10 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 * Sayfa Tarihden sayfalar: Cengiz Hanın oğlu nasıl tahta çıktı? Merasim tarihte emsali pek az görülen müthiş bir.facia ile bitti: Kabile reislerile zabitlerin kızları arasından en güzelleri olan kırk tanesi seçildi. Bunlara en güzel elbiseler giydirildi. İnciler, elmaslar takıldı ve hepsi birden öteki dünyada Cengizin hizmetine gönderildi. Yazanı Cengiz Han Gimecen evvel - ordusunu ve imparatorluğunu oğullarına taksim daimi — ordusundan (101000) ini küçük - oğlu Tuluy'a vermişti, diğer oğullarile kardeşlerine, hnesine ve torunlarına üçer dörder bin asker düşmüştü. Çünkü (Tuluy) u hep- sinden çok seviyordu ve bu oğlu bütün anın yanından hiç aytıl- şilik en mpdrator seç- e üçüncü oğlu (Oktay)ın et etmişti. Çünkü Ok- l nazaran 4 fını daha çok haizdi. in oğul ve “kardeşlerile torun- ları, ona son ihtiramlarını gösterdikten ve (Tuluy) u saltar bi yaptıktan sonra kendilerine ayrılan yuürdlara çe- kildiler. İki sene böylece geçti. Bu iki sene içinde geçen hâdiseler ve tecrübeler isbat etti ki herhalde bir im- parator seçmek lâzımdır. Cengizin Glim, faziletli ve iyi idareci olan başvekili Yeluçuçay kurultay ftopanmasını tavsiye etti. 1229 senesi bahârında Çinden, Ha- zerden, İrandan, Türkistandan ve İdil- den yola çıkan prenslerle kumandanlar Kerulân ırmağı kıyısında, impara- “Ben anormal Bir kız mıyım ? «B2 R. İ» rümuzile Nişantaşından mek- tub yazan Üniversiteli bir Bayan soru- «Sizce bir Üniversite talebesinde nasıl bir karakter olmalıdır?» Bu bayamı, bu suali sormıya sevkeden sebebler de var. Bayan «R. İ.» kendi ya- andaki arkadaşlarının — meclislerini, ko- nuşma mevzularını havai, basit ve hafif bulayormuş. Kendizi gayet sade giyiniyor, daha ol- guün İnsanların meclislerinde bulunmak- tan daha fazla hoşlanıyormuş. yukarıdaki sorgusuna bi yor: — Acaba ben anormal bir kız mıyım? Maamafih, «R. İs, arkadaşlarına ben- zemediğine müteessir de deği Ben, diyor, birçok meclislerde, ben- den daha güzel olan arkadaşlarımdan daha fazla alâka uyandiriyorum! Ben, evvelâ ü cağım. «Karaktera kelimesini seciye ma- nasına alırsak, bir Üniversite talebesin sahib oln agi bir len #seciyer sual daha ekli- tul eğer, Bayan «R. İ.> seciye kı huy», stabiat» yerine kullanıyor- ta kendisine nasıl bir hüy sâ- Cengiz Ha- Turan Can ımn büyük (Ordu — Saray) s landılar. Bunlar sarayda Tuluy tarafından ka- bul olunuyor; ağırlanıyor ve istirahatle- ri hemen temin olunuyordu. 'Tuluy babasının soyundan gelenlere muhteşem ziyafetler çekti, Yüzlerce k Wban kesildi, avlar yapıldı ve bu eş llrncrlc: üç gün üç gece sürdü. | naa Top- Dördüncü 'gün kurultay bir imparator ine başladı herkes gücünün ve pars akta serbest | ür'atle artıy i kardeşi (Bil |te) nin yüz karısı ve bunun onaâ (yüzlü) Cengizin ra Kubi azımında Cengizin in kişinin mevcud oldu Alâeddin yazar. Bu itibarla kurultayda sayısı da yüzleri geçiyordu. Bunların çoğu (Tuluy) a nu tarihçi bulunanların taraftardı. Çünkü Cengizin onu çok sevdiğini bili- | yorlardı, ayni zamanda idaresinden, ken- dilerine gösterdiği misafirperverlikten memnun olmuşlardı. Fakat bu işleri hepsinden daha iy dir eden başvekil, Oktayı tercih ediyor- du, Esasen Cengiz de böyle vasiyet et- mişti. vekil Yeluçuçay reylı sını, kurultay azaları aras (Devamı 11 inci sayfada) Kibi olmasmi Lârif etmenin hiçbir faydası ra, Insanın huyu, naslhatle Hişmez: «Can çıkmayınca huy çıkmaze sö zü de bu ezeli hakikati isbat eder. «R. L» nin ikinci sualine gelince, bana yazdığı mektub, ve kendi hakkında verdi- Bi malümat, ona sanormale veya «normal> teşhislerinden — birini koyabilmeme — kâfl değildir. Yalnız eğer kendisindeki bazı hâleti ru- hiyeleri anormal buluyorsa, kendizine bed- bin olmamasını tavaiye edebilirim. Çün- kü her insan tablatinde normal görülemi- yecek ufak tefek gariblikler vardır. Ve bir insanda bu huy garabetlerinin mutedil bir nisbette mevcudiyeti de fali hayırdır. Çünkü tababeti ruhiyenin iddlasına göre, yüzde yüz normal olan bir insan da sanör- mals sayılmaktadır. Hem Bayan «R. İ> ne iyi bir huy sağlık ve Gden? Bayan R, İ. mademki meclislerde ken- inden daha güzel olan arkadaşların- Aaha fazla alâka uyandırmaktadı aha ne istiyor? mektubundi n ki, bu bayanin in benden kendisi- en! istemesi ne- efsine d zımdır. Çünkü bu tüpheler onu, kendisine dahâ cazib görü- n huyları ki sürükleyebilir. etini kaybetmiş bir ta- at ve seciye mukallüidinden farkı kal- SON POSTA' HÂDİSELER KARSISINDA Yanlış düşünmüyordu Ona, kadın eşyaları satan büyük ma- Bazalardan birinde rasgeldim. Şehirli ol- madığı giyinişinden belli idi. Mağazanın kara gömlekli, kırmızı — dudaklı — satıcı kızları etrafını ışlar, onu dinliyor- ları — Bizim köroğluna urba ala Dedi. Kızlar birbirlerine baktılar: — Köroğlu ne? İçlerinden toparlak bir Rum kızı, öte- kilerden âlimdi; sağ kaşını kaldı kaşını indirdi, başını b ra birden dikleşti rinın kavircikl; getirdi: — “Ben bilezelm köroğlu zürnal Sök İnyıklı bir rdı, sol öne eğip son- ek altı aylıklı saçla- ensesinde harekete nasıl gazeta,.. adam — Ucuz bir şey vetelim... Adam kızdı: F miş, Kızlar faaliyete dılar, kostüm dılar. Pij elbise çeşidlerinin env Ben de merak etmiştim. Adamın karı: | karılan elbiselerin hepsi gözden geçirdikten sonra açık renk ince kumaştan yapılmış bir elbiseyi bir yana | ayırdı. Bu; kolsuz, yakası ensesine ka- |dar açık dekolte bir suvare elbisesi idi. Bir tane daha âyırdı. İkinci ayırdığı da kâlın kumaştan yapılmış | kadar ilikli ve pantalonu geniş paçalı bir |kadın pijamasıydı. Adam bana baktı: bay, karıma alacağım karın akşamları evine misafirler geldiği zaman filân giyer. Öteki de pija- | madır. Gece yatarken giyecek.. Kaşlarını çatarük: — © herkesin kendi bileceği şey, dedi, ben bu yakası kapalı ceketli elbiseyi ona misafirler geldiği zaman giymesi için al- dım. Öteki kolsuz, yakası, gerdanı açık olanı da yalarken giyer, Böylesi daha münasib! Ona: — Hayır, böyle olmaz! Demedim. Hem nasıl Yanlış düşünmüyordu k Ağustosta 20 bin radyo kaydedildi Yeni radyo kanununun tatbikine başlandığı Ağustos ayı zarfında mem - lekette — kaydedilen —abone — adedi (20.599) u bulmuştur. Halbuki bu ka- nunun tatbikinden evvel İ resinde kayıtlı abone miktarı altı bini geçmemekte idi. diyebilirdim? - İsmet Hulüsi Pehlivanları davet Eminönü H |dülecek olan (Türkiyı luğu) müsabakı sun diye bana tu! | | cebim | madık müracaatla şeralti rını yaptırmaları ilâm olunur, Eylâl 10 v RADIKLARIMIZ Param olsa ne yapardım? Yazan : Salâhattin Enis Herkes: «Para, para!...» der. Hattâ Na- yon bile dünyanın bir yuvarlak üs « tünde döndüğünü iddia eder. Bu id- kat insanın para « sı olup — harcıya - maması, muhak - kak ki çok elim şeylerden - biri Bunu binne- fis ben bilirim. arbi umumide 1 değirmentaşı arasındı tanesi gibi obur bir | lerdi, Bizim de Çanak - » gideceğimiz söyler " . e kalmiyarak bile bilenmiş olduğu cihetle annem ve l n ne olur ne olmaz, rı beş al nin, insanlı iş- buğe siz pekmez- li su mahalleb ıcıdan büğ- Ka kimseler geçmezdi. Mecidiye torbasını külotumun cebine |koydu çileden çı- sadece bu - Iltında yatak na- toprak üstün * deki kuru ki gür ü nt imkânı r bula olmanın, herecamak cak y sahibi h Fakat yoktu harc an sonra meşhur Bağdağ sonra gelen devletten farkâız olduğunu anladım. Şimdi şu satırları yazarken © hatıra - ları düşünüyor ve bugün Kâğıthanedeki tstihkâm — karargâhında — olmadığımı da gözönüne getirerek «parami olsa ne yar pardim ..> diye kendi kendime soruyo - Tum. Param olsa ne mi yapardım?.. Bu suali kendi kendime sorarken bir anda kendi kendimi; günde bir kahve fincanı süt, yarım yumurta -sarısile - e- m bile değil - yaşıyan dünya mil-> ! Rokfellerin yerine köyuyorum. (de bir kahve fincanı süt ve kanaryâ yavrusu gibi yarım yumurta sarısile yâ- şadıktan sonra züğürt olmağı, milyar - gHer olmağa çoktan tercih ediyorum. Ben- vet ta İce parası olub da yiyemiyen ve yamıyan adam, muhakkak ki, ekmeğini kırıp büna tuza Batırılmış bir baş soğanı katık yapan insandan daha bedbahıttır. Parain olsa ne mi yapardım?.. Seyahatten hoşlanmadığım için öm - rümü yollarda geçirmezdim. Ev sahibi- nin bir evi ve kiracının bin evi var de- dikleri gibi her halde ev de yaptırmaz - dım, O halde muhakkak otomobil ca- ğıma hükmedersiniz.. Sokakta geçişinden bile korkup ürktüğüm bu ölüm silindiri- nin Üstelik bir de içine girmek... Allah saklasın; indimde bu, bile bile ateşin içi- ne atılmaktan farksızdır. Meselâ hasta- ne falan yaptırırdım diye yazsam, emi - nim ki okuyucularım: «Amma da; mü - rai ve müdaheneci bir adam.. Hak per- desinden görünerek göz boyamak isti - yor!..» diyecekler... Bunu iyice bildiğim için böyle bir fikir bende hakikaten mev- cut ta olsa onu ortaya atamazdım. Ev almak, otomobil sahibi olmak, se- yahat etmek, hayır müesseseleri açmak yok.. O halde ortada - param olduğu tak- dirde - kumar oyı dır ki ben bu yaşa geldim geleli ahçi is- len şeyi bile doğru dürüst oynamasını öğ ş bir adamım. Meğer para i: ten baş derdi am olmadan onun derde soktu, be ler şürı Büyük başın derdi büyük olduğu gi- (Devamı 11 inci sayfada) Param var, ne yapayım? Yazan : İsmet Hulüsi Benim param var, siz deyin bin, bef diyeyim... On bin, yüz bin, milyon, her ne ise çok para... Paracıklarım — ba- na gökten düşer gibi — birdenbire geldiler. Ve bir - denbire ben ken « dimi şaşırdım. O zamana kadar |paranın cüzda taşınır bir duğunu — zanne - ine k nak istedi oyamadım. Bankâ — Ya paramı aldığını — Ya birisi imzamı taklid eder, para: — Ya bankay Ev altına bir ç de oraya koymak aklıma geldi. Ammâ onun da mahzuru vardı. Eve giren hur - kız, be , “ölümle tehdit eder ve küpün yeri; | gene bankaya vern madım. Ev gözüme küçük göründü. Hemeü şehrin en güzel yerinde bir apartıman kiraladım. Eşyam fena idi, yeni eşya ile döşettim. Ve karı koca oraya taşındık. t taşınır taşınmak gözüme bir uy gunsuzluk ilişti. Benim eski evime çok ya kıiş raşi? dedim. ırlar olsun! Metres olmuya elverişli kadınların €n Jüksünü metres iğrendim; metresim şoförle anl , beni soyu * nış. Hizmetçi bakkalla ortak ol * zdırıyormuş. Ah- den bir ay sonrâ kendi hesabına, daha doğrusu benim-he- gabımın zararma bir lokanta açmş.. U * şak. kendine bir ev almış. Ve,ben bu * dala gibi bunlardan habersiz yaşamışım. Bir hamlede hepsini birden attım ve tek başiıma kaldımi.. Ne yapacaktım? Nereye gidecektin Ben bunlârı düşünürken kapı -çalınd. Dört çocuk, bir genç kadın, bir genç €f“ kek, bir yaşlı kadın, bir yaşlı erkek kü> pıda göründüler. Genç erkek boynumâ atıldı: — Eyvah beni soymıya geldiler! Sandalyeyi kaldırınca başına vurdum. Başı yarıldı. Kadın ağlamıya başladı: Ah, insan amcasının oğlunu Hü mi karşılar? Çoöcuklar bir ağı dılar: e — Ne amcası? Yaşlı erkek atıldı: — Ben senin amcan değil miyi — Nasıl amcamsın, benim babamı kardeşi olmadı. — İnkâr edersin değil mi? Zenginlik sana bu hakkı da veriyor öyle mi? OğlU” müua başını yarmak hakkını verdiği B” bi. — Canim ben böynüma sarılan adani” dan korkarım, hırsız. mı, kâtıl mi? İhtiyar kadın bağındı: — Katil sensin, işte üldürdüğün ©8 * lum yerde al kar içinde yatıyor. Yerdekine başktım, başı biraz sıyril ” mışti. İhtiyar bağırdı: — Mahkemeye gideceğim, katil, l * âlı! 3, kaldirt, tedavi €HÜf zdan zariltıyı kopar * Düşünmüyor da nak kalıyor. Ne atı- | para ver. dinie Anlamıştım. yverdim Hen Bir çek yazıp Blli müştür gitmek dü İ ybilime ey birlikte otom Çarnaçar tramvaya bindi (Devamı 11 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: