26 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

26 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y IP M:ML:KE'I" Z * HABERLERİ //Iı. Alpullu - Hayrebolu şosesi çok bozuk Yağmurlar başlayınca münakalâtın inkıtaa uğrayacağı bıldırılıyor Alpullu-Hayrebo- * Tu şosesi ile bu şose Üzerindeki köprü bo Zuktur. Yağmurlar başlayınca bu yol- Han geçmek imkân- Sız bir hal alacak- tır. Çünkü köprü bozuk olduğu için Üzerinden — geçile memektedir. — Yağ- murlar — başlayınca Bere de geçid vermi- |* yecek, — münakalât bizzarure - duracak. tir. Şosenin Kırklare B fline bağlı olan 10 ki lometrelik kısmı ya- pılmış ise de Tekir- dağ vilâyetine bağ » li olan 8 kilometre $ lik kısmı yapılama. Tauştır. Her yerde posti servisleri ve otobüsle yapıldı- waeameme ği halde Hayrebolu: — — a da bu yolun bozukluğu yüzünden ara-|üzerindeki köprünün iki vaziyeli gü- ba ile yapılmaktadır. Resimde bu şose|rülmektedir. Orduda bir genç Hemşiresini öldürdü Orduda Kiraz Limanı mahsllesinde oluran 22 yaşında İzzet hemşiresi İfa- kati öldürmüştür. Cinayetin aile şere- fine taallük eden bir kavgadan çıktığı söylenmektedir. Bir incir amelesi eşini ve kayınbabasını yaraladı İzmir, — (Hususi) — Salepçioğlu ca- münin yanındaki aile evinde, bir aile fa- elası oldu. İncir amelesinden Yusuf eşi Hediyenin Şükrü adında birile alâkadar olduğu hissine kapılarak evvelâ Hediye- yi sonra da kayınbabası Haydarı bıçakla mühtelif yerlerinden ağır surette yara- ladı. Yusuf tevkifhanede önüne gelene karısının sıhhatini sormaktadır. Gümüşhacıköy felâketzedelerine yardım Gümüşhacıköy (Hususi) — Şimdiki halde felâketzedelere yapılan yardım 250 lirayı geçmemiştir. Merzilon ve Osmancık kazalarında iane topiama fa- aliyeti henüz ikmal edilmediğinden bu- falardaki paralar da -ki biner Hira ol- duğu tahmin edilmektedir- henüz gön- derilmemiştir. Felâketzedeler muave- nete mühtaç bir haldedirler, Erzurumda valiler toplantısı Erzurum (Hususi) — Burada A:tvin valisi Refik, Kars valisi Akif, Ağrı va- Bigada bir otomobil Kazası Biga (Hususi) — Şoför Abdullah, Çan- pazarköy köprüsünün altına atomobilini yıkamak için inerken orada oynamakta olan arabacı Mülkünün kızı sekiz yaşla- rındaki Vehbiye ansızın önüne çıkmış, a- raba ani olarak durdurulamayıp yürü- müş, altında kalan biçare yavrucuk ta hemen oracıkta ezilerek can vermiştir. Şaför derhal yakalanarak adliyeye tet- Mimar Lamber Erzurumun plânını yapıyor Erzurum — Trabzon ve Erzurumun plânını yapmak üzere şehrimize gelen mimar Lâmber tetkiklerini bitirdikten sonra memleketine müteveccihen ha- reket edecektir. Mimar Lâmber önümüzdeki senenin mayıs ayında tekrar memleketimize gelerek plânının tatbikine nezaret ede- cektir. Bay Lâmber !933 de İstanbula da gelm Düşünceleri Erzutum hal- kı üzerinde çok müsbet bir tesir yap- mıştır. Düzce şosesi bozuk Düzce (Hususi) — Adapazarı 4 Hen - dek « Düzce . Bolü şosesi Türkiyenin en işlek yolları arasında sayılır. Her gün vasati olarak bin nakil vasıtası gelip geç- mektedir. Fakat bu şose İzmit hududu - nu geçtikten sonra bozuktur, Melen ır - Mağı üzerindeki köprü de henüz inşa e- MıMGmuqhauvıhnmmmyvkmnm.m rid, Erzurum valisi Haşim İşcanın ba-| kalmıştır. Zır bulundukları ve üçüncü umumi mü- Düzce gençliği çok uyanık, güzel bir fettiş Tahsin Uzerin riyaset ettiği bır | kütüphane vardır ve spor ileri bir man- tophnuyıpılmqvehuvıhlılnphı zara arzetmektedir. Şehrin iktısadi ha - tısında mıntakanın umumi ihtiyaçlar: phdı&mnnnçokmhrmnr- Börüşülmüştür. BON IOIİA Gene posta meselesine dair Gazetemise Kuşadasından yazılıyor: Kuşadası, İstanbul posta ve gazeteleri - ni İstanbulda çıktığının üçüneü günü, İzmir postalarını da postaya verildikle- rinin ertesi günü ve hattâ İzmirin sa- bah gazetelerini, çıktıkları gün öğleden evvel alan kasabularımızdandı. Trenle- Tn sıklaştırılmalarına ve tarifelerin w- lâbına rağmen, kasabamız, ötedenberi istifade edegeldiği bu nimetten mahrum oldu. gazeteleri iki veya üç gün- de bir ikişer nüsha olarak alınıyor. Bu hal, okuyucunun Inkisarım — mucip ol « maktadır. Halbuki, kültür. yayımı bakı. mından, gazetelerimiz ne kadar — çabuk gelirlerse, o nisbette daydalıdır. Sayın Nafla Vekilimizden, bu vaziyetin nazarı dikkate alınması ve posta vaziyetinin eski haline izeaini rica otmektayiz. Milâsta bir adam .. .— .. .. öldürüldü zannaltına aldı Milâs, 25 (Hususi) — Selimiye na- hiyesinde feci bir cinayet işlenmiştir. Abdullah isminde biri geçenlerde kah veci Mehmetle kavga etmiş, iddiaya gö re Mehmedin kahvesini - kapatacağını söylemiştir. Filvaki bu hafta bu kahvede kumar oynandığı tesbit edilerek kahve kapa - tılmıştır. Ancak Abdullahın bu hâdi - sede hiç bir alâkası olmadığı gibi habe- ri bile yoktu. Kahveci Mehmet, Abdullahla müna- kaşa esnasında onun «kapatırım> de - mesini ihbarına atfederek — kendisine karşı büyük bir hüsümet beslemiştir. Mehmet, arkadaşlarından — Çakır Ali- yi, Durmuşu ve Veli oğlu AÂliyi de be- raberine alarak Abdullahın - tarlasına gitmiş ve kurulan içki masasında o - turmuş, sarhoş olmuştur. O günün ak- şamı Abdullah, tarlasında kalbine sap- lanan bir bıçakla ölü olarak bulun - (muştur, Zabıta, yukarıda adı geçenleri zan- naltına almış, adliye tahkikata başla - mıştır. İWüçük “memleket haberleri | Yeni muallimler Balikesir (Hususi) — Necati bey öğretmen okulunun bu seneki mezunlarından 100 genç Kültür Bakanlığı tarafından ekserisi şarka olmak üzere vazifeye tayin edilmişlerdir. Postada kaybolan gazeteler Gümüşhacıköy — (Hususti) — Posta - dan — bazan — bam — gazeteler — nok « san çıkmaktadır. Bu hafta — Karslı oğlu Bay Rizaya ait beş gazete ile, Cemil Solakoğluna alt dört mecmua ve iki gazete kayboalmuştur. Postane bu huşusta teşebbü- sata geçmiştir. Maamafih gazetelerin aengi merkesde ve ne Güretle kaybolduğu henüz anlaşılamamıştır. Gümüşhanede bir vak'a Gümüşhane (Hususl) — Üç gün evvel İran transit battında İşleyen devlet otobüslerin- den birlne şehrin haricinde bir el allâh sı- kumuştır. Falli aranmaktadır, Karaköse valisi İstanbulda Karaköse (Hususi) — Valimiz Bürhanettin bir ay mezüniyet alarak Erzurumda valfler içtimamda hazır bulunduktan sonra İstan- bula hareket etmiştir. Balıkesir hayvan sergisi Balıkesir (Hususl) — Burada açılan bay. van sergisinde 54 tay, 18 kısrak, 17 boğa, 21 inek teşbir edilmiş, derece kazanan hayvan- Tarın sahiplerine 1400 Hra ikramiye verilmiş- tir. Antropolojik tetkikal İkinci mıntakâ antropoloji tetkik ekipi Sö Kütte 15 köyden bin kişi üzerinde antropolo- Jik tetkikat yapmış, Ankaraya gitmiştir. Bu beyet 3 ayda 6 bin kişi üzerinde tetkikat yapacaktır. Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: — Hasan Bey Avrupada *« Sesli ve renkli filmden film sanayil çok terakki et- — gonra... miş doğrusu... »« Şimdi de koku neşreden Hasan Bey — Bu usul biz- filmler yapılıyormuş.. de de tatbik edilir ve bazı so- kaklarımız filme çekilirse vendik azizim! (Baş tarafı 1 inci sayjada) Ancak bazı kazalarda toplanan mütem- mim malümatın ı'ı'ır'ılle celbine çalışıl- maktadır. <e KH Seyidin bazı mühım ifşaatta bulundu- ğuna muhakkak nazarile bakılmaktadır. Bu ifşaat nedir ve ne olabilir? Şimdilik kat'i bir şey söylenemez. Ancak gayri resmi ve mevsuk membalardan edindiği- miz malümatı sıralıyabiliriz! 'Tunceli muhalefetinin başlangıcı şöyle olmuştur: Demenan, Haydaran, Yukarı Abbas uşağı, bir kısım Kureyşanlılar, Bahtiyarlılar, Yusufanlıları - ki her biri bir aşirettir . temsilen reisleri bir araya gelmişler ve muhalefete, vaziyeti sabıka- larını devam ettirmeye ahdü peyman et- mişlerdir. Bunlardan Seyid Rıza güya: — Hükümet, yerinden kalkmaz ağır bir taştır. Biz bu ağırlığı kaldıramayız demiş. Diğer taraftan öbür reisler de: — Seyid Rıza yaptı, ne yaptı ise o yap- tı! diyerek yekdiğerlerine atfı cürmet- mekle meşgüldürler. İşte bu reisler bir araya gelmişler ve yekdiğerlerini mukaddesatlarile temin ederek muhalefet hareketine başlamış ve ilk olarak köprüyü ve hükümet konağını yakmışlardır. Bundan sonra iş tevcssü istidadını göstermiş ve askeri ha- rekâta zaruret hâsıl olmuştur. Bütün bunlara rağmen muhalefet fik- rinin ilk kâşif ve taraftarı olan Seyid Rı- za tevilli itiraflarında mütemadiyen ka- bahatı diğer resilere, damadlarına, akra- balarına atfetmekte ve isyanın asıl mü- sebbibi maktul Alişeri ise mütemadiyen himaye etmekte, hatırasına kıskanç bir merbutiyet göstermektedir. Şaki Seyid Rızanın bu büyük muha- lefet ve mağlübiyet felâketi karşısında meftun olduğu Besiyi düşünmekten fariğ olmaması da çok garib ve enteresandır. Besi ihtiyar Seyidde müzmin bir aşkın vücud bulmasına sebeb olmuştur. Temin ve tasvir edildiğine göre Besi o muhitin ungüzdvecıu'hhdımıni;.x.ırng(— inlerinden çok daha muhteşem bir tuva- malik olan Besi altın, gümüş ve ipek halitasından ortaya gelmiş bir kadınmış. Kadınlık cazibesi de fevkalâde imiş. Seyid Rıza itiraflarında: — Ben teslim olacaktım. Muhalefot et- miyecektim. Besi bırakmadı. Seni öldü- Atatliri > < —7 İçin zÜ ai (Baş tarafı 2 inci sayfada) S Zaten kafacağızı eserini kaldırmaya yetkin de değildi. © kadar ki anası kendisine yazdığı bir mektupta aşağı yukarı şunları söylü- yordu: «Oğlum şaşırdığını anlıyorum. Gön- derdiğin paraları saklıyorum, — çocuklu- Bunda olduğu gibi günün birinde benden belki para istiyeceksin, © vakit harçlığı- ni tedarikte zorluk çekmiyeceğim.» Napolyonun anası oğlundan uzun gö- rüyordu. Zavallı imparator ihliyar anası kadar da düşünemiyordu. O kadar bahtsız düştü ki anasının sak- ladığı paralarla geçinmek imkânını da bulamadı. İskender şımarık bir delikanlı idi. Tıp- kı zengin bir mirasyedi gibi, har vurdu, harman savurdu, mirasyedi öldüğü gün eser de son nefesini veriyordu. Bütün bunları ben böyle anladığım içindir ki Atatürkle mukayese imkânını göremiyorum. Sayın arkadaşıma istersen sana biraz da «Timurlenk» ten ben bahsedeyim de- dim. Hep yabancıları değil, biraz da bizim ulusal büyükleri, hiç olmazsa birini dü- şünelim dedim. «Timurlenk» şüphe yok ki çok büyük bir adamdır. Çok büyük bir Türktür. Fa- kat eseri daha gözlerini yumarken dağı- hverdi, Timurun belli başlı hüneri islâm ve bu arada Türk devletlerini yıkmak oldu. «Ankara savaşı» garb Türklerini yüz sene geriletti. Yıldırım Bizans meselesini bitirecekti, bu işi bitirmek küçük torunu Fatihe na- Yıldırım işi halletseydi, Fatih garbi Roma meselesini halledecekti. Talihin bahtı değişecekti. Timurlenk Altınordu devletini mah- vetti ve andan sonra bu devlet bir daha el Seyid Rıza ölen s—evgılısını ı unutamıyor ! Seyid Rızanın hayatını altüst etmiştir. Bir dağlının dişisine bu derece marazi | bir aşkla bağlanışı umum! hayreti uyan- — dırmıştır, ihtiyar söz başında, adım ba- şında Besi diye ah çekmektedir. Besi Seyid Rızanın üzerinde o kadar mücssir olmuş ki aşiret davalarına, kan gütme işlerine, arazi ihtilâflarına ve ni- hayet hükümete karşı muhalelet işleri- ne bile karışmak cesaretini göstermişlir. Besinin yoğurdunu, sütünü, ayranını, hasretle hatırlıyan Seyid Rıza onu hem sevmekte ve hem de (bırakmadı ki teş- lim olayım) demektedir. Muhakemeye pek yakında - başlana- caktır. Seyid Rıza tekrar — isticvap edildi Elâziz, 25 (Hususi) — Seyid Rıza bu- gün son bir isticvaba tâbi tutulmuştur. Muhalefet reisinin muhakemesi belediye salonunda yapılacaktır. Muhakemeyi ta- kib için birçok meraklılar şimdiden ge- meğe başlamışlardır. Mahkeme salonun- da izdihamın önüne geçilmesi için icab eden tedbirler ve tertibat alınmaktadır. Muhakemeye an beş güne kadar başla- nacaktır. Vekiller bugün Ankaraya gidiyorları (Baş tarafı 1 inci sayfada) birlikte bugün Türkiye İş Bazkasına gel- | İ 4 miş, Muammer Erişle yarım saat kadar — görüşmüştüzr. Vekiller hususi trenle gidiyorlar Şehrimizde bulunan Dahiliye Vekili — Şükrü Kaya, Milli Müdafaa Vekili Kâ- zım Özalp, Maliye Vekili Fuad Ağralı, Adliye Vekili Şükrü Saracoğlu, Gümrük ve İnhisarlar Vekili AH Rana Tarhan bu. gün saat 19,30 da hususf tronle Ankara- — ya gideceklerdir. Hekimhan belediye reisi hakkındaki dava neticelendi Hekimhan (Hususi) — Belediye reis vekili Osman Çelebi evvelce Hekimhan hâkimi Bay Zekeriya hakkında Adliye Vekâletine şikâyette bulunmuştu. Ad- liye Vekâleti tahkikata başladığı esnada Osman Çelebi tekrar Adliye Vekâletine müracaat ederek şikâyetinden ferağat ettiğini bildirmiştir. Bunun üzerine de bu husustaki kanun hükümlerine uyularak Osman Çelebi hakkında tahkikata lüzum görülmüş ve Osman Çelebi mahkemeye verilmiştir. Malatyada yapılân duruşma sonunda Osman Çelebinin 15 gün müd - detle hapse konulmasına karar verilmiş- d emereana se eee ercace DerLe LA cErReRE AAA belini düzeltemedi. Yabancı istilâsında kaldı. veLeon Kahon» un dediği gibi Timur- lehk tarihin yürüyüşünde islâmın zale- rini, fakat mülliyeti Türklüğün sukultu- nu ifade eder. Ben, vücuda getirilmiş siyasal eserleri manaları ile, neticeleri ile ve onları vü- cuda getirmek için iktiham edilmiş müş- küllerle ölçmek isterim. Ben bütün bu görümlerden ne bu e- serleri, ne de yaratıcılarını Atatürkle ve eseri ile mukayese edemiyotum. Mahmud Esad Bozkurt — ö Kai ö ai eit 5a eei gaĞ . y e is ör n BZ t

Bu sayıdan diğer sayfalar: