Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
C v — -- INE İYİ KA.HIN E rkekle kadının birlikte çıkari- ; — Her ikisi de güzel! | Dedim, haklarında söylenilenleri duy- — Mükemmel! Dedim , duyduklarımı size de tekrarlı- yayım: * Erkek, kadınını karşısına oturtur, mak- yajını kendi zevkine göre yapar, saçları- nı kendi zevkine göre boyar ve kıvırır, elbisesini kendi zevkine göre giydirirmiş. — Ben saçlarımı böyle istemiyorum. — Kaşımı daha incelteceğim. — — Bu Tobu giymiyeceğim. Diye itiraz etmezmiş. * Birlikte sokağa çıkarlarmış. Kadının bir kere olsun! — Nereye gideceğiz! — Ben şuraya gitmek istemem! Tarzında bir söz sarfettiği olmazmış. * Tiyatro locasında yanyana oturur- larmış. Kadım sahneden başımı bir başka tırafı çevirmezmşi. Localara göz gezdi- p. dedikodu yapmazmış: — Şunun şapkası gibi şapka isterim! — Ön sırada oturanın kürkünün aynini bana almalısın! — Karşıdaki locada oturan kadınla iki- de bir bakışıyorsunuz.. ben sanki farkın- | da değil miyim.. hele eve gidelim de an- larsın! Diye erkeğimin canmı sıkmaz; dramın en acıklı yerinde gülmez, komedinin en zarif yerinde: — Öf sıkıldım! Diye bağırmazmış. * Beraber bara giderler, bir masada kar- şiliklı otururlarmış. Kadın mütebessim bir halde kocasının yüzüne bakarmış: L Bunları biliyor mu idiniz ? AA — Fazla içiyarsun! Demezmiş. — Gözün etrafta, ben İnsanın gözünü çıkarırım! Demezmiş. — Bâleye çıkan, yarı çıplak kızlara ba- kactağına biraz da benim yüzüme bak! Demezmiş. — Benden başkasile dmsetmıye kal- karsan şişeyi kaldırır, başma vururum! | * ! Bardan çıkar, bir otomobile biner, ev- lerine gelirlermiş. Erkek onun elbisesini çıkarır, pijamasımı giydirirmiş. Eğer er- kek çalışacaksa eline bir ampul alır: — Yoruldum! Demeden, — Bu da çekilir mi? Demeden, « — Ben senin esirin değilim! Demeden, — Artık bıktım! Demeden, — Gençliğime yazık, sana bütün bun- ları yaptığım halde gene yaranamıyorum! Demeden, hattâ kıpırdanmadan saat- lerce ayak üstü dururmuş. el + Erkek onu evde bırakır, sokağa çıikar- mış. Pencereden bakmazmış; öteyi beri- yi, kocasının çıkardığı elbisenin cepleri- ni karıştırmazmış: — Bu ne iyi bir kadın! Diyeceksiniz. * — Evet çok iyi bir kadın! — Bü kadın kimdir, kocasının adı ne- dir? Diyeceksiniz. — Bir Fransız ressamın yaptığı, süsle- diği, giydirdiği ve yanına alıp tiyatroya, baloya, lokantaya götürdüğü balmumu heykelden bahsediyardum. Ismet Hulüsi j | Tarife kelimesinin aslı Umumiyetle ba- zı eşyanın kıy - metini ifade eden listelere veya na - kil — vasıtalarının hareket zamanla- rını gösteren İev - halara tarife de « tiz. Fakat bunun tarife kelimesi, u- mumi kanaate göre Avrupanın en cenub noktasında ve Septe boğazının en son ka- sabası olan Tarifa şehrinin ismine mu - zaftır. Vaktile Cebelüttarık boğazının iki tarafı da Arabların elinde iken ÂAkde - vergi alırlardı. Bu vergi Tarifada öde - rüârdi. Tarife ismi işte oradan kalmıştır. ı_]= Takvim ne zaman yapıldı ? Biliyor musu - nuz ki bugün kul- lan olan a- lafranga takvimin esası Ramada, Ki- guvarın arzusu üzerine inşa edilmiştir. Bu saray, o sırada tanzim edilmekte o - lan yeni takvimi hazırlıyacak âlimlerin ikameti için yaptırılmıştır. Bu sarayda, Klavyüs, Şakon, Sepülvera gibi dünya- ca meşhur riyaziyeciler on yedi sene mütemadiyen bu işle meşgul olmuşlar - dır. Yeni takvim ancak 1582 de bitiril - Çalışan kadın Meselesi... ' — Müşkül bir vaziyet karşısındayım: Karım bir dairede iş almak arzusu- .nu izhar etmişti, ilk zamanda mahzur görmedim, aile büdcemizin de genişle- mesine yardım edeceği mütaleası 1le * tasvib ettim. İşe başladı, tedricen yük- seldi, bugün eline mühim denilebile- cek bir para giriyor ve bu para da ge- rek kendisinin, gerek çocuklarımızın daha iyi giyinmelerine sarfediliyor. Yalnız bu arada beklemediğim bir hâdise oldu: Benim kazancım eksildi, zevcemde bir gurur görülmeye başla- dı. Şimdi atiden endişe ediyorum. Zevcemin gururu daha artarsa taham- mül edemiyeceğim. Aramız açılacak, yuvamız yıkılacak. Karımı işinden ç- karmaya gelince benim kazancımın eksildiği bu dakikada sıkımtıya düş- memizi mucib olacak, ne yapmalıyım? Hâdisenin ruhi tahliline girişmeye düzum görmüyorum. Tavsiyem şu: Kadın gurur duymakta haklıdır, er- keğin yapacağı şey bu- gururdan tees- sür duymak değil, hisse almaktır. Ka- dının işine mâni olmak bu dakika için mevzuü bahsolamaz. Bırakmız devam etsin, fakat siz de kendi vaziyetinizi ıslaha bakmız, kazancınızı bugün iki- nizin temin etmekte olduğu mikdara Mmüsavi bir hale getiriniz, o zaman ka- dinin yeri daire değil, evidir düşün- cesi etrafında konuşulabilir. * - Bayan (M. D.) ye: Gazete sütunları istediğiniz malü- matı vermeye müsaid değildir, müb- anlamazsınız, açık yazmaya ise benim kalemim gitmez. Gazete her yaşta ienç kızların eline de geçecek bir vasıtadır. Onları korumak ise yazife. mizdir. Adresinizi veriniz, —mektubla anlatayım. * t Bayan Ferideye: İkisinin arasında hiçbir fark görmü- yorum. Hissinizin gösterdiği yolu ih- tiyar ediniz. TEYZE Jitina başlar. Ar- |tık sabahki düz | kabının |na ile dikilmiş, Bdi imis di Öğleden sonra - nasıl giyinmeli ? Öğleden son- ra giyinişte bir pike robun, kı- Ba — çoraplarım, topuksuz ayak- vakti geçmiştir. <Öğ- |leden sonra el- bisesi» daha iti- — daha itina ile seçilmiştir. Bi- raz daha süislü- cedir. Fakat çok değil. Çök süs hiçbir vakit şık görünmez. | Şu- - nu unutmamak lâzım: Şıklığın esası sadeliktir. Sabâhleyin Ta- hatlık, - öğleden sonra daha faz- la itina aranır. Fakat ikisinde de «şik» olunabilir. Zaten şık kadın, süslü kadın değildir. Saatine, yerine göre giyinendir. Sabahleyin pra- tiği, öğleden sonra orijinali, yeniyi ve zarifi giyen şıktır. Yukarıda solda: Belinin ortası sivri, önü arkası dikişli bir etek bluzu kısmen meydanda bırakan kısa, önü açık bir bo- lero. Emprime düz bir bluz. Boleronun bütün süsü bir sıra pikürden ibaret. Bir de ufak fiyongası var. Yukarıda sağda: Krep maroken rop. Grej, roje, blöpastel buaderoz renkleri pek yaraşır. Süs: Göğsünü çaprastlama, eteğini iki kollarını tek sıra halinde süsli- yen plilerdir. tel şüsü çok yaraşır. Bundan ufacık bir plastron, bir çift te kol kapağı yapmak kâfidir. Kumaşınız düz değilse bu model uymaz. : Her kadın bilmelidir: ç Buz dolabınız yok, bira şişenizi so - ğgutmak istiyorsunuz, ne yapmalısınız? Bira şişelerini ıslak bezlere sararak, ka - pıyı pencereleri açar, bu şişeleri — kuvvetli hava cereyanı olan pencerelerden birinin ö- labına lüzum kzd— buz gibi olurlar. Altta: Düz (maroken) e sıra sıra dan-|Za . yam 9 ;"r. Yemkapı açıklarında çirkin bir tecavüz hâdises Deniz üstünde bir kadına tecavüz eden iki kişi ' ağırcezaya venldı, bunların kendîlerıne memur susu verdikleri de sabit oldıı Evvelki gece Yenikapı açıklarında çirkin bir hâdise olmuştur. Dün müddeiumumiliğe intikal eden bu vak'anın failleri Reşad ve Şükrü i- simlerinde iki gençtir. Bu iki delikanlı, gece saat 11 sula - rında Yenikapıda sandalcı Gaybulla - halll tederdi — Sana 25 kurüş verelim de, bizi sa hil civarında bir saat kadar gezdir, de- mişlerdir. Sandala binip hayli açıldıkhn Bon - bullaha: daldadır. Oraya doğru çekiver, demiş- ler ve sandala yaklaştıkları zaman, san dalda bir kadınla, iki genç bulunduğu- nu görmüşler, sandalcıya: — ' — Bizim aradıklarımız değilmiş ce- vabını, vermişlerdir. Fakat, sandaldan uzaklaştıkları va - kit, tekrar fikirlerini defiştirerek, di - ğer sandala yanaşması için, sandalcıyiı tazyika başlamışlardır. Zax!iax sandalı öteki sandala yanaştırıp, içeri — atla - mışlar ve diğer sandalda bulunan Sa - Hh ve Ahmed ismindeki iki genci: — Biz, Emniyet 2 wei şube taharri memurlarıyız, diye korkutup, — başka bir kayığa binmeğe icbar etmişlerdir. Bu iki şahsın fena niyetlerini sezen Azime ismindeki genç kadın suçlular- la boğuşmağa ve feryad etmeğe başla- mıştar. Sahilde bulunan polis Şakirle, bekçi Bilâl feryadları işiterek, derhal bir kayıkla vak'a mahalline yetişmiş - lerdir. Azime, elbiseleri yırtılmış ve bitab düşmüş bir halde kurtarılmıştır. Genç kadın, biraz sonra kendine gelince par- mağındaki yüzüğün de, kaybolduğunu farketmiştir. Müddeiumumilik yeni cürmü meş - hud kanununa göre tahkikatı —ikmal ederek, her iki suçluyu da dün Ağır - ceza mahkemesine sevketmiştir. Kapa- h telsede yapılan duruşmaları sonun - da iki mütecaviz genç tevkif edilmiş - lerdir. Pastı tabanca ile nişanlısını öldürmek istiyen berber adliyeye verildi Aksarayda eski nişanlısı Remziye ve Hilmi isminde bir genci öldürmeğe teşebbüs eden, ve tabancadaki bir arı- sebebile buna — muvaffak olamıyan Salâhaddin müddeiumumiliğe — teslim lilmiştir. Suçlu hakkında İ jinci sorgu hâkim- liğinde ilk tahkikat açılmıştır. Geceleri ev soyan hırsız tevkif edildi İstanbulun muhtelif yerlerinde ge - celeri birçok evleri soyan Kemal oğlu Rıza ÂAteş isminde azılı bir hırsız yaka- lanarak Adliyeye verilmiştir. v 3ııneüoezadıyapılan durı lluhahmmebugımbdevam | lunacaktır. İki antrepo hırsızı tevkif edildi M"M 1rıı_ııf' iki genç Melekhatun camiinde bir # trepodan hırsızlık ederken, yakalan' mışlardır. Adliyeye verilen aıçh]ar Sulta ahmed 3 üncü sulh ıınhkemoâIî nin kararile tevkif edümişlerdır Poliste : " | iki kişi yaralandı **ı Müşfik adında biri tarafından idare 0’ n dilen motosiklet, Maltepede Bağdad cadü'” sinden geçerken yolu- tamir etmekte olan ? mele tarafından konulan büyük — bir ti çarpmıştır. Bu çarpma çok şiddetli olm” motosiklet tamamen parçalanmış, Müş” bir kadın vyücudünün muhtelif — yerlerind? ağır ve tehlikeli bir surette yaralanmışlaf | dır, Yaralılar Nümune hastanesinde ! altına alınmışlardır. Jandarma — tahkili' devam etmektedir. Bir amele makine üstüne düşüp yaralandı Arabeamiinde Mahmudiye caddesinde | kömür fabrikasında çalışan Osman oğlu haeddin, tamir etmekte olduğu makinelf üzerine düşerek vücudünün mubhtelif yef, rinden ağırca yaralanmış, tedavi — edilmi üzere Senjorj hastanesine kaldırılmıştır. — Bir adam kıskançlık yüzünden metresini yaraladı | Kantârcılarda Mehmedpaşa camii çik mazında oturan Hasan ile metresi Bahf arasında Kıskançlık yüzünden bir kavga © mış, Hasan, Bahriyeyi bıçakla sol koı ı yaralamıştır. | Tramvaydan atlayan bir adam düşüp yaralandı Dün Ahmed oğlu Tahir isminde bir şâ/ binmiş olduğu Fatih - Beşiktaş tramva) dan atlarken düşmüş, başından ağırca / ralanmıştır. Yaralı tedavi edilmek yit hastaneye kaldırılmıştır. Bir amelenin kolu koptu Balatta Karabaş mahallesinde İskele S0 Bındaki bir iplik fabrikasında çalışan MiP tafa Şakir, çalıştığı pamuk asmafa malr sifon makinesini temizlerken kolu birö re makineye takılmış ve bir anda dirset hastanesine kaldırılmış ve tahkikata baş İki amele birbirlerini yaraladi Kızıltojprakta Kimyager Mustafanın # şaatında çalışan Hüseyin ve Ahmed ismif de iki amele arasında iş yüzünden bir W ga çıkmış, Ahmed Hüseyini başından, F” seyin de, Ahmedi yüzünden taşla — yart mışlardır. Her iki kavgacı — da yakalank cürmü meşhud mahkemesine gönderilni lerdir. | Bir adam kayııhıradumı y Aksarayda Güreba Hüseyinağa mahüt sinde oturan Mustafa oğlu Ali mbıtaya | racaatla ayni evde oturan eniştesi E rafından bıçakla yaralandığını lddla eti tir. Suçlu yakalanarak tahkikata başli miştır. | Bir otomobil kazası Şoför Mehmedin idaresindeki 1858 ni ralı otomobil, Kadıköyde Moda caddesi?” geçerken 12 yaşında Kirkora çarparak ' şından yaralamışltır. Yaralı Nümüne & Derhal tevkif edilen suçlu, Asliye nesine kaldırılmış, şoför yakalanmıştır. / Bacaksızın maskaralıkları : Wumerota y