19 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

19 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON, POSTA Kahraman Ordumuzun Egedeki M İ Geçid resminden intıbalar Z A H “Teçid resmini takib edenler ve Mareşal Fevzi Çakmakla Örgeneral İzzettin Talışlar ve Fa hreddin Altay Ordunun en zenoin harb vasıtaları: Toplar ve . Komutanlar ve Mareşal Fevzi Çakmak geçid resmini takib ediyorlar Ordunun geçid resminden bir başka görünüş Nimet abla Beyoğlunda Geçseler de karşı - ma: — A karı, sen şu ana kadar hep Mah- mutpaşadan, Kapa »- lıçarşıdan alış veriş ederdin, sanki ne za- rarını gördün de elin - şıllıklarına uy - dun, — Beyoğlundan alış verişe gittin! Deseler yerden gö- ğe, gökten yere hak- ları var, Hanj kasım yaklaşıyordu. Eh u - fak tefek lâzım. İn - san ne de olsa çıplak gezemez ya.. Ben de kendime bunları a - lacaktım. Bizim kom- Şu Safinazın kızları- nâ söyledim: — Kızlar, dedim, benim para nesavına pek aklım ermez değil amma, liradan bilmem şu kadar kuruş çıkınca geriye ne kaldığını öhnimde kolay kolay toplıya- mıyorum. İnsan hali aldanırım belki., Sız de benimle beraber gelin de öleberi alalım. — Hay hay Nimet abla, dediler, geli - riz, Ben Mühmutpaşaya doğru yollanıyor- dum, Safinazın küçük kızı Hikmet: — Nimet abla! Dedi. Seslendi: — Ne var? — Buradan nereye gidiyorsun? — Nereye gideceğim, Mahmutpaşaya,, — Aman Nimet abla, sen de hiç asri o« lamadın, Mahmutpaşadan alış veriş € - iğin her şeyi bulursun.. Hem de en iyi: e de Haydi, dedim, öylı ın, şu Beyoğlu | diye diye bitiremediğiniz yere gidel Bir Harbiye Fatih tramvayına*bindik, Galatasarayında indik, ger geri yü - rüdük. Cadde ne de kalabalıktı. Herkesin evi mi yok nedir, sokaklara dökülmüşler. Hikmetle Dürdane her mağazanın önün- de duruyorlar, cameklândaki — Kuklalara bakıyorlar: Ah ne güzel! Diyorlardı — A yol kızlar, dedim, onlar kadın de- Bil kukla, — Biz onlara rindeki elbiselere Derken büyük bir mağazanın önünde durduk: — Haydi girelim Dediler; girdik. Mağazada eşyadan çok kukla ile kız vardı: — Dürdane, dedim, ben ne kukla almı- ne de kız almıya geldim... Burada şey yok. | az olur mu Nimet abla, ne is - tersen var? Boyalı yüzlü kızlar etrafımızı aldılar Bir tanesi bir kaşını h Kızdım — Bana bak kız, dedim; ağzını topla, bir kere ben madamn değilim, madam de- diğin senin gibi olur.. Sonra hangi yezi- de vurayım, ben buraya yezide vurmıya değil, alış verişe geldim. — Darılmayın bayan emrediniz, ne is- terseniz vevelim. geldi. Parföm dairesine buyurun bayan, her istodiğinizi bulacaksınız. Belki lâf anlıyan biridir.. diye peşine düştüm. Çeşit çeşit kutuların, şişelerin bulunduğu bir tezgâha git — Kız, dedim, burası ce dir; ben ilâç alm — O niye yarar o, öksürüğe — Yok bay dudaklarınıza sürecek. siniz.. Sonta çok iyi pomatlarımız var. — O da neymiş? Yüzünüze sürersiniz. Yüzünüzü yu- muşak yapar, — Haydi oradan terbiyesiz, benimle a- Bir başka kız kırıta - kırıta ynnımım| Yazan : İMSET say ma Guryarsur ” Omu senih gibi şıllıklar sürsün, ben istemem, Peki bayan darılmayın. Ne istiyor- sanız onu söyleyin. Ne istiyvceğim, kışlık fanilâ istiyo - rum, Kız — Vodot! Der gibi bağırdı. Ufacık bir kız pey - dahlandı. — Bayan sine götürün. Küçük kız önümüze düştü. Bir başka tarafa gittik. Orada da bir kızla bir er- kek vardı. Günahı boyunlarına birbirle- rine pek yakın oturuyorlardı, fanilâ istiyor, fanilâ daire - Rahı bozmuş olmiyayım am - ma hani fani iyecektim de... Delikanlı hemen yerinden fırladı — Madam #izin için, meti gösterdi — Yoksa matmazeller için.. — Ben madam değilim, onlar da mat- mazel deği — Pardanm anladım: Onlar madam, siz matmazel! Ne de anladın; seni: yacağın ben Nimet ablayım; onlar da Dürdane ile Hikmet,. Bizim Sas! z kızları, — Peki bayan, fanilâ sizin için olacak. — Benim için olacak Delikanlı şöyle yan gözle vücuduma, Böğsüme doj baktı: — Hişt kendine gel; dedim, münase- betsizliğin lüzumu yok. Kadına © kadar dikkatli bakılmaz — Tayınız kaç bayan? 'dane ile Hik- — Sen beni at cambazı mı zannetti — Hayır bayan estağfurullah tayı söruüyoruz? inasebetsiz adammışsın, hâlâ soruyorum; diyor. Ben ne at ne de arabacının — karısı, yla işim yok. y y ölçünüz. yle söyle, amma ben ne bileyim, ver işte bir fanilâ! — Len olatak? ğıni açtı, içinde benzer ufacık — Canım bu nas yilir., â, bu nereye gi- — Şimdi böyle giyiy bayan. Biraz ötede düran kıa da lâfa kar şti: Ben de bundan giyerim, isterseniz ründiz. Entarisinin önünü açmıya hazırlamı yöord — Ayıp, dedim, erkekler içinde söyu- nacak mısın, zaten soyunmana da ne kal- mış? Ben senin gibi değilim, böyle şey - ler giyemem. Dürdane lle Hikmete döndüm: — Haydı, dedim, buradan yürüyelim Kırmızı yataklı şişman bir adam yolu- muzu kesti. — Bir şey almadan gidiyorsunuz. olmaz, ne ısterseniz var.. Bütün reyyon- ları size göster n oyunlarınızı seyretmiye vakti- miz yok, biz gideceğiz. e — Olmaz bayan, bir şey almadan gi - derseniz, mağazamız için ayıp. Yeni ge len son moda ganlarımız var. — Rugan istemem, çabuk çatlıyor. — Peki gan istemeyin, iyi Dilamala - rımız var. — O da ne? — Hani IJ pantalon, "'kd_*j — Bay sen işintl ben bu yaştan Çiçekçi oğlu gilü yinip ortaya Mmam. | Mağazadan Ü' çıktırı. Canım d kıldı. Hikmet: — Boşka bir # gidelim! f Dedi, j — Vallahi bnğ nı falân bi v Hepsi böyle ise Mahmutpaşaya İ yim.. — Sen de çabulili zıyorsun Nimet bak ne iyi mul Jediyorlar.. Ne istersen var. — Bir başka mağazay Evvelden girdiğimiz ma nına dâha girdik. Kapıda gözel giyinmiş bir duruyordu: Bay oğlum, dedim, ben fa entarilik falân alacağım.. Nerede sâ yor & Delikanlı put gibi duruyordu: " — Hişt sana söylüyarum, kulağıfli $ İ|ğır mı? Hikmet kolumdan yakaladı: — Ne yapiyorsun, Nimet abla! / — Ne yupacağım, o da bu mağiâi adamı değil mi? — O manken! # — Manken de ne, midye demek Mi demek bakayım? dediğin Ne bileyim ben, ötekiler de “? bunun gibi! y Yürüdük e kırıtkan İyoyalı bif karşımıza çıktı Ne istiyorsunuz bay, mem ki, elbise alacağım, manto alacağili Buyurtn bayan. d Kız boyalı idi, kırıtkandı amma, ğ'l ler gibi fan, fin, fon etmiyor, terbiyelir biyeli, güzel güzel konuşuyordu. O önde, biz arkada yürüdük, ufak kapı açtı: — Buyurun! Kilâr gibı bir yere girdik. Kız biT ök meye bastı, kilâr gibi şey yükselmiyt ladı Selâmün kavlen min rabbirrehi Bu da nedir? gük — Asansör, yukarıya çıkıyoruz. Üğğ gibi şey durdu. Amma benim de yüftüi durmuş gibiydi. Her ne ise oradanı M tık. Kız bir dolap açtı, bir entati ııö”'fi — Büu bir tuvalettir bayan çok iyi gider Entariye baktım. Ko yoktu, Tuhaf bir ) Çız, benimle K e e diyorsutl M belk , “pir görürdü O kumaş veriniz. a Tezgâhtaki adam yüzüme bakti/ — Suva olsun mu? Gene bir tuhaf könuşara ra:klal"’îî; | ım evime duvar ı:ratfk”,,' m ki sıvasını, badanasını" düşü lbise yaptıracağım. Kızlara döndüm: ğ — Haydi Burada da iş yok, gideliTya Biraz evvel çıktığımız kilâra © yürüyordum. — Olmaz! Dedil halde bi dirmiye Merdivenlerden indik. V. ettim. daha mı o Be ST almtya giderim. Ah Mahmutpa$' (Y Kapa şı. Taşına, 'upragull'-ım nına, dükkâncısına kurban 01iıl,s'f

Bu sayıdan diğer sayfalar: