8 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransızcadan tercüme edebi roman Birdenbire, kötürümleşen bacakla- rım oldukları yerde mihlandı kâldı. Karşıki duvara dayandım, bakıyorum. Gözlerimin bütün kuyvetile bakıyo- rum... XXXVU Gözlerimin bütün kuvvetile bakıyo- Tum. Bütün sokağı yürüyen, g sesle konuşan büyük bir kalaba. kaldırımları ve cad- m, gelen, dolaşan ve ah elbiseli bir ndaki beyaz lan bir kaç kişinin etrafına ük üniformalar ymiş zabitler planmış, ayrı bir yerde duruyorlar. ü geniş kordonlu bir zat da var... Vali.. onün uzun boynu, muntazam, cid- di ve asil simasını tanıyorum... im arkasıma papaslar dizil- çocukların kırmızı takkele- rin beyaz hırkalarının ve kaf n rengine karı: çok kimse ri Daha il bölüğü, silâh yorlar... Evet, ta kendisi! e aze Merasi- n |reket ayakta duran bir: ıyor. Bir çok çelenk var, Üç renkli şeridi lü belki| ©n, yirmi, otuz çelenk var. Çelenklerin üstünde yaldızlı rufatla yazılar ya- yamıyorum. Çok u- sonra, y ha- n geçerken oku- n tüyler sallar raz ! Sokakta bir hareket var... Ce- vi kaldırıyorlar galiba. Evet. İşte ölü ar göründü. Ta- butum çok hafif olacak ki adamlar zah- Met çekmeden taşıyorlar... Daha iyi görmek için larımın ucuna basa- Burada t o- yassı bir tabut... Tabutun üzerine ğin al- tında kaybolmuş, Şimdi başka adamlar, siyah elbiseli adamlar, arabay: banın üzerine yaklaşıyorlar ve arar bir üniforma 1 birakiyorlar. 1Ç k kını, ar saçıyor. Benim üniformam ve ı. Sahi, âdet öyledir. Her 1 da koymuş olmaları at ben görmedim, görecek va- ve bir şey görüyo-| et... Duvarları delen, kayaları, aşan o seyyar, o şaşmaz göz- tahtasını bile deli yrum, gene JDehşet! Borozanlar cenaze havasını çalıyor, a- lay hareket edi; Rahibler başta, ilâhi okuyarak ilerli- Yor. Arkadan ellerinde iki tabut örtüsü faşıyan sekiz zabit, sonra askerler, da- ha sonra cenaze arabağı Kaba kaldırım taşları arabanın yay- darını oynatıyor, sarsılan tabut sıçr- Yyor... Çok sa ek çok' sar: yor...... Oh! Dikkat içinde zavallı, çe allı bir Dikkat ediniz... Çok sarsı kınız, arabanın altından, Talığından korkunç damlala biter birer kaldırıma düşüyor... Halk arabayı takib ederek u Yor. Sokağın köşesini döndüler. Kilise- Şimdi sokak bomboş. Pencereler tek rar kapandı. Ben olduğum yerde duva- ra yaslanmış dürüyorum, — Birdenbire iki büklüm oluyorum, Maamafih gene yürümek İs: |Sokağın ka: vime gidiy yim, orum. 1 tarafına geçiye E- um, rum, başka nereye gide- ısı açık kalmıştı. Etrafın- da matem örtüleri hâlâ sallanıyor. E- ş , durdum. Ortada bir masa, bir örtü. Bir hol cenaze defte üzer , bir duruyordu. İçeriye hücum eden rüzgâr, defte alelâcele atılmış imzalarla dolu, etrafı yah çizgili yapraklarını kımılda yor... O sayfalarda, dostlarımın, arkadaşla- nde krepten lem ve bir de leri ve imzaları dolu... k sayfada benim ismim, benim es- , matbaa harflerile yazılı: |decekler, Gece almadan İşlerini bitir-| bütün vücudüme bir yorgunluk çöktü, | rımın ve kim bilir daha kimlerin isim- | SON POSTA Tercüme eden: H. V. üsile örtülü kapıya bakıyor, sabit | bakışla bakıyor... | Bir kadın, şık bir kadın bu! Arkasın- da, duran, kürklü bir rop var. Elleri ge- rmin buyanın içinde... nıdım. Madeleine! İyice tanı- Pakat artık ben öldüm. Hususile m, çok ihtiyarım r müteessir değilim, hiç müte- essir değilim, rayretteyim.. bü> yük bir hayret içindi Zarar yok! Yanın kayım n geçeceğim. Ba- lerini matemli .O ne? Ağlı- inden iri, ağır Or... dın göz yaşları tabil! Maamafih ne yapsam acaba? Bir an ne yapsam acaba? | Bir an tereddüd ediyorum, sonra yak- beni görünce Andr& Narey'nin Yye gidiyorlar, oradan da mezarlığa gi- Birdenbire ürperiyor, nı manşonuna telâ şlı siliyor ve sonra gene manşonunun inden çıkardığı beş on parayı bana u- sür'atle uzaklaşıyı Charles Andr& Narcy Erkânıharp yüzbaşısı 21 kânunuevvel 1908 tarihinde yaşında olduğu halde _ı'e]nı elıınş:'xr ' Xxxvıı Defteri aldım. Sirtımdaki paçavrala- açıyorum,., y Artık hu sabit ve muhakkak! Ben öl- Bu ev, yüzbaşı Charles|düm, t le Ğ . Hattâ tabutun kunç bir suretle ta- cesşedini Mmütemadiyen, kte de- ki bir nden daha Gidiyorum. ta ben de adele luklan yürüyorum. sarsak sarsak Evet, üm. Zi Şim kadar tenha | nda, bilâ ha i var... Matem halbuki l şiki (Arkası var) Grip BaşveDişağniLarı NEVRALJİ-ARTRiTiZM-ROMATiIZMA I — Bina işleri ilânı Nafıa Vekâletinden: 1 — Eksiltmeye konulan iş: İstanbul Yüksek Mühendis mektebi pansiyon bi- nası inşaatıdır, Keşif bedeli 260907.49 liradır. 2 — Ekeiltme 11/8/1937 tarihinde Çarşamba günü saat 15 de Nafıa Vekâleti yapı işleri Umum Müdürlüğü eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle 8. — 1 şartnamesi ve buna müteferri evrak Isnır;ı beş kuruş bedel mu- kabilinde yapı işleri Umum Müdürlüğünden alınabilir. 4. — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 14186. k muvakkat teminat vermesi ve Nafıa Vekâletinden alınmış müteahhitlik vesikası ibraz etmesi ve yaptığı en büyük inşaat bedelinin 50000 liradan aşağı olmaması ve mütcahhiddin bizzat diplamalı mühendis veya mimar olması veya bunlardan birinin fenni mes'uliyeti altında işin yapılacağı ve inşaat müddetince işin başında bulunduru- lacağım taahhüt etmesi lâzımdır. 5. — İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir vel kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2257) mat ev- vermeleri muktazidir. (4589) Gümrük Muhafaza Cenel Kon;ıutanlığı İstanbul — Satınalma Komisyonundan: 1 — 832 takım süvari ve 1131 takım piyade eratı kışlık elbisesine istekli çık » madığından 23/8/937 Pazartesi günü saat 15 de pazarlığı yapılacaktır. 2 — Tasınlanan tutarı «19237. lira <40 kuruştur. 3 — Şartname ve gvsaf komisyondadır. Görülebilir. 4 — İsteklilerin 1448 liralik vezne makbuzu veya banka mektupları ve kanuni vesikalarile birlikte o gün Galctada Eski İthalât Gümrüğü binasındaki Komutanlık Satınalma Komisyonuna gelmeleri. <4683> İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden Ağustosun 9 uncu gününden itibaren satılacağı ilân edilmiş olan Gaziantep ve Urfa gümrüklerinin kaçak pamıuk ve ipekli mensucatının satışları 16/Ağus- tos/937 den itibaren her gün saat 14 den 17 ye kadar yapılacaktır. İsteklilerin belli gün ve saatte Reşadiye caddesinde Gümrük satış idaresine gelmeler; ilân olunur. (5018) ” |şırdı: Umman dudunun geceli uru Göt Beli bir zaviyei kalme şeklinde iki büklüm olmasına rağmen güçlü kuvvetli bir köylü kadınıydı. Bir muşmula gibi buruşuk yüzünün ortasında çukura kaç- mış kanlı gözleri ona muhayyel bir cadı |korkunçluğu veriyordu. Köyün 1ssız bir kenarında .bir. kovuk içinde yaşardı. kimsesi yoktu, hiç kimse ona yak'laşmaz- |dı. Muzip çocuklar bile ondan ürker ve | kaçarlardı. Umman dudunun soğuk ve |tüyler ürpertici bir mesleği vardı: Ölü | İyıkamak!.. Bu iş yalnız ölü yıkamakla |kalmıyordu; can çekişenleri ve ölüleri beklemek de vardı. Hesapta küçük bir para mukabilinde bu işleri yapan «Um- kovuğuna çekildikten ezdi. |man> dudunun sonra neler yaptığını kimseler bil! Hayır bir çok şeyler bilirlerdi. Bu uğur- suz mahlükun etrafında bir sürü vehin ler, bir çok dehşet verici efsaneler dola- i bir alev sında dü- şeklinde köy Mmezarlarının laşarak insan leşi yediğini, bazan Koca- man bir baykuş olup damlara kohduğu- nu, bazan de bir kefen gibi <Mevta> gölünün üstüne gerildiğini söylerierdi.. «Mevta gölü» dedikleri geniş bataklı ğin üzezine ne zaman bu kefen geri ya bir salgın veyahut müthiş bir sıtma köyün bir çok insanlarını mezarlara ta- şır, ve Umman Dudunun döymak bilmi- yen karnına ölü leşleri yem — olurdi Huysuz ve uykusuz çocukların anaları, onları, Umman Dudunun kargalarile korkuturlardı. Bu acayip kadının çenesi |mütemadiyen oynadığı halde kimse ile İkonuşmaz, yalnız ölü beklemek mesel sinde müthiş pazarlık yapardı. Halbuki kovuğunun topraklarında küplerle altı- yetler arasındâydı! Dudu kovuğunun bir kenara çalı çırpı yığmakla meşgul Çenesi mütemadiyen atıyor, kuru ağaç lara benzeyen iğri böğrü elleri çalıların ârasında çatırdayordu. Kulübenin arkı- sına kadar yavaş ve ürkek adımlarlı yaklaşan iriyarı bir köylü Umman Du- duyu görünce başını arkasına çevirip üç defa yere tükürdükten durdu.. herkes onu görünce üç defa ardına tükü- rerek besmele çekerdi. Çünkü bu kadının hortlak olduğunu söyliyenler de vardı!. Umman Dudu ayak seslerine ba: çevirdi. Kulübenin arkasında duran cet ağayı görünce uğursuz bir gülümse- me ile buruşuk yüzü büsbütün buruş Emcet ağa salakça, Umman Dudu ka: karısı, çocukları öldükten r kaynanasile beraber yaşay kirce bir köylü idi Hâlâ yerinden kıpırdamıyan — budala köylüye cadı kadın başile yaklaşmasını işaret etti, E: * kork bir sesi — Umman Düudu! -dedi- bizim koca nine can üstünde.. beklemek ilazim.. oy- samki benim işim var. Ekini ambara ta- şımazsam kurtlar kuşlar kapacaklar, sa- na bunun için ne vereyim? Bir yirmi beş. lik danagözü yeter mi? Umman Dudu çarpık belini doğrult - mağa çalışarak kanlı gözlerini açtı: — Yirmi beşlikle bu iş olmaz! -diye hırıldadı- ben gün başına yirmi beş, gece için de otuz alırım.. velâkin yı artıması ayrı pazarlıktır. (Biraz düş: dükten sonra sordu) senin koca nine ne kadar sürer acaba?. — Allataala bilir ama akşama ya çıkar nı olduğu da <Umman» dışır sonra enı pazarlık Yazan: N. M. Umman dudunun soğuk ve tüyler ürpe rtici bir mesleği vardı, ölü yıkamıll. ya çıkmaz! Umman Dudu derince düşündükten sona ra -bu işi üstüme alamam. dedi- Koca nineyi görmeden hiç bir şey diyememi, — Öyleyse haydi yürü gidelim. Emcel dayı önde, kambur hortlak ars kada köye inmeğe başladılar. Onları yole da görenler haşiyetle kaçışıyor, kulübe- lerin önünde örgü yapan kadınlar bes. mele çekiyorlardı. Nihayet Emcet ağ man iki gözlü damına ulaştılar. Can çe şen kadın bir sedirin üstün Burnu çenesine düşmüş, gözleri sönmüş, Velleri göğsünde bağlı, t lle ölümü bekliyordu. n Dudu koca nineyi tecrübeli ve g n muayene ettike ten sı e - Bu iş uzun |belki iki, Ne edece — Ben sana önceden dedim ya. Günlü- ü mi beş, geceliği otuz, yovması da a Emi ğe benzer -dedi« de dört gün ! ncet başını kaşıyarak - işime gelmez, Bu pazarlık uymadı!.. Umman Du«s du sana top yekündan bir papel versem kabul mu? Umman Dudu parmi götürerek - ehhh-diye cevap verdi yıkamak için de yirmi beş alırım ha! — Artık onun o! bilmem gari.. Allah kısmet ederse o işi de sevabına yapıverirsin.. Ölümü bekliyen ihtiyar kadının önü de başlıyan ölüm münakaşası nihaye! bu götürü pazarlıkla sona erince cadıyı kae in Emcedi kandırdığı — için |memnun olan Umman Dudu da can çeki- sına geçerek çıkrığını çevire r ağır ağır geçiyor, tar kuru ekin koküsunu taşıyan kız; muz yılı can çekişen hastanın m kil yüzünü yakıyordu. Um Dudu da arasıra başını kaldırarak, pek çabuk ge leceğini tahmin ettiği azrailin bu kadat |geçikmesine ve nazlanmasına h Şi yor hem de kızıyordu. Çünkü o azrallle pazarlıkta hiç şaşmazdı. Bu ne demekti böyle? Hayır hayır azraili beklemeğe kas lırsa iş uzun sürecek, belki günlerce bu götürü pazarlığın narına yanacaktı. Kim- bilir köyde daha ne kadar beklenecek anacak ölü vardı! Çünkü «Mevta> düne gene o kirli kefen gerile Umman Dudu hiddetle ayağa fırlıya « rak koca ninenin başmma dikildi: — Bana baksana koca nine! -diye ses- lendi. sen bu kadar yaş yaşadın. Hiç bir yol iblisi gördün mü? Zavallı can üstündeki gözlerini açarak ölgü d - Hayır görmedim, Allah di için Allah göstermiyecek miş? ail bazan melek, bazan de iblis gibt görünürmüş insana kuzum!. Ama sakın ma iblisi görenler de Rabbıtaalinin atinden mahrum olmaz. Bizim Kurt- anun Halime ölürken iblisi gördü. Ben baş ucundaydım. Şatır Alinin Fadi- de kadın ürkek » nefesile mırıldane göstermes

Bu sayıdan diğer sayfalar: