21 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

21 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa Amerikalı SON POSTA İkincikâni ların 30 s mma enedenber 1 çözemedikleri muamma Los Angelesteki otelinin penceresinden her seferinde halka avuç avuç banknot serpen milyarder Walter Scott, bu paraları nasıl kazanıyor ? «Walter Scott boşanıyor...» «Ölüm vadisi şalosu sahibinin #tam- | ması çözülüyor...» «Deati. Valley Scotun karım boşanma talebinde bulunuyor. Son haftalar içinde hemen bütür. Ame- rTikan gazeteleri bu garib başlıkları taşı- yorlardı. İsmi geçen Walter Scott, «İvanhoe> ve «Ke cud muamma halindedir. Bu muammayı kim- ss çözememiştir. «Muamması» servetidir. Otuz seredenberi Amerika bu adamın serveti ile uğraşmaktadır, Dünyanın en çok para hareyan milyarderinin sahib olduğu servet membalarını benüz kimse tayin edememiştir. Arasıra Los Angelese gelir ve muhak - kak her gelişinde ikamet eylemekte ol duğu otejin pencerelerinden sokağa beş- lik. onluk, yüzlük, binlik banknotlar fır- latır!... «Altın kralış lâksbını alan Walter Scott henüz yirmi yaşında iken Buffalo Bill kumpanyasının en meşhur kovboyu idi! Söhreti 1905 senesinde başlamıştır. O tarihte ansızın Los Angelese gelmişti. Şikagoda acele bir işi olduğunu İleri sü- rerek onu bir an evvel bu şehre ulaştır. mak için 60.000 dolara hususi bir tren kiralamıştı!... Fakat bu kira mukavele- namesi bir şarta bağlı idi. Treni Şikago- ya bir dakika bile teahhürle geldiği tak- dirde 60.000 doları geri alacaktı O gün bugündür bu adam o kadar cö- merd davranmıştır ki halk ona adetâ tapmaktadır. Her göründüğü yerde avuç dolusu para dağıtan bu adam geniş ve hall arazi ortasındaki evine kapanınca herkes gene onu unutur... Evi nerededir? Onu da kat'iyetle tes- bi? eden olmamıştır. Kaliforniyahların bildirdiklerine nazaran bu ev «Öli V bas oluvermişti. Lâkin Rânâya da bu, ders olmuş, bir daha kendi evine ve mahallesine civar yerlerde şüphe uyandıracak hareketlerden çekinmiş - tL Aradan bir buçuk ay geçtikten sonra, orth» gibi büyük eserler vüs| getiren muharrir Walter Scott de- Bildir. Bu Walter Scott Amerikan mil- yarderlerinin en eksantriğidir. Hayatı bir| e mesele böylece o akşam ört| | Walter Scott disindes dir. Hem de bu vadinin en sr- cak. en dayanılmaz bir muıntakasında... Gölgede dalma 48 derece hararet buiu- nan bir yerde... Vadiye dahil olunacak mıntakada oto- meobileilere hitab eden bir levha bulun- maktadır, Levhada şu yanlar göze çarp- maktadır: «Bolca su tedarki etmeden bu yola gir- meyiniz!> Burada bir servet, bir altın madeni bulmak hülyası ile hareket edip çöllere dalanlar bir daha avdet eylememişler- dir. Amerikalılar bu mıntakaya «Allahın fırınıs ismini vermişlerdir. Bu muıntekada elde edilen yalnız ve yalnız borakslır. Bu madeni de katır ka- fileleri taşıyıp durmaktadırlar. «Ölüm vadisinde» hakikaten altın mâ- deni var mıdır? Walter Scott'un peşine bu hayali ma- den; bulmak için takılmış olan polis ha-| İfiyeleri, gazeteciler, meraklılar hep in- kisarı hayale uğramışlardır. Bu «esvaren- giz hâdise bir muammaya daha bü müştür. Çünkü milyarder o vadide 1.800,00 dolara malolan muazzam bir saray yaptırmıştır. Kısmen Arab, kısmen İspanyol, kısmen gotik mirari tarzlarında inşa edilmiş 0- lan tu saray «Canyon de la Vinas nın mühim bir noktasındadır. Fakat neresin- de! Bunu da bilen hemen hemen yok gi- bidir. Günün birinde şayanı hayret bir hava- dis ortaya atılmıştır: Walter Scott tamamile parasiz kaldı- ğım ilân eylemiştir. Nevyorktaki mali buhran bütün servetini mahveylemiştir. Walter Scott ayni zamanda madeni filân olmadığını da bildirmiştir. Gazeteler günlerce bu vak'a ile uğraş- mağa başlamışlardır. Walter Scott'un etrafını gazeteciler ak mışlardır. Ona: «Şimdi ne yapacaksınız?» diye sormuşlar, «0, hiçbir cevab verme- miş, günün birinde de şu mukabelede bu- İunmuştur: — Vadiye dönmek!.. Gazetelerin ilk sayfasında fotografı ye- niden görülmeye başlanmış, resimlerin altında şu cümleler göze çarpmıştır: «Scott menfasına gidiyor'» «Sahte altın kralı menfadal; Aradan bir müddet geçince Walter Seott ortaya yeniden çıkmış ve iflâs ha- berini şiddetle tekzib eyliyerek demiştir ki: — Bu bir şakadan ibaretti! Vaktile de intihar eylediğimi ortaya (attırmıştım! Maksadım hakiki ve sahte dostlarımı a- yırmak, onları anlamaktı. Hakikaten bu tecrübede pek çok kazandım. Tecrübeye istinaden de dostlarımı bildim. Onları hiç bir vakit unutmıyacağım. (Devam nci sayfada) İT MESELELER Memurlar Ücreti memurlarla maaşlı memur « ların kazançları arasında teadül ve te- vazünü temin için hazırlanan Obarem projesi ücretli memurları (o büyük bir heyecan ve endişeye düşürdü. Dün bir memurla görüşerek heyecan ve endişelerine, iddialarına tercüman de iktısad doktoru Esad Sa - ayi dinliyoruz: — Memur sınıfı her memlekette bü- yük bir rol oynar. Fakat, bu smıf müs- tahsil mi, müstehlik mi, parazit mi, nes dir? İlm bu hususta değişmez bir ka - naat tesbit etmiş değildir. Fakat bence memurlar, her memleketin en müfid elemanlarıdır. Çünkü devlet mekaniz- İmasını onlar işletir. Binaenaleyh, me-| murların hayat ve faaFyetleri, memle- ketin bir çok işlerile alâkalıdır. Bu iti- barladır ki onların iktisadi varlıkları - na temas eden işlerde çok dikkatli ol « malıdır, Cünkü, bu yolda yapılacak yan ış bir hareketten memleketin diğer ik- tısadi müesseseleri de zarar görür, Bizim memlekette memur kazançla | rında iki usul tatbik edilmektedir. Biri hükümet baremi, diğeri * ücretliler... Hükümet bareminde, maaşı asli esası| caridir. Galiba 25 liradan başlar, 125| liraya kadar yükselir. (Bu asli maaşa tır. Devlet bareii haricinde kalan me- müurlar Ücret alırlar. Bu ücretli sımf »- lar, devlete aid ticarf ve sma! müesse- seler, bankalar ve bazı memurlerıdır. Bu ücreti! sımflar, dev “| let memurlarıdır Ücretli memurların ücretleri, devlet tekaüdiyesinden istifa. de edemiyecekleri düşünülerek biraz yüksek tutulmu Fakat bu devlet baremindeki maaşlara nazaran yüksek- tir, hakikati halde o memurların işle - Tipe nazaran fazla, anormal bir kazanç! değildir. Meselâ devlet baremindeki 25| liraya mukabil ücretlerde en aşağı mi aş 40 liradan başlar. Birkaç umum m dür veva mütehassısa münhasır olmak | la beraber 1000 | retli memurl, bir nisbet dahilinde zamlar yapılmış -|9 vekületlerin | İ ve Barem İktısad doktoru Esad Sabit Şibay; “ Ücretli bareme indirileceğine, barem ücret seviy' çıkarılmalıdır ,, diyor Esad Sabit Şibayi 4 olar 100-20-30 Vira ücret #i8fy ellerinde ne kalmaktadır? Bir kazançtan yüzde otuz kadarı ei yüzde bir kısr sa : gider. Geri kalar tasar debilen parmakla gösterilecek A azdır. Demek ki, ücretli memüf da dolgün manş alanları— şöyl “gi sıkıntısızcu bir hayat geçiriyor gif lerine kalan parayı yaşamak içir vi r. Tabii, bu partiyi mızın hareket V€ id ol le iken, bu kazançla” TE, olacaktır? W yi oemurun eline şimdi billarz 19 gecerken o zaman 120 lira kala€ yatmı takyid edecek, gıdasındaf yi cek, yaşama zorluklarına maruf ei cak. Çiinkü kazancı birdenbire İyİ rıya azaimıştır. Alıştığı hayatı g” nisbette darlaştıracaktır. Memuf az sarfedince, bundan piyasalar ğ * eessir olacak: bu hal temettüler “Ef giler noktasmdan hazineye de gok caktır. (Devami 10 uncu yade) mişti. Kocasına sokuldu, ai kendini affettirmek istedi, Bu #eİÇa İe kaynattığı hanevi getirdi. sordu. Alâka gösterdi. Lâkin iş işden geçmişti mame kırılan kalbi, ayni zamanda SÜR dolmüustu. Karısı ona hiyanet €ÖW Rânânın bizzat sebebiyet verdiği ikinci bir hâdise, o vakte kadar hiç bir şey aklma ge m hamamcmın içine bir kurt düşürdü. Bir perşembe günü, Osman efendi,! bermutad sabahleyin evinden çıkmış isine gitmişti. Karısı da, Molla ile bu- Tus üzere sokağa çıkma nrtordu. Birdenbire, sokak kapismın açıldığını duvdu. Arkasından, merdi - vende bir ayak sesi, Avnanım önünde saclarını taramakla meşmü bulman Rânü hemen sofava fırladı. Köocasile karsı karsıva seldi — Havrola? dive sordu. du. Gerçi bunun, elinde, mi: ” delili yoktu. Fakat bazan, insan gf J ne doğan hisler en müsbet deli İdaha kuvvetli ve daha doğrul Ri ne eski şefkati göst de ihtimamlarının karşısında, “il bakışlarile dai ade eylediği " ci ve minnelfa zhar etti. mast Yuva sarsılmış.. bina çatla! Vİ ver, ne olursun? Rânâ o anda tem- kinini kaybetti. Mu» bakemesi altüst ol - muştu. (o Huşunetle cevab verdi. Benim işim var. Sokağa gidiyo- rum. Biliyorsunuz ! İ Kendi elile yere $ i şiltenin üze İrinde kıvranan bi « çare Osman efendi muztarib bakışları » hı karısının yüzü. ne dikti, — Beni bu halde bırakıp da, nereye gideceksin? O bakışta ve bu hitabda parça tahakküm sezen ka: n etti: Rânâ ona bu hüvi- yetile görünmemiş - ti. Yattığı yerde doğruldu. Bir müd- det, ağız açmadan, aynanın karşısında! hazirlrkla o meşgul! karısının harekâtı -| nı takib etti, Son *| ra, birdenbire, $e sinin tonunu değiş - tirerek: —bHiç bir yere gitmiyeceksin! dedi. Hem sade bugün de- gi Yarın da.. öbür günde.. izin vermi » yorum! Rânâ dadöndü, baktı, Dudakları bembeyaz kesilmiş, titriyordu. Nazarla - rında koyu bir husumet, bir kin alevi parlıyordu. Boğuk bir sesle.. yaralı bir pars sesile: — Gideceğim! dedi. Nihayet boşar -|,. n.. işte o kadar! Çarşafını hiddetle yerden kaptı, ken- dini sofaya attı. Biraz sonra, hayret » Ben de insanım.. ben de ikilten ne yapacağını şaşırmış Osman e - rüp, üç beş çift lâf etmek is -| fendi, sokak kapısının hızla açılıp ka - Ipandığın. duydu. gormeyiniz. — Ahbab.. etrafta dolul | Saatlerce, döşeğinin içinde düşün - Hamamcı; alışmadığı bu muamele - — Ben mahalle karılarile bağdaşa -ldü, düşündü.. ve hükmünü verdi: Bu fı e 1. Maamafih soğukkanlılı-|mıyorum. Kibar yerde büyüdüm., Ki-; gidiş, kapı yoldaşına gidiş değildi. di İ bar insanlarla düşüp kalkmağa (alış -| Değildi amma. nereye? Onun da sırası var.. dedi. Yarın|tım! O akşam, Rânâ dönüp geldiği vakit,İler de çalındı gidersin Hamamcının, sancısı fe beraber hid-|yatışmış sinirleri, huzura o kavuşmuş|ötede beride boşboğazlı — Olmaz! Bugün ( gideceğim. Öyleldeti de artıyordu. Hiç bu güne kadarruhu, gönlüne de biraz nedamet getir! a hazırla- tik tamir edilse de, evvelki bulamıyaca! . 8 Yaptığı hareketin çirkinliğini Rânâ da anlamıştı, Kocasında Me lan aksi tesiri izale etmek İÇİP ile mülâkatlarna fasıla ve tedi. L&kin bu bir türlü elinde yordu. Kendisini, bütün mevevflyf ni kavrayan çiddetli askın, SÜygd iradesini de târumar eden kurtaromıyordu. Aşk denilen h — Bilmem. hanımerım.. üzerine kfi- vet, hastalardım. Midemi m Bir dokundu? Ne oldum”, mamda hasım döndü. Yüzüne güller, İstifea ettim. Simdi de sancım var. tacaörm, Rânâ. bu milnasebetsiz. bu beklen- medik engele fena hnlde cam sıkıldı Adetâ donu kaldı. Gizlerine vas hü - cum etti: nerede Işe aöl'vacaktı Hamnımeı sıhlaya odaya gir- di: — Aman. hanımetğim!, Bana nene İle bir de tuğla 181. ME ya- f #leti ruhiye Pİ” v0 da tebellür ettiği andan itibare”- diğer ihtiraslardan ve ihtiya doğabilecek hazlar ve iztırabla” | gi hareketler de o insanım irade haricinde kalır. Rânâ, kaptanı delirm i enzininde fe ordu bir y İniyet ettim! Ve var halinizde? İnsan midesini — İnsafına havale ederim, bozmakla ölmez ya” dedi. Nane ile li -| — Ben de sizin insafınıza havale e ; Şazimend oracıkta, man: | diyorum. Genç karı alan yaşlı kocalar, erir. İçersiniz, bir şey -İonların bir parça nefes almak isteme - Ben burada esir mi -İlerini hekli görmelidirler. en koskoca evin içerisinde bü-| ihlaya sowmmaön basladı Ymon kabuğu kaynat tıwer! dadi Rönâ Tini yapsa isinin n- ceğini galda kaynat ün geçtikçe, ön“ tiyata da risyet etmez oldu HE gi r zaman mefhumunu d8 ii” e geç dönmeğe, Vals ki bocali AZ, titrivdrdü. 1 lin piçi ile uğ, Kirk v derek, onu dajterim. didine bunalıyorum. smrumu kavbede - ahbabırna ları Bü gideceğim cek raddeve gelivordu. Sofaya çıkıp! seslendi! Sartmend! ni m ENİ yordu, Derke” na bazı müph€i yel yenin sef gi k etmiş. (Arkasi Sazimendi Ne yapacaksın Sazime — Size nane kaynatsın.. tuğla kızdır» | ın — Çocuk.. beceremez ki! Sen yapı -

Bu sayıdan diğer sayfalar: