22 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

22 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meşhur güreş şampiyonu Fakat benim fikrimi işgal eden Sankt Paulinin neşatlı eğlence ve zevk salon- ları değildi. Beni Hamburğa çeken, beni oraya götüren başka sebeb vardı. Brauerknechtergrabendeki —eski eve gitmiştim, eskilikten gıcırdayan merdi - wenleri çıkıyordum. Peter Breumer yazısı hâlâ odanın kapısında idi. Kapıyı vuru - şuma ihtiyar, fakirane kılıklı bir kadın kapıyı açmakla ve beni içeri almakla ce- Vab vermişti. 'Tavanda hâlâ kırlangıç balığı sallanı - yör, duvarda Peterin yaptığı gemi resmi duruyor, papağan hâlâ sümsük sümsük kafesinde bulunuyordu. Yaşlı kadın: — Peter mi? diyordu, o, öldü.. burada şimdi ben oturuyorum., onun hemşiresi. — Peter öldü mü? — Evet, üç yıl evvel!.. Onun denize çıkmasına yardım ettiği genç siz misiniz? Onun oğlu?.. Ah.. o ne kadar çok sizden bahsederdi. «Acaba çocuk şimdi nereler- dedir?» diye sorardı! Evet Peter öldü! Peterin ölüm haberini aldıktan sonra gittim, büyük bir gemi demirini aldım we üzerine (Seni unutmam - oğlun) cüm- lesi yazılı bir tunç levha tesbit ettirerek Ohlsdorfdaki kabrini ziyarete köştum, ve bu, bir gemiciye en uygun bir mönüment olabileceği kanaatinde bulunduğum bu çapayı kemali itina ile kabrin Üüstüne yerleştirdim. Seeadlerin —akınlarından beri ihtiyar gemici Peterin kabri — -bilhassa Alman çocukları için - ziyaretgâh halini almış- tır. Hamburgda, Hamburg Dom denilen festivallerin başladığı birincikânun ayı Kdl. Mahud Sankt Pauli'de bir çok, yeni yeni, eğlence yerleri ve meşherler açıl - an birinde de meşhur peh- n güreş için angaje edi! - kadaşlar beni, onunla güreşe teşvik ve| ve tahrik ediyorlar ve herhalde herifi salla- Bizt edip yere vuracağımı söylüyorlardı. orlardı, haydi tereddüd etme!, Çık!.. Muhakkak onu devirirsin! — Hayır, diyordum, ben iştihar etmek arzusunda de, Pehlivan bu konuşmaları işitmiş ve ar- kadaşlarımın beni tahrik ettiklerini gör- Mmüş olmalıdır ki platformda, mağrurane bir eda ile, Derleyerek bana: — Oğlum, di u, buraya gelirken bır guval getir de eve dönerken kırılmış ke- miklerini içine koyarsın! Herifin sözleri bana dehşetli bir tahkir gibi gelmişti, derhal yerimden kalkarak güreş mahalline tırmanmıştım. Müesse- iyordu: yedi,, bayanlar, baylar! Giriniz! Kemikleri kırılacak bir tüfeyli bulun - Mmuştur.. buyurun efendim buyurun!, miş bir öküz gibi yürüyordu. Para çan - tamı çıkarıp tutmak üzere bizim yelken- iştim. Müessesenin adamları k bir çadıra götürerek bana kırmızı-beyaz bir gömlek ve kısa bir gü- Teş pantalonu giydirmişlerdi. belime de bir kemer takılmıştı. Bu kıyafette tekrar platforma döndüğüm zaman Lipstulian nazarlarını şöyle bir vücudümde dolaştı- rarak çıplak kollartm üzerinde bir müd - detçik tesbit etmiş ve bir an dalar gibi olmuştu. Bu hakiki ve teknik bir güreş değildi, gadece işlenmiş bir kuvyvetin denenmesi kakilinden bir elleşme idi, Lipstulian beni kendisine doğru şöyle bir silkmek teşebbüsünde bulundu, işaret verilme - den evvel devirmek istedi. Onun bu ha. reketi beni kızdırmıştı. Anf bir atılışla Oonu yakaladım, fakat ne dersiniz, yerden kaldırama: Bütün orada mevcud ge- Miciler bana cesaret vermek için bağıtı- gıyorlardı. Gemi — arkadaşlarımdan biri eğer hasmımı alt edersem ilâve olarak bana elli mark vereceğini ilân edıyordu. Üçüncü teşebbüsümde muvaffak ol - muştum: Herifi kaldırdım, o, ayakların- dan birini çadır direğine dayayarak kuv- | «Son Postas nn denliz romanıt Ayağını kaydırdım ve onu kündeden aşağı atmağa muvaffak oldum. vet almağa çalışıyordu. Fakat ayağını kaydırdım ve onu kündeden aşağı atma- ğa muvaffak oldum. Müessesenin çığırtkanı, şampıyonun sırtını yere getirmediğimi -havlar gibhi - bağırarak söylüyordu. Fakat onun bu iti- razı seyircilerden pek azının tarafdarlı- Şile karşılanmıştı. Ortalıkta dehşetli bir gürültü ve şamata vardı. Gemiciler ber türlü patırdı çıkarmağa hazır bulunuyor- lardı. Müessese müdürü elime bir takım gü - müş sikkeler sıkıştırıyordu. Bu mev'ud elli yerine yirmi marktı. İtiraz etmemiş- tim, Hasmımı yendikten sonra tab'atim- de bir değişiklik hasıl olmuştu, tatlılaş « mıştım. Gemi arkadaşlarım beni omuz - ları Üzerinde yükseltmişlerdi. Böylece beni en yakın bir salona geçirmişlerdi. Burada - galih safiyetle - halkı tekrar tekrar selâmlamıştım. Ondan sonra arkâdaşlar beni bir fo - tografcıya isal ederek güreş elbisr altında (Sankt Paulinin güreş g yonu) cümlesi yazılı muhtelif poz resim- ler çıkartmışlardı. Fakat bilir misiniz? Bu dükçe ne kadar gururlanırdı İşte bu, benim, artık «Adam» oldu- ğumun bir vesikası gibi bir şeydi. Ayni gece bu fotografa bakıyor, o - nu ebeveynime göndermeği düşünü yordum. Muhakkak ki onlar beni ar - tık ölmüş biliyorlardı. Haydi, adam değilken kendimden onlara haber ulaş- tırmağa ulanıyordum. Fakat ya şim - di?,. Resme tekrar tekrar baktım ve bu Sankt Pauli güreş şampiyonunun mü - hib tekaddümesinin arkasına şu satır- ları yazdım: «Aziz bir hatıra olmak üzere muh- terem pederime» Sadık oğlun Felix tarafından 1902 Bu ibareyi fotografın arkasma yaz - dıktan sonra zarfladım ve zarfın üze « rine de babamın adresin! R Fakat... Birdenbire cesaretim beni terketmişti. Bu fotografla memleketi - mizdeki hayatımız arasındaki farkı gö- önüne getirmiştim: «Sankt Pa- «fehamet- ner'i mu - zümün ulinin güreş şampiyonu> İi Jü Kont Heinrich Von Luc kayese etmiştim, bu mukayeseden son- ra kalbimde acılar duyarak birdenbire zarftan resmi çıkararak sandığıma koy muştum. Babam, benim imparatorluk ordu - sunda bir zabit olmamı nasıl umuyor idiyse benim de imparatorluk donan - masında bir deniz zabiti olmadıkça aile ocağıma dönmiyeceğime dâlr olan ye - min hatırıma gelmişti. Bundan dolayı kendi kendime: — Varsın beni ölmüş bilsinler.. Tüâ imparatorluğun bahriye üniformasını Jâbis olarak kendilerine dönünciye ka- dar... Diyordum. Ve hakikaten bir deniz zabiti olarak evime avdet edince, lâtife — olarak bu fotografı «Sarık Paulinin güreş şam- piyonu » diye babama göstermiştim de, SON POSTA 15 Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dümen aziz babacığım onu elimden kapmış ve Benelerce cüzdanında iftiharla ve gu - rurla taşımıştı. ci Üai Cuesara gemisinin acıklı seferi Şimdi size oldukça dramatik bir de- niz macerası anlatmak isterim. Bir da-| kika müsaade buyurun, pipomu yaka - yım.. ve Caesara gemisinin deniz sefe- rini anlatayım. Bu benim hizmet ettiğim ilk Alman gemisi idi. Melbournee götürülmek ü - zere aldığımız hamule ile Hamburgdan hareket etmiştik. Nauke de bu gemide idi. Binaena - leyh tekrar iyi bir arkadaşa kavuşmuş bulfunuyordum. Kaptanımız akıllı bir adamdı. Yalnız çingene tabiatli sis bir ihtiyardı. | Alman gemilerinde Smutje tesmiye | edilen aşcı çok iyi bir adam, ir | arkadaştı. Amma hasi: nın. gönlünü de ho: bilen bir kurnazdı!, İkisi başt gıdamızdan kesmek için şayanı şeyler yaparlardı. vererek bizim hayret (Arkası var) Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten Devlet kapısında elli İkinciteşrin ZZ Bi yıl memuüriyet hayatı: 137 Yazan: Eski Dahiliye Nazırı veeski meb'us Ebubekir Hâzım Musuldan İstanbula döndükten sonra Fransa hükür tinin ansızın bir zırhlı göndererek Midilli adasına çıkardığı ve hükümet dairelerini işgal ettiği Babıâli ve mezahib nezareti de ev - velce verilen kararda sebat edemedi - ler. Bu intihabı yapan mıtranlar, ba - dema vukubulacak — intihablara papa vekilinin iştirak etmiyeceğini tahriren taahhüd ederlerse, müstesna bir mu - amele olmak üzere, vaki intihabın tas- dik kılımacağını bildirdiler. Bu emirler, mıtranlara tebliğ olun - du. Verdikleri müşterek cevabda, papa vekilinin, badema bulundurulmıyaca - Bını sarahaten yazmağa cür'et edeme - dikleri veya onun muvafakatini alama- dıkları tçin; hakikaten mugayir ola: çıkarak intihabdan sonra mahza dua için heyete iştirak ettiğini, yani inti - habata karışmadığını bildirmişlerdi. Bu cevab, evvelki taamül iddiasını zımnen çürütmekle beraber, Kasıdın dua vesilesile intihab meclisinde bulun- masına açık bir kapı bırakıyordu. Ben, bu cevabın emirlere uygun bir taahhüd olmadığını söylediğim gibi, mezahib nezareti de kabule şayan bulmadı. Me- se'e halile kaldı. İcab ettikce Emanoel efendi (patrik) imzasile tezkere yazı - yor, biz de (Mıtran Emanoel efendi) diye cevab veriyorduk. Bayram veya velâdet ve culüs gün - erinde saraya ve sadarete patrik im - ile çektiği telgarfnamelere imzaya #öre cevab geldiği için telgraf müvez- zilerine bol bol bahşiş veriyor, fakat mezahib nazırı ya hiç aldırmıyor veya mıtran Emanoel efendi diye yazarak onun keyfini kaçırıyordu. Hükümsüz kalan bu intihabdan son- ra, papa vekili monsenyör Hanri Mu - su!'da hastalanarak Bağdadda öldü.. Bu ölümün, papa tarafından duçar uğu pek şiddetli tekdirlerden, tah - kirlerden ileri geldi lümatına müstenid sövlemişti. Mitran Yusuf Zeyyat efendi de, ma- " İnalı bir tebessümle, onu tasdik etmiş- ti Bunlardan ve diğer bazı vaziyete va- rından tereşşüh eden rivayetlere göre, azım Üzerine intihabın ne suretle ne- ticesiz kaldığına dair kasidin gönderdi- ği mektubu, Papa, bizzat okurken © - turduğu koltuktan bir kaç defa hiddet- te fırlayıp kalkmış, yazdığı — cevabda, ç bir Türk oldı anlaşılan Musul lsini istenilen yolda hareket ettir - mağe, hiç olmazsa susturmağa bir çare bulamıyarak asırlardanberi devam e - den bir taamüllü bozdurması mukaddes derin pek ziyade teessiifünü mucib ğunu» bildirmiştir. Musuldan İstanbula döndükten bir müddet sonra, Fransa hükümetinin, ansızın bir zırhlı göndererek Midilli ndasmna asker çıkardığı, hükümet dal - relerini isgal ettiği işitildi. Bu hareke - tin, yirmi sene evvel, hazinenin, Fran- 1 — Merhabalaşma. 2 — İsimler - Başkan. 3 — Fakat - Yeni vapurlarımızdan biri. 4 — İmal edeni - Bonunda bir «N» ol - saydı cild. $ — Ufacık. 6 — Vilâyet - İstifham nidam, emrihamr. 8 — Fenalık - İnsanca, — Vade - Bir meyva. sız tebaasından Topini ve Lorando ad - seksen bin Osmanlı lirasının ödenme - |sindeki pek ziyade teahhürden ileri İgeldiği anlaşıldı. (!) Eşhasa aid bir alacağın istifası için, makul ve mülâyim yollar daima mev - 1 Tezayüd eden - Ermek masdarmdan | Cüd iken, o zamanki Fransa hükümeti-İlin jurnallerini aramak için nin şımarık bir çocuk gibi pek şiddetle hareket etmesi, yalnız bizi değil, bü - tün dünya efkârı umumiyesini ve Fransa meb'usan meclisini de hayrete düşürmüştü. (1 O zamanki rivayete göre, bu para, Murad V nin eülüsu esmasında lstikras olu- narak sültu merasimine sarf veya kendisine takdim edilmiştir. Murad ve halefi olan Ab- dülhamid II inin ramanında «Mürad» ismi bile söyinemez olduğu, bu isimle müsemma »x çok maruf kimaeler bile adlarını değiştir- dikleri için yirmi senedenberi mâliye numr- ları bunun verümesine değti, hazinenin böyle |bir borcu bulunduğunu söylemeğe bile cesa- ret edememişlerdir. Bu #üküt yüzünden dev- let hazinesi asıl borcun dört mislinden ziya- de tutan, faizle beraber üç yüz seksan bin lira vermeğe mecbur olmuştur. kıf kimseler ile petrikhane mensubla-| çi itild Vâki olan istizah üzerine, hüküP tin verdiği izahatta, bu muame' yani Midilli işgalinin yalnız şahff |matlübun alınması maksadile DW' ğinı göstermek için, eski tabiri eslimmeltedarik» icad edilen bahsft e keti mi; bulunmuştu. : Meselâ memle! Fransız mekteblerinin #7 ülâtla müsaade ediyorm!') Diğer beş altı madde içinde de tf kadimi vechile intihab olunan *" Bağdad Gildanf patriği intiha” tasdik olunmaması da vardı. Fransa cümhuriyeti ne kadaf * |ol İsun, indelhace vaktile bi? intihab esnasında ictima edilen odadan | FN aS e A tarafından verilen «La fille a VEglise» « Kilisenin büyük kızı» nma muvafık bir hareketle, memleketlerinden kovdukları, papasları ile şerktaki Katolikleri mayenin bir şeref lâzimesi ol! beyan ile Fransız meb'usan me€t hayret ve heyecanını izale etmişti Lorando ve Topini'nin ılıı:ı diye olunmakla beraber, patrik noel efendinin intihabının da tasdi dileceği maalesef anlaşılıyordu. Bu meselenin haricf şeklini matbuatında görmekte bul gibi Babıâli ve sarayca cereyâf £ ahval ve mahsüs temayülâtı da *j hib nazırı Abdurrahman Paşadâf rendiğim için müşarünileyhin (€ sibile ve Darüssade ağası Abâü'f'& #a vasıtasile padişaha şu arizeyi dim etmiştim: «İki şahsın alacağını tediye için, Fransa hükümetinin bir göndererek Milliyi işgal e!mf!"'e'dl sız meclisi mebusanı da tasvib rek istizaha kalkısması üzerine mettedarik bulduğu birkaç &” yetsiz madde arasına Musul ğinin intihabı tasdik olum in de kafıştırıldığını B gördüm. 'apa vekilinin huzur ve müdl sile fera edilen bu yolsuz intihab 'i rüre tasdik olunacak ise, hiç OT Vatiyi temin için Mezahib netf mesi Herde | |mevcud evrak dosyasında mah' bu intihabı icra eden rilesayi niye tarafından verilen beyanfi', sarahaten mezkür olduğu üzert gf vekilinin intihaba müdahale ©7 intihab icra edildikten sonrâ " gi | meclisine mahza dua etmek İ! ği anlaşılmasına binaen tasdik “ tir> yolunda bir kayıd ilâvesi © olacağı acizane bir mülâhazâ arzederim.» Fransa hükümetinin bütün Ü tamamile kabul edildiği için, nin Abdülhamid II tarafından € #unda değil, zarfının açılmış * da bile şübheli idim. g Yedi sene kadar sonra, Abdü 4 Iİ nin hal'ini müteakib nukud | £ F cevherlerine hükümetçe vazıY teşkil olunan ve mebusan met SOLDAN SAĞA ve YUKARDAN AŞAĞI: İlarındaki Iki bankerden istikraz ettiği|mıma da üç mebus bulundur!” pf misyona, o zaman şehremini ö bul valisi olmak münasebetilt ' beni de reis tayin etmişti. Bu komisyon Yıldızda WW manı Enver ve hatırımda kw jurnal vesatr evrakı, bulundu ”? Bizim arkadaşlar, .r“ı”u' l de Trabzon mebusu İzzet b hum: — Bakın, sizin de jurnalın ettiği eenada Murad Bey ve ren gelen © zamanki hnrrlY;:p,J( re Menteşe mebusu Halil ğunun zarfları bile ıçıı.mam"!’ıl ve salonların ortalarına yti i kıp gitmişlerdi. pi ( |harmanlarının kıyılarına y |denleri okudukları için w line, açık olarak geçmiş. Hale g) (eski Ticaret Vekili) AH diye lâtife etmişti. (4 aeft

Bu sayıdan diğer sayfalar: