11 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

11 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Eylâl KADIN Bayanlar, hareketlerinize dikkat ediyor musunuz? Yürürken, otururken ve yatarken zarif görünmek için nasıl hareket etmeli? Vücudün — kımıldanışları, bıreke_ll.eri Küzel olmalıdır. Birçok meşhur d.şnıoılex ©e yüzleri, hattâ ne de vücudleri klâsik fekilde güzel olmadığı halde tavırların- daki eşsiz incelikle bakanları teshir et mişlerdir. Ayni şekilde yüzlerinin veya Yücudlerinin güzelliğini uvırlın_nm gü Zelliğile arttıran, veya alelâde b_u' yuz_ı:l bir vücudü tavrınm güzelliği içinde gü- Zel göstermeyi bilen kadınlara da Tast- lanabilir. Bunlar güzelliği yaratmayı, ve Ona bürünmeyi bilen müstesna yaratı- lışta insanlardır. Fakat bu kabiliyet do- Ruşta olduğu kadar sonradan da öğreni: lebilir. Bunun için hangi hareket ve ta- Vırların duruşu güzelleştirdiğini ve bilâ- kis hangilerinin çirkinleştirdiğini, öğ- Tenmek, tetkik etmek İâzımdır. 1 — Ayakta durmanın 'güzel ve çirkin Şekilleri: , Gayri tabil dençcek şekilde dimdik Gurmak yanlıştır. Birçok bayanlar, kam- bur durmaktan çekinelim derken -bu Yanlışlığa düşmektedirler. Halbuki zara- fet bakımından dimdik durmak ta kam- bur durmak kadar sevimsizdir. Biri vü- Cüde sun'ilik verir, öbürü ihmal ve yaş- hlık alâmeti sayılır. Ayakta duran bir kadına en ziyade yaraşan vaziyet, daima bit dizi belli belirsiz bükerek, vücudün Ağırlığını öbür dize yüklemek ve bir kal- $ayı hafifçe eğerek dirsekle, omuzla ve- Ya bilekle bir yere dayanmak. Bütün &- | Yakta kadın heykellerini tetkik ediniz. | Hepsinin duruşandaki esasın böyle oldu- Bunu göreceksiniz. Kadın güzelliğini bü- fün inceliğile canlandıran hiçbir san'at tserinde; birr kadının ne dimdik, ne de kambur durduğuna raslanamaz. " 2 — Güzel oturuş şekli: Güzeli bulmak için önce çirkinlikler- : B tam arka üstü veya tam yüzü goyun yat- mamalıdır. Çünkü: Her ikisi de rahatın. dan başka bir şey düşünmiyen kayıdsız ve her türlü incelik düşüncesine yabancı bir insan hali verir. Plâjlarda uzanıp din- lenmenin en iyi şekli, yan yatarak bir dirseğe dayanmak, öteki kolu da vücu- dün boyunca uzatmaktır. Bu duruş boyu olduğundan daha ince ve uzun gösterir. Vücude mevzun heykellerin zarafetini verir. Eğer dirseğinize dayanmaktan yo- yı'ulu_vm'sıv,ız bunun yerine yastık gibi kabarık bir şey de koyabilirsiniz. Bacak- birbirinden ayır- mamalısınız. Di hafifçe ve tabil bir şekilde bükünüz. Plâjda dinlenmenin en fena şekli dizleri kıvırıp kaldırarak üstlerine dayanmaktır. 4 — Vücud yürürken nasıl durmalı; En fena yürüyüş öne doğru eğilerek ve önündeki taşları sayarak yürümektir. Böyle bir yürüyüşün incelikle hiçbir münasebeti yoktur. Yürürken göz dalma etrafta, baş havada bulunmalıdır. Kolla- rı sallamaya lüzum yoktur. Omuzlar da dik fakat sahit kalmalıdır. Ekseriyet vücudünün «; Tarma vererek yürür, Bu, vi larınızı hiçbir 28 ğını topuk- Gea uzaklaşmalı. Otururken bacaklarını | Sibünden çok şeyler kaybeder, Siklet Ayırmak, yahut havaya kaldıracak şekil- | datma parmak uçlarına toplanmalı, faz de birbiri üzerine koymak hiç hoşa git-İ14 yüksek ökçeler yürüyüşün ahengini bozar, vücude - bilhassa kalça tarafları- na * devrani bir hareket verir. Bayanlar- dan bazıları bunu ve hoş -bir tavır Miyen tavırlardır. Ne kadar yorgun olur- Banız olunuz hiçbir zaman bir koltuğun İçerisine çöker gi- ğ oturmayınız. | sayarak her zam n benimsemekte- Sandalyada — iki |dizler. Halbuki, yürürken nasıl durula- lüm durmayı- Ğ cağını bilen kimsenin kalçalarında bu hiz, Bu vaziyetler türlü bir hareket görülemez. Bu, gayri © güzel bir vücu- |tabil ve lüzumsuz bir şeydir. ü bile hoşa git- Esasen tavrın güzelliğini yapan şey, bir hale ko- ( Yar ve esasen yor- " Bunluğu da gidern (z. yorgunsanız bel kemiğinizi kıra- Tâk değil, kollarını-ı koltuğun yanlarına d'nyıp. vücudünüzün ağırlığını dirsek. üzden birine vererek - gene dik dur- Mak şarlile istirs at edebilirsiniz. Ba- Saklarınızı birbirine fazla geçirmeden Yöyle bir üstüste koyar, yukarıda durafi Ayağınızın burnunu yere doğru eğersiniz. 'ençlere pek yaraşan bir otüruş Şekli, Vücudü bükmeden öne doğru eğip dir- Sekleri dizlere dayamaktır. Bir kanapt e büzülerek oturmak ancak pek İNce vücudlü bayanlara yaraşır. Umdümi- Yetle otururken bacakları hafifçe öne yzatmak vücudü çok güzel gös- her türlü fazlalıklardan, — sun'iliklerden ve ihmalden azade oluşudur. Ceylânlar- da, kedilerde ve sair hayvanların duruş ve kımıldanışlarındaki ahenk ve çevikli- ğin esası şudur: Onlar sun'ilik nedir bil- mezler. Bütün uzuvlarını duruş ve kı- mıldanışlarına en uygun ve asgart şe- kilde yetecek kadar kımıldatırlar. Onla- rın hallerinde maksada lâzım olmayan hiçbir şekil görülemez. İnsan, bu tabil- likten uzaklaşmıştır. Onun hareket ve etvarına muhtelif tesirlerin sevkile bir gok fazlalıklar, gayri tabillikler - kariş- mıştır. Yürürken. kol sallamak; dinlenir- ken bir köşeye yığılıvermek gibi. İşte tavırları güzelleştirmek, zarif gös- termek demek bütün bu — fazlalıkları, sun'ilikleri ayıklamak demektir. Bu, şüp- he yok ki çok nazik bir meseledir. «Du- ruşumu güzelleştireyim» derken — özen- miş bir hale düşmek tehlikesini de unut- mamak lâzım. Bunun için insanın umu- mi yerlerde kendile hiç meşgul - olmu- yormuş gibi tabil bir vaziyeti almalı, fa- kat yalnızken her hareketini hesaplayıp, ölçüp, en güzel hüle koymalıdır. Bu gü- zellikleri bulmak ve seçmek meselesi şüphe yok ki biraz da şahsidir. Hepsini umümi bir kalde halinde ifade etmek ir, 3 — Uzun oturmak ve plüjlarda jat- Makta Katırda tutulacak noktalar: Güneş banyösu müstesna hiçbir zaman eee biyün nnn fanaia gşinni, Ufak ipekli kumaş parçalarından neler yapılabilir? Ne kadar küçük olursa olsun ” ipekli Kümâş kırpıntılarını atmayınız. Bü par- Saların çok küçüklerini diderek ipek ip- llği haline koyunuz, bunları üzerinde Me, toplu iğne saklanacak küçük yas- ikların içine doldurursunuz, Daha bü- İpekli parçalarını renklerini gözete- Tek birbirile uygun bir şekilde dikip bir- iriniz. Güzel yorgan yüzü, karyola Ş tüsü olur. Eğer ipeklileri ditmeğe sizin 'aktiniz müsald değilse bu işi evdeki kü- Sük çocuklar da bir eğlence gibi zevkle Yaparlar. &Ptl parçaları, bazan çocuklara iştiha yedirmek için yumurtayı — mühtelif klerde boyamak için de kullanılabilir. Hmurtayı bu parçalara sıkı sıkıya sa- * Sonra onu pişinciye kadar ateşte kay- Uirsanız yumurta ipekli parçanın ren- © boyanır, çocuklar sevinerek yerler. mümkün değildir. Bizim yazdıklarımız ancak istisnasız her bayana şamil olan üumumi bir çerçeve sayılabilir. Her ba- yan - yaşının, mevklnin icablarını göz önünde tutarak - bu çerçeve dahilindeki teferruatı kendi kendine ataştırmalı ve tatbik etmelidir. udün tena- | SON POSTA Bir İngiliz Misinin vefasızlığı Asıl nîşanlıîLondradın ayrilir ayrılmaz derhal bir milyonerle nişanlandı 18 yaşlarında olan Ann Barlow, Hin- distfanın şimali garbi hududundaki Pe- şaver'de buluna nişanlısına şöyle bir telgraf çekti: «Fikrimi değiştirdim, başkasile ni- şanıanıyorum, Beni unut.» Bu ne demek mi diyeceksiniz. Anla- talım: Ann Barlow sülün gibi bir genç kız- dır. Ceylân gözlüdür, Altn sarısı saç- ları vardır. Ve Londranın da en cici, en güzel ve sevimli kızlarından biridir. Geçen temmuzun 22 sinde de Peşaver- de zabitlik eden Kindersiy ile nişanlan- maştır. Her ikisini de tanıyanlar: «— Allah için birbirleri için yara- tılmış bir çift, ancak bu kadar olur.» di- Ye sevinçlerini göstermişlerdir. Ann, çok güzel olmasına rağmen he- Vefasız İngiliz misi Barlow nmüz sinemada şöhret kazanmış değil- |dir, Daha ziyade figüranlık yapmakta- dir. İlk nişanlısı olan zabitle, daha mek- teb sıralarında tanışmış, o kadar bir - birlerine ısınmışlar ki, ekseriya erkek *:ıı'knıinşı!ım evine gider kalır, ailesi de onu öz evlâdlarından ayırd etmezler- miş. Âylar, yıllar geçmiş. İkisi de ser- pilmiş, büyümüşler. Kardeşlik sevgisi de nihayet hakiki bir aşka dönmüş. O kadar ki delikanlı Peşayere tayin olu- nunca, ağlaşmışlar, kaderin bu talih- sizliğine lânetler savurmuşlar,. Ve deli- kanlının iki sene sonra, Londraya dö- püşünde evlenmiye karar vermişlerdir. Londra postahanesi, haftada üç gün Pe- şaver mektuplarını genç kıza taşımış. Delikanlı o kadar .sabırsız ve sevgihsi ile evlenmeğe o ködar iştiyaklıdır ki, hemen her mektubunda: «Günleri sayıyorum. Sana kavuşacak anlarım gittikçe kısalıyor.» diye yazı- yordu. Fakat, talih, mukadderat herkesin i- radesi fevkindedir. Günlerden bir gün, , |ba doğrusu kulübe. Hayattabüyük güçlüklere tesadüf eden bir yıldız Barbara Stanwyek, Barbara Stan- wyek v fakir bir ailenin kızıdır. Asıl ismi Ruby Stevens- tir. Nevyorkta döğ- mMmuştur. Babası ve © annesi İrlanda mu- hacirlerindendir. Sik sik iş bulamı- yan babası, kendin! içkiye — kaptırmıştı Bu yüzden sefaleta düşmüşlerdi. Ve ev- lerinde her akşam kavga eksik olmaz.- di Bir kış gecesi an: nesi çocuklarına yl. yecek tedarik ettik. ten sonra evine, da. kısmını sefalet içinde geçirmiştir ısme dönerken bir o« tomobil altında kal- dı ve derhal öldü. Stevens, çocukla- rına bakmak için iç- ıkiye töbe etti. Bir müddet ocağına cid- * den iyi baktı, Fakat işini devam ettire- medi. Kendini tek- © rar içkiye verdi. Ve £ bir gece dört çocu- ğünu yüz üstü bıra- karak Panama kanalıntla amelelik yap- mak üzere yazıldı. Komşular çocukla- rın bu hallerine acıdılar, Hepsini ayrı ayrı yetimhanelere yerleştirdiler, Barbara evden eve, yetimhaneden yetimhaneye dolaşa dolaşa nihayet on iki yaşına bastı. Günden güne güzelle- şen genç kız, çok sinirli ve aynı zaman- da fevkalâde cesur, alılgan olmuştu. Bir müddet sonra Remick Music |Company'de haftada 25 dolara bir iş buldu. Vazifesi hem daktiloluk hem te- lefon memurluğu idi. Çalıştığı yerde YNle uğraşıldığından Barbara heveslendi ve bir gün müdürüne çıkarak dans nu- maraları bildiğini söyledi. Müessese dans mektebi vardı. Aynı zamanda Strand Roof'da rövü numaraları yaptı- Tıyordu. Henüz Barbara ismini almamış olan Ruby Stevensi rövü heyetine kay- dettirdi. Hakikaten Slceyens bilhassa taklidli danslarda çok muvaffak oldu. Brodway'ın kabare krâlı diye anılan Villard Mack'ın The Noose adında bü- | Şim; ıânîğag*lî hayatının büyük bir Robert Taylor, Barbara bir filmde civarındaki diğer bir tiyatroda çalışan Frank Fay adındaki genç san'atkâr ile tanıştı. Bu tanışma sevişmeğe müncer oldu. Ve aradan bir iki ay geçüklen sonra evlendiler. Birlikte numaralar yapmağa başladılar. Bu numaralar o kadar şöhret buldu ki Hollywood sine- macıları harekete geçtiler. rank Fay derhal angaje edildi. Barbaraya pek ehemmiyet vermediler. Sırf kocasına refakat eylemek üzere Hollywood'a gitti. Orada kendisini de angaje ettiler. Fakat ilk çevirdiği The Müzik * 've teganni|Löcked Door filminde hiç muvaffak o- lamadı. İkinci defa tecrübede gene mu- vaffak olamadı. Nihayet kocasının Ma- Hbu'daki sayfiyesine çekildi. Fakat kö- müdürü Eari! Lindsay'nin ayrıca bir|cası, zevcesinin ümldi kırık, meyus ha- Hne acıyarak film kumpanyalarından birinin müdürü ile görüştü. Karısına bir filmde tekrar rol verilmesini, üç - retinin tarafından tesviye edileceğini söyledi. Bu teklifi kabul edildi. Barbara bunda muvaffak oldu ve durmadan filmiler çevirmeğe başladı. Alin kumpanya <— Mer genç kız,; bir koktey! eğlencesinde, mil- yöner bir. bangerin sigortacı olan genç |F5 ve yakışıklı oğlu ile ppışmış:u. Ze Mansel'in genç, pek hoşuna gittiği, kanını bir hafri - nadığı Anıt'da idealini bulmuş ,k Saraybur- Artık onun gölgesi _olmu.ıtur, Cesi içinde bir zı Ççaya, yemeğe, sinemaya da" (yor, at yarışlarına götürüyor. da işini bitirinceye k;::: Ha mobili ile bekliyor. un! sevgisini tek bir kelime ile. dün açığa vurmuş değildir. O kezrobil da, ilk nişanlısına: «Yeni t kadaş altın kalbli bir de yazmaktan kendini alamalife doğru Divan - Gene günlerden bir gü,kazası olmuştur. arkadaşile Le Touguet'den dndeki otomobil kız ilk nişanlısı Kindersiy'n*ken ansızın ö - tubunu alır, Delikanlı taysda Hasan isminde zünen Londraya gelmektePmiştıir. Elinde şi- vinerek Croydon tayyare *Sitdan yaralanmış çocukluk arkadaşını karşili elmeden evvel birlikte yemek yer, danseğitDeye kaldırıl - kanlının evine dönerler. Ann. —— mes'ud dakikalarına kavuşm şey gönlüne göredir. Ve bir ©© Sütunlar dönüşünde, ufuk henüz kızatmiyor re iken, delikanlının gözlerimenlerde zu - sevgisi ve kadınlığı ile bakarakhden kalma — Senin karın olacağım, der. v Müzelere Ve haber etrafa yayılır. Düğülüştür. Bu zırlıkları başlar. Postadan yığın “ak, yal - mektublar gelir. Bunların arasımda işa - (Devamı 12 inci sayfada) (A:A) İ|yük bir. vünifatadt Ederök 'yer tutmak moc- buriyetine girmişlerdir. Acentelerden bir kaç gün evvelinden yer tutmıyan- lar vapurlarda yer bulamamakta ve günlerce nöbet beklemektedirler. Bundan başka, Denizyolları vapur- larında egüverle» yolcuları için ayrıl- mış bir yer yoktur. Güverte yolcuları ekseriyetle ambar kapakları, kavun karpuz yığınları üzerinde eşya denkle- ri ve sebze küfeleri arasında oturmak ve gecelemek mecburiyetindedir. Halbuki, bilet mukabilinde yolcu - ya «güverte» diye ayrılması lâzım ge- len yer ambar kapağı değildir. Sebze küfelerinin arası da değildir. Eğer bu- ralar «güverle» mevkli ise yolcuyu gü- verte bileti tarifesine değil, eşya nav - lun tarifesine tabi tutmak icab eder. Güverte yolcusunu, eşya dengin - den, sebze küfesinden ayırd etmek | - çin, vapurlarda güverte — yolcularının da istirahatini düşünmek onlara mah- sus ta ranzalı yerler ayırmak lâzım - dır. Ankara - İstanbul Muhtelitleri bugün İzmirde karşılaşıyorlar İzmir 10 (Hususi) — İstanbul, Ankara muhtelitleri geldiler. Yarın Ankara . İs- tanbul muhtelitleri karşılaşacaklar, kez bankası yüksektir. 990 kuruştur. Ergani de yüksektir. 95,30 — dur. Alıcı yardır, satıcı yoktur. Sivas da yüksek- ir. 97,5 tur, Dolarda bir kaç puvan dü şüklük vardır. Altın 1049 - 1050 dir. Londra borsasında Londra 10 (Hususi) — Dünden iti- baren Fransız frangı tekrar düşmeğe başlamıştır. Çarşamba günü bir sterling 132 frank iken, dün akşam 136 da kapan « mış ve bugün bir müddet 140 franga kadar çıktıktan sonra, 139 frankta ka- panmıştır. Fransız mehafili bu sukuttan endi- şe ötmemektedir. Maliye nazırı Bonet — Frank tabii istikrarını bulacak « tir, demiştir. Japonya Rusyayı protesto etti Tokyo, 10 (ALA.) — Japonyanın Mosko va büyük elçisi, Tumen nehri mansabı- nım açıklarında — Sovyetler tarafından müsadere olunan Japon balıkçı gemileri hadisesini protesto etmiştir. Japon büyük elçisi ayni zamanda kö - mür ve petrol madenlerinde çalışan Ja - pon memurların tevkif edilmiş olmaları nt da protesto etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: