18 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

18 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransada kadın meselesi Madam Madeleine Le Verrier güldü: “ Çalışan kadın T muhitine kendi kadınlığından da biraz katmazsa hayat dümdüz bir çöle döner ,, Yazanı I:ılııl Tahsin Berkand İstanbuldan çıkmadan evvel M. Va-| Wry'nin vermiş olduğu mektub üzerinde yazılı olan adreste madam (Madeleine| İ Le verrler) yi arıyorum. Çusi d'Orsay| ğ Çaddesi üzerinde büyük demir kapılı bir. Apartıman. Kapıdan girince geniş bir İki merdivenden katında, bir Bibiyim ve arayan gözlerle etrafıma ba- kıyorum. * Holün tâ ilerisinde görülmiyen bir kas Pi açılarak bir genç kadın bana yakla- Blum kabinesinde maarif müsteşarı olan Madam Curie'nin kızı kocasile beraber vuracak bir yer bulamadıkları için ekse- — Hayır efendim, ben kâtibiyim. Ran- Gdevünüz olmadığı için sizinle görüşüp bir saat tayin edebiliriz. Küçük, dışarıdaki hole mazaran — bir Minyatür kadar küçük bir bekleme odası. tümüze bir borç biliyoruz. — İçtimal kadın ve çocuk müesseseleri NL Valery'nin mektubunu uzatıyorum. Müsaade istiyerek dışarı çıkıyor ve beni | bir iki, belki de beş on dakika beklettik- fen sonra tam sabırsızlanmağa — başladı Bim sırada içeri giriyor. — — Madam Le Verrier sizi bugün öğle- Gon sonra saat dördü çeyrek geçe kabul etmekle memnun kalacağını söyledi. | 'Tayin edilen saatte tekrar kapıyı ça- Tarken, âmrümde ilk defa olarak gazete- Cilik yapacağım için içimde hafif bir ha- lecan duyuyorum, fakat hergün yeni Yüzler görmeğe ve yalnız gazetecilerle Geğil, bir gazeteci sıfatile en büyük dev- let adamlarile görüşmeğe alışkın olan bu sevimli Fransız kadını, mültelit yüzile beni derhal tabil vaziyete avdete adetâ Tecbur ediyor ve kırk yıllık dostlar gibi Tandevu alıp size otelinize bildireceğim. — Zaten ona bir mektubum da var. — Daha iyi yal Bir de benim tarafım- dan takdim edilirseniz işiniz kolaylaşmış olur, çünkü kendisinin ne kadar meşgul olduğunu biliyorsunuz. Bir çeyrek saat sonra madam Le Ver- rier, on on beş telefon muhaveresinden sonra şu neticeye varmıştı: — Çocuk esirgeme nezareti müsteşarı | * madam Lacore sizi kabul edeceği günü bana yarın bildirecektir. Kadın yazıcı- larla görüşmeniz için <Edebiyatla uğra- şanlar cemiyetine» telefon ettim. Yarım sabah otelinize bir mektubla size orada kiminle görüşeceğinizi bildireceğim, mo- 'da mağazalarından Lanvin sizi kabul e- deceğini söyledi, ona hitaben de bir kart v İyazıp size göndereceğim.. ilh... Ve bütün bu sözleri, bir taraftan bana , | tekrarlarken, diğer taraftan telefanla ça- Bırdığı kâtibine bu mektubları dikte et- - | tiriyordu. — Otelinizden memnun musunuz? Size bu işlerle meşgul olan ve ecnebilerin ra- hatını teminle mükellef olan bir-sendi- yerde açık renk bir halı, Koltuklardan birini tâ yanıma yaklaş. tırdı. — Buyurunuz efendim, sizi - dinliyo- - |huliye varakası vermelerini de ald oldu- i-|ğu daireye yazacağım. er şeyi ya-| - Şimdiye kadar bu şekilde tam bir faa- liyet gösteren bir kadına rastlamadığımı itiraf ederim. Benim kendisinden bir şey istemekliğime sıra bırakmadan o kadar tabif bir surette ve hiçbir şey yapmıyor- muş gibi bütün bu işleri görüyordu ki - İhayret etmekten kendimi alamadım. Benim randevularım aşağı yukarı yo- luna girdikten sonra madam Le Verrier- ye sordum: — Kıç senedenberi gazetecisiniz? -| — Yirmi yaşındanberi, «kendisini 40 zetecileri kabul maksadile teşekkül et-|ile 50 yaş arasında tshmin ediyorum. ve Ziştir. ve Paul Valöry, Giraudoux, | Her zaman siyasiyatla meşgul oldum. “Andrâ Mauçois gibi bir çok maraf mu-| — Çok gezdiniz mi? welce hazırlamış olduğum sorulardan bi- Hini deği o dakikadaki vaziyelin iab — Pek çok... ©| — Türkiyeye geldiniz mi? — Maalesef hayır, fakat İlk — fırsatta bunu yapacağıma emin olmanızı İstiyo- (Devamı 13 tncü sayfada ) — * İgisi olmuyacağı için hayattan, insan oğ- | Bu tetkikat sonunda üçünet umuzmf mü- v _î:. ci göyle tamamile bitaral, yine de doğru malümatı kolaylıkla vermeği üs- | B Doğu mektupları : Geldiği gibi Nurullah Ataç Köy kalkınması ülküsü nasıl başarılabilir ? Bu iş, bir Nafıa meselesidir. Onu Maarif, Ekonomi ve Sıhhat meseleleri takib eder İster istemez, hat bazan farkına var- madan, onlara bir muhabbet veya husu- met besleriz. Onlar hakkında bir fikir, daha doğrusu bir vehim ediniriz; onlar- karız. Bu hükümler elbette yanlış, el- bette haksız olur. Fakat biz, o hatayı iş- lerken tamamile samimiyizdir. Yalnız şahsan . görüştüğümüz - deği, müşterek bir dosttan bahsini işi yaben tanıdığımız, hattâ geçmiş insanları arasında oldukça mufassal <ter- cümel-hal lerini okuduğumuz kimseler hakkında da bir takım vehimler edinme- miz tabildir. Bunun içindir ki hemen hemen hiçbir. sanat eserini, tamamile bitaraf olarak tedkik edemeyiz. Sahibleri hakkında, &- seri görmeden, okumadan hiçbir fikri- miz olmasa dahi o eserin adını bir kere da bir muhabbet veya husumet hissinin | Çıldır kaymakamı Rıfattan mürekkeb teşekkül etmesine kâfi gelebilir. bir heyet, üçüncü umumi . müfettişlik | tilerine yardım etmek zordur. O halde münekkidin tamamile bitaraf | Mintakasında bütün köyleri gezip tetkik | Askerlikte dişini fırçalamasını, hergün kalması için münzevi olarak yaşaması, | “tmeğe başlamış, ve programlarının ilk | yüzünü yıkamasını öğrenen köylü, mem- hemen kimseyi görmemesi, eline ne ge- | Merhalesini bitirerek Eezuruma dön-|leketine avdet edince, yaptığı yenilikte çerse onu okuması lâzımdır. Fakat böyle | Müştü. Heyet dün de Ardahan, Kars köy- | yalnız kâlıyor ve aradan bir müddet geç- bir insanın da hayat hakkında hiçbir bil- | lerini totkik etmek üzere yola çıkmıştır.|tikten sonra iktisab ettiği şeyleri yavaş yavaş terkediyor. ___:e__ bahseden sanat eserlerini anla-| fettişik makamına mufassal bir rapor asıl imkân olabilir? İşte bunun | Verecektir. Bu mevzular etrafında heyet azasın- imler verebilen münekkid| dan doktor Rükneddin bana Funları söy- , iyot |**pirin, kinin gibi şeyler bulundurmak ve kurularda çalışacak kimselere tentür- diyotu, Öxyde de Zine,pomadını tanıt- dolaştık, yolculuğumuz 28 günden fazla ea klrarr e K 'bir tarali da yok değili :M._irüv.raı%ı meşakkatli rifi köye gütürmek için oraya yol yap- mak lâzımdır. Binaenaleyh evvelâ bir 'nafıa işidir de. Bundan başka. köylünün sıhhatine bakmak her şeyden evvel onu b hastalıklardan korumak, hastalıksız ol- masa bile güçlü kuvvetli ve gürbüz ola- bir müessesenin, hiç bir fikrin lüzumlu, doğru, hayırlı olabileceğine ihtimal ve- remiyorlar. Kendi kendilerine hüküm| * vermeğe iktidarları yok da ondan... rak inkişaf ettirmek maarif kadar lâzım- dır. Fakat doktoru, sağlığı oraya götür- mek için gene yol, gene nafıa Jâzımdır. Köy kalkınması işi ekonomik bir me- seledir. Köylüyü refaha — kavuşturmak, mahsulünü satabilmesini temin — etmek lâzımdır. Bu da en başta gelen bir mese- ledir. Fakat mahsulün merkozlere ucuz- ca gelebilmesi için gene yol lâzımdır. Gö- rülüyor ki köy kalkınması, bir küldür, Birbirinden saatlerce ve kilometreler. ce uzak, en büyüğü 60 haneli ufak ufak insan birikintilerine bu vasıtaları getir- /menin de ne kadar müşkül olduğu (lk nazarda anlaşılır. (Devamı 12 inci sayfada) kendilerine ilâçlar dağıttık. Bu haf Bir haleti ruhiyeden bahse- « kadınları da, erkekleri de . ne güzel in- sanlar! Ne düzgün vilcudları var!... Ama diyeceksiniz ki o yüzler, © vüs cudlar tamamile hakiki değil: bir taraf- 'tan yüz boyası, bir taraftan elektrik ışığı onları o hale getiriyor, daha doğrusu öye le gösteriyor. Öyle âma tabiat ve hayat sanatten örnek alır: hiç şüphesiz ki bif zaman sonra dünyada sinema artistleri kadar güzel _B:—v_.ı— yetişecek, meccani olduğunu ilân ettikten ve bir kaç bastaya da bedava baktıktan sonra akın akın kendilerini göstermeğe — geli- yorlardı. Frengi vak'alarına çok az tosadüf et- tik. Bunu bilhassa şükranla kaydetmek isterim. 'Trahom da tahminimizden az çıktı. Yalnız şunu söylemek lâzımdır ki köy- lerimiz ve köylülerimizin yaşayış tarzları çok gayri sıhhidir, Köylü çok dağınıktır. Yazdığım yazının ni önceden ko- yarsam kalemim yürümez oluyor, Ken- Memurlar da niçin Tren tenzilâtından İstifade edemiyor? Ankara okuyucularımızdan İbsan Ülkü #erahati yapmaları hit de doğru değildir. Hu hatasta dekeri Nafla Vekilimitin na - Fakat huylarımızın, — tabiatlerimizin iyi olmadığını bilmek başka, onları ıslah etmek yine başka... * Bazı muharrirler vardır, şöyle çalışın, böyle çalışın diye etraf nasihat verir du- rurlar. Kendilerine faydası dokunmuş bir çalışma tarzının herkes için iyi ola. «Onlara inanmayın, kendi çalışma u- ıyada, başkalarından öğren- K Bir okuyucumuz, Bay Mazlüm süylü- eri usul ile de çok iyi işler gören yar: Takibe uğrıyan serseri kediler Vali Ko mağı bahçesinde kararrâh kurdular. Bi belediye memurundan rien — ediyorum: Buradan göçsin, yüzlercesini görecektir. * Bursada Bay Hüseyin Karakurama: Arzunuzu nazarı dikkate aldık, kış proğ- Tamımızda İstadiğiniz eğlenceli müsaban kaları bulacaksınız. Mezunen memleketinde bulunmak -| ta olan Romanyanın İstanbul konso - Memur ve muallln fkisi de ıq.ın— hiz- metlerinde çalıştıklarma göre, birinin nı- ıf ücretle diğerinin tam olarak böyle tren

Bu sayıdan diğer sayfalar: