20 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

20 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” “Son Posta, nın Hikâyesi EE | FIRTINADAN SONRA Lr rl, azam: Muazzez Tahsin Berkand yyl İ perdeleri kuvvetle sallanıyor, camın çat b Mehmed Bey, oda kapısını kilidledi, “pencerenin perdelerini aşağıya kadar çektikten sonra yatağına uzandı ve ar- © kasını yastıklara dayıyarak Okırısının © mektubunu tekrar eline alıp avuçları â- © Tasında buruşturmağa ve dalgın gözlerle © Üç gündeniberi aile ocağını b © Sırkecide bir otel odasına kaçmıştı, Aile © ocağı: Yeşilli, kırmızılı ve mavili çiçek- lerle süslenmiş aydınlık bir bahçenin or- “tasında dört odalı, şirin bir evceğizle, on © senelik bir hayat arkadaşı ve beş yaşın- © da minimini bir kız çocuk... Üç gün evvel sükünet ve saadetle ya- “şadığı hsyatı, şirin ve temiz e' bira- kip bu kiri! duvarlı, basık tavanlı, küf > kokulu otel odasına kaçabilmek için ha- © yatından ne büyük bir vak'a geçmiş, bü- © tün varlığı birdenbire nasıl sarsılmıştı! Demek karısı onu aldatıyordu! Ne va- kittenberi? Kim bilir? Dışarıdan şiddetli bir fırlını başlangı- en boğuk, telâşlı ve sesler geilyor, vapur düdükleri ötüyor, damlarda, pencerelerde çıtırtılar, uğultu. ler ve sarsıntılar seziliyordu. Tabiatin ssabiyeti yavaş yavaş Meh- med Bevin de sinirlerini bozmağa başlar muştı. Sabahtanberi elinde evire çevire © didikled'ğ! mektubu açmamek için yay-| © tığı bütün mücadeleler eriyor, kalbinin © ve beyn'nin en gizli hücrelerinden fskı- Tan bir &fke ve acı, bir tütsü gibi varlı- “ğini sararak onu hırpalıyordu. © — Fırtına, bir bomba gibi kuvvet ve şid- © detle patladı.. Mehmed Bey de, güya bu- © mn bekliyormuş gibi kuvvet ve şiddetle mektubun zarfını yırtarak karısının İnce “ ve biraz acemi ve telâşlı yazısile karşı- Taştı. «Mehmed, İki gecedir, sabahlara kadar seni bek- “ Jedim. Gelmedin. Gelmiyeceğini tahmin “ediyordum, fskat Bülendin «baba. ba- bam niçin gelmedi. bam geliyor gibi sözleri asabımı büsbütün bozduğu halde kalbime «bi de gelir. belki da- — yenamaz ve gelir» gibi gülünç ve olmıya- © cak bir ümid ulaştırmıştı; bunun işin gelmiyeceğini bile bile seni bekledim © Bu akşam Bülend huysuzlardı, seni bekliyerk yemeğini yemek istemedi ve ağlıya ağlıya uyudu. Yemek odasındaki © künapeden onu kucağımda alıp yatağına “yatırdım, her zamanki gibi “yorgamn “boynuna kadar çektim ve göz yaşların. “dan kızaren yanaklarını öpüp lâmbayı © söndürdüm. Şimdi yemek odasındayım, » masanın başında sana yazıyorum.» Fırtına şiddetini artırmıştı. Pencerenin Son Postanın edebi romanı: 32 Onun. bu anlattıkları de, tafsilât dışında, esas it'barile bilmedi- © Bim b'r tek şu var: Namık Beyin, Sühey- lânın başına gelen felâketten başka, ken- “dine aid bütün felâketlerini bi İşte ” bunu düşünerek, karısının ihanetine © mazlumca boyun eğen bu sdamdan bu © defa iğrenir gibi oldum. Hergün eriyen kalh' nas! gene demir kesiliyor, bu hale “dayanıyor? En şid, si bile, önü “elimden kacırınım diye bu kadar zillete eğ * Nasıl olup ta bu adam, hâlâ, bir paçavra gibi bu kadını silkip basın. haz yata yuma gün bile, karşısında son “hayal olarsk gene o kadının * görmek iyor? Bedeli s4 Ödenen ba aşka bilmem ki x meli? Fakat, bir lâhza Namık Beye sapan * düşüncelerim gene dönüp dolanıp Sühey- “lânın üsründe toplanıyor. Anası hiç gelmesir.. fakat 0, niçin k di? çehtesini ce namüsla r, isterse A gelme- - Saat #*fsden sonra üçü gecerken - © Nihayet, acık peneereden, uzaktaki a- rabâ seslerini işiterek balkona fırladım. korkunç | lak bir parçası kopup düşecekmiş gibi tit#yordu. Fakat genç adamın başının çinde kopar kıyametin yanında dışarı- nın kasırgası nedir? O şimdi, on seneden- ber: yaşadığı hayatın zincirlerine takıl- mış sürükleniyor, karısının mektubunda #lelâde bir şeymiş gibi yazdığı dekorun yaşıyordu. usunun kıvırcık kumral. saçları yemek odasındaki yeşil kadife kanapenin üstürde parhyor, tavandan düşen parlak ısık, yeşil sofra örtüsünü ü ekkeb Iekesini - bunu bir kaza ile yapmış ve bu yüzden elle tokat vurmuştu - koyulaştırıyor ve.. Nac- m'ye, bu sessizlik içinde, kırmızı çiçekli kimonosuna bürünmüş dolaşıyor, gidi- yor, geliyor, ellerini saçları arasına s6 or, bir sandalyanın yerini değ'ştiri yor. pencerenin perdesini arahıklıyarık â yor... Niçin, niçin bu sakin yuvanm temiz hayatımı Bozmak istemiş, niçin onu aldat. mist bu kadın? «Evet, sanu yazıyorum Mehmed: faka bı vaziyete düşen başka bir kadınm ya- leceği gibi, suçumu inkâr için değil; ie, bu sucu işledikten sonra seni da- anladığımı ve sana daha kuvvetle ı söylemek iç demek masa ve bütün bunların üstünde asabını yoran şu çatlak camın ince sızı'tısı dursa" «Yaptığım şey çok büyük, çok fena; fskat buna bir «suç» demek doğru olur mu bilmem? büyük olursa olsun, senin bu dakikida Şu mektubumu okurken düştüğün feel şüphe kadar deği ne kenğimi. ne seni, ne de minimin: yav» rumuzu kirletmedim.» Vay gicak kadm; suç işlediğini itiraf ettiği halde gene kendisin; temiz gibi gö rüyor. Meğer ne kadar ahlâk düşkünü i- MİŞ O... «Sana yemin ediyorum Mehmed; 0 &- damla benim aramda hiçbir şey geçme- di.. Yani senin tasavvur ettiğin mana- da hiçbir şey... Evet, başlangıçta senin ârkadayın diyerek ona yüz verdim: s9n- radan sözleri ve halleri hoşuma gitti ve kendimi hafif bir baş dönmesine bırak- tım, fakat bu bsş dönmesi bir hafta sür- dü ve ben düşmeden kendimi topladım; müvazenemi buldum. Seni ve yâvrumuzu düşündüm., Hep bu sözler... Fakat.. demek Necm!- Yazan: Halid Fahri Ozansoy Arabular, aşağıdan , Nizam atka örkaya geçiyorlar. Demek ki üçte ge len vapur iskeleye yolcularını boşalttı. Güneşe rağmen, tekrar balkonda bek- ledim. Bir müddet sonra, Kadıyorandan yokuşu çıkan bir araba, bizim taraftaki İ Toprak sokağa doğru kıvrıldı. Karşıdan, dikkatle, kalbim çarparak baktım, Oh! hele şükür! arabadakiler Süheylâ ile a- hası Şimdı tekrar odama girdim. Artık de. rin bir nefes alıyorum. Akşama Süheylâ- yı herhalde göreceğim. Namık Beyin ha- e artık düşünmek İstemem. | Simdi yalnız çamlığın akşam gölgeleri İ bekliyor ve orada kollarıma düşecek Sü- | heylâyı öz Aksam altıya doğru » 1 bu akşam için boş iheylâ, ne yapsa evden u- Yazik! Be çıktı. Çü zuklaşamıyacak, Akşama annesinin da- vetlileri varmış! “Bü haberi bana biraz evvei beslemeleri ile yolladı. Emine kız, küçük hanımın sırdaşı görünüyor! Acaba kim bu davetliler?... Naciyenin eski ahbabları mı?.. Yoksa dün gece yeni tapıştıkları mı?.. Bunu nasıl anlamalı?.. Hani merakımdan ölüyorum. Çünkü or Hayır Mehmed, kabahatim ne kadır! senii aldattım, fekat | tarafından| SON POSTAa ye düşmüş bir kadın değil.. ona inanmak istediğim halde inanamıyorum... Ne z2- valıyım yarabbi! «Bana inaumak istemiyorsun Mehmed; seni tanıdığım ve çok iyi bildiğim için orum. Lâkin sen de on senelik rkesten iyi tanır ve benim, ne olsun, yalan söylemekten nefret bilirsin. Bunun için de sözleri- min doğruluğuna inandığını istiyorum Mehmed; mutlaka ve mutlaka bana inan- malısın. Hattâ tekrar eve dönmesen, bu yüzden kizmı ve beni bütün bütüne ter- ketsen bis...» » Mehmed yatağının içinde büsbütün dnğrularak yorganlarını fırlattı, Oda, şid- detli hir kâsırga ile sallanıyor, pencere- ler zangır zangır #itriyordu, Bu gece ta- biat ie kendisi gibi kudurmuş ve çıldır. miğta, Şimdi elinde mektubla odanm içinde apıdan pencereye, pencereden doğru koşar adımlarla gidip geli- ştan.| «Onu bizim n daş gi En temiz v hayatımıza sen si en değerli bir ar tüm, İseni t gibi olduk; fakar, 5 orum ki ne o, ne da ben sana et etmedik. buna inan! mdi mektubamun en güç ye! min h rımdaki açık manayı tiye İ Aramızdaki bu dramda kabahat! yalkız ben de iraz da sensin... Ni- an sonra, vani tam karşı olan eski müş rım bıraktım; Niçin beni sevdiğin çelısış m kazandığın İile her seyden &vvel bize sevimli bir va kurd n di? Bunu hiçbir sani; İmedin ve gençlikte ihtiyar gibi yaşama-| | Ba başladın. Senin bu b. para yas) fim ne dört sen? devam el-| © karşıma'çıkan se- m bar ve hassas bir adımın 1 da bir parça başım döndü... İşte bi suçum bu... Fakat, b'rk fa tekrar et tiğim gib., düşmeden kendimi topladım. İste şimdi gene sanr koşuyorum ve on serelik yuvamız bozmamak için bana| yardım etmen! istiyorum. Eğer sen tekrar gelirsen tada Süheylâ var, karım. Gelenleri demin o kapıdan girerterk öi Az çok endişem dağıldı Çünkü bunlardan biri, ne zamandır gi rünmiyen o beyaz pantalonlu delikanlı, ilk defa çamlıkta rastladığım... Yalmz bügün gri bir kostüm giyinmiş ve kravn- tini iioa ile bağlamış!. Anlaşılan yeni bir av peşndel.. Bu jigolonun yanında- kiler 4e, ört» yaşlı bir erkekle genç, gü- zsice bir kadın... Erkeğin, bir elini kade- nın beline doladığına bakılırsa, bu kadın ya karısı, ya metresi... Fakat korksrım, bu adam da varın Namık Beyin fasilesi- ne girecek! Her ne ise, işte Naciye ha- nımın bu #kşamki davetlileri!... İçim sıkılıyor. Bari biraz resim yap- sam.. fakat ne resmi?.. Gözlerimin önün- de Süheylânın hayalinden başka bir şekil belirmiyor ki... a, ben de hayalimdeki Süheylânın resi Yaparım, model olup karşıma geçeceği güne kadar... Yağlı boya asıl büyük resmine o zaman başlamek için. en « Ertesi akşam, Süheyliyı gördükten sonra - in ayni menekşe İle karışık uşm... Vücudünde, arın. da ayni yumuşaklık, ayni kıvraklık » çılgın öpüşlerimiz ve ayni bâygınlik.. Daha evvel konuştuklarımıza gelince. hep-sudan şeyleri Düğünün parlaklığı, gelinle güveyinin kibarlığı, meeliği. içi- len bol şampânyalar ve Süheylânın ken- di anlatışma göre yalnız birkaç dans. © da, eskiden tanıdıkları bir gençle... İnanayım mı? Fakat ne kadar da inan- mak istiyorum! Ona babasile konuştuklarımızdan tek E İzmir incir ve üzüm satiş g kooperatifinin çalışmala (Baştarafı 5 inci sayfada) »lmayıncı mutavassıtların geçen sene- lerde olduğu gibi fiatları nasıl insafsız- ca kıracakları malümdur. Ortaklarımı- nın bilmesi lâzımdır ki bu müessese ku- rulmamış olsaydı, bu sene 9 numara Ü- zümü gene yedi kuruştan elinizden a - lacaklardı, Bu sene üzüm piyasası on kuruştan aşağıya doğru inerken baz: tüccarlar Matlatın düşeceğini sanarak (açıktan mal satmıslar ve Avrupal alıcılara kar sı taahhüd altına girmişlerdi. Bu gibi - ler borsadan şimdi yüksek #ntla ma! a- larak âsağı fiatla ihraç ediyorlar, Her seve rağmen Türk tüccarlarının taah - hüdlerini yerine getirmeleri kendileri ve memleket nam ve hesabına kayde * dilecek ivi bir puvandır. İhracat tabir - lerinin zarerıma sevinecek (o müstahsil voktur, Onların da kazanması, memle- ket hesabina lâzımdır. Bu seneki zararını ihracat taci gelecek senelerdeki kârile kapamak is- ter, Fakat o zaman müstahsiller, teşki: öt: olmazsa fiatların düşmesi tabit olur. » Devletin yardımile sizin için yeni ka- Baş, Diş, Nezle, gayet! Ti : zanç kaynakları hazırlanmıştır. Uzi lerimiz'n yaş olarak ihracı temin eğil diği gibi şarap imaline de başlanm! müstahsil hesabınâ o mdiden anlaşılmıştır. © lere dağıtılacaktır.» gkârlı işin kârı s Görülüyor ki henüz ilk adımlarını atan Kooperatifler Yiği büvük bir azimle çalışmaktadır. a nun daha iyi semerelerine intizar memiz mümkündür. ei Km JKuçuk emleket Haberleri | / Denizlide yoksul talebelere yardım. Vilâyat bütçesinde orta ve Ise fakir “ K İbelerine yardım olarak tahsin edilmiş ©. 500 liradan dört yüz Ilrası 153 fakir #. İnin kitab ve kalem paralarına yardım GU İmak üzere mekteb idare heyeti emrine We. İrilmiş ve heyet huzurunda talebeye #3EiyM İları nisbetinde tevzi edilmiştir. # Berşama nüfus dairesinde hurslik Bergama nüfus dairesine hırsız giri © Anlreya ald 40 Nia parayı çalmıştır. | Balıkesir köylerinde umumi bina tahrif Busığırlığın Ömerköy ve Göbel nahiye Ne buralara bağlı köylerin umumi bine riri ikmal edilmiştir. Grip, Romatizma evralji, kırı'lık ve bütün ağrılarınızı derhal keser Fri İcabında günde : şefkat ve sevginis beni ekrar dolarsan, sana yemin ediyorum hayatımda hiç başka bir erkek olmi k ve ben senin hazırladığın sevimli svamızda, kızımla senin arandâ, dün- n mes'ud kadını olacağım... ve Terime inanmaz, benim masum ol- duğuma kani olmaz da gelmezsen... Bil- miyorum ne yapacağım Mehmed; fakat ğın çin 9 sın ve bugün temiz olan evin, karın ve şarefin birlenirse en büyük suş senin üs- #üne yüklenecek.» m uğultusu Kafiflemiş, camlar rın cılgın takırtısı seyrekleşerek oOGür- müştü. Mehmed, dışarının fırtımasım dindiren ın kendi başı kasırgayı da kelime söylemedim. O da bana bir şey sormadı. Zaten artık bu bahsi aramızda | kapsmalıyız. Öyle hissediyorum ki, o da şimdi böyle düşürüyor. Evet, ne anasın- dan, ne kabasından bahis! Sadece ikimi- zin aşkı... Hem şimd' düşündükçe kendimi dün kü gibi milerim de bulmuyorum. Öyle ya, Süherlinm Göztepedeki felâketinde benim bir kusurum ver mı? Bugüne ge- lirce?,. Eh canım. ben olmasam başka birisin: sevecek değil mi idi? Fakat h Ga şüphedeyim. Onunkisi ciddi bir ssk mı? Yoksa bir aylık, bir mevsilik bir gençlik hevesi mi? Fakat bu kudsr incesini ben bile kendi içime soraraam. Her şeyi zamen belli eder, Şa- irin dediği gibi: Nice ihtirasla birleşen eller Aradı gün gelip başka emeller! Bi ben de bir gün Süheylâdan baska bir emelin, bir gönül ve ibtiras «- melinin erkasından koşacak mıyım? Va- kın buşün için buna hayır diyorum. Fa- kat ileride?.. Kim bilir?... m, Arın. Sühevlöya, Be: tutacağımı #lunda güzel bir oda ». Çok iyi tanıdığım, se tulmasını evinde... Sonra sözüme şunu ilâve ettim: — Haftada bir iki gün oraya gelemez Misin?.. Çamlıkta buluşmalarımız başka. Iaıırır. dikkatini uyandırmadan... Teklifimi doğru buldu: » — Peki, siz odayı tutun, sonra bir gün ayni vapurla iner, Köprünün ucunda bir- leşirız, dedi. Yalnız şu var: annem de ek- seriya İstanbula iner, onun indiği gün- lere rastlamasın! — O kolayi dedim, Bana haber verir- 3 kaşe alınabilir. hafiflettiğini ve gözlerinden akan yaşi” | İla durulduğunu hissediyordu şimd.. 4 Karımın mektubunu bir defa İ baştanbaşa ve nefes almadan okud İsonra, Gudaklarında yavaş yavas tatlı. şan bir gülümseme İle giyindi ve sok! fırladı, j İ Mehmedi evine götüren yollarda büyü” İbiz fırtına esmiş, sağanaklar, seller <Â anmıştı; fukat şimdi bu yollar sakin “ İserindi; genç adam, kalbi ve bütün ya hi üm'dlerle dolu olarek bu sa! yollardın yürüyerek evine doğru il YARINKİ NÜSHAMIZDA: Bulunmuş ira... Yazan: Kadircan Kafi ân. Fokat İstanbula sık sık inmek ne böhsne bulacaksın? Güldü: — İstanbulda tanıdığım arkadaşlar mı yok?. Taksimde, Nişantaşında kaş 1 nesi var. Zsten yeni aldığım sonbaharlık kumaşlar" vereceğim. Onlar dikilindiye kadar kere provaya gitmeli! Han' Süheylâ, bu gidişle, bana bile kıl hocalığı edeceki,, Doğrusu bu sözler” ne şaştım. Benim düşüneceklerimi b” den, evvel o düşünüyor. Hem bu bahsn€ leri o kadar tabii, hiç yüzü kızarmadi” hiç mantığını kaybetmeden, kolayca, © İhat rahet sayıp döküyor ki adetâ a anlaştıklarma hükmedeceğim geliyo” Yoksa şüphem doğru mu?.. Bu kız. 9 d Z We gezip dolaştı?... Pekt ya cnun o çamlıktak! hali?” kıza hıçkıra kollarımda ağlayışları üç y eler, müzeler, K* tedrallar ve resim galerileri içinde FI” 'de memlekete d de orada, şehire” , kıyıdan kıyıy” Fakat bütü” ra, DihaYi Napoli kayıkçılarının sesleri, şarkılar! durgun sulura yayılan kitara inilti gibi, gittikçe uzaklaşan bir ilk gensii rüyasıdır. Halbuki benim bu hayatım ha bir yıl önce bitmişti, öyle iken bU da niçin bana bu kadar uzak geliyor? lArkası v6) layıp dol bunlardan bende kalan h ğlundaki terziye © Pi yolda, Aşıklar Yolundan evvel çok MÜ a di

Bu sayıdan diğer sayfalar: