16 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

16 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Vergi sistemimizin tashihi Elzem bir hatası Yazan: Muhittin Birgen ilmiyorum nedendir, bizim ma « liyemiz, sade, basit, kolay işi sevmez. Belki, bu bir an'anenin eseridir; belki de, hiç bir sebebin değil de ihma- Hn, dikkatsizliğin eseridir; hastalık se- bebi her nereden gelirse gelsin netice Şodur: Bizlm maliyemiz basit, sade, ko- Jay vergi sistemini sevmez! Beni bu kanaate sevkeden şey, Y bir müşahededir: Kazanç, buhran, müva- zene vergileri namları altında ayrı aymı tarhedilmiş ve ayrı ayrı kesilegelmiş olan meşhur vergiler üzerinde bu sene bir ta- kım değişiklikler yapıldı. Meydana gelen eserin mükelleflere iğimiz hafifliği verip vermiyeceğini ayrı bir mesele ola- rak bir tarafa bırakabiliriz; işin mübim tarafı şudur ki birkaç gündenberi me- mur, müstahdem ve amele kullanan bü- tün Hcarethaneler, müesseseler telüşta- dırlar: Vergileri naml tahakkuk ettire - ceğiz? Hesabı nasıl yapacağız? «Bu iş için yapılan kanun meseleyi tesbit etmiştir; bu işi bu kanuna yapmaktan daha kolay ne var?» diye - cekler çoktur; fakât, ben yakinen bili - yorum ki bu kanunları okuyup anlama ve tatbik etme işlerinde en mütehassıs maliye memurları bile, bugünlerde ken- dilerine alâkadarlar tarafından sorulan suallere bir türlü pevab — veremiyorlar, «Hele durunuz, vakit var, bu iş için gelecek yeni talimatı bekliyelim'» di - yorlar, Gelecek olan yeni talimat, talimat değil- dir; bir talimat mecellesidir. Bu mecelle, zaman zaman neşredilen emir ve tali- matnamelerden mürekkeb bir mecelle olacaktır; bir kitab! Nitekim, kaç sene- denberi tatbik edilegelmekte olup şimdi de rötuş edilen usulde bir kanunun bir kaç maddesi üzerine kurulmuş bir tefsir mecellesi olmuştu. Bu defa da Öyle ola- caktır! yeni * Kazanç vergisi pekâlâ. Buhran vergisi ne olacak? Müvazene vergisi ne olacak? 'Tayyare vergisinin ne manası var? Bun- ların hepsi vergi değil mi? Hepsi mükel- lefin kazancından çıkacak — değil mi? Bunların hepsini bir araya — karıştırıp basit bir usul ile ve maliyenin varidat idaresinde vukua gelecek her şahis de - Bişmesi ile değişmiyecek bir şekilde, bir hamlede ve bir tahtada almak kabil de- ğül midir? Elbet kabildir. ' Bu vergilerin tatbikıma başlandığı za- mandan bugüne kadar bunların tahakkuk ve tahsilini temin ile mükellef olan mü- esseseler ne kadar ceza verdiler! Ve bu cezayı vermemek için ne kadar çok uğ- raştıkları halde verdiler! —Kanunları hüsnü niyetle tatbik edenlere tarhedilen bu cezalar, en sakin ve en objektif man- tıkla düşünerek söylüyorum, sadece hak- sızlık ve adaletsizlikle, antidemokratik olmakla tavsif edilebilirler! Bu kanunların ilk tatbikatı sıraların - da, bazan iki bine kadar amele kulla - nan bir müessesenin müdürü idim, Bu vergileri tahakkuk ettirmek için neler çekmezdik ne kadar memur kullanır ve gu zavallı insan kafalarına ne kadar lü- zumsuz hesab işi gördürür, onlara ne kadar işkence ederdik! Bütün bunlara rağmen, arada mrada maliyenin pençesi yakamıza yapışır, «yan bastın, ver!», «ke- nardan gittin, ver'» der ve tekerrür et - tikçe misalleri artan bir sürü cezalar alırdı! Başlı başına bir ilim mevzuu teş- kil eden damga pulu meselesini bir tarafa bırakımız, yalnız bu dört meşhur vergi- nin hesab hatalarından dolayı müstah - deminin verdiği verginin birkaç mislini ceza olarak ödemiş ve hâlâ da ödemekte olan müessese Türkiyede ne nadir, ne de müstesnadır. En dikkatli müessese bile yakasını bu gaileden kurtaramaz! * Bu sistemin derdlerini sayıp dökmeğe ne bir makale, ne de on makale küfi de- Bildir. Koskoca bir kitab da bu derdleri anlatmak için yazılabilir. Bu işin bu de- fa düzeleceği Ümid edilmişti; şimdi gö - rüyoruz ki bir kere daha karışmış öğ- Tenebilenler bile yeni baştan cahil ol - muşlardır. Devlete para lâzim; amenna! Bu pa - rayı almanın bir kolay yolu yok mudur? Bu parayı almak için maliyemiz, herkes- çe kolay anlaşılabilir, hesabı basit, tef- tişi basit bir şekil bulmaktan âciz midir? Resimli Makale: zarsınız, tramvayda n inerken aceleci bt hiddetlenirsiniz, vapura koşarken - kaç! canınız gıkılır, bergün olup biten şeylerdi ların bir hesabını yaptığın Otomobillerin Üstüne Kurulan oteller rine açılabilecek tertibatlı bir çadır ya- | parak piyasaya sürmüştür. Şimdi, her otomobil sahibi bu çadırlardan bir tane edinerek, gerintilere çıkmâkta, istediği, | gönlünün çektiği yerde açarak uyumak- tadır. Bu suretle otel aramak zahmetin- den kurtulmaktadır. Dünyada ne kadar at var? Dünyada 75 milyon tane at vardır. Bun- lardan 18 milyon beş yüz bini Rusyada, 11 milyon beş yüz bini de Amerikadadır. İngilterede ve Cal'de 8658 bin, İskoçyada 147 bin, İrlandada 624 bin at vardır. Dünyanın her müşkülünü halleden ve göklerin esrarını keşfeden insan kafası böyle bir sistem yaratamaz mı? İnsan kafasının bu işi sadeleştirmeğe, kolay ve âdil bir şekle bağlamıya kadir olamıyacağını bir lâhza bile kabul ede - meyiz, Fakat, biz bunu yapmayız; çünkü bu bir zihniyet meselesidir ve maalesef bu zihniyet bizim mali cephemizde hâlâ teşekkül etmemiştir. Bir halk maliyesi iştemek, bir cumhu- riyet maliyesi istemek hakkımızdır. İşte, ben de, vatandaş sıfatile bu hakkımızı kullanarak ve bugünlerde gene başları gaileye düşmüş olan bir sürü vatandaşı - mm haklarına tercüman olarak, bugün bu meseleyi aortaya koyuyorum: Kolay, basit, müfessirsiz ve müctehitsiz bir sis- tem bulmak lâzımdır! Bir sistem ki Türk devletinin para ihtiyacını karşılamak için mükelleften vergiyi kolayca tahsil etsin ve ayni zamanda tahsildarlık vazifesile mükellef olan müesseseleri uğraşmaktan ve bilhassa cezalardan korumayı temin etsin! Sokakta yürürken dalgın bir adam göğsünüze çarpar, kı- ları evinize döndüğünüz zaman bütün bu ufaktefek sıkıntı- biç olmuş mudur? Parisli bir açıkgöz, otomobillerin üre- | BON POSTA e Sinir ku risi ayağını basar, tığını — görürsünüz, lendir, fakat akşama çalışma, muvâffak men aksi neticeyi vi vesenereranena serrenenAnEna | Hergün bir fıkra O, ötekiler gibi değil Hosis İskoçyalının evine üç misa fir gelmiğti. İskoçyalı sigara paketini ? çıkardı. Misafirlerden birine uzat! ; misafir: — Teşekkür ederim, dedi, sigara iç- mem, İkinai misafire uzattı, o da ayni ce- vabı verdi: — Teşekkür ederim, sigara içmem! | İskoçyalı paketini cebine( koydu. | Karısı kulağıma eğildi: — Öbür misafire ikram etmedin. İskoçyalı da karısının kulağına eğildi ve mırıldandı: İ — O, ötekiler gibi değil, sigara içer. j i İ # Nö küştl. ELREE Başlarında asker Heykelleri taşıyan Kadınlar : Geçen gün bu sütunlarda, başı - na süs diye oyun- cak otomabil ta- kan bir İngiliz h - zanın resmini koy- muştuk. Arkada - podan aşağı kal « mak istemiyen ve gene İngiliz olan bu bayan da şap - kasının viziyerine iki tane de muha - fiz askeri heykel- kondurmayı düşünmüştür.. Acaba, «gönlüm askerlerde> mi de- mek istiyor?.. Bacağını kaybetti, fakat bir sevgili buldu Londrada bundan on yıl evvel, bir fut- bol maçı neticesinde sağ dizinden sakatla- nan bir futboleu, hastaneye yatmış, orada senelerce kalmış, gel zaman, git zaman. delikanlimın sağ ayağını dizinden kesmiş- Yerdir, Hasta iyileştikten sonra, koltuk| Hazıran vvetini israf etmeyiniz. & İnsanda rinir makinede bir çelik yaya benzer, ileri atılma, olma kuvvetini bize veren odur, fakat yersiz sarfedildiği, hiddet haline tnkılâb ettiği zaman tama- eren de odur. Bunun içindir ki lüzumsuz ve yersiz olarak sarfından çekinmelidir. Sinirin hesabsız sar- fedilecek kadar geni SÖOÖZ ARASINDA iş bir deposu olmadığını unutmayınız. İngilterede süvari Polislere radyo Ahizesi dağıtıldı İngilterede Lankaşir süvari polisleri radyo alıcı ahizesi ile techiz edilmişler - dir. Bu suretle, ağır nakliye seyrüsele - rini idare etmek çok kolaylaşmış bulun - maktadır. Garib bir cerrahi ameliye Bundan iki sene evvel, evinde oturan bir İngiliz kadımı kafesteki kuşuna doğru uzanmak istemiş, bu sırada aksıracağı | gelmiş Aksırmış. Ve bu halde iken ye- re yuvarlanarak amudu fıikarisini kırmış. Fakat işin farkına varamamış. Günün bi- rinde sağ böğrüne bıçak saplanırmış gibi olan kadıncağız doktorlara koşmuş. Tib Üstadları, ağrının aebebini bir türlü an - lyamamışlar, Röntgenle bakmışlar, ol - mamış, türlü türlü tedaviler para etme- miş. Nihayet belin yukarı kısmına bir fındık büyüklüğünde bir şeyin çıktı- ği görülünce iş anlaşılmış, kadının ba - cağından alman bir kemik, amudu fika- rinin kırılan yerine konur konmaz da ka- dıncağız rahat nefes alımış. Zira ağrı din- Miş. Bu ameliyat cerrahi ilminin en mühim hâdiselerinden biri sayılmaktadır. Kadı- man yaşıyacağı yüzde yüz olmakla bera - ber, artık belini eğip bükmiyeceği, eği- Np doğrulamıyacağı anlaşılmaktadır. Kadın: — Buna da çok şükür.. O acıyı duy - maktansa, böyle baston yutmuş gibi gez- meği tercih ederim! demiştir. deyneklerile hastaneden çıkmış, bu sırada kapının önünden geçmekte olan bir kıza Muhittin Birgen İSTER Valide hanı yaptırtmaktır. Bu kararı İst: zamanlarda göstermiye başladığı canlılığın bir devamı ola- Tak kabul ederiz. Fakat bir bina ne kada: Tuhteşem olursa olsun koca bir semti süslemeye kilfayet el- İSTER rastlamıştır. De | nbul evkafı h anbul evkafının son nn el aml r büyük, modern ve İNAN, İSTER ——— gönüllerine aşk ateşi düşmüş olmalı ki bir hafta evvel de nişanlanmışlardır. ;lNAN, İSTER İNANMA! İstanbul eykaf müdürlüğü Valide hanının satışından eline | geçen parayı hareketsiz bırakmamayı düşündü. Tasavvuru postahane caddesinde malik olduğu arsa Üzerinde yeni bır mez, bilâkiş muhitinin ortasında sivrilince yanında alçalanr yoksulluğun daha fazla göze çarpmasına sebeb olur. Binaen- aleyh biz evkafın bu para ile tek bir han yaptırtmaktansa veya evlerlâ bütün bir sokağı şereflen- dirmesinin kendi hesabına olduğu kadar şehir hesabına da faydalı clacağına inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İNANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı gerterecernan TeresarTRAraTARaRRaneretAeererERA AAA Türk tarih ve medeniyeti hakkında Prf. Âtetin mühim bir nutku (Baş tarafı H inci sayfada) Merasime üniversite rektörü Bay R&P” pard riyaset etmiş ve toplantıda âyün # zaları, profesörler, doçentler ve yüzlei” €e üniversite talebesi bulunmuştu ğ Davetliler arasında bilhassa &0: kademik reisi profesör Bay Francois PfMW effli, eski talebeler cemiyeti âzaları, be3” nelmilel talcbe birliği ve muhtelif talebi teşekkülleri mürahhasları göze çarpı * yordu. j İlk söz Bayan Âfete verilmiş ve alkif” lar arasında kürsüye gelerek sik sık âl* kışlarla kesilen aşağıdaki güzel nulkü söylemiştir. | Bay rektör, profesör baylar, bayanlö ve baylar, «Dise Academicus> günü vesilesile SÖi söylemek fırsatını bana hıı,ıuıgînı’ dolayı Geneve üniversitesine ve onun $#* — yın rektörüne teşekkür ederim. Türkiyt nin selâmlarını Geneve'e getirmek be * nim için büyük bir zevktir. Memleketi * Mmiz arasındaki münasebetler eskidir. V#f tile Türkiyede yaşıyan Cenevreli sasti ler kolonisi arasında Jan Jak Rusonif babasının bulunmuş olduğunu unulmu * yoruz. Büyük ressamınız Liotard da 4ff7 Mizda kalmış, o kadar ki edebiyatta TÜf ressamı ismini almıştır. k Türkiyede Atatürkün azametli debifi altında cumhuriyet rejimi tecasüs etti * ğinden ve eski yanlış itiyadlar urkfd* Ciğindenberi Geneve'le Türkiye arasıltl * daki münasebetler daha artmıştır is * tanbul darülfünununun üniversiteye Kâİ bedilmesine Geneve “üniversitesinin bf profesörü memur edildiği gibi, gene 397 ni üniversitenin bir profesörü #i de> nuzdan alınmış olan medeni kanull birçok senelerdir üniversitenizde tedrif J etmiştir. Birkaç hafla oluyor ki, İstafi * bul biyoloji enstitüsünde üniversitenitii sayım mümesşillerinden bir zooloji pr0 * fesi n hafırasını tebcilen brooz levha asılmıştır. İçinizden birçoklâfi memleketimizde mühim mevkiler iŞ etmektedir. İstanbul üniversitesi jeol' kürsüsü de bu meyandadır. Son zamal” larda profesör Pittard Ankara ve İstafi * bul üniversitelerinde ve büyük bir di? leyicf kütlesi karşısmda bir konferâlif serisi verdi. Madenlerimizi tedkik edtl birçok mütehassıslar Geneve'in eski tW lebeleridir. Diğer taraftan üniversitele * rimizdeki profesörlerimiz ve hattâ veki lerimiz arasında Geneve üniversitesi eski talebelerini buluruz. Geneveli üstadların derslerini bu sIff” larda dinliyerek fayz almış olan meb'usli” rımizı, sanayicilerimizi, ticuret adam * larımızı, doktorlarımız, serbest âliml€ mizi, avukatlarımızı saymakla bitlr€ “ Milletler arastındaki kültür münast © betleri en sağlam münasebetlerdir. İllA cihanın muvafakat ve rızasını, itiraz y kânı bırakmıyarak tahakkuk ettiren, ki yegâne sahadır. Müsavat mevcud ©17 mıyan beşeriyette, müsavatı temin !, ancak ilimdir. Cumhurreisimiz Atatürk, cumhuri / yetimizin yıldönümü vesilesile irad 9"" bir nuttunda Türk milletinin ıı:lell!İM U san'at ve cemiyet karakterini tayin 4 tebarüz ettirdikten sonra: «İşte M içindir ki idealimiz, her vasıta ve her *7 re ile milletimizin yüksek vası yorulmaz faaliyetini, fıtri zekâamı, ilMİ güzel san'atlara ve milli birlik hiılt"' bağlılığını devamlı bir surette teki ettirmektir. Türk milletine pek UY gelen bu ideal onuti bütün beşeriyett kif g1 Olan. içtima! vaifesinde, — insanllş getirmesinde k_' 4 edecektir. derlii lerdir. Size temin edebilirim ki, Türkiftlğ ü cumhuriyet rejimi - kurulduktan SOt memleketin artık Osmanlı impl"m'”- ğunun son asırlardaki manzarasıni ver termemektedir. Yapılan derin içtima! K” kılâblar arasında Türk kadınının erkf 4 ler gibi bütün ferdi ve siyast haklâ' (Devama K üncü sayjada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: