14 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

14 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#& Hergün Halya e. Irkalık Yazan: Muhittin Birgen an günlerde İtalyada da ırkçılık nazariyesinin harekete geldiğine dair dünya matbuatında bir hayli dedi - kodu oldu. Bu dedikoduya Papa bile da ; varlığı ruhani bir prensip üzerine Ez Papalık makamı elbet ırkçılık t ; bunu bir Dazariyesine taraftar olamazdı; vesile izhar edince öteden Mussolinin'n kısa ve aksi bir cevabile mukabele gör- Fakat, iş bununla da kalmadı. Bir kaç gün evvel yarı resmi Stefani ajansı yarı resmi bir İtalyan mecmuasından naklen uzunca bir Not neşretti, Bu notun iki mak sağla neşredilmiş olduğu görülüyordu: 1 — İtalyada ırkçılık nazariyesi yeni bir değildir. 2 — İtalya ırkcılik nazari - e bundan böyle daha fazla bir e - hemmiyet verecek ve ona göre bir fanli- yet programi takib edecektir. Ajansın anlattığına göre Bsy Mussoli- ni daha 1921 de, henüz İtalya hükümeti- nin reisi olmadığı bir zamanda bu ırkcı- ık mazariyesini ortaya atmış bulunuyor- du. Şu halde ırkcılık fikri İtalyaya Al - manyadan gelmiş değildir; faşizm, daba ilk hareketlerini yaparken ve Hitlerizm Almanyada henüz küçük çekirdek ba - inde bulunurken İtalyan faşizminin gefi bu davayı, bundan on yedi sene evvel İtalyan faşizmi hesabına olarak ortaya ai- mış bulunuyordu. İddialı rejimler, bir - birlerini taklid etmiş olmak zannı altın- da kalmayı istemezler. Stefani ajansının bü meseleyi bu suretle tavzih ve teşrih etmesinin en mühim sebebi budur. * İtalyada ırkcılık politikasınm, yani Ya- hadi aleyhdarlığının mahiyet, nisbet ve bir siyaset olarak haiz olduğu ehemmi- yet bahsine gelince, Stefani bu hususta da bazı izahat vermeği ihmal etmemiş; anlatıyor: İtalyada, bizzat Yahudilerin tertib ettikleri istatistiklere göre, 44,000 Yahudi vardır. İtalya hükümeti bu ista- tistik meselelerini ayrıca tedkik ve kon» trol edecektir. Eğer İtalyadaki Yahudi nüfusunun mikdarı bundan İbaret olduğu! kabul edilirse, gene ayni ajansın söyledik lerine göre, Yahudi nüfusunun İtalyada umumi hayata İştirak hakkı nihayet bin- de bire münhasır kalacaktır. Çünkü bu - günkü İtalyanın nüfusu 44 milyondur. Umumi hayata binde bir nisbetinde işti- râk etmek demek, ona kiç iştirak etme - mekle milsavidir. Fakat, iş bununla da kalmıyor; resmi İtalyanın bu meseledeki görüşüne tercüman olan ajars, ayni za - manda Yahudilere karşı hususi bir gözle bakmak için sebebler bulunduğunu da anlatıyor: Bolşeyizm ve farmasonluk gibi faşizm aleyhdarları fikirlerin başlıca in- tişar muhiti ve inkişaf vasıtası Yahudi - lerdir; şu halde Yakudilere Karşı faşiz- min umumiyetle şüpheli bir gözle bakma- sı tabif olur. Şüpheli gözle bukmak, on- Yarın İtalyada kontrolsüz yaşamalarına ram olmamak demektir. Esasen ırkelık nazariyesi demek, İtalyan ırkının irk o- Resimli Makale: Hakaret ahmağın müeyyidesidir, ancak onların dille- rinde gezer. SON POSTA biliniz ki zekidir. — Ahmak, zeki. Bir adam hiddetine rağmen nezaketini muhafaza ediyorsa Dünyanın en Sıhhatli çocuğu Bu çocuk tam hir yaşındadır. Ve tam| 15 dişi çıkmıştır. Doktorlar onu dünya- nın en sıhhatli çocuğu olarak telâkki et- mektedirler. em m diye kadar rahat yaşıyabilmişlerse de, İtalya hükümeti henüz bunlarla hususi suretle meşgul olmıya vakit gelmemiş bulunduğuna hükmetmiş bulunmasın - dan istifade etmişlerdir. Bundan sonra, İtalya da karşılarına her adımda bir müş- kül dikilecek ve her yerde İtalyan mille- timden ayrı bir müsmeleye tâbi olacak - lardır, Bu suretle yer yüzündeYahudilere gü- ler yüzle müamele eden memleketlerin hududları birazdaha daralmış oluyor. Rusya, Fransa, İngiltere, Amerika ve bun- larla beraber bir kaç küçük memleket is- tisma edilirse hemen her tarafta ve bil - hassa kesif olarak yaşadıkları yerlerde Yahudilerin hayatı müşkülleşmiştir. Fa- larak sıhhatini muhafaza etmek ve Ya -| kat, bunlar da insandır; bunların da ya- m m şamak ve mes'ud olmak için hakları var- demek . Fazla olarak Yahudinin yer| dır. Bu cereyan arttıkça bunların halleri yüzünde ne milliyeti, ne de bududu ol “| ne olacak? duğunu, milliyeti bir dinden ve hadudu,| Ba sual ortaya halledilmesi lâzım bir bütün milli hududları aşan ve dünyaya mesele atıyor. Dünya bü meseleyi hallet- şâmil bir Yahudilik tesanüdünden iba-|meğe mecburdur. Bu mesele, ancak Ya- ret bulunduğunu izah eden Stefani neti- hudilere bir yurd yapmak yolile halledi- ce olarak Yahudilerin İtalyada kontrol |lebilir. Bu yolu bulmak dünya için artık altına alınacağı neticesinde karar kıh -| vazis halini aldı. yar. Fakat, madem ki bunların İtalyadaki mikdarları azdır, yeni takriben bizdeki. nin dörtte üçü derecesinde, İtalyan nü - fusuna güre, çok ehemmiyetsiz bir şey- dir; şu halde bunlara karşı, meselâ Al - manyada olduğu gibi şiddetli hareket - lere lüzum yoktur. İtalya, yavaş yavaş | bu meseleyi de hallodecektir. * hatlan çıkarılacak netice şudur: Yahu - diler İtalyada da rahat değildirler, Şim - Muhittin Birgen İSTER rih ediyordu, Şu satırları okuduk: İNAN, Dünkü gazetelerden biri başmakalesinde: Yerli malları devletten başlıyarak en küçük ferde varn- ciya kadar hepimizin bimayesile yaşadıkları için değersiz ve biymetsizlerini yapmanın büyük bir suç olduğunu teş- — Fena iş yapmak yalnız fsbrikalarımıza değil, bitüm Stefaninin verdiği bu uzun boyla iza. İf) esna/a sirayet etti. Daha dün yapılmış bir bina görüyorsu- İSTER İNAN, İ Hergünbürtikra | Denizin dibinde Gemi, dalgalı denizde güçlükle iler- Hyebiliyordu. Kaptan bir çey içmek istedi. Tayfalerden birine: — Bana bir çay yapıp getir! Dedi Tayfa kaşu. Çay yapt. Çam bir gümüş çaydanlığı boşaltir. Gülmüş bir tepsiye koydu. Elinde tep- ! si kaptan köprüsüne çıkardı. Birden- bire bir dalga gemiye çarptı Tayfa sarsıldı. Gümüş tepsi, gümüş çaydan- ik denize gitti, Tayfa kaptanın yanına girdi: — Kaptan, dedi, yerini bildiğimiz $ bir şey için kaybolmuş diyebilir mi-! | ver vee ği ovosoma eoyeagiieseseseozes sm p ema şaamp eyy arraşyama —— i o — Hayr! : — Öyle ise sizin gümüş tepsinizle | olduklarını iyi biliyorum, Londrada kadınlar Pantalon giyiyorlar Plâjlarda rastlanan çizgili pantalen, & Telefon ederken Havalanan kız © ETTE EN Resmini gördüğünüz genç kız, Londra- ğer, bir otamobil kulübeye toslamış imiş. Genç kız, evine dizinde, omuzunda ya - ralar, bereler ve saçlarında cam kırık - Yarı ile dönebilmiştir. —— ——— İstanbulun tanınmış ikizleri İstanbalun tanınmış ikizlerinden biri - nin adı Cabir, ötekinin de Zairdir. Bun - Er birbirlerine o kadar çok benzerler ki, ayırd etmek imkânı yoktur. Çok kimse ikizlerden birisile konuşurken, bungisi le karşı karşıya bulunduğunu farketmez. İşte bu ikizlerden Cabir, bir gün bir yere misafirliğe gider. Sofada, bir ayna bulunduğunu bilmediğinden, evden içe - riye girip te aynaya akseden hayalini görünce yanmdakilere dönerek: — Yahu, bizim Zalr de burada imiş! altı kalın lâstikten yapılma ayakkabılar,|der.. artık Londra şehrinde de görünmeğe başlamıştır. Landremin Şık, zarif ka - dınları muhtelif renkli pantalonlarla s0- kakin gezmektedirler. 56 saat mezarda yaşayan adam İngilizin biri 300 İngiliz liramna bir Bafta müddetle gümülü kalacağını iddia Kat anenk 58 saat dayanabilmiş, ve sı - cağı bahane ederek bulunduğu yerden çıkmıştır. İSTER 75 sene süren kin Macar kentlarından biri, geçenlerde Budapeştede yüzme havuzlarından bi - rinde dolaşırken, 15 yıldır düello etmek için aradığı, fakat cokey klübünden tard edildiğinden dolayı da, mahkeme kara - rile düello edemediği düşmanı prense mek kararım almış bulunuyorum. Yarın gahidlerimi göndereceğim... demiştir. Düello yapılmış, prens hafifçe yaralan- mıştır. İNANMA! muz ki yaz yağmurlarında darm akıyor; sıvaları şimdiden çatlamış, boyaları şimdiden dökülmüş. Yeni yapılan apartı- manların hiç birinde çatlamamış pencere, çarpılmamış ka- ph, Bozulmamış sıva göremezsiniz, malzeme fena, işcilik fena. Dört beş senelik binalar tamire muhtaç bir halde.> Biz bizçok mrisillerini gördüğümüz için meslekdaşımızın kanaatinin doğru olduğuna inanıyoruz, İakat ey okuyucu sen: STER İNANMA! Ağustos 14 Sözün. Kısası Hayatın hakiki Mahiyeti E. Talu izin de, elbet derdli olduğunuz, her hangi bir hâdiseden dolayı üzüntü duyduğunuz, içten gelen müte- halif duygular arasında bocsladığınız o)- muştur. ' O zaman acaba dikkat ettiniz mi? Ben- liğiniz ikiye bölünür.. dünyayı hem pe.n- be görmek istiyen, hem de buna rağmen Kapkara gören bir gözlük taşır gibisiniz, Ümidle yeis, imanla şüphe, huzurla kas- vet, sükünla heyecan ve helecan arasın » da bocalar, durursunuz. 'Tahteşşuurunuzdaki bu ikiliğin sebe » i oraşlırdınız mı? Benim sualim de abes. insan, hayatının böyle dakikalarında, en çapraşık bir fi- Jozofinin Hiüdudlarında dolaşan bu ka- bil hâdiseleri tahlile ne vakit, ne de me- cal bulur, Doktor Aleksis Karel'in İnsan. o meçhul's diye tavst? eylediği, hilkatin en zayıf mahlüku eğer anlaşılmış olsa idi, tablatin diğer bütün sırları da çorap söküğü gibi birbiri ardinca iyan olurdu. Garbın en yüksek filozofları insanı di- ğer bütün mahlüklardan üstün bulmakta hemen hemen ittifak etmişlerdir. Yalnız bir tanesi, galiba Paskal, insan müle - fekkir bir kamış parçasıdır demekle bu v4 (üstünlüğü biraz hafifletiyor. Biz mi üstün? Biz mi seşrefi mahlü - kat, ? Derdlerimizle, ıztırablarımızla, yej- e kapıldığımız zamanki aczimizle mi?.. Çok sevdiğiniz her hangi bir varlığın çekmekte olduğu alâm önünde, haydin Bakayım, üstünlüğünüzü gösteriniz! Ne mümkün? O dakikada bir at, bir fil, İbir kedi, hattâ bir sivrisineğin, hissizlik- ten ötürü sizin kat kat fevkinizde oldu « ğunu idrak eder, insanlığınıza lânet ede- cek raddeye gelirsiniz. Hayatı, insan ha- yatını eslâf türlü türlü izah, türlü türlü, tavsif etinişler. Bana, buğün sorarsanız, size onu ancalf göyle İfade edebilirim: Bayat. gülmek istiyen şuur ile ağlama- Ba mahküm kalbin arasında cereyan e- den bir faciadır... E. Talu samara sem eee a mm0a sane sayılmazlar, Çünkü denizin dibinde j 'da bir telefon kulübesine girerek tele -| Fuar mümasebetile Mersin postaları #İfon etmiş, «tekrar görüşürüz» diyerek â- Bi bizeyi yerine bıraktığı srada, birden a- Geliboluya uğrayacak İzmir fuam münasebetile Gelibolü- dan ire gideceklere bir kolaylık ol- mak üzere fuarın devamı müddetince İstanbuldan 19 ve 26 Ağustos ve 2, 9, 16 Eylül tarihlerinde (o kalkacak olan Mersin postaları giğişde o Geliboluya uğrayacaklardır. Patlayan gazoz şişesi bir ” — çocuğu yaraladı Boşiktuşda Mumcu bakkal sokağında o « turan Mehmedin oğlu 10 yaşında Ömer, Be- şikiaşda Killse meydanında ooynarken içi gazoz dolm bir el arebası devriimiştir. Bu #1- radü patlıyan gasoz şişelerinden birisi ço- ewğun gözüne saplanarak ağır surenta yaralanmazına zehebiyet vermiştir. Yaralı Imdadı sıhk! De Çocük haslanesine kaldırıl- İzinsiz balık tutanlar cezalandırılıyor Son zamanlarda bazı kimselerin i - zinsiz olarak balık avladıkları görül « milş ve muhafaza teşkilâtı memurla « rile av vergileri mercurları tarafindin evvelki gece muhtelif semtlerde yapı- lap kontrolde tezkeresiz balık avlıyan 17 kişi yakalânarak (haklarında ceza yaptı tutulmuştur. Muhafaza teşkilâtı bu kaçakçılığın tamamile önüne geç mek üzere esaslı tedbirler almıştır. “—TAKViM

Bu sayıdan diğer sayfalar: