11 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

11 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VTT VYÇ N ŞUKT TT KÇT R T TTTT Sayıı ON POSTA Atatürkün Hatıratı İstanbul hükümeti ile kat'ı alâka —kararına karşı yapılan itirazlar ve Vahdetdinin beyannamesi -U- Bu sebebe binaen, evvelâ mütalea sor - mak üzere ve müted- kiben bazı itirazata bakmaksızın emir tarzında tebliğ etti « ğimiz — mukarreratı © Eylülün 13-14 gecesi (l şu suretle tesbit ve | tesvid etmiştim: «Kongrece — itihanı B tasavvur edilen to « dabiri havi suret ber- veçhiati — maruzdur: Bu babdaki noktal nazar ve mütaleal â- $ Hileri alındıktan son« Ta heyeti umumiyece tezekkür — olunarak mevkij tatbika kona- caktır. 15-9.335 zeva- line kadar iş'arma muntazırız efendim. — Âmali milliyeyi bir sureti halnane « de tevil ve tefsir ile teşebbüsat ve hare « kâtı milliyemizi gayri meşru olmak üze-| danı Cevdet Bey, 14 eylül 336 tarihli uzun re ilân eden ve makamı saltanat ve hi -| şifresinde: «Merkezi hükümetle büsbütün lâfete karşı sadakatı ebediyesini bütün vesaiti meşrua ve kanumiye ile teyide mü- garaat ettiğimiz halde padişah ile millet arasında bir seddi hail teşkil eden ve a - haliyi yekdiğeri aleyhine teslih ve mu - kateleye sevk ve tahrik eyliyen hükü - meti merkeziye ile kat'ı münasebat ıztı- rarında kalan umumi kongre heyeti, berveçhizir. mukarreratı zatı âlilerine tebliği vazife addeyler: 1 — Namı namil hazreti padişahiye ola- rak kavaninı mevzua dairesinde umur ve muamelâtı devlet 1/makân tedvır ve temşiyete devam olunacaktır. Bilâtefrik cins ve mezheb ahalinin can, Mhal ve vezı ve her türlü hukuku tahtı teminde bu - lundurulacaktır. 2 — Memurini hükümetin vazifei mev- dualarını milletin âmali meşruasına tev- fikan icra eylemeleri' tabildir. Maahaza, ifayi vazifeden istinkâf eyliyenlerin ma « zeretleri istifa makamında kabul oluna - ne münasibleri tevkil oluna - 3 — Esnayi vazifede âmal ve cereyanı milli hilâfmda hareketleri tezahür ve ta- | Hakkuk edeceklerin selâmeti din ve mi!. let namyıa bir sureti şedidede tecziyeleri kat'idir. 4 — Memurini müstafaya ve ahaliden her kim olursa olsun mukarreratı milli - yeye muhalif harekât ve telkinatı mefse- detkâranede bulunanlar dahi şediden dü- çar mücazat olacaklardır. $ — Mülk ve milletin selâmet ve saa - deti, adil ve hakkaniyet, dahili memle - kette emnü asayişin teminile kabildir. Büu babda icab eden her türlü tedabirin itdhazı kolordu kumandanlarile, vali ve müstakil mutasarrıflıklardan muntazır - dir. € — Milletin maruzatı zatı şahaneve arz ve iblâğa muvaffak olunup ta emnü itimadı mılliyi haiz bir hükümeti meş - Tuanmm teşekkülüne kadar mercii müha- berat Sivasta umumi kongre heyeti tem- siliyesi olacaktır. 7 — İşbu mukarrerat bilcümle teşkilâtı milliye merakizine tevdi olunacaktır» Bu son arzettiğimiz tebliğatımız üze - rine, kısşmen hafif ve fakat kısmen de ol- dukça şedid itirazlara, mukavemetlere ve hattâ mukabil teşebbüslere ve tehdid. lere maruz kaldık. İtirazat ve tenkidat, | yalnız son tebliğimiz ahkâmıma münhasır kalmadı. roktalara da şümul peyda etti. Erzincan Müdafaai Hukuk cemiyeti he- yeti merkeziyesinin 14 eylül 335 tarıhli telgrafında; «mukarreratın — tatbikinden evvel, hükümeti merkeziyeye kırk sekiz saat mühlet itasının muvafık olacağı u- muknca kâarargir olmuştur» tarzında za- garsız bir mütalea serdolunuyordu. Diyarbakırdan 13 üncü kolordu kuunan- Bu münasebetle daha buşkı| İkat'ı alâka edilerek mercii muhaberat kongre heyeti temsiliyesi olursa, muha - lifler, siyast bir maksad takib edenler bu hareketi hilâfete karşı isyan edilmiş gös- tererek efkârı tağlit edeceklerdir.. «Bu vaziyet devam ederse memur ve askerin maaşatı ve iaşe masarifatı için memba ve tedbir düşünüldü mü?». «Hükümeti mer- keziye İngiliz nüfuzu altındadır. Her tür- lü ısrar ve mesaiye rağmen başka türlü hareket edebilecek bir hükümet teşkili- ne imkân yoktur. İngilizler, hükümetin muvafokatile vâsi mikyasta bir işgel plâ- nt tatbik ederse yeni baştan İngilizlerie muharebeye ginişmeğe taraftar mısınız? Ve girişildiği takdirde muvaffakiyetten ne dereceye kadar eminsiniz? Bu hare - keti musırrane vatanın menafiline muva- fık mıdir?» tarzında bir takım mütaleat ve sualleri ihtiva ediyordu. Erzurum heyeti merkeziyesinin 15 ey- lül 395 tarihli telgrafında; «talimatname- mizin altıncı maddesinin (yani heyeti temsiliyenin merciiyetine aid) nizamna- memizle tevfik edilmek üzere heyeti me?- keziyelerden muvafakat istihsali irab e- der» denilmekte tdi. Malatyada kumandan İlyas Beyin 15 eylül 335 tarihli telgrafında <Elâzığ vilâ- yet! halkının, kongrenin maksad ve eme- hnden haberdar edilerek hiç olmazsa bir derece tenvirlerine değin bu husasun te- hir edilmesi tensib buyurulursa muvafık bulduğumu- arzeylerim» mütaleası der - meyan ediliyordu. İçinde bulunduğumuz Sivasın Müdu - faai Hukuk cemiyeti heyeti merkeziyesi de uzun bir raporunda «tebliğ buyurulan mevaddın heveti mecmuasından memle- kette bir idaref muvakkate ilân edileceği anlaşılmaktadır» maddesile başladıktan soanra ebunun, cemiyet nizammnamesinin maddei mahsusasına ve hiç bir maddes:ne istinad etmek imkânı görülememekte ol- duğu hakkında» nazarı dikkatimiz cel - bediliyor ve ezatı şahaneye iblâğı maru- Ebedt Şef şapka inkılâbında Kastamonuda halka hitab ederken yeti temsiliyemiz meyanına âza intiha « bına salâhiyettar olamıyacaktır.. «Hü - kümeti merkeziye ile kat'ı muhaberat bir emri vaki oldu>.. «Heyeti temsiliyenin mercliyeti meselesi efkârı umumiye na- zarında pek nahoş tesirler yapacaktır. Bu cihetten kat'iyyen sarfı nazar buyurulma- hdır.».. «Sivas kongresi, Erzurum nizam- namesini tadile salâhiyettar değildir. Bu kongre, vilâyatı şarkiye heyeti temsili- yesine tebaiyete mecbur olacaktı. Erzu- rum mukarreratı hakkında, ezhanı u « müumiyenin, bir devrel ihtizaz geçirdiği bugünlerde. anın gayri ahkâma şüpheli nazarlarla bakacağında şüphe buyurma- yınız.s.. «Brzurum kongresi ahkâmı ha - ricinde yapılacak muameleye iştirak e - demiyeceğiz» protestosile hitam buluyor- du. * İstanbul hükümetile kat'ı muhaberat eyleğiğimiz 12 eylül 333 tarihinden sonra Ferid Paşa kabinesinin sukutu tarihine kadar muhtelif tarihlerde tekrar padişa. ha, ecnebi mümessillere, İstanbul Şehre- manetine ve umum mMabusLa —muhtelif muhtıra ve beyannameler yazıldı. 20 eylül 335 tarihli, sadrazam Damad Ferid imzalı bir tebliği umumi ile paci - şahın bir beyannamesinin intişar ettiğini hatırlıyacaksınız. Bu beyannamenin şa « yanı dikkat noktalarını tekrar hatırlat « mak isterim, Bu noktaları sıra ile işaret edeceğim: 1 — Hükümetin takib ettiği siyoset ne- ticesinde İzmir fecayli Avrupa duvel ve Tmileli mütemeddinesinin nazarı dikkat ve müveddetini celbetti, 2 — Bir heyeti mahsusa mahallinde bi- tarafane tahkikata iptidar etti. Hakkırrız enzarı medeniyette tezahür etmektedir. 38 — Vahdeti milliyemizi (hlâl edecek hiç bir karar ve teklif olmadı. 4 — Bazı kimseler tarafından güya a - hali ile hükümet arasında muhalefet ol- duğu ilân ediliyor. 5 — Bu hal, şeraiti kanuniye dairesinde bir an evvel ferasını arzu eylediğimiz in- zat edebilecek vesalili kemali sükün ve|tihabatı da düçarı tehir ediyor ve sul - samimiyetle ve tatlı bir şekilde aramağı» tavsiye ediyordu. hün takarrüb eylemekte bulundağu bir gırada, vücudü lâbüd olan heyeti meb'u- Heveti temsiliye âzamızdan bulunup Sanın içtimamı tavik eyliyecektir, müteaddid davet ve ricalarımıza rajımen bize refakat etmiyen, Sivas köngresinde bulunmâmak için mazeretler içad eden Servet Beyın «<Esselâmüsleyküm» - hi - tab: dindaranesile başlıyan 15 eylül 335 tarihinde Trabzondan keşide ettiği açık tegrafnamesinde; «Sivas kongresi beyan- namesini ve bilâhare tebliğatınızı aldık Cevaben bildirdiğimiz mütaleat, Kâzım Paşa hazretlerince görülmek arzu edil - miş ve görülmüştürs. «Evvelâ Sivas kongresi, umumt kongre şekline girmiş |ve bir heyeti temsiliye vücude getirmiş 6 — Bugün umum efradı milletimden Intizarım evamiri hükümete tamamiı it. tibadır. 7 — Düveli muazzamanın hissiyatı nasa fetkâraneleri, Avrupa ve Amerika ef - ikâri umumiyesinin itidalperverliği mev - ki ve haysiyetimizi temin edecek bir sul- he kariben nailiyet ümidimi tevsik eyle- mektedir. Bu beyannamenin neşir ve tamimi bi. zim, memleketle İstanbul hükümeti ara- sında muhaberat ve münesebatı katetti - ğimiz ve bu noktada ısrar eylemekte bu- olduğu anlaşılıyor, ki bu cihet mükarre -| unduğumuz günlerde vuku buluyor, ratımıza münafidir».. «Sivas kongresi, he- n YArkası var) Â Tarihi tetkikler : Tunusta lâzım olduğunu anladı. On bin kişi Bundan beş altı yıl önce İtalyan Başvekili aşağı yukarı şu sözleri söy- lemişti: -— S-lllh. ordu, ilim, para gibi şey -| leri biraz gayretle elde etmek her za- man mümkündür. Fakat bir şey var - dır ki onu dilediğimiz zaman yarata - mayız. Bu şev eheyecan» dır ve ancak gençlerde bulabiliriz. Her şeyden da - ha değerli olan o cevherden, o cevheri yüreklerinde taşıyan gençlikten müm- kün olduğu kadar çok istifade etmeli - yiz. Bir iki sene evvel de tanınmış dip - lomatlardan biri: — Eğer bugün işbaşında olanlar Bü-| yük Harbin müthiş kasırgasile yere se-| rilenleri görmemiş olsalardı ve bizim yerimizde © günleri görmiyen gençler bulunsalardı çoktan bir dünya — harbi daha patlardı. | Demişti. | Roma sokaklarında: «Tunus!. — Tu - nus!..» diye yükselen sesler genç ciğer- | yordu. Bu sesler o kadar sert ve yüksekti ki bir iki gün içinde her tarafta müthiş akisler — yaptı, en| pişkin diplamasi kurdlarını bile telâşa düşürdü. İtalya Tunus üzerinde hak iddia e - diyor. Afrikanın şimalindeki Türkiye- den beş defa daha küçük olan bu mem- lckette iki milyon yüz bin insan otu » rüyor. Bunların (108,000) i Fransız, (94,000) i de İtalyandır. Yani Fran - sızlar bütün nüfusun yirmide biri, İ - talyanlar da yirmi ikide biri kadardır. İkisi birden onda biri oluyorlar. Onda dokuzu, Arabcn konuşan Berberiler » dir. Biz bu yazıda Tunus üzerinde kimin hakkı bulunduğunu isbata lüzum gör- müyoruz. Yalnız büu memleketin çok mühim tarih vak'alarına sahne oldu - ğunu hatırlalacağız. Osmanlı tarihin - de de Tunusun sahne olduğu vak'alar çoktur. Türkler buraya üç yüz elli se- neye yakın uzun bir zaman hâkim oldu ler. Acaba nası! gittiler, nasıl ayrıldı - lar? * On altmcı asrın başlarında İspanya - dan taşan müteassıb Hhristiyanlar Şi- ma'ft Afrikaya sarkıyorlardı. Bunlara karşı Mürabit denilen savaşcılar çıktı. Bu sırada Türkler Cezayire yerleşmiş bulunuyorlardı. Mürabitleri himaye ettiler, Yavaş yavaş halk üzerinde nü- fuz sahibi oldular. Memleketi — kılıç kuvvetile, kan dökerek ele geçirmek - tense kardeşce girmeyi — daha uygun buldular. 'Tunusta Kadiri tarikati çoktan yer - leşmişti. Bu tarikat — müridlerinin de 'Türklerin yerleşmelerinde büyük, hat- tü başlıca tesirleri oldu. Barbaros Hay- reddin Paşa bu iş üzerinde daha ehem- miyetle durdu. 'Tunusta hâkim olan «Beni Hafs» sü- lâlesi Kanuni Sultan Süleymanın düş- manı olan Şar!ken'le dostluk yürütü - yordu. Barbarcs Hayreddin gerek Ce - zayirin ve gerek Mısırın selâmeti uğ - tüna Tunustan Şarlkenle «Beni Hafs>ı kazımak lâzım olduğunu anlamıştı. ©O sırada hükümdar olan Mulay Ha - * * * Barbaros Hayreddin, Mulay Hasanı iyice toparlanmadan tepelemek minda (otuz) tane de top vardı. Çölde bu topları çabuk aldır mek için arabalara yelken taharak açtırdı. Gayet iyi neticeler Yazan: Kadircan Kaflı Türkler... ile Kırcan üzerine yürüdü. Y'"' Barbaros n — Mısırın emniyeti için m“.“;gl' limizde bulunması icab eder. vad kalesi de donanmamız İÇİN de lâzımdır. Dedi. Padişahı hakikatet W“'. bildi. PN Sultan Süleyman büyük bİr 5;'; » ma, sekiz bin yeniçeri, sekiZ yüz VY tın verdi; büyük Türk nus üzerine gönderdi. Barbaros 1534 senesi yanın cenub ve garb kıy;lınl'“ püf yor; Şariken'i derdli yapıyord' a * lelikle kendisi Tunusta ser' v caktı. Tuttuğu — plân muv: tatbik olundu 16 Ağustosta mnl#. şısında demir attı. Karaya asktf tü, Mulay Hasan onu görüğ v .tnı'ı kaçmıştı. Yerliler «Reşid» iD 'kl' donanmasında olduğunu Sânm;m M çen hükümdarın adamlarına b'ın"’ yeklanmış'ardı. Hayreddin, bqun’ yali? vari ile Tunusa girdi, askerle' M ye yerleştirdi. Ancak o zaman n.pl' ketin Kan'ıni Sultan Süleym;'w 5 pş zaptedildiğini anladılar. lıkları «Hafs oğulları» hnn!d”:l_go' ğil sadece Mulay Hasana karşi dan başka Türklerin idareleri j ça mazbut, ve dürüsttü. Onlar iS€ mühim bir kalabalıkla hü Fakat yeniçerilerin muntazani müdafaaları karşısında ÜÇ ölünce gerisin geri kaçtılar. Barbaros bir taraftan kıç;:f Vğipef darı yakalamınk için uğra$ı. '“M taraftan memleketin gelirini, © şokl n nı yazdırıyor, idareyi intizamâ gridü ". yördu. Hasan yeniden ve KIVS l6 | bin kişi topladı. Barbarös; d“"gf) yice toparlanmadan (rp!k—“’k', (’;' olduğunu anlatlı. On bin nskef top alarak Kırvan üzerine : slrîdı hayatının fevkalâde !;':ıî' yeniliklerinden birini dahâ M arabalarını çölde daha iyi için yelken açtırdı. b İki ordu karşılaşınca mr:::d.ü W san sefahate düşkün bir adamdı. Bu u- ğurda bütün kötülükleri — yapıyordu. Kardeşlerin' öldürtmüş, yalnız «Re - şid> Cezayire kaçabilmişti. Halk hü - kümdardan nefret ediyor, lâkin bir şey yapamıyordu. Sadece «Reşid» i tahta çıkmak Üzere çağırıyorlardı. Mulay Hasan bunu öğrenince telâşa düştü. Hemen Kanuni Süleymana çok ağır hediyeler ve elçi gönderdi. Hay - reddin Beyi şikâyet etti. Sultan Süley- marn, gönderdiği cevabda, — Hayreddin Beyle Reşidi İstanbula — getirteceğini bildiriyordu. Padişah dediğini yaptı: Reşide gün -« de beş yüz akçe veriyor, her türlü ih - tiyacı saray kilerinden temin ediliyor- dü. Barbaros Hayreddin Paşa İstanbulda donanma hazırlıyordu. Bu sırada Pa - dişaha da Tunusun büyük ehemmiyeti- ni anlattı. vt MRÜP 0 Arğa ö Y dedi. Mulay Hasan ve et aK, ru kalahalık hemen dığıld'-sgw;" dar İspanyollara sığındı. Barbarosa gelerek onun em:ı:ş.c; duklarını, hir daha baş larını söylediler. ç q. v Mulay Hasan Şarlken'e Y'ı“,.v kendisini tahtına yeniden 9fU "g!ıwı nun her arzusunu yerine F;_“,,,a" öylüyor; Türklerin Tunustâ Ü, gl4 lerinin İspanyollar için Pt cağını tekrar edip duruyordu. Şarlken hiç şüphesiz Mu'lgı ; BÜ kara gözlerine vurulmuş ©“ ö of yeniden tahta oturması "?'ı aç maması da bahse değmezdi. paris # luğunda güneş batmayan BU “u,oıd“ dam Tunusa da sahib olmak Çünkü bu memleket ve şarkının ortasında Denize doğru uzan:îiü ".M ,(Wo' Sicilya hizasından ikiye a (Devamı 13 ncü sayfad0) rE ğ .P SOTEYS ŞOS DELACLEEKWE FT0 KE EYEBE

Bu sayıdan diğer sayfalar: