20 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i iz Franko İspanyasını, vukuundan SON POSTA 368 sene sonra, resmini pullara koyduracak kadar manasız ve gülünç bir gurura sürükleyen hâdisenin iç yüzü nedir? İnebahtı deniz muharebesi kala Mehmed Paşa Venedik elçisine şöyle demişti: “Sizden bir adayı akla © Sakalımızı kolunuzu kesmiş olduk. Siz ise donanmamızı mahvederek ancak kesmiş bulundunuz. Kesilmiş bir kol yeniden meydana gelmez; fakat traş edilen sakal daha gür olarak çıkar!,, > Türk > “San Posta, nın tarihi bahisler muharriri Kadircan Kaflı yazıyor | tarihinde belki cesareti nisbetinde müdebbir olmıyan Ali Paşanın sebeb olduğu bir Imebahtı mağlâbiyeti ! Jakat ayni tarih yaprakların süsliyen büyük zaferlerimizin bir tekinin eşini İspanyol tarihinde bulabilir miyiz? K tüçuk ydanberi güzel ve şen İs- İne Yayı enkaz yığım ve mezarlık hâ- arın, ta olanların iki pul çıkardık- Bu Sy gazetelerinden öğreniyoruz. Püzap, SP «Modern haçlı seferi» ne pro- bişi, da için basılmışlardır, «Modem hik, eti» de otoriter devletlerin de- harbe devletlere açmak (istedikleri ği Möksadlarını haklı göstermek di, OMünizm; bahane tutuyorlar; çirn- Mana Iâfta kalan bu kavgayı tam bütün dünyaya yaymak isti- Pozlar, ke let bizi alâkadar etmez; zira baş- başhey etlerin iç İşlerine karışmamak Aday, EreDsiplerimizdendir. Kandıracak Mal, Yalümursa kandırmamazlık etme- ekley, Pulların üstünde niçin Mihn, ç YAPIlMış olan bir harbdez bir kum, Ve 0 harbde müttefik donanmaya diep Büz etmiş olan prensin resmi var- Haz lâtın üstülne başka resim kona- ayda? Doğrusu komünizme karşı a- ip a Bi kadar atvri akıllı olmslıdır!, Yaa muharririmiz Selim ve ODA Yollara ne kadar şeref verdiğini, en Yak yı, him noktalar üzerinde dura- 7 aleyhine birleşiyorlar “Tü Fklerin, aleyhine birleşmiş bulu- Hana Kadar sokulüyorlar; Suriye kı- akit Türk gemilerinin Siman Bu Daktağışız Hatt başka resim konulsa lar daha açık anlatmış olmaz- Ni Z .- stenen mukaddes harble bundan lar, önce Türklere karşı açılmış © İnayy, ıda münasebet bulabilmek Senle, Pulları tertib ve kabul €- aran hakkındaki fikir ve müta- pet kestirme ve kuvvetli şeklini mu Emeç gayet güzel verdi. Biz yal büyük deniz harbinin İspanyaya *N sonra ne kazandıklarını tetkik ka die Önce muharebeyi kısaca, fa- Bah A z. yi Tu yk İZİN bütün devlet'eri buz lerinde batı Akdeniz kıyıla- Mer Hunan bütün hıristiyan devlet- le Malta korsanları Nil mehri 4 Seliyorlar; yağmalar yapıyorla h i lalenizi nd Za kğ bilhassa Mısır yo- akde vaki i Mğradıkları görülüyordu. Müyay kotsanları Kıbrıstan yardım gö- lar, Yordu, dı Buraya sığındıkları da olu- Mek inş pi devleti bunun önüne gep ema bırı adası üzerine bir do- ve ee. Ordu gönderdi; burayı Vene- aldı. Rp, Ya vvvetli deniz devleti olan da Tekeş © başa çıkamıyordu. i Yere sermek istiyordu. Hırsstıyan devletlerini etrafında topladı; 'Türk donanmasını mahvetmek üzere bü- yük bir sefer hazırlandı. Böylelikle Kıb- rısın da intikamı alınacaktı. Sefere iştirak eden devletler şunlardı: İspanya, Papa, Malte, Sicilya, Napoli, Floransa, Venedik, Savva, Fransa... İ (00) hepsi 250 kadardı. Henüz yirmi beş yaşlarında olan Don Jan Dotriş başku- mandan tayin olundu. Mesinada toplan- dıktan sonra Preveze taraflarına doğru gelindi. O sırada irili ufaklı iki vüz elli gem'den ibaret Türk donanması İnebahtı Imanından bulunuyordu. Müttefik do- manma körfeze doğru gelmeve başladı. Önde elli dört kadirga ve onların arka- sırda da o devre göre pek büyük sayılan ve her biri üçer bin ton hacminde olan falt mavna vard. Bunların vazifesi | Türk saflânnır, kırılmadan müttefik do- nanmaya yaklaşmalarına engel olmaktı. Ali Paşanın hataları 'Türk başkumandanı olan Müezzinzade Al; Paşa bir meclis topladı. Kumandan- manda eden Uluç Ali Paşa dedi ki: Venediğin gemileri (108), İspanyanın ların kirlerini söyledi. Sol cenaha kü-İDon Jann | Öğlden sonra iki donanma karşılaştı. «Don Jan» Venedik Galcaslarını öne sür- dü. Müezzinzede Ali Paşa herkesten ön- ce ileri atıldı, Mavnaların aralarından geçerek dosdoğru Don Janın gemisine rampa etmek istiyordu. Uluç Paşa soi ce- naha kumanda ediyordu. Başkumanda» nın hareketini görünce bir aralık am'ral gemisini son hızla sürerek ona yaklaştı: Mavnaların aralarından geçmek doğru değildir. Tap ateşi sizi harab eder. Cenah- lardan hücum etmelidir! Dedi. Fakat Müezzinzade Ali Paşa bu makul sözlere şu cevabı verdi: — Ben Osmanlı donanması kaçtı, de- me'erini kabul edemem. “ Kuru sıkı top atarak düşman amiralini selâmladı. Onun da bu şekilde cevab ver- mesi ıcab ederken Don Janın gemisinden büyük bir gülle atıldı, Mavnaların aralarından geçerken müt- hş top ateşi altında kalınmıştı. Türk ge- milerinin güvertelerinde birçok yaralı ve ölü pörülüyordu. Yıkılan direkier, par. çalanan toplar da vardı Buna rağmen 'Türk yiğitler: düşman saflarmı yardılar; gemisine rampa ettiler. Üç Türk ve üç İspanyol gemisi birbirine kan- — Gemilerimiz attı aydanberi denizde-| caladılar. Ali Paşanın plâni düşman baş- Karagöz Seyrettim Sayfa 9 GECE Dün akşam Kara - göz seyrettim. Evet, dün akşam ek seriyetini küçük ço - cuklar teşkil eden bâ yücek bir kalabalık içinde bu eski ve se- vimli dostumla çok uzun süren bir ayrı « aktan sonra tekrar kavuştuk. Sesi, kulaklarıma damlayan sihirli bir madde gibi tesir ete ti, kafamın iiçin - deki âlemi sisledi; beni kaldırdi on beş yıl geriye savur « du. Çocukluğumıt” ha- tırlıyarak, çocukla - şarak ve çocuklara hâs bir eğlence te « lâkki edilen bu mii Mİ temaşamızi gö - ziimde büyülterek seyrettim. Şehremini Halkevi güzel bir karar vermiş,. bundan sonra her Çarşamba akşamı bu orijinal temaşamızı (ihya maksadile Karagöz oynatacakmış. Salona girerken iki taraflı bir korku içimi dolduruyordu. Karagözü seyirci- siz bulmak bir, ikincisi de toplanabilen seyircinin yarı yolda Karagöze olan a- lâkasının nefesinin kesilmesi.. Çok şükür korktuğum başıma gelme- di. «Şevh Küşleri o meydanında» boy gösteren göstermeliğin önünde dikkat- li bir kolabalık vardı. Kalabalığın key- fiyeli kemmiyetinden çok keyfimi getir di. Çocuklar ekseriyeti teşkil ediyor » du amma, delikanlılar, rujlu, öjeli; se- nelik permenantlı, Danyel Daryö, Gre- ia Garho kılıklı genç kızlar, * torununu ahp gelmiş çarsaflı hanımnineler, ki - bar tavırlı bavanlar, münevver kimse- ler de az değildi Karagöz ovnatılan yerin okendine mahsus bir dekoru bir havası vardır. Bu doktoru. kokuyu çok gerilerde bi- Takmış olmama rağmen budün dipdiri ve taptaze hissedivorum. Bir Halkevi salonunda syni şeyi görmeğe o kalkis - mak, yahud istemek de fazla bir istek olur. Maametih «Karasöz» Ün samimiyeti salona sinmemiş değil!. Karagöz oyna - tacak zatın biraz gecikmesi dört gözle beklediğim protestoya vesile teşkil et - ti. Miniminiler nereden (öğrenmişler Şehremini Halkevinin salonunda çocuklar ekseriyeti teşkil ediyorlardı amma delikanlılar, rujlu, ojeli genç kızlar, ihtiyarlar da az değildi Yazan: Nusret Safa Coşkun | ydığı bir elfazla konuşmağa başladı: Nakşi sum'un remzeder hüsnünde rüyet Bir hacei hiikmü ezeldendir bhakikaf perdesi Derken Karagöz (ışgırlağı sallanarak perdenin üst zaviyesinden refiki dem « güzarma sesleniyor: Vay efendim vay. İO ne alkış, o ne kahkaha. Durun daş ha Karagözcük bir şey söylemedi. Memnunum. yeni nesil Karagözü be- nimsiyor. Arkamdaki genç kız henüz? — Aman buda çekilir mil Nerede Şarl Boye! demedi. Oyun, «Karagözün eşek oolmasıs.. Kendisine vüz vermediği o için annesi büyücü olen sevgilisi tarafından aca « yib bir hale konuluyor. z Genç kızlarda bir iç çekiş, Sinemanın yadigân.. — Aşk insanı ne yapıyor? Kadm, sevgilisini çirkinleşmiş gö - rTünce dayanamıyor, annesine tekral yalvarıyor, onu eski haline getirtiyor. Buna mukabi! de Rezaki Bey ka: dının aşkını ve davetini kabul ediyor, arkamda aksülâmel: — Os. ne müptezel erkek.. kendisi « ne fenalık yapan kadının aşkını kabul ediyor. — Kuzum hanımanne sizin zaman» nızdaki aşklar böyle miydi? Gurur yok muydu hiç?.. cukların değil, büyüklerin de anlamar perdesi Hacivad semaisine devam ediyon, dir. Eksikleri çoktur, Buraya geldiğimiz; kumandanın: yakalıyarak öldürmek ve zaman :se askerin bir kısmı, sefer dönü-| harbe böylece nihayet vermekti. Deniz şüdür. diyerek gemileri bırakmışlardır. | üetündeki kara harbi iki saat kadar sür. | Denizde düşmanla karşılaşmak doğru de-| dö; İspanyol amiral gemisinin Türk de- ildir. Limanda kalmalıyız. Düşman bU-İ pizcilerinin ellerine düşmesine o ramak raya giremez, kaldığı zamanlar oldu. Fakat bu kargaşa” Fıkat Müezzinzade Al Paşa herhalde) lıkta bir kurşun Ali Paşaya isabet etti; dövüşmek istiyordu: ağır yaralı olarak yere serdi. Saldıran — Donanmada askerin eksikliği harb bunu: — Baslayalım mı, başlayalım mı, Ka- Barivad okuyor; rerözün evini taşlayalım mı” Ben sana demedim mi sevme doku Diye tepinmeğe başladılar. yâr Çocuklaşarak seyrettiğimi söylemiş -| Sekizde vefa dokuzda cefa bunda bb tim. Ayaklarım gayri ihtiyari tempoya iş va iştirak etti, Oooh, ayaklarım yere de - ya ini ğil de, mazinin kafasına vuruyor sanki, | Arkadaşım kulağıma eğiliyor: etmeye engel midir? Diye adetâ çıkıştı. Ona yaranmak isti- yenler de ayni fikirde bulundular. Uluç Ali Paşa hiç olmazsa harbi müm- kün olduğu kadar iyi yapmak istiyordu: — Öyle ıse kıyılardan açılalım. Ergin denizde çarpışalım. Kıyıya yakın olur- sak birsz gözleri yılmış olanlar hemen gemileri birakarak denize atlar ve sabile çıkarlar. Enginde olursak karaya çıkmak ü bulunmadığından İster istemez öl- düresiye dövüşürler. Dedi. Bu fikrini de kabul ettiremedi. Harb başlıyor 1571 senesi Birinciteşrinin yedinci Pa- zar günü (*) Türk donanması limandan çıktı. Müttefik donanma ufuktaki Kör- zolari adalarının yanında toplanmıştı. Yalnız, bir kısmı henüz meydana çıkma- mıştı, bunun için Kaptan Paşa düşmanın hakiki miktarını tayin edemedi, Gi 19) Bazılarn Cumartesi olduğunu ya zarlar, İspanyollar onun başını kestile: ve ge- minin seren cundasına astılar, Bunu gö-) ren Türklerin manevi kuvvetleri kırıldı, Sağ cenahtaki Şoluh Mehmed de vu- rulmuştu, Bir kısım gemiler Uluç Paşâ- nin tahmin ettiği gibi kendilerini karaya atmışlardı. Yalnız sol conah kumandanı Uluç Al Paşa Jan Anderya Dorya kumandasında- ki 54 Venedik kadirgasını çok ustalıklı! bir manevra ile şaşırtmış, dağıtmış ve merkeze yördıma koşmuştu. Birçok ge- mileri batırdığı gibi Maltalılarla Vene- diklilerden on beş kadirgayı esir etmişti. Hattâ Mesina amiralinin başını kendi elile kesmişti, Fakat gerek merkezin ve gerek sağ cenahın bozulmuş olduğunu görünce artık tek başına harbe devam etmekten bir fayda yoktu. Bunun için kumandasındaki kırk kadirga ile engin- lere açıklı. Harbin neticesi «Niçin ihmal ettiniz, o yaşatmadınız Karagözü?» diye. N Derken, perdenin önüne Karagözü oynatacak olun zat, Şinasi Okur çıktı, — Geçen hafta, dedi. size Karagö - zün tarihçesinden © bahsetmiştim. Bu hafta da size Karacöz hakkında biraz daha malümat vereceğim. Güzel bir düşünüş: Karagözü deve veya sığır derisi olarak değil de, haki: ki hüviyetile halka tanıtmak faydalı - dır.. Vakıa Karagözcünün konferansı Ka- rTagözü kader kuvvetli (o değildi amma, gene hiç olmazsa dinleyenler Karagö- zü Nurullah Ataçtan daha iyi tanıdı - lar. Şinasi Okur içeri çekildikten sonra göstermelik «kış kış» sadaları arasın - da ortadan kayboldu. Yanık bir perde gazeli işitildi. Karagözün yârı vefakârı Hacivad tesrif ediyordu. O romatizma- — Eskiden de âşıklar şimdiki gib maymun iştihalı imiş. Baksana Haci * vad bile sekize kadar vefa buluyor. Karasöz soritma kadar ayni alâka vw zevkle seyredildi. Alkışlandı. Ben de Şehremini Halkevinin bu te şebbüsünü alkışlıyor, size de seyretme nizi tavsiye ediyorum. Nusret Safa Coşkun emare, eereemersaısen vers seremes0eseasaneae Bir tramvay arabası tutuştu 181 numaralı (Fatih - Taksim) tramvay arabası dün sabah Fatikle içinde yolev bulunduğu halde manevra yaparken, tramvay arabasının bozukluğu yüzünden birdenbire gelen kuvvetli bir cereyanın tesirile arş tutuşmuş ve arabanın üst kış. mı yanmağa başlamış ise de sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür. Bir yumurtacının paltcsu çalındı Carşikapıda küçük Yolgeçen hanında yumurtacı Kehan zabıtaya inüracaat e « Osmanlı tarihçilerinin «Sıngın donan-|lı belini alamıyarak perdede gözükün - | derek Ömer adında biri tarafından pal » ma şefleri» diye de andıkları bu harbde (Devamı 10 uncu sayfada) ce salonda neş'eli mırıltılar yükseldi, Çocuklar ellerini çırptılar. Hacivad ço- tosunun çalındığını iddia etmiştir. Suçlu yakalanarak tahkikata başlanmıştır

Bu sayıdan diğer sayfalar: