tabir ile buna dünyanın eşi- raze» sinden çıkması denilir. Hakikaten | de dünyada bir asayişsizlik vardır ve bu asayişsizlik her dakika bize bir tehlike — karşısında bulunduğumuz hissini veri -| yo;utun bu beynelmile! siyasi asayişsiz- liğin günlük, parça parça tezahürü: - hiç bir şey değildir. Bütün 'bu gördüğünüz serlevhalar. biraz da ahir-zaman gazetem eiliğinin sansasyon î'htıyac*le lüzumundan fazla büyütmeğe meylettikleri hâdiselere aittir. Diplomatlar birer formülle bun - ları kolayca hallederler. Fakat, bunların yanında, kendisinden hiç te her gün bah- sedilmiyen ve böyle büyük büyük ser- başka bir hâdise vardır ki o da dünyanın hiç bir formülle halli mümkün olmıyan iktisadi huzursuzluğudur. * Dünyada iktisadi asayiş tam manasile bozuktur ve bütün. gözümüze çarpan ö-| bozukluğundan ileri gelen şeylerdir; ik- tisadi asayiş, 9M senesindenberi bozuldu ve henüz bir türlü düzelemedi. Rusyada bozüuktur; Almanyada, merkezi Avrupada bozuktur; Balkanlarda bozuktur; bütün bu bozukluklardan sonra harbe girmiyen memleketlerde tam, manasile asayiş ber- kemal değildir ve nihayet, Âmerika gibi, İngiltere ve Fransa gibi büyük iktisadi vasıtalar ve kuvvetli memleketlerinde dahi iktisidi asayiş kâh bozulmakta ve kâh düzelmektedir. Fransadaki safı hâdiseler, Blum kabi- , nesini silip süpürmüş, Chautemps - Şa- tan - kabinesini de silip süpürecek olan para buhranı Bü iktisadi asayişsizliğin bu memlekette yaptığı en yeni ve en şiddet- | li buhran tezahürüdür. Blum hükümeti bir kaç ay evvel frangı düşürürken, baş- kaca bir düşürme hareketine imkân bı- rTakmıyacağı hakkımda verdiği sözü tuta- madı; çünkü bu defa frank kendi kendi- sine düştü. Bu yeni hâdise, sırf o asayiş- Almanyanın giriştiği mücadeleler, Rus- yadaki dahili ve harici siyaset hâdiseleri, İtalyanın kâh sağa, kâh sola yaptığı ha- reketler ve manevralar, iktisadi asayişsizliğin eserleridir. Dünya- | yı huzur ve rakattan mahrum eden se- bep, hep ayni sebeptir. * Fransada para ile siyaset arasımdaki a- çık ve kat? mücadele, isim ve şekil de- Biştirerek, hâdiseden hâdiseye manzara değiştirerek bütün dünyada para ile si- yaset arasında cereyan edip duran umu- mi mücadelenin bir parçasından ibaret- tir. Hattâ, Almanya ile İtalyanın son za- manlarda gösterdikleri mülâyim siyaset çehresirin altında da iktisadi zaruretlerin güç zaptedisebilen ifadesi vardır. Bunun için, bugünkü dünyanın bütün derdi bu iktisadi asavişsizliktir. Bütün hu sebeplerden dolayı, insan ba- zan düşünüyor: Şu Milletler Cemiyeti si- yesi bir müessesce olacak ve beynelmilel siyasi asavişi temin yerine iktisadi asa- yişi temin edecek bir makine olsaydı, el- bet bugünkü dünya dertilerinin bir çoğu daha kolay halledilebilirdi. Fakat, henüz dünya bu tekâmül derecesine gelemedi. yön temin edecek bevnelmilel bir hak ve zanmıştır. bütün bunlar, | Yeni elbise insanı daima aldatır, sırta sahibinin hüviyetini henüz almamüştir, SİDİZ, yemhk kabahati örtmüştür. tığı mağazanın umumi havasıaı taşır. Yeni elbiseye baka- Yak giyenin şahsiyeti hakkında doğru bir hukum veremez- geçeli çok olmamış, üzerinde el'an çık- Eski elbise sahibirin bütün hüviyetini bir ayna gibi harice aksettirir: Eski, hattâ yamalı giymek aslâ ayıp değildir, herkesin yükseklik ve alçaklık zamanları olabilir, ayıp olan şey eskilik değil, ihmaldir ve ihmal de en emmiştir, tıpkı zivade eski eibisede görülür. Amerikanın En güzel Saçlı Paduu Amerikada tür - lü türlü müsaba * kalar yapılmak « tadır. Geçenler - | de de Miyamyay plâjlarında en gü zel saçlı — kadın müsabakası — ya -| pılmış ve resmi - ni gördüğünüz bir üniversite talebe- si birinciliği ka - üzerine de kendisilen verilen muhtelif hediyeler arasında Amerikanın en usta berberinin elinden çıkma bir proka var- dır. Hastalıklara iyi gelen bir mektup Nev-york gazetesinin — anlattığına göre reçete yaza yaza yazısını okun - maz hale getirmiş olan bir doktor ge - çende mektupla bir arkadaşını yemeğe davet etmiş, fakat nafile beklemiş, ne gelen var, ne giden! Üç beş hafta sonrâ döktor bir gün arkadaşı ile sokakta karşılaşmış: — Sana bir mektup yazmıştım, alma- idın mı? diye sormuş. — Aldım. Hemen eczaneye götür - düm, güzel bir ilâçmış, — bana çok iyi ggeldi, cevabını vermiş. Meğer adamcağız mektubu okuya - mayınca reçete sanmış, eczacı da oku- yamadığı bu satırlara göre benzeterek bir ilâç yapmış. Hastaya iyi gelen ilâç işte bu üy - dürma ilâçtır. Nezarette hamam odas«ı Amerika hükümeti Vaşingtonda sa- raylardan mürekkep büyük bir mahal- le yapmağa karar vermiştir. Bu mahal-| lede hükümetin bütün nezaretleri ile devlet işlerine ait idareler birleştirile- cektir. Saraylardan dahiliye nezaretine ait olan muazzam bina hitam bulmuş ve dahiliye nazırı İkls burada yerleş- miştir. 13 milyon dolara mal olan bu muh- teşem binada gazetecilerin nazarı dik- katini celbeden şey mnazırın hamam ©- dası olmuştur. Düuvarları — açık mavi rernikte olan hamam odasının — kurnası |© kadar da büyük imiş ki yüzmek bile mümkün olabiliyormuş. HERGÜN BİR FIKRA Giüneş saati | Bir genç buyan tasathaneyi gezmi- ye gitmişti. Bahçedeki güneş saatini gördü, merak etti: — Bu nedir? — Güneş saati! Genç bayan güneş saatine dikkatli dikkatli baktıktan sonra sordu: — Güzel bir şey fakat çok merak | ettim. Bu saat nereden kuruluyor, nü- sıl ayar ediliyor? Bana öğretir misi- niz? * * Harp arkadaşından Ebediyen Ayrılan güvervin İki harp arkadaşı bu dakikada yekdiğe- rinden ebediyen ayrılmış buluünmakta- dırlar: Zira ihtiyar Moker ölmüştür,. Moker Amerika ardusunun büyük mu- harebede kullandığı güvercinlerin so- nuncusu idi. 12 eylül 1918 tarihinde bir Alman bataryasını tahribe yarıyan ma- lümatı cepheden 43 kilometre geriye ge- tirirken bir gözünü kaybetmişti ve o se- yahat te sonuncu seyahati olmuştu. Moker muharebeden sonra 77 inci A- merikan fırkasile birlikte geriye döndü 'ye tam 19 yıl Fort Monmouthda mes'ut 've ihtimam görerek yaşamıştı. Alelhu- süs bir de arkadaş bulmuştu. Bu arkadaş hakikat ha'de Wilhetm adını taşıyan bir karp esiri idi, Wilhelm adından da anlıyacağınız gibi bir Almar güvercinidir. Saint Mihiel is- tihkâmında tutulmuştur. Bugün bile 1917 tarihinde Bavyerada doğmuş olduğunu gösteren bir bakır halkayı ayağında ta- şımaktadır. Wilhelm ve Moker yekdiğerine o kadar alışmışlardı ki başka güvercinlerle hiç te- ivsas etmezlerdi. Wilhelm şimdi yalnız kalınca kim bilir ne kadar sıkılacaktır. Avrupada sarışın kalmıyacakmış Biyoloji âlimlerinden İngilkiz Her - bert Morisson son neşrettiği bir maka- lede yakında Avrupada sarışım insan kalmıyacağını iddia etmektedir. Sarı - şınların azalma sebebini İngiliz âlimi esmerlerin daha kolay evlenmesine al- fetmektedir. Morisson buü neticeyi İn - ,gilterede yapılan son bir nüfus tahri - rinden çıkarmaktadır. Bu tahrire gö - re evlenen esmerlerle sarışınların nisz- beti 8& esmere karşı bir sarışındır. Sovyet zabıtasının Paraşütlü Köpekleri Bükreşte çıkan Dimineatza gaze- tesinin anlattığı - na göre Sovyet za- bıtası polis köpek- lerini diğer memleketlerde ol- düğuü şekilde ye - tişlirmeyi kâfi bulmamış, her kö- pekten mükemi - mel bir paraşütçü yapmayı kararlaştır- | mneştir Bir polis memuru şehir jüaricinde bir hırsızım, bir katilin, bir şakinin izi- ni mi buldu, derhal köpeğini yanına a- larak bir tayyareye binecek ve tam â- damın üzerine vardığı zaman, köpeği aşağı bırakacak, kendisi de arkasından fırlayacaktır. Köpekte de paraşüt var- dır, poliste de, her ikisi de salimen ye- re inecekler ve haydudu yak.ıhyacak - lardır. Bükreşli meslekdaşımız — aşağıdaki haydudun yukarıdan paraşütle inen po lis ve köpeği kolaylıkla avlamasının ö- rüne geçmek için hangi çareye müra - caat edileceğini yazmayı unutmuştur, Bir birahane sahibi zengin olmanın yolunu nasl buldu? Teksas'ın Dallas şehrinde küçük bir birahanenin sahibi zengin olmak için dâhiyane bir fikir bulmuştur: Bundan sonra bu zatın birahanesinde bira iç - mek için kullanılan bardakların bü - yüklüklerinin ve küçüklüklerinin, hat- tâ sayısıliri €hemmiyeti yoktur. İçilen biranın parası miktarma:- göre değil, içmek için sarfedilen müddetin uzun - luğuna ve kısalığına göre alınacaktır. Biraz daha vazıh olalım: Birahaneden içeriye girerken bizim paramızla 65 kuruş vererek müukabi - linde bir karne alacaksınız. Bu karne size 60 dakika zarfında istediğiniz ka- dar bira içmek hakkını vermektedir. 60 dakika bittikten sonra hararetımz geçmemişse tecrübeyi tekrar etmeniz de hiç bir mahzur yoktur. Amerika gazetesi birahane sahibi - nin bulduğu usulü dâhiyane kelimesile tavsif ediyor. Fakat bize öyle geliyor| ki bu zat fazla bira içilen bir memle - kete düşmemiştir. Yoksa bulduğu dâ - hiyane usul kendisini servete değil, if- — — * sanlar, ve fikir ve ruh itibarile, bu te - | kâmül drecesine gelebilseler elbet ııı:mı—l — . Mi asayis işi daha kolaylaşırdı. Fakat, | Üş henüz insaniar bunu anlıyamiyorlar ve bundan dolayı huzursuzluk devam edi - Geleıek harp, mutlâka bu huzursuzlu- Bt millet iktisadi küvvetlerini daha — iyi! Ş a Sıhhat İşleri Bakamı bay Refik Saydam senelik mezuni- yelini geçirmek ve biraz da dinlenmek üzere Avrupaya git- ti, fakat Sıhhat İşleri Bakanımızın hareketinden bir gün | sonra çıkan bir'İstanbul gazetesinde: İSTER Muhittin Birgen — İSTER İNAN | bulda geçirecektir.» deniliyordu. İNANMA! İNAN İSTER İSTER IİNANMA! — « Şehrimizde bulunan Sıhkat İşleri Bakanı bay Refik Saydam bir hafta daha burada kalarak mezuniyetini İstan- iâsa götürürdü. ği İ Sözün Kısası Tatile Hürmet! ta dımağınızın özünü gözlerinizin nuruna kotıp kâğıt üzerine dökerek, sa- bahlardan akşamlara, akşamların da geç vakitlerine kadar kalem oynatmış, bitap | kalmışsınız. Yahut bir ticaret ehlisiniz.. sekiz gün, piyasanın cilvelerini önlemek, buhranın önünüze yığdığı binbir engelin üstesin- den gelmek, kazancın kıtlığını vergilerin, masarifin bolluğu ile telif eylemek için ananızdan emdiğiniz sütün burnunuz - dan lüle lüle geldiğini hissetmişsiniz. Veyahut bir emekçisiniz. gene bütün bir hafta, azami dikkatinizi istilzam eden bir makine veya bir tezgâhın önünde, belki yüzünüze doğru cehennem saçan kıpkızıl bir kazarın karşısında, en ufak bir yanlış hareketin hayatımza mal ola- bileceği hem dakik ve hem de karma karı: şık bir âletin yanıbaşında, islenmiş yü- :zünüzden terler akıtarak, elleriniz nasır Devlet, sizin hepinize de müsavi bir hak tanımıştır. Pazar günleri dinlenmek hakkı! Ve kudsiyeti Millet Vekillerinin tasdikinden geçen bir kanunla teyit edil- miş bulunan bu hak, sizden başka, hazzını sizin huzurunuzdan, huzurunu sizin var- |hığmızdan Cuyan çoluğunuz ve çocuğunu- zım da müşterek mallarıdır. Bu haktan istifade edeceğiniz günü iple çekersiniz. O yaklaştıkça, tatlı hayal- lert kurar, projeler yaparsınız. Gözünüz- de tüten bir mesire yerini, bir su başını, yorgun nezarlarınızda canlandırırsınız. Esinizle, tertemiz giyinmiş, kuşanmış yavrularmızla, güle oynıya, hep birlikte gezmeğe gilmenin emsalsiz hazzını önce den yudum vüdum fatar, yorucu işinizir başında toselli bulursunuz. Evden de hazırlanmışlardır. Kadın, er- keğinin hoşlarıdığı yemekleri, mezeleri, küçükler elbiselerini ve oyuncaklarını bin üzüntü ile, o gün için, münhasıran ailenin malı o:an o mukaddes tatil günü için tehiye etmişlerdir. Derken, pazar olur, Siz, bir haftalık ,yorgunluğun tahrip edici tesirlerini bi- razda bu suretle telâfi için yatakta biraz gecikir, tembetlik edersiniz. Karınız, ço- cuğunuz yanınızdadırlar. Birinin tebes - sümü, ötekinin kahkahası gönlünüzün paslarımı silip, süpürür, Birazdan kalkacak, yıkanacak, giyine- cek ve bir haftadır kurduğunuz tenez - zükhe çıkacaksınız. Fakat, heyhat! Bütün bu zevk, bu ke- yif, bu tatlı emeller zehir, bu hazırlıklar heder oölmağa mahkümdur. Zira, modern zihniyetin kökünden söküp atamadığı bir densiz, saygısız. tufeyli sınıf vardır ki, şunun bunun çanağından pervasız geçin- mek, şumü bunu dedirgin edeceğini, mes'- ut bir ailenin arssına çalı gibi düşeceğini hesaba katmadan kendi hutgüâmlığına 'hizmet etmek onun vazgeçilmez âdeti olmuştur. Tatil hakkına, istirahat hakkına hür- 'met etmesihi bilmiyen bu terbiyesiz İn- isanları hâlâ yaşatan bizim nezaketimiz, Otuz odalı konaklar, harem, selâmlık hayatı, ins'camsız aile kurumu ve bütün eski hayat ve maişet telâkkileri bu «<ekti» ler, tarihin üzerinde bir sinek pisliği gibi titizlendirici varlıklarını idame ettiriyor- lar. Onlarım da tatil gününün hürmet ve kudsiyetini idrak etmeleri ve artık ortadan büsbütün kalkmaları lâzımdır ki bizler rahat edelim! BAF Biliyor musunuz ? 1 — Mısşırdaki büyük ehramın yülsek- Hği ne kadardır? | 2 —Bütün dünyadaki &emıırydhnnm uzunluğu re kadardır? y 3 — İstanbulda Çırçır yangmı ne za- man olmustur” E. Talu (Cevapları yarın) (Dünkü suallerin cevabları): 1 —Cep saati 1544 yılımda icat edilmiş- yti 2 — Venüs guneşten 108 milyon kilo - metre uzaklıktadır. 9 — Ağrı dağınm yüksekliği 5172 met- ıılldil Çd sA h - YA ER C A . ee T d bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: