27 Mayıs 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

27 Mayıs 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiye - Finlandiya | 7 İD) DİANA > > 7 güreş müsabakaları Haziranın İl inde başlıyacak olan bu müsabak Antuvan kendi kendine: “Hay Allah müstahakını versin. Öyle bir kapana tutuldum | hazırlanıyor muyuz ? Henüz hayır.. O halde Talli | şarabı içmek ahdım olsur! ,, diye mırıldandı — Anlaşılmıyacak bir şey yok azi - şu olmuştu: Pazar günü, kendisini im-|nürken, gözlerini mütemadiyen odanın zim... Allaha yakın olmak için. tihana gelecek olan papazın üzerine |her tarafına gezdiriyor, taşcı kalemi i- — Garib şey!. çullanmak, ellerini ayaklarını bağla- İşini görebilecek bir şey ayrıyordu. Fa- — Evet... Burada, her şeyden ve her- |mak, onun elbiselerini giyerek Kaç-|kat, bir türlü bulamıyordu. Hi kesten ziyade, Allaha yakınsınız...!mak... Artık, bu işden ümidini kesmek ü- (Adeta hayatla ve insanlarla alâkanızı kesiyorsunuz. Sadece kendinizle ve vic- Fakat, kapıdan nasıl çıkacaktı?.. Ve- zere idi. Fakat gözüne, birdenbire du-! yahud, o derin hendekleri nasıl inecek- vardaki raf ilişmişti. | mn ez a A ayr danınızla başbaşa kalıyorsunuz. Allah- tan başka, hitab edecek kimse yok. Yal- nız ona söyliyeceksiniz. Yalnız onun, kalbinize vereceği oilhamları dinliye- teksiniz... (Ölüm kulesi) derler. — Ölüm kulesi mi? vet, — Ay, şimdi ben burada kimse ile görüşmiyecek miyim? (1. Asma köprüyü indirmedikce, kar- şıya geçmek mümkün değildi. Hendek- lere inmek kabil'olsa bite, karsı tarafa tırmanıp çıkabilmek pek şübheli bir iş İşte onun için bu kuleye'di. Antuvan, bir daha derin derin içini çekti. Bu sefer de: — Ne kadar acele edersem, o kadar zararıma olacak. İyisi mi?. Hâdisata in- tizar edeyim... demişti. — Hayır, dostum... Yiyecek ve içe- * teğinizi hergün bir rahib getirecek Fakat bu rahib, turna balığı gibi dil sizdir. Ne size bir şey sorar; ne de sor- duğunuza cevâb verir. — Pekâlâ amma, bu halne kadar devam eder? — Artık o, kalbinizin tasfiye olacağı müddete tâbidir. -- Pekâlâ amma, benim kalbimin tasfiye olup olmadığını kim bifir?. — Haaa. o, pek kolaydır. Her hafta Pâzâr sabahı, size buraya bir rahip ge- lir. Sizi imtihandan geçirir... Eğer mu- vafık cevablar alırsa; gider, baş rahibe haber verir. Artık ondan sonrasını tak- dir etmek, baş rahibe ald bir mesele - dir. Antuvan, meşe koltuğa oturarak el- lerini bacaklarımın arasına almış; göz- lerini önüne dikmişti. Kendi kendine: — Hay Allah mü öyle bir kapana tutuldum ki... E bunun içinden de çıkarsam, dokuz şey- tanın canı için dokuz şişe elma şarabı içmek ahdım olsun. Diye söylenmişti. Rahib ayağa kalkmıştı. — Hoşca kal, dostum. Artık ben gi- diyorum. Vazifem, hilam buldu. Cena- bıhakkm; seni şeytan şerrinden esir- gemesini, ve kalbine iyi ilbamlar ver- mesini temenni ederim. Diyerek çıkıp gitmişti. Dışarıda, demir kanının kilidlenme- sinden hasıl olan gürültüden sonra, taş merdivenleri inen rahibin tahta kundu- ralarının sesi duyulmuş, ondan sonra her tarafı derin bir süküt istilâ etmiş- t. * ANTUVAN'IN PLÂNI Ayak sesleri uzak'aşıp da artık İşi- tilmez olunca Antuvan derhal pence- reye gitmiş; başını dışa çıkararak et- rafa göz gezdirmişti. Manastır, esasen yüksek kayaların üstündeki bir tepeye bina edilmişti. Her taraftan yükselen duvarların ve kule- lerim dibi derin hendeklerle çevrilmiş- ti. Bilhassa, Ölüm Kulesi'nin altı, âde- ta bıçakla kesilmiş gibi dik ve gayet derin bir uçurumun kenarında idi. Bu yüksek kuleden, aşağıdaki her şey küçük görünüyordu. Manastırın or- tasındaki geniş avluda gezinen rahib- er, birer eüce gibi görünüyordu. Çan kulelerindeki çanlar, birer oyuncak gibi sağa sola sallanıyor. inceli kalınlı g in k Aston Villa Cermen ka günlük kamp deresi çan sesleri, karmakarışık bir âhenkle (Fuad). Küçükpazazda: (Necati y “ii RİDER yaparak ağ dursun hava içinde çmlyordu. Bakırköyünde. (İstepan), Amedi; muhtelitini yendi cak takım iki kaleci, üç müdal Manastırın arka tarafında, duvarla çevrilmiş bir bahçe vardı. Burada, bazı rabibler toprakları çapalıyorlardı. Bö- ları da yerlere çömelerek bir şeyler dikiyorlardı. Antuvan, geri çekildiği zaman, yüzü- nü ekşitmişti Derin derin içini çeke- rek: — Mümkün değil. buradan kaçıla- maz. Diye söylenmişti. Yalağının üzerine uzanarak düşün- miye başlamıştı. İlk aklına gelen şey, Antuvan, ertesi sabah yatağından kalkarken, bir kahkaha atmıştı. — Ölüm kulesi, hakikaten bir ilham membaı İmiş, Diye mırıldanmiıştı. Derhal sofaya fırlamıştı. Demir kapı- nın yanına koşarak kapmın taşlara s0 kulmuş olan alt ve üst sürgülerini mu- ayeneye başlamıştı. Bu uzun musyene onu memnun etmişti, — Âlâ. ber iş, yolunda gidebilir. Yalnız, elime bir taşcı kalemi geçirebil- sem... diye söylenmişti. Fakat Ölüm kulesinin tepesinde, taş- cı kalemini nereden tedarik edebilecek- ti. Antuvan, tekrar yatağının üstüne u zanarak düşünmeye başlamıştı. Düşi Günün Bulmacası Kabul etmemek - Şiddeti yağmur. — Kamer - Dahi - Büyük. — İzmit körfezinde bir kasaba, 14 — Gerinin zıddı - Beygir. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Spor ıstılabında takım - Zorla 2 — Azerbaycanlı - Aileler. 3 —İl- Bir nota. 4 — Hatırıyacak - Bol olmıyan. 5 — İnleyen - Beş duygudan biri. 8 — Kırmızıya yakın bir renk - Cefa. 7 — Tarassud eden. 8 — Gözü görmiyen - Kavunu meşhur Bir vilâyet, 9 — Eski devirde postacı - Esirlik. İT Bir doktorun günlük Üstünde birkaç eski kitab bulunan bu raf, sadece bir tahtadan ibaretti Bu tahta, bir parmak kalınlığında ve birer karış uzunluğunda iki siyah çivinin üs- tünde raptedilmişti. Antuvan, derhal yerinden fırlamıştı. Tahtayı, kitablarla beraber fırlatıp at- mıştı. Çiviye sarılmıştı. Duvara çakıl- mış olan bu çiviyi, bir iki sallayışta ye- rinden çıkarmıştı Antuvan, bu büyük ve siyah çiviyi, a- vucunun ortasına alarak, ona kıymetli bir silâh gibi bakmıştı. Ve bakarken dudaklarında neş'eli bir tebessüm par- lamıştı. Çiviyi, tekrar deliğine iliştirmişt. rafı da yerine koymuş, kitabları tekrar yerleştirmişti. Ondan sonra, o sırada gelerek kendisine yemek ve su getire-| cek olan rahibin ayak seslerini bekle mmişti. Aradan çok zaman geçmeden, taş merdivenlere çarpan tahta kundura gürültüsü işitilmişti. Antuvan, derhal yerinden kalkmış- tı. Sofaya çıkarak, duvardaki sahibin ö- nüne gitmiş. ellerini göğsünün üzeri- ne kavuşturarak melül bir tavırla ona kmıya başlamıştı. o (Arkası var) notlarından Tazyiki şiryani Artması alâmetleri Tansiyon fazlalığı alâmetlerinin belli baştısı baş dönmesidir. Baş dönmesi iie beraber baş ağrısı, kulak uğultusu, göz- lerin önünde siyah uçuşmalar, geceleyin dizlerde kramp, aıkıntı gibi şeyler de tan- siyon fazlalığı alâmetleridir. Geceleri sık sık İdrara kalkmak da bunun bir alime- tldir. Bu gibi haller hissedilinces derhal muayeneye koşmal ve tansiyonu ölçtür. melidir. Her halde elli yaşından sonra tuz ve suya veda cimeğe hazırlanmalı. dır. Tuz ve fazla su içmek tansiyon itin €n fena bir şeydir. Salamura geyler, ağır etler, sucuk, pastırma, salçalı yemekler, ağır tatlilar memnudur. Yeşi sebzeler, meyvalar, sütlü şeyler, tuzsum ekmek, (deyaz etli balıklar ve piliç seyrek olmak şartile) yenilebilir. Kahve ve çay nz mik- darda alınmalıdır. Sigara ise tamamem Kaldınlmak lâzım gelen bir itiyaddır. Cevab isleyen okuyucularımızın. posta pulu yoliaraalarını rica ederiz. Aksi tak» dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. ——- Nöbetci eczansler | | Aksarayda: (Şeref). Alamdarda: dAb- dülkadir). Beyazıdda: (Asador). Samat- yada: (Rıdvan), Eminönünde: (Bense İikinci reisi Niyasi getirmiştir. Kafile oreisi Bir ay kadar evvel Estonyada Avrupa güreş şampiyonası yapılırken Türk ve Finlandiya güreş federasyonlarının te- şebbüsile her sene biri Türkiyede, diğeri Finlandiyada olmak üzere Türkiye - Fin- ilandiya güreşçileri arasında güreş mü- İsabakaları yapılması karar alına alın- mıştı. İki tarafın taahhüd ettikleri bu müsabakalar üzerinde konuşmalar yapi- hırken Finlandiyahların böyle külietli man bu güreşteki sakatlıktan bir müsabakaya güçlükle razi Tallinde benim de iştirak ettiğim malarda tesbit ettiğimiz şekilde i£ çi sabaka haziranın on birinde İsta” yapılacaktır. A Estonyadan pek bitkin bir halde “4 müş olan güreşcilerimiz şöyle böyle Finlandiya takımına çıkacak şekild€ zırbk yapıyorlar mı, bilmyiorum. hatırlatmak isterim ki, Talline den evvel güreş takımımızın. yaptir kaç aylık basit hazırlığın verdiği a? yi gördük. Ümidlerimiz tamamsile eyl düştü ve en çok güvendiğimiz gü! rin birkaç dakikada sırtı yere geldi # On beş gün sonra yapılacak m müsabaka içi! lendiği gibi için söylendiği gil im p milli takımla mindere çıkacak landiyalılara karşı alımacak sele Türkiyeye getirecekleri yedi güreşçiye bir idareci ve bir de hakem ilâve etmeği şart koşan Finlandiyalılar, eğer bhake- min masrafın, vermiyecek veya onun gelmesine mümanaat edecek olursak ta- kımı yollamıyacaklarını açıkça söyle- Kafile ile beraber getirecekleri hakem için bu kadar israr eden Finlandiyalılar "Türkiyeye gelecek takımın kadrosunu bilâhare bildireceklerini söyledikleri gi- bi bazı maruf şampiyanlarının izinleri- Bin temini çok güç olduğunu, bunları ge- tiremiyeceklerini ima etmekten de çe- kinmediler. ne şekil göstereceğini tahmin Lâf Iâh açar derler, her yeni mevzula kadar güç bir iş olmıyacak sani yeni bir mesele ortaya atıyor ve her or-| Bu müsabakalarda da fena netiÖğ taya atılan şartlar da bu müsabakaların) mamak için şimdiden düşünmemi” taşıyacağı kıymeti düşürüyor. 2m gelir. A izmirin Üçok takımı dün/( Dizer me sabah geldi spor hareketleri Cumartesi günü Galatasarayla, pazar gü- nü de Beşiktaşla milli küme maçlarının son oyunlarını yapacak olan İzmirim Üçok | takımı oyuncuları dün sabah şehrimi- m gelmiştir. Üçok takımı id, Namık, Adil, Bes det, Nejad, Hakkı, Mazhar, Femi, Ne - cati, Namık, Ziya » dün mürekkebtir. Cumartesi günü Kafile Reisi Niyazi oyuncularından OKemai ve Faruk İstanbula gelecektir. Üçok takımını klübün takım kadrosunu 22 oyuncu olarak ei miştir. Bunların yedisi — Ripemi gi, Rabtd'den, içi Venüs'den, ikisi diğerleri de muhtelif klüpleri kımın esas şekli Preston maçından Mi olacaktır. Macar Federasyonu (Reisi DE. Antrenör Echaffer Macar milf ram şu : Sani iki maç hakkında bize şunları söyledi: — Buradaki oyunlar için umumiyetle bir şey söylemeğe imkân yoktur. Takım bazan iyi, bazan da fena oynayabilir. Nihayet fut- bolün eiivelerini herkes gibi biz de takdir e- rahat, taktik dersleri, koşular, de yemek, istirahat, gezinti, son), Eyübde: (Hikmet Aflnmaz). Fener. de: (Emliyadi), Şehremininde: (Hamdi), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: € Tüm nelbaşında: (Matkeviç), Galatada: (İki- yoll. Fındıklıda: (Mustafa Nal), Cum- CErtuğrul). Şişlide: (Asım). Beşiktaştn: Nal Halid), Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Üsküdarda: (Örmer Kenan). Sarıyerde: (Nuri), Kadıköyünde: (Moda - Merkez), Büyükedada: (Şinasi Rıza). Heybelide: (Tanag). diyoruze kizde yemek, onda yatak. ve yedi mühacimden mürekkeb A ATLETİZM: 4 İki İngiliz atleti teksüd 7 İngilterede İki meşhur atlet p lerini Hân etmişlerdir. Bunlarda” , Büyük Britanya 100 ve 220 yarö” Dünya kupası maçlarına iştirak edecek olan Alman milli takımını çalıştıran İngiliz birinci lig takımlarından Aston Villa Alman- yadaki son maçım 2 - 1 kazanmıştır. Alman, Avastarya mubteliti (şeklindeki kuvvetli bir takımı biraz zorlukla mağlüb e- den A. Villa iik devrenin 37 inci dakikasın -| nu idi. Diğeri, Roberta de Brİii yaza, da 80 mumvinleri vasıtasile ilk sayıyı yap -İdında 400 metrede dördüncü ri” mıştır. İ'k devrenin sonlarında sol açık De -İ Rusyada bir koşuya 15 bin ri maltıdan ikinci golü kaydetmiştir. İkinci dı Moskorada yapılan Pr an renin on beşinci dakikasında A. Villa'nın| s0) atlet iştirnk etmiştir. o kaptanı merkez muavini Allen sakatlanazak| e sçika 15 saniyede birinci olmustu” ii, oyundan çıkmış ve maç on kişile bitirilmiş -| 5 se gcüncü gelmiştir. pe tür. Almanlar yegâne sayılarını devrenin baş taş ön een gr BE EE larında yapmışlardır. hüsabakada 60000 KİŞİ İyem adedi bakımından yeni ve Bulunmuştur. kordur. ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: