14 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

14 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rr Bir kısım dağlarımızda bulunan yabani fındıklıklari imar ederek mahsuldar bir hale getirmek, az toprakla ziraat işlerinden geçinemi- yen köylüye büyük bir refah temin edecektir. “ Giresunda ilk fındık mahsülünün idraki münasebetile yapılan merasim Uludağın cenub yamacındaki arızsh|daha kuvvetli ve hızlı büyüyerek aşılı bir saha üzerine yayılmış olan «Soğuk-İ olanları kuvvetten alıkoyacakları gibi, pınar» nahiyesi köyleri, ötedenberi çev-| ötekiler kartaldığında yerlerini almak relerini saran ormanlardan odun, kömür | vazefisini de göremiyeceklerdir. Bu ikin- işliyerek geçinirlermiş. Son defa çıkan|ci nokta yeniden yapılacak daldırmalar- orman kanununun, bu işleri artık bir)la kabili izale görülse bile, yabaniden ge- düzene koyması, onları şimdiye kadar|len sürgünleri durdurmak, bunları bö- keyiflerine göre davrandıkları bu işden yuna ayıklamak oldukça külletli bir iş- biraz alıkoymuş. Çaresiz mahdüd olan) dir. topraklarındaki ziraat işlerine sarılmış-| Onun için yabani fındıklıkları aşıla- lar. Fakat pek verimli olmıyan bu yer-|ma yolu ile imara kalkışmak revaç bul- lerden geçimlerine kâfi bir mahsul kal-| muş bir usul değildir. Bunun yerine ye- dıramadıkları için, daha o yıl sızıltı baş-İni baştan aşılı olanların köklü piçlerin- lamış. Nahiyenin bazı köyleri buralarda İden fındıklık yapmak hem daha emin iyi netice alınan patates ve fasulya zira-| bir usul, hem daha iktisadi bir yoldur. İl e yakan ale er, Yeüküee) Dağda” gül ieğvuryütl yi nsimlinişlei Fa. yerlerde her yıl fındıklıkların timarı es- Kat yıl ei da görülmüş Kijiğek te ve nasında elde edilen köklü piçler kolay- Bİş olmıyan bu'topraklarda tu ör — tedarik edilebilir. Bunları e Yol dahi feraha ulaştırıcı değildir. Niha | 9/ce bellenmiş toprağınıza beşer - altı. yet içlerinden biri dağları kaplıyan ya. | $0f Metre ara İle ve sekizi - önü bir'ara- ban fındıkları hatırlamış: N dâ olmak üzere diktiniz mi, birkaç sene ği sonra fındıklarını toplamak müyesser 'o- «— Bunları imar ederek verimli: bir , 2. 05 Yur. Binaenaleyh işe yabanileri aşılamak a rr ear hade miner Vİ ie aki dağ bile; Gnl BEEİNAZ 8 — ç Bakin Gü gilizeei Sahi bahçeyi tamamen aşılıların sürgün veya emare ye gr im er er dn diğer ziraat işlerimizle birlikte iyice ge- meyi gaye edinmelisini çinir gideriz. demiş. z Bana bu malümatı veren tanıdık sönra | , “dıkların aşılı pr dedi ki: nun için mayıstan temmuza kadar olan mevsimde (yandan yanaştırma) veya (dibde: kakma! z i şünüyoruz. Niyetimizi hükümete yazdık. « e e ra Di aşının yapılışı da bir defacık görmekle Bize yol göstereceklerini umuyoruz. Sen | öğrenilecek kadar basittir. De dersin, bu iş olmaz mı”, Ni Beni dinlerseniz, Değirmendere veya el Be ri leşi BÜ- | airesundan kürlü piçler gelirerek bun Mei sil mi W Z Talep ları dikip çoğaltınız. Yabanileri de gün- ale mler İsmayıl dei ade, den güne eksilterek bahçeyi tamamen &- e Tekir ai v Yi pan ni fın, | teKilere terkediniz. Devlet ziraat teşkilâ- üm Ge ar ie Tah yün tının size müzahir olacağı şübhesizdir.» lari tecrübelere göre pek te iyi Ve İKSA | mamammmmrirmenmemsimsam bir netice vermemiştir. Sebebini izah €- deyim Bir sarhoş evvelki gece ia piç veren bi ayaşçıktır Bu işin | EMİŞİESİNİ Öldürdü daima piç veren bir agaççıktır. Bu piçle- a ez <> **İ eyveiki gece Çemberlilâşda feci bir cinayet olmuş, Ali isminde bir genç €- «— Şimdi bü fındıklari aşılamayı dü. Bu resim Greta Garbonun 1924 de çevir. diği ilk filmden alınmıştır. Hiç benzemiyor değil mi? Halen Avrupada bulunmakta olan meşhur sinema yıldı Greta Garbo teş- rinievvelin birinde Amerikaya avdet e - decektir. Orada ilk çevireceği filmin adı: Love is not so simpledir. Bu film muhar- rir Melchior Lengyelin (Ninoşka) adın - daki eserinden iktibas edilmiştir. Se - naryoyu hazırlamakla meşgul bulunan ansız muharrirlerinden Jacgues De - valdir. Bu filmden sonra (Greta Garbo) nun (Madam Küri) filmini çevirmesi muh - temeldir, Bu film için ayni zamanda İrene Dun ne ve başka Amerikan yıldızlarının isim- leri de zikredilmektedir, * “Louise,, operası filme çekilecek... Meşhur Fransız musikişinaslarından Gustave Charpentier'nin Louise adındak! büyük operası pek yakınan filme çeki - lecektir. Gustave Charpentier uzun müddet e - serinin filme çekilmesine müsâade eyle- memişti... Filmde baş rolü yapacak san'atkârın intihabı çok müşkül olmuştur. Nihayet Grace Mooreda karar kılınmıştır. Erkek baş rolünü geçen sena İstanbul- da konserini zevkle dinlediğimiz Fransız mugannisi Georges Thill yapacaktır. Senaryo meşhur Fransız mühârriri Roland Dorgeles tarafından hazırlanmış- tır. Oüverture bizzat Charpentier tarafın- dan idare edilecektir. Sahne vazılığın Abek Gance yapacaktır. * Pearl White'in vasiyetnamesi Tam yirmi seneye yakın bir müddet sisema seyircilerini teshir eden Pearl masında ayıklanarak geride kalanların re MANEN Sİ in niştesi Ahmedi bıçakla vurup öldür - İ mani a bürg. | Müştür. ar ei Mar an Ge Çemberlitaşta İplikçi hanında otu - olur. b) Fındığın dibinden gelen bu sür-|73n Ali ile ayni handa mukim eniğtesi günleri her yıl lüzumu veçhile ayıklamak Ahmed arasında eskidenberi bir ge - Hizm geldiği gibi, asıl ocakta pek kar- çimsizlik vardır. Bunun sebebi de A - talmış olan kökenleri de kesip atmak, |JİRİN fazlaca rakı içmesi ve seyyar sa yerlerine yenilerini ikame etmek lâzım- verb kazandığı pekaları My ini dır. Bunun için yıllık timar esnasında | TİP ©V masrafına iştirak etmemesidir. artık işe yaramıyan kart dallar temizle.) ( VA günü eve bermutad zilzurna merek, onların yerine © yıl süren piçler. 502003 #elen Ali He eniştesi Ahmed ar i i v rasında bir ağız kavgası ışlamıştır. ML smmm Bir aralık ispirtönun tesirile fena hal- de ssabileşen Ali, bıçağını çekerek e - niştesinin üzerine hücum etmiş ve kar maz. Bu iki maddede zikredilen kısa izahat- | nında derin bir yara açmıştır. Evdeki » tan anlaşılıyor ki fındığın Albinden ge-| lerin feryadına yetişen polisler carihi ya- len bu sürgünler bir bakımdan zararlı, kalamışlar, Ahmedi de çağırılan sıhhi bir bakımdan lüzumludurlar. İşte yabani | imdad otomobilile Cerrahpaşa hasta - fındıkların aşılanmasında mahzurlü olan | nesine kaldırmışlardır. Ahmed bütün nokta, fındık ağaççıklarının bu hususi-| gayretlere rağmen aldığı yaraların te- yetinden doğuyor. Şöyle ki; tabistleri €- |sirile birkaç saat sonra ölmüştür. Vak'a etrafında müddelumumt mu- sâsen çok piç vermeye müstaid olar ya- bani fındıklar, aşılandıktan sonra da bu /avinlerinden Orhan Köni hazırlık tah- kikatını yapmış ve suçluyu tevkif et - tabii hallerine devam edeceklerinden gövdenin toprak yüzündeki bir kısım |miştir. Ali, yeni cürmü meşhud kânu- dalları aşılı, alttan gelen diğer bir kısım nuna göre Ağırceza mahkemesine ve- dalları da yabani olacaktır. Bu yabaniler |rilecektir. White'in vasiyetnamesi geçen hafta açıl mıştır, 58 yaşında iken vefat eden Pearl Whi- te'in bıraktığı servet: 18,000,000 franktır. San'atkâr bu muazzam pârâayı «ons paya ayırmıştır. Bir kısmını fakirlere, babası. | öldürüldükleri zan: Eski zabıta âmirlerinden Bay H. Ta- ru — Size, Zonguldak ile Melen arasın- da yapılan ve seri halinde cinayetler- le dolu olan müdhiş bir vak'ayı arilata- yım, dedi, Caniler dört kişi idiler: Tahir, Necib, Raşid ve şimdi ismini hatırlıyamadı- ğım diğer biri, Umumi harb senelerin- de, güliba 1333 de, muharebenin en şiddetli zamanlarında idi. Hepsi de as- İker kaçağı olan bu dört kafadar, Top- hanedeki kahvelerden birinde buluşu- yorlar, Verdikleri karar şu: Elde edecekleri bir kayık ile Boğaz- dan dışarı çıkmak, korsanlık yapmak! Karadenize açılacakları vasıtayı te- dar'k ediyorlar. Bir yölunu bulup, ge- ce karanlığında Boğazı geçiyorlar, sa- hil boyunu takibe başlıyorlar. Bu su- relle Zonguldak açıklarını gözden geçi- tiyorlar. Fakat işlerine yarıyacak bir av bulamadıkları için; yollarma devam etmek kararını veriyorlar. Melene yak- laşıkları vakit, tesadüf, karşılarına bir taka çıkarıyor: Bu, Avranyalı Mustafa reisin gemisidir. İçinde, mal sahibi ile küçtik' oğlu, mezunen memleketine gi- den bir malül gazi, üç tayfa ve tıklım tıklım fındık ile yumurta vardır. Korsanlar, Mustafa reisin takasına yanaşıyorlar. Fakat bu işde hileye mü- racaat edip, yolda yiyeceksiz kaldıkla- rını söylüyorlar. Zavallı Mustafa reis de, gehe kendisi gibi namuslu gemici- ler sândığı haydudlara yardım etmek istivor, Karşısındaki zavallıları böyle- ce gafil avlıyan haydudlar, birdenbire tabanca ve bıçağa sarılıyorlar. Mustafa reis neye uğradığını şâşırıyor. Fakat tayfalardan Hüseyin, güçlü, kuvvetli bir adam olduğu için. bu dört canive kuvvetle mükabele etmek istiyor! Za- ten, kan dökmek içini bahane arıyan hayduâlar Hüseyinin üstüne * çullanı- yorlar. Tahir, biçareyi; kama ile öldü- rüyor! Sonra, diğer kurbanlarını yok etmek isteyen câniler, hepsinin elleri- ni kollarını bağlıyorlar ve zavallıları diri diri denize atıyorlâr... Yalnız Mus- tafa reisin küçük oğlu hayatta kalıyor. Az evvel öldürdüğü Hüseyinle, kan dökmek ihtiyacını tatmin eden Tahir, çocuğa güya acıyor: — Şu yumurcağı öldürmiyelim, di- yor! Fakat, Necib, Tahirin bu düşün- cesini muvafık bulmuyor. Arkadaşma: — Sonra karışmam “bak, merhamet- ten maraz çıkar. Gün olur, senin çocuk gördüğün başımıza belâ kesilir, ceva- bın: veriyor. 'Hunharlikta Necibden aşağı kalmı- van diğer iki katil de, onun söyledik - lerine iştirak ediyorlar. Bunun üzerine, çocuğu kaptıkları gibi, denize firlatı- Mustafa # ! vorldri na, yeğenlerine tahsis eylemiştir. 1,800,000 frangını (Actors Fund) namındaki san'at-! kârlara yardım cemiyetine bırakmıştır, Erkek kardeşi: White'e ve kız kardeşi Loy Williams'a yalnız birer frank birak- mıştır, * “ Good - Bye Mir. Chips, filmi Meşhur İngiliz muharrirlerinden Ja- mes Hiltonun (Good Bye Mr. Chips) a- dındaki meşhur romanının filme çekil. mesi kararlaştırılmıştır. Bu roman İngiliz mekteb talebelerinin hayatını tasvir eylemektedir. Bundan dolayı film Repton kollejinde çevrilecek- tir. Şimdiden işe başlanmıştır. Bu kollejin 300 talebesi filmde rol Başrolü san'atkâr Robert Donat yapa - caktır. n Ri yapacaklardır. | Burdur meb'usu ve Komutay bildee encümeni ; veifi Musta'a Şeref Eski Türk detektifleri “Son Posta il maceralarını anlatıyorlar : ? Şeref Özkanın cenaze töreni Mr kl Karadenizde korsanlık yapan asker kaçakları Evet, bir takaile altı kişi ortadan kaybolmuşlardı, nolunuyordu, fakat, | bu kadarcık malümat ile caniler yakalanabilir mi idi? Fakat, ne de olsa çocuk toy: Aklı si tâ, canını kurtardığına memnun, yakâ$ sını da haydudlardan kurtarmak fikri# le hemen yüzmeğe başlıyor. İşte, onul bu hareketi, katillerin aklının başım getiriyor. Aral konuşuyorlar: — Balık gibi or yumurcak! BE gidişle sahile çıka maya ihbar edecek. — O halde ne yapalım? — Onun da canını cehenneme yolli$ yalım! k, bizi de jandari Bu karar üzerine küre; i niler, kendilerinden henüz beş, on ku laç açılan çocuğu yeniden yakalıyorlar Ayaklarını, kollarını zincirle bağlıyon lar, tekrar denize atıyorlar, Bu suretlö on beş, yirmi dakika içinde Mustaf& reisin takasında bulunan imsanlardaf eser bile kalmıyor! Böylece altı cana kıyan câniler, kent di kayıklarını batırıyorlar ve Mus © tafa reisin takasında düme * ni, Alaplı yahud Melene doğru kırı * yorlar, Yolda fırtınaya tutuluyorlar. Batmak tehlikesini bertaraf etmek içi gasbettikleri fındıklar ile yumurtaları bir kısmını denize atıyorlar. Nihayet sahile geliyorlar. Ellerindö kalan malları satmak istiyorlar. Fakat fındıklar, fırtınadan ıslanmış, Bir ten” te bezi buluyorlar. Fındıkları, sergi ağ” mış. gibi, onun üstünde kurutuyor” lar, Bu sırada Sürmeneli Emrullah& rstgeliyorlar. Bütün mallarını üç aş& gı, beş yukarı pazarlığa girişip 12 1i# raya satıyorlar. Kendilerine, dört insan de, ellerine topu fopu üçer yüz kuruş geçi yor! Buradan tekrar yola çıkan şakiler, * Boğazın Anadolu yakasında . buluna $ (Kabakoz) a geliyorlar. Evvelce, kendi kayıklarını batırdıkları gibi, burada dâ ne düşen 300 kuruş ve sırtlarında da dürlükleri zavallıların çamaşırları, es“ vabları olduğu halde Beykoz yolunu tur” tuyorlar. Beykozdan da bir vapura at” layıp İstanbula çıkıyorlar. Çeşmemey”* danında Zühdünün kahvesine. kadar beraberce gidiyorlar. Orada, seferde dönen gemiciler gibi, birer yorgunluk kahvesi içip dağılıyorlar! Raşid, sevkiyata asker yazılıyor. De niz işlerinden anladığı için, câniyi, bey” lik mavnalara tayfa yapıyorlar. Bu fr“ satı ganimet bilen haydud, yanındaki kamayı, çalıştığı mavnanın tâ baş a tıma fırlatıp saklıyor! Tahir ile Necib ötede beride ayle gezmekle vakit geçiriyorlar. Dördüncü arkadaşları da, o zaman, Mecar soks” (Devamı 10 neu savfada) bii Eğ Özkame ölümünü teessürle bildirmiştik, Resimlerimiz evvelki gün Ankarada yapılı” | | kanıma mal olan bu soygun neticesin” Mustafa reisten aldıkları takayı batırı* ” yorlar. Ceblerinde her birinin hissesi”

Bu sayıdan diğer sayfalar: