26 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

26 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KM a b S00 I. A AA AAA A AAA a .-. G4 KKY G ** A * AAA XU 26 Tkinciteşrin SON POSTA “ÖO,, na aid hatıralar Kara seyahatlerinde trenini, deniz ıımh.!.eyiz_ Harb gemilerinin sanki (Aralı kalbini görmek için bir Rönt - 1 işığı gibi projektörlerini kendisine irdikleri İzmitin, bu bağrına son Oela bastığı et büyük vatandaş kadar Barişin işık altında dar cadı is - Yona doğru ilerlerken, iki ses duyu- lüm, Bunlardan biri, şehrin, gövdesine es.. diğeri, jstasyonun ray un kapanmış — hıçkıran ifin iç çekişi... Veden bilmiyorum? Denizin dalga - Ada bir hıçkırık; rüzgârın denizi ya - drak getirdiği rüzgârdaki ıslaklıkta B V!â'îlyışı, wapurların uskurunun dö- bi inde bir kıvranma, düdük sesinde er feryad buluyor, cansız olan her şe Canlı olan her şey gibi bu acıyı sez- Biş, bizimle beraber ağlıyar, sanıyo - u, Ve., zanrediyoruz ki, onun dirisi r*ı bir (hasta adamı) canlandırmış, Mtiyar, nüzüllü bir yarı ölüyü ölüm Ücilinden kurtararak — beynelmilel bir. Üs kütüğüne yeni doğmuş bir nev- Olarak kaydettirmişse, — ölüsü de, deye bile şuur vermiştir. Ğ Slasyona girer girmez bana hayret» —'_hkın tren memurlarının, — âni bir “:dlhıleıiııe bile meydan vermiyecek b Süratle, birbirinin arkasıma kolla -| dayamış, ağlayan siyah elbiseli iki lâ benziyen lokamotiflerden biri » î" Merdivenlerini tırmanıyorum. Bi - Yorum ki, bu makinede devlet demir- lL"nnm €en usta, en değerli —maki - ,.n'f'l'î var; gene biliyorum ki, bu va- daşlar her seyahatinde, — son defa hlî'"'cek'.erl Büyük İnsani hâmil olan n kullanmışlardır. ,':Pwğ'ımiz kadar kıpkızıl ocak, ma- h,:::z kadar simsiyah kömür yığını -., inda; mukaddes ölüyü ebe- u &t yolunun başına götürecekle- '..d-'lkikı_vı bekliyen dört maki - * birdenbire makineye Urmanan bu .m"e&dı insanı hiç de yadırgıyr” * Rür t Bay Omer Balamir Mlamadılar. Çünkü tahmin etme - e$ değildi ki, karşı karşıya ge - ki İnsan, yabancı da olsalar On - b“hledemktu. Derdleşme vesilesi ar, Gazeteei olduğumu söyledim; beni âteşinden biraz daha masun bir dılar. Gazeteci, bu ölüm hâdise- Üverrih olmuştu. Bir tarih tesbit . Bu tarihi hâdisede rol almış Vatandaş sıfatile onlar konuşma- dar arzuladılarsa, — bu tarihe alemile bir kelime olsun taşı - İkışmış bir insanın vazifesini EESGAFÇ İf & Mi d fT Er :'.'!ı“'"lıla'ırr:ş yaralı bir mahlük ıztıra-| a 5 Ebedi Şef 11 sene evvel Istanbula ülk geldiği gün Ertuğrul ile Boğaziçinden geçerken kolaylaştırmağı o derecede vazile say- Tanıştık: Makinist Ömer Balamir, — makinist Hüseyin Lütfi Erenus, makinist Şevki Erarda, makinist Davud.. Ömer Balamir mendilile gözlerin! silerken şöyle diyordu: | — Bamna Atatürk'ün bütün seyahat -| Jerine iştirak etmiş bir makinist sifa -| tile neler duyduğumu — soruyorsunuz. Duyduklarımı anlatmak pek uzun sü - Ter. Ankaraya kadar makinemizde se - yahat yanmak fedakârlığını göze alsa- nız bile, anlatacaklarım bitmez. O da anlatmağa muktedir olabilirsem.. Ömer Balamir, önündeki demir â - letlerden birini çekip istim tutan ma - kineyi kendi içi gibi boşalttıktan son - rTa devam etti: — Onn sağlığında hep biz En zevkli makine kullandı? lar onun trenini sevketti; dir. Kendi kendime: — Ömer, derdim.. ne bahtiyar in - sansın!. Dokuz vagonluk — bir katarla en sekiz milyonu taşıyorsun.. Bir gün işinden uzaklasıp köşe minderinde o - turduğun zaman hatırlayacağın, hatır- Tadığın zaman da övüneceğin — yegüne canlı hatıra bu olacaktır. Torunlarına onu nasıl taşıdığını, nasıl gördüğünü, nasıl karşılandığını, onu içleri titriye - rek bekleyenlere biran evvel kavuştur- mak için makineyi şahlanmış — bir at gibi nasıl dörtnala koşturduğunu an - Tatacaksın!.. Fakat, bir gün aklıma ölüsünü taşı - yacağımı getirmezdim. Şimdi, ne bedbaht insanım ki, onun ölüsünü götürüyorum. En zevkli ma - kine kullandığım zaman onun trenini sevkettiğim zamanlardır, demiştim. Şimdi yazınız, en acılı, en mükedder ve bana müdhiş bir azab vererek ma - kine kullandığım ilk gün de onun mu - Aazzez nâşını ebediyete götürdüğümüz bu gecedir. Makinist Şevki; uzaktan bandonun akseden matem havasına — kulaklarını vermişti. İçini çekti: — Onu İstanbula trenle ilk defa ben getirmiştim. Son defa da ben götürü - yorum. En büyük saadetle en büyük felâketin yanyana gelişi hiç bir yerde görülmemiştir. Ne söyliyeyim size.. O lâalettayin bir yolcu gibiydi. Kat'iyen bize ald olan şeylere karışmazdı. Bir kere olsun sürate veya makineye aid bir şey için emir verdiğini hatırlamı - yorum, Şu dakikada düşündüğüm; lo - komotifin nasıl onun ölüsünü çekmek kudretini göstereceğidir. Makinist Hüseyin Lütfi Erenus: — Ben de, dedi.. Onu on sene taşı - dım, Onunla ayni trende — bulunmak, Onun içinde bulunduğu bir katarı ida- re etmek az mes'udiyet midir?.. İstas- yonlara girerken Onun için çırpınan - ları ilk defa biz görürdük. İçimizde bir gurur duyar, Onu size biz getirdik der gibi kollarımız kabarırdı. Öldüğüne bir türlü inanamıyorum. taşıdık. seyahatlerinde yatını kullananlar neler anlatıyorlar ? Sayfa 7 (Casıs Lavrens bir Türk kumandanına 2.000.000 İngiliz lirası rüşvet teklif eimiş ve red cavabı almış! Meşhur İngiliz casusunun ; --i neşrolunan hatıralarından şayanı dikrat bir sayfa (Baş tarafı 1 inci sayfada) Lavrens, Türkler aleyhindeki Arab kıyamını tahrik etmek, körüklemek ile| şöbret bulmuştu. Maamafih bu fikir şark meselelerinde sahibi salâhiyet olanlarca şayanı kabul görülmemekte idi. bir netice çıkacağını ummuyorlardı. Bazı makamlarca, Arablar köl tere imparatorlüğünün, geniş yayılma etini canlandıracaktı. Bu mekamla- rın hülyası, Türk arazisini almaktı. Yeni yerli bir hükümet kurmak akıllarından geçmiyordu. Hindistanda, muvaffakiyet- le neticelenmiş bir Arab kıyamının akis- lerinden “orkuluyor, böyle bir hareketin bastırılması isteniyordu. Gösterişe, kabi- liyetsizliğe harb açan Lavrens'e, cakacı diyenler çok olmakla beraber, asrın bu yaman casusu her çalıştığı sahada müd- hiş başarılar elde ediyordu. O zamanlar Kahire, Lavrens için ordu. , »— ;lIşŞma mekanizmasını yakından ve yyet değildi. Kahirede Britanya hüküme- tinin üç ayrı erkânıharbiyesi çalışıyordu. Amma, cisusun nazarında bu erkânıhar- biyelerin hiç birinin kıymeti yoktu. | © generalleri, albayları ne kadar sev- mezse, onlar da, ondan zerrece hoşlan- mazlardı. Bunun böyle olmasında, mevcud bulu- jnön sayısız sebebler yetişmiyormuş gibi, kendi kabahati olmıyan bir hâdisede rol yüldı. | Rusların Erzurumu 'Nürklerden zaptet- me hâdises'nde Kahirede bulunan Lav- rensin, pek cüz'? bir rolü olmuştu. Müda- İfaa pek zayıftı. Etrafta dönen rivayetle. re bakılacak olursa, itilâf devletlerinin faltınları neticeyi temin etmekte epeyce müessir olmuştu. Londrada yeni bir karar alınmıştı. Gâyet ezici Türk kuvvetleri tarafından muhasara altında bulunan İngilizlerin bulunduğu Kütülammarede bakalım al- tın neler yapabilecekti? * Bu işi başarmaya yüzbaşı Aubrey ile Lavrens seçildiler. Lavrens, rüşvetin fay- dasız olacağını, söyledi. Fakst Lavrensi dinlemediler. Üstelik, bu fikri ortaya sürdü diye, Me- zopotamyada bulunan birçok generalle- Bay Ali Rıza Bü arada da İzmitin talihine şaşmak - tan kendimi alamıyorum. Onu ilk ge - tirdiğimiz gün, bugün — gibi aklımda.. İzmit nasıl yerinden oynamıştı! Yaşa, varol, sesleri gökyüzüne çıkıyor, ma - kinenin gürültüsünü — bile örtüyordu. Halbuki şimdi.. İzmit her İstanbula ge- Hşlorinde Atatürkü bir kere kucakla -|rin itabına maruz kaldı. mak sâaadetine ererdi. Bugün de sü | Tovswna, vüzbaşı Awbrey ile birlikte önünde sgon defa diz çöküyar, Artık her Mezopotamyaya vardıkları zaman, Kü- İzmitten geçişde göz yaşlarımı tuta -| tülammare müdafileri, yani İngilizler, mıyacağım, günde yüz grama varmıyan siyah ekmek Geliyor, göreceğiz.. diye içini çek-| ve kestikleri bir at veya katırla kıtıkıtına ti Her zaman gelir ve götürürdük. | yaşıvorlar, siperlerde askerler gıdasızlık- Fakat şimdi aradaki farka bakın!.. Ben 'tan düşüp, düşüp bayılıyorlardı. bu farka inanmıyorum hâlâ.. Belki de| tng'liz heyeti, beyaz bir bayrağın hi- tabutu görünciye kadar da inanmıya - mayosinde, bu araziyi geçtiler. Türk ge- cağım. Her zaman canlısını taşıdığımız | heralımin huzuruna çıkmadan evvel de Büyük Önderimizin, bugün ölüsünü ta- | gözleri bağlandı. şımak bize çok ağır geliyor. İngilizleri kurtarmak, onlara bir kur- Makinist Davud belki sözlerine da- | , 05 yolu bulmak sartile Türk genera- ha devam edecekti. Fakat Büyük Ölü ,,, bir milyon İngiliz Hirası teklif etti. eller üzerinde İzmit istasyonuna Bir -| .. ve bize kalırsa, askerleri serbest bı- mişti. rakımız, onlar da bir önha harbe Iştirak Makinist Şevki titreyen Besile san | v esler, bunu garanti ediyoruz!.. dedi- sözü söylüyor: ler. Türk kumandanı derin bir istihkarla — On sene evvel gene onu böyle yer | p. teklifi reddetti. Bu sefer de <2 milyon yerinden oynıyarak buraya getirmiştik. |f giliz lirası veririz> dediler. Türk, kılını İstanbula ilk defa — gidiyordu. O gün | pile oynatmadı. benim en mes'ud günümdü. Bugün ise.. | v L LA bin 'Türk esirinin veya Başımı sallıyorum: hasta askerinin mübadele edilmesine ra- — Burada en tatlı hatırayı en acı bir u * : Z zı oldu. Sonra da, neş'eli neş'eli dünyaya, hakikat yere gömdü. Deseniz e.. hepi - ; A Te edemedikleri şe- mizde olduğu gibi.. B . yi nasıl saotm almaya kalkıştıklarını yay Nuzsret Safa Coşkun |. Cirarb sansürü bu haberi İngilizlere vok bildirmedi). Yüzbaşı ile Lavrens Kahire- ye döndüler. Çok geçmeden Kütülammare teslim ol- du. Çöle yayılan bozgun İngiliz askerle- ri, kendi mukadderatlarile uğraşa durur- ken, Mısırda da, Lavrens, eskisinden da- ha kuvvetli bir ihtilâfın başı, kaynağı ol- muştu. Arab kıyamına yardım etmek ar- zusile hariciye nezarelinde tesis edilmiş olan Arab bürasuna geçmek istiyordu. 1919 mayısında İstanbuldan ayrı - lan Yüce Dah', milletinin maküs tali- hini yenerek, kendisine hasret kalan, yıllardır. iştiyak besliyen İstanbula bundan ! sene evvel tekrar ayak bas- mişti. * İşte o tariht günde, Mustafa Kemali İzmitlen alarak Ertuğrul yatfle Dolma- babhçeye getiren, yat süvarisint bulup konuşmak herhalde tyi olacakdı. Bunu düşünerek, Ertuğrul yatının o zamanki £€Devamı l0 ncu sayfada) Bazı generaller, böyle bir kıyamın ya- pılmasını hoş görmüyorlardı. Bazıları da arasında k salacak olan bir istiklâl hareketi, İn- ' glâyikile müşahede edecek münasib bir | lışlarını kasden düzelterek, şark mesele lerindeki hatalarını yüzlerine — vurarak, onları taciz »'" Pu da kâr etmeyince on |günlük bir mezuniyet istedi. Niyeti, ha- riciye nezareti namına Mekke şerifinin Hicaz mıntakasını zıyaret edecek — olan Sir Ronald Storrs ile Kızıldenize git - mekti. Şerif Hüseyin genç Türklerden nefret etmekte, harb nasyonalizminin en hara- retli taraftarlarındandı. — Oğullarından Faysal da, Suriyodek! gizli nasyonalist eemiyetinin reisi idi. Onun için de, itilâf devletleri aleyhine bir cihad ilân etmeyi reddetti ve Türkler Almanlarla biri rek harbederlerken İngilizler aleyhine cihada girişmek abestir, dedi. Türkler fena halde köpürdüler. Harbin ilk günlerinden itibaren Hüse. yin İngilizlerle temasta bulunuyordu. 1916 da da, münasib bir fırsat imkân ve- rir vermez, bir Arab kıyamına başlamayı kabul etti. İngilizler de, mukabilinde Sir Heriry Mc. Mahon vasıtasile, Fransız menfaatlerinin haleldar olamıyacağı nok- taya kadar geniş bir Arab istiklâline yar- dim edeceklerini bildirdiler. Ayni za- manda da, Sir Sykes İngiliz hariciyesi namına hareket derek ve Sir Me. Ma- kon'un malümatı olmaksızın, Fransa ile Suriyede Fransız idaresinin tesisini te- min eden bir muahede imzaladı.» Afişa| talimatnamesi tadil ediliyor Belediye afişaj talimatnamesinin üze. rinde tadilât yapmakta olduğundan tali- matname henüz Şehir Meclisinden geçi - rilmemiştir. Tadilâtı henüz tamamlan - mamış olduğundan taljimatname, Şehir Meclisinin bu seferki toplantısına da ye- tiştirilemiyecektir. Afişaj talihatnamesi hazırlandıktan sonra belediye şehrin bir çok yerlerine ilân kuleieri dikecektir. Bir sumyacı arkadaşını yaraladı Beyazıdda Çadırcılarda Alipaşa ha - nında oturan somyacı Mehmed, ayni han- da oturan somyacı Halil ile birlikte içki içerlerken aralarında çıkan bir münazaa neticesinde Halil Mehmedi bıçakla yara- lamıştır. Suçlu yakalanmış, yarası hafif olan Mehmedin ilk müdavatı yapılmıştır. 4 yaşında bir çacuk düşüb yaraland Şoför Recebin idaresindeki yük kamyo- nu Eminönü civarından geçmekte iken 4 yaşında Salim isminde bir çocuk kam - yandan korkarak kaçmak isterken ayağı taşa takılarak yere düşmüş hafifçe yara- lanmıştır. Hâdise hakkında tahkikata başlanmış ve yaralı çaocuğun müdavatı yapılmıştır, Bir otobüs bir çocuğa çarptı Şoför Serkisin idaresindeki 3822 numa- ralı otobüs Muharrem isminde bir çocuğa çarpmıştır. Yaralı Şişli çocuk hastanesine kaldı - rılmış, suçlu şoför yakalanmıştır. Nara atan iki sarhoş yakalendi Ali ve Mustafa isminde iki kafadar İnfikâkin! istida etti. Reddolundu. Bunun | kendilerini bilmiyecek kadar sarhoş ol - üzerine, aykırı hareketlerile, erkânıhar-| duktan sonra Karaköy caddesinde nârt biyeyi bizar etmeyi kurdu. Rütbeoe ken-|atmıya başlamışlar ve zabıta tarafından disinden büyük sübayların gramer yan-| yakalanmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: