22 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

22 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Muhittin Birgen (Baş tarafı 1 inci sahifede) züle akıp giden güzel silhuetleri, ordu ge- çiyor. Evvelki gün harb oyununu bitiren or- du, bugün büyük bir geçid resminin tan- tanası içinde kendisini. gösteriyor. Kız gin ağustos güneşinin yakicı nuru altın- da parıl paril parlıyan kılıçlar ve üni- forma, muntazam bir ahenk - içinde atılan kuvvetli adımların heybetli uğ tusu ve nihayet, yerleri y a lala n üstünden başlarıni yüksek tu- ta tuta yürüyen atların kişnemeleri hep e karışıyor. Muum—r olma- letin bu raklar üstünden yeni muı:ı" eriyetin u- fuklarına doğru uçup giden bir şan ve şeref alayı gibi, sür'atle akıyor. Bu ordu bizim ordumuzdur; bugün va- zifemiz, yakından veya uzaktan, bu or- duyu selâmlamaktır. * Ben bu heybetli ordunun bu güzel ge- çid resmini bütün tarih içinde hayalen seyrediyorum: Asyanın göbeğinden kopup Avrupa- nın dört tarafına dağılan ve muhtelif milletlerle çarpışa çarpışa, her tarafta kendisine vatanlar yaratan Turan nesil- lerinin sanki bütün kahramanlığı Türk denilen büyük soyda toplanmış gibidir. Tarihin dıiğı en büyük istilâ ve fütu- Hıl kuvveti olan Osmanlı bile, ancak zaman muzaffer oldu. min kurdukları büyük 'mpnrat'*rluk hayatında iki büyük mağ- lübiyet tanıdı: Biri Çubuk ovasında, öte- ki Dumlupmarda. Çubuk ovasında De- mirlenk Türke dayandığı için muzafler, Bayazit te Yeniçeri ve Sırp askerlerile harbettiği için mağlüb oldu. Birinci mağlübiyetinde taç ve tahtı perişan olan Osmanlı, Yunan ordusunun ve ecnebile rin arkasına sığman Osmanlı, ikinci mağlübiyetinde büsbütün inkıraza uğra- dı. Bu suretle gördük ki Türke dayandı- ğ zaman dünyanın en yenilmez bir kuv- veti olan Osmanlı, hayalının en büyük hezimetlerini ancak Türk kıımundş ta- nımıştır. 2 T FÇ (' sbos Ayni Türk, sade Osmınh devrinde de- ğil, daha ondan evvelki devirde de ayni kahramanlıkla kendisini gösterir. Abba- siye tarihinin bütün şan ve şevketi, bü- tün medeniyeti Türkün eseridir. Bir za- manlar, Bağdad, bütün bir fütuhat ha« reketinin ve şarkın en yüksek medeniye- tinin merkezi sa bu iş münhasıran 'Türkün elile yapılmıştır. Türk, âtına hi- nip kılıcını eline aldığı ve bir - fütuhat avcısı gibi iklimlere yayıldığı zaman, karşısırıda hiçbir kuvvet dayanamadı. Bugünkü Avrupanın modern askerliği bütün ordu teşkilâtının esas nümunele- rini Ösmanlı ordusuna varıncıya kadar bütün ordu teşkilâtlarında hâkim bir röl oynamış olan Türk teşkilâtçılığından al- mıştır. Bugünkü —medeniyetin askeri teşkilâtçılığı, Tuh İtibarile, Türkün eski teşkilâtından başka bir nümune Üzı kurulmuş değildir. Bu bakımdan Türk sade bir kahraman değil, ayni zamanda bir de teşkilâtçıdır. O kadar kuvvetli bir teşkilâtçı ki Atatürkün dehakâr eli, sırf bu ruha istinad ettiği için, pek kısa bir zamanda perişan bir enkazdan muzaffer bir ordu çıkarmakta güçlüğe uğramadı. * Asırlardanberi Türk kılıcının şakırtı- larını ve Türk atlarının gümrah sösleri- ni dinliye dinliye yaşamış olan ovalarda P-gün, Türk ordusu yeni bir teknik dev- tinin vasıtalarile mücehhez olarak bü- 'yük Bir geçid resmi yapıyor. Atını mah- muzlamasını bildiği kadar motörünü koşturmasını da bilen Türk, karşımız- da yeni kıyafeti, yeni âletleri ve yeni heybeti ile, astın en modern bir ordu- sunu vücüda getirmiştir. O bu geçid res- mini yaparken biz de, Türkün ezeli as- ker ruhile, Türkün ebedi kahramanlığı huzürunda hürmetle selâma duralım. Çünkü, bu ordu bizim ordumuzdur., Hayır, bu ordu bizim ordumuz değil, bizzat bizler bu orduyuz! Muhittin Birgen - e | trâcağı: Hayatımızda başlıca üç hâdi: şar ve ölürüz. İnsan nasıl de cereyan ğunu bilmez, ölürken ıztı- rab çeker, yaşamayı ise ekseriya unutur, uykuda gcçır ir. eder: Doğar, ya- Yaşadığını bilet büyük bir kısmını DE Başlıca üç hâdise 36 adam her şeye ancak normal kıymetini yen zamanda uyuyacak, muayyen zâ- manda gezip dolaşacak ve her üd ve zaman içinde vapaı:aktır ÜZ AĞASH l s Çin'in mukadderatı Kısacık boylu bir Kadının elindedir' Çin'i şek bütün küvvet ve ilhamlarını, çücük karısından alır. Bugün Şarkta cereyan eden çarpışmada, Çin- liler bütün ümitlerini — diktatörlerine, diktatör de karısına bağlamış bulunu- yorlar. diktatörü Mareşal Çankay kü - | | | | HERGÜN BİR FIKRA | Ancık blr karış Tanınmış Mmuharrirlerimizden biri kalabalık bir tramvaya binmişti. Ö w4i arkası insanla dolu idi. Tamvay birdenbire dur- du. Muharrir ani durmanın yaptığı sarsıntının tesirile yanındaki adama çarptı. — Ajfedersin Demeye hazırlamyordu. Adam, mü- harrire aksi aksi baktı: — Bir yabani ile senin aranda ne fark var? Diye bağırdı, muharrir, adamla ara- sındaki mesafeyi işaret ederek: — Ancak bir karış fark var! Dedi. Uzak | 4 Ölüm korkusundan 21 sene saklanan Sun Meyling gayri resmi olarak bü- AsFer kaçağı tün generallere kumanda eder, ve de. mirden eli ile bütün dahili mekaniz -İrakoluna geçenlerde gelen, orta y mayı idare eyler. Sun Meyling, Amerikan kolejinde okumuştur. Siyah gözlüdür. Narin ve zariftir. Yımmgı yeni Çinde, perva - ükselmiştir. Kocasile birlikte, ülke - sinde «yeni hayat» hareketini vücuda |* getirmiştir. Bu iki hıristiyan Çinlinin en büyük hedefleri, Şarkta hâkimi mutlak ola - cak bir hırisliyan devleti yaratm Sun Meyling gazetecilerle konuşı ken şöyle demiştir: — «eÇok değil, yirmi bes seneye ka- dar Çin, dünyanın en büyük milleti o. lacaktır. Yeni — bir Çin yaratılmasına mâani olan bütün ejderhaları sürece - ğiz. Gene Tanrıinın yardımile de, cadele ettiğimiz, hastalıkları, — açlığı, kıtlığı, afyon ve cehaleti kökünden kal- diracağız, Ve 400 milyonluk bir halkı, yeni, hakiki ve ideal bir hayata ulaş - » Hayvanların boyları uzatılacak Vaşington karneci enstilüsii profe - sörlerinden Doktor Riddle'in iddiasına göre, hayvanlar üzetinde yaplığı tec - rübeler neticesinde boyları labil ölçü « den kısa olanları uzatabilmek imkân.arı ni hıılmuştur Bu suüretle, boylarının yüzünden hakiki ve asıl rand- manısı veremiyen hayvanları işe yarar şekle sokacağını söyliyen profesör, ya- radılıştan cüce olan köpekleri bile, bul- duğu usul sayesinde büyüttüğünü bil- dirmektedir. — aa amae İSTER İNAN İzmit muhabirimiz anlattı: «Derince'de mikdarı pek çok olan Balıkcıl kuşlarından bir tanesi bastalanmış, yere düşmüştü. Bakkal Süreyya bu kuşu aldı, bakarak iyi etti. Şimdi kuş Süreyyaya o ka- İSTER İngilterede Bauğpönt'daki polis ka- şlı, solgun yüzlü bir adam şun'arı söyle - mMiştir: — İsmim Louis Deleourt. Asker ka- ıagnım Umumi harpta askerdim. Üç | kere yaralandım ve 1916'da kaçtım. 21 <knedenbe.ı de annemin evinde sak - l Komiser şaş müracâatçıyı ölmüş bl dini çabuk toplayan komiser; — Suçunuz yoktur. asker ka - çakları için umumi af n edilmiştir, gidebilirsiniz. demi: * Şimdi, herkes Detenur?'u ahiretten dönen bir kahramatı diye telâkki edi- » Ken - Delcaurt macerasını şöyle anlatm ş- tır: — 1916 da 8 günlük bir izin tım, köyüme geldim. Baktım, n tadı, tuzu kalmamış, Karargâha dö - nerken, eneye gideyim?» dedim., Doğ- ru annemin evine yollandım, ve sanne ben askerlikten kaçtırı. Beni sakla» dedim. Zavallı kadın bana, evimizin ça-| #amda bir oda ayırdı. Köyde cepheye döndüğümü sanıyordu. Saklandığım yerde ilk senelerim pek azaplı geçti. Geceleri birdenbire uya- niyor, esrarengiz ayak sesleri duyu - Yyor, garip sadalardan ürküyordum. 1919 da çıkan listede ismimin ka . yıplar arasında olduğunu gördüm, Çok yemek yemeğe korkuyordum. Zira, an- nem tek başına yaşıyordu. Fazla y cek alır da şüphe uyandırır diye tel iş herkes NDA ) *| İngiltere hayvanat Balıçeslnde top Oynuyan maymun Londra hayvanat bahçesinin en se - vinilk yıldızı olan Şempanze Peter ge- çen hafta bir gün güneşienmek. - için bahçeye çıkmış, gözü sönük bir topa i. lişmiştir. Hiç durur mu? Bir sıçrayışta kapmış, şişirmiş, oynayama başlamış - tır. İngiliz gazeteleri bir çok futbolcu - lardan iyi oynadığını söylüyorlar. Re - sim maymüunu topu şişirirken gösteri- yor. | tGre!a Garbo Ham!et rolünü oynıyacak Meşhur Rüs-Ermeni kırmasi rejisör Ro- |pen Mamulyan Holivudun sayılan, sevilen s!mnl:ırınd:ıııdır, Şimdi Londrada bulun- (maktadır. Ve Greta Garboyu Hamlet ro- lünde oynatmak niyetindedir. Mamulyan bu hususta «— Bunlar, hususi işlerdir. Söyliyccek bir sözüm yok, yalnız, en büyük emelim, Hamleti filme almak ve Hamlet ro! de, Greta Garhoya vermektir. Bu rölün- de, harikulâde muvaffak olacağına emi - Zira, Hamlet rolünün icap ettir - diği bütün ruhi tezahürlerin hepsi Gi boda vardır. Ben, şahsan kadınların er- kek rolünü oynamaları taraftarı değilim. Fakat Greta Garboya gelince iş değişir. O hakikaten müstesna bir varlıktır» de- miştir. Her üç saniyede dört çocuğu olan memleket Almanyada son neşredilen istatistiklere göre her üç saniyede dört çocuk doğ - İmakta ve her yirmi saniyede bir çocuk ölmektedir. Bir saatte ölen çocukların | miktarı da 35 tir. ediyordum, 1935 de babam ölünce, iş başa düş- tü, ve oturduğum yerde diş fırçaları jyaptım. Angem de ahireti boylayınca |yalnız kaldım. Açlıktan — ölmektense, 21 senedenberi ilk defa alarak sokağa çıktım. Dünya ne kadar değişmiş, ya - rabbim.» ——— ——— — İNAN İSTER İSTER İNANMA! dar alışmıştır ki bakkal dükkânından çıkmamakta, an- cak sahtbinin- verdiği yiyeceği yiyerek başkalarının verdiklerini reddetmektedir.» İNANMA! 1934 de Garbo ile gizlice evlendiği şa- a İyiası çıkarılan * |sorulan bir suale ki Sözün Kısası Gören, görmiyene Söylesin! .-. v l rakyadaki manevralar bittk Aslan Türk askerinin bu Mi vaffakiyetli imtihanında yetmiş iki dÜt velin en salâhiyetli süel delegeleri hazif bulundular. Yeni T orada idi. Ve vücuda getirdiği çelik ordunt kıymot ifade ettiğini anlara - sarıldıklafi | işlerde yürekleri ona göre kuvvetli Of < yakından göstermek istemişti | y topçusu, — havacıslı ve mak Türk ordusu, oradâ | tapınç cesinde — sevdiği ve — saydıği | Başkumandanının önünde müdafaa — VÜ taarruz kudretini, canla başla isbat etiik Yetmiş iki düvelin mümessilleri de bif na şahid oldülar. | Aralarında, meslekte saç, baş, ağarl? mış, birçok hakiki mı 'ııırbelrrdv bur lunmuş emektar erkân da vardı. Bilha&” | sa bunlar gördüler ki gök kubbenin & | tında, gerçekten çok önemli bir değişik? | lik vardır. Türk ordusu, Türk camlasif nin bütünü gibi, on üç yılda, bir as:ltij ış, içi dışı sağlam, disipi silâh ve teçhizatı mükefii' | mel, ve bahüsus Şefine bağlılığı ve inafit ğ cı sonsuz bir varlık olmuştur. Bir varlık | 'a yüzünde barış ve. emniyet dl': zenini bozmak istiyenler! hayli düşüür dürecek : di Bu varlık hakkında, dünyanın en bür yük askeri olan Atatürk, manevralarjif | sonunda: 'e yenin büyük kurucuau dâ yet ve ehemmiyottedir. — Memnunum! buyurdu. Atatürkün hoşnudluğunu kazanat bif ordudan, sirası gelince, harikalar bekt |lenir. Duyan duymayana, gören görmiyett | söylesin: ' Lr'Avrupa ile Asyanın iltisak e(* noktada, Türkiye Cumhuriyeti de ağır başlı, şuurlu, azimkâr, medeni, t€ | rakkiperver ve sulhcu bir devlet.. O dev” ; letin yenilmez bir ordusu ve o ordunu! | da başında bir Atatürk vardır. Ve bunlar varoldukça, sade — Türklef değil, hakka tapan, sulhu seven, insanli” ğın iyiliğini düşünen her kim varsa, $ | tikbale güvenle bakıp, geceleri T uyuyabilir! 48 sene sonra bulunan nişan yüzüğü Bundan kırk sekiz sene evvel kldr_ nain biri bir erkekle bir köy evinde © 1 İlenmiş, düğününden bir kaç hafla ra, bahçede tavuk yolarken nişan y' züğünü kaybetmiş. Bir türlü bulaml mış... Aradan kırk sekiz sene goçîik sohra, son günlerde o eve taşınan, ” f ka birisi, gene ayni bahçeyi kıw;â“ı kaltın yüzüğü bulmuş ve sohibine ü“i Tetmi; iştir. Şimdi kadın o tarihi yıma Dü tekrar takmaktadır. !." Dün barömetre 758.8, en 28.2, en az sıcaklık ise 19 Rüzgâr şimali şar- kiden saatte 15 ki- lometre — sür'atle esmiş, hava hafif bulutlu olarak geçmiştir. * Bugün havanın yurdumuzda şima- BEZ çıli” N şarki mıntakaları ile Kuıd&"lw rında bulutlu ve yağışlı, Trakyf Cabli mmtakalarında Kuzmadı HAÜ mMevzil yağışlı, diğer mıntakal, T bulutlu geçmesi ve rüzgüârların .u!l' istikamette orta kuvvette esmi temeldir. Güneş « İldadi * 1604 Yataa —: 2048 Rumi sene 1353 $.16

Bu sayıdan diğer sayfalar: