19 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

19 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Yazan: ZIYA ŞAKİR Ölümle mücadele Fakat teyzem, bir haber getirdi ki; başımın üstüne bir Yıldırım inmiş olsaydı, benim üzerim- de ancak bu kadar korkunç bir tesir ule getirebilirdi. Teyzem: — Felâket... Diyordu. Ve, dizlerine vura vura a - Gınarak şöylece devam ediyordu — Tarif ettiğin tahtayı kaldırdık, O - Yada fareler tarafından didik didik edil Miş, kâğıd para kırpıntılarından başka ir şey bulamadık... Hiç şüphesiz ki teyzem çok Odoğru #öylüyordu. Kim bilir hangi kasab dük kânlarının tezgâhları üzerinde sürüne Yek toplanan bu yağlı. kiğıd parçaları" Bı, mel'un farelerin paramparça etme- eri, çok tabif görünüyordu. Kim bilir ne müteessir ve ne muzta- Tİb bir hale gelmişim ki, teyzem beni teselli etti: yapalım, oğlum. Kısmet değil- Allah elbet başka yüzden bir sey Verir de beni sevindirir. Diye, sövlenerek çıkıp gitti. HİC BEKLENİLMİYEN BİR Mehterhanenin kuytu köşelerinde bir türlü vakit geçmiyordu. Saatler, sene. günler, birer asırdan daha uzun geli - Yordu. Yemiyordum, içmiyordum, Marak, Eisavinin hayalile yaşamak is- yordum. Ara sıra, teyzem gelip beni Yokluyordu. Fakat Elisaviyi (beraber getirmiyordu. Onu bir an görebilmek için hayatımı İlle vermeye bin can (le Tazı olduğum Malde, bunu bir türlü teyzeme söyl Mmiyordum. Ayni samanda, onun hal ve ahvalini sormaya da cesaret göstere - miyordum. Artık, tamamile zayıflamıştım. Bit - kin bir hale gelmiştim. Hatlâ bu gi - dişle, hayatımdan da ümidimi kesmiş Bazı arkadaşlarla birleşmiş tik. Her Me pahasına olursa olsun, duvarlarını aşarak firar etmek için te * #ebbilsler, her defasında akim kalmıştı. Çünkü, kaçıp kurtulebilmekten zi; her tarafı saran jandarma lar: altında can vermek iht Arkadaşlarım, benim kadar can dan bezmemişlerdi. Onun ii fedakârlığa cür'et edemeri Hiç şüphesiz ki, artık E Zünü ebediyen göremiyecektim. korkunç rindanların içinde çü: Oha hasret gidecektim. Böylece yedi ay geçtikten sonra, gü- ün birinde hapisanede bir şayia zuhur etti; — Umumi af varmış. Hapisanede böyle şayialar sık sık| Çikar, Safderun olanlar bunlara derhal İnanırlar ve türlü türlü hülyalar ku - Tarlar, Fakat, mahkümlardan çoğu bedbindir. Hapisane kapıları açılma - dıkça, ve ayakları sokak kaldırımlarma basmadıkça, hiç bir söze inanmazlar, Lâkin, gün geçtikçe, bu şayia kuv - vetleniyordu. Ve: — Kahraman Anadolu ordusu, İstan- bula girdi. Padişah, firar etti. Hükü - met, değişti. Bir kaş güne kadar, af Muhakkak... Denihiyordu. Hakikaten bir kaç gün sonra, bütün bu rivayetler tahakkuk etti, (Umum! A8) ilân edildi. * Sultanahmed meydanının hür ve Ve serbest havasını teneffüs ettiğim an-| da, bir kaş saniye tereddüd devresi ge Şirdim. Ve sonra: «— Evet.. doğruca, oraya gitmeliyim. söylemi «| & yordum, Mütemadiyen gözlerimi yu -| 7* danma indim. Oradan da Kumkapıya geçtim... Ortalık kararırken, teyzemin| evinin kapısı önüne gelmiştim. Elim, Kapının tokmağına uzanırken başım dönüyor, kulaklarım uğulduyor- du. Çat, çat Gözlerimi yummuştum. Onun topuk- | lu terliklerinin sesini bekliyordum. Çat.. çat.. çat. İçeriden teyzemin -artık pürüzlen *| miye başlıyan. sesini işitt | — Ki Fakat, Elisavi nerede?. Teyzem, sualini tekrar ediyordu: — Kim 000?. Güçlükle; — Aç, teyze. benim! Diyebildim. em, kapıyı açar açmaz derin bir inde kaldı: eden çıktın, ayol. yoksa, kaç- yazdı, duymadın mı?. b verdim — Bir doktorun günlük notlarından “Uykusuzluğun Tedavisi : 4 de başka. fazla Alkolü içkiler ir. Bundan pek ruhi beyin ie baş tehey - yor - yıkamak, iri saat sora yatmayı mide İle yatağa yatmak aynımı ihlâl ö dinattır. Fazia dak devam etkiği takdirde artık #çlara müracaat Jâzımfır, Bromâr ve Bromürün müşteki müral gerı Vöminal vesaire gi lar kullanılır. Fakat dalma uyku elde edilir edi! kesmeğe çü - lışmalıdır. İ normal bir pulu yollamalarını rica dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Nöbetçi eczaneler Bu çece nöbetçi olan eczaneler şun- lardır: İstanimi cihetindekiler: Alemdarda: (Bş- (Haydar), Sa - de: (Meh Aksarayda; (Pertev), ref Noçot), Beyumdda: matyada; (Erofilos), Emi med Kâzim), Eyübde Atin » maz), Fenerde; (Emliya Şehremi » ninde: (Hamdi), Şehzadebaşında: Karapümrükte: (Puad), (Elâ), Bakırköyünde: (Mer - Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Daire - Topçularda: ( (&poridis), : (Nizameddin), Tarlabaşında: (ilhar), Şişlide: (Halk), Beşiktaşa: (A- 4 Riza). İstikametimi derhal sağa çevirdim. Sör'ntü adımlarla meydanı, geçtim. (Üçler) mahallesinin dar sokaklarına Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; f r), Sarıyerde: (A- > (Büyük, Üçler), Bü- : Uğinasi Rıza), Heybelide: (Ta n, ertesi gün geldi. Öyle) saparak, Dizdariyedern Kadırga mey - Jnüyardu. Beni de meçhul bir korku ve üzüntü titretiyordu. Artık üzerime çöken bu kâbus per - desini yırtmak istedim. Boğazımda dü. gümlenen kelimelerle: — Elisavi yok mu, teyze? Dedim, Teyzem, ellerini uğuştura uğuştura cevab verdi * — Elisavi, altı aydır yok, oğlum... . Zarurete dayanamadık. 'a mecbur kaldık. yuldunuz?. (Gağacında, vir Komisyoncunun yanmd Tevzem, hafif bir tereddüd geçirdi. Sonra, başını pencereye çevirerek: — Evet, n derin içini çekerek; n?. Zaman sana uy - a uy; derler. Böyle dim a mma, böyle oldu. etti. n girdiği işin, esrarengiz tı dltiya ettiğini anlamak kat manen ve bir halde idim d- Uzun sükütter sordu: — Karnın aç mı a teyzem (Arkası var) —aa — RADYO “ürkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DATGA UZUN V” | | 149 m. o 183 Kos 199 Ke. TAG. 1974 ın. 15198 Kes. 30 Kw. | | TAP. Sizbm. 9488 Kes 20 Kw ZAR - 19/2/1939 r şarkısı » 'Titrer yü- Wizeyyen Senar. 3 — - Uşşak ki yetişir. M. Senar, 4 — Def Kiorendi apartı-| İı bir hiristiyan irtikâb etmiş olsaydı ka- «İ kesin latırlar. M. Senar. 5 Hasan *, meteoroloji haberleri, 2015 Çalanlar: Vesihe, Reşad Erer Cerdet Ferit Kam. Okuyan - Yar: Miu “Çağlar, Melek Tokgöz. 1 — Os- man beyin Nihavent peşrevi. 2 — Rakımın x: Ne yanan kalbime, $ — Uşşak şarkısı: Silmem bir gün. 4 Türküsü 5 — Refik Försa - nın - Tepeler tepeler türküsü 6—........ - Ak - Bir nlefhınla. 7 — Ahmed mat şarkı: Bir kendime bir hall pe - risanıma baktım, £ - Ralf Karcığar şarkı: Gülüver sevdiğim. 9 — Türkü - Kız Opmar başında destiyi doldurur. 10 — Rumeli Tür-| küsü - Şahane gözler şahane. 21: Memleket saat Âyarı, 21: Konusma. (Halkevleri hak - Xında), 21.10: Müzik (Riyasetisimhur ban- dosu - Şef: İhsan Künçer.) i — Von Blon - Silihşorlar (Marş), 2 — Aneliffe - Afşon çi çekleri vadisi, 3 — Weber - «Fraysfiste ope - rasınm Üvertörü 4 — Maseagmi - «İrise ope- Tasından seleksyon. 5 — Jarnefelt - Prelnd- vom. 22: Anadolu alansı (Spor servisi), 22.10: Müzlk (Carbar.d), 248 - 23; Son ajans ha- berleri Te y roğram. | Yeni neşriyat | 1786 da Türkiye — Lady ( Craven'in bu eseri Reşad Ekrem tarafından dilimiz$ çev- rilmiştir. Çocuk — Çocuk Esirgeme Kurumunun bu Suphi| :İlet kdlimesi bütün mill, e öİietinab edit jerzak ftatını tesbit haftalık Çocuk mecmuasının 125 inci sayısı çıkmıştar. Ülkü — Bu Halkevleri merkezi maçmussı- Bin 73 inci sayısı İntişar etmiştir. Son Posta'nın te Hilekârlar ve e” Eksik ekmek satan fırıncılar bazan kulaklarından dükkân kepenklerine asılırlar, bazan Tercüme eden: En müthiş cinayetleri irtikâb ederler.| Onları tenkil için hükümetin nadiren| ve daima 'muvaffakiyetsiz ve be - ceriksiz. bir suretle gösterdiği gay - ret sırf haydudları dağıtmak emelile vu- kua gelir. Maksad onları payitahttan u- aklaştırmağa münhasız kalır, Bir köyde bir katil irtikâb ederlerse, kadı cinayet mahalline giderek mücrim- eri aramağa hiç ehemmiyet vermeden halktan para koparmağa bakar, Bundan ır ki köy halkının ilk işi dalma haberlerini kadıdan saklamak 0- buzuru hırsızların hu-| undan daha tehlikelidir. Hırsızlar Türkiyede bizim köylerdeki| başibaş amele gibi Kendilerini meşhud cürüm halınde yakalamak kabil! rsa o zaman ceza verilir. Zengin ©)| İlunca artık hırsızlık mesleğinden vazge- çerler. Yaptıkları şaheserleri hi w derler, hürmet ve itibar kazanırlar, san'atlarını icra hakkını temin eden bir takım memuriyetlere geçerler. Allahın takdirine boyun eğmeyi emre- den Kur'an akides; kanununda yer| almâmak iesb ederdi gibi görünür Hsibu ki bir Türk bir haristiyan başına şiddetli | ö üzerine, ve hangi a-| tkik ettiklen| sonra doğrud. masaydı bunun huristiyanın mevii- beb olamıyacak kadar hafif bulun- unu er etti, Takdiri hakkak sürette gi i bahsedilen cinayeti bir Türl ilü- kar- dı hiçbir zaman o hıristiyanın iradei ilâ-/ tile çıkarmış olacağını aklına ge-| cekti, | ab, sened ve hüccetlerin tetkiki. | ksek mahkemelere müracaat gibi adi i takib eden muhakemelerden a, elrad arasındaki bütün husust| *İmünazaslar ve isnad ve ithamlar, tarafi | lardan biri taleb ederse, ve münazaa her. önünde vukun gelmişse (derhal) mahkeme huzuruna çıkarılır. Karşı taraf | mahkemeye gitmek hususunda muhale-| fet edemez, Adliye kelimesin! işitir işit- mer, halk buna muhalefet etmek istiyen aleyhinde harekete geçer. Ada- lerde mukad- destir. İnsan o müfekkiresinin merkezi noktası budur. Bunda hataya düşülebilir, | sek istenebilir. başkalarına yanlış bir zehab vermek için uğraşılabi-| Wir, İnsan kendi nefsine karşı adalet vâ- i ifa edebilir, Herhalde adalet g- görünmez surette hükümran olur. gibi ona tabilyet arze- Her mahallenin bir mahkemesi var - — dır (1). Burada, kadı naib! (2) ile birlikte günün her saatinde hazır bulunarak çi- âyetleri dinler ve derhal hükmünü ve- tir. Kararı müteakıb masraf tahsil edil diği için hükmün seri çıkmasına bunun | da tesiri oluyor. İstanbul efendisinin (3) bütün payi - tahtın faşesi üzerinde icra ettiği hakkı kaza menfaat geyesinden daha uzak gibi örünür. Fakat bu necib ve azametli bir) zevahirden ibarettir. İstanbul | efendisi) ilân eder, ölçülerin ve tartıların doğruluğunu ya bizzar, ya» hud Muhtesib adı verilen bir vekil va- sitasile nezarette bulunur. Önünde me - rasim esvabı İle, değnek elde; dört Ye- niçeri yürür, İstanbul efendisi atına bi- ner, elinde bir terazi bulunduran adam- larından biri yanında yayan yürüdüğü halde şehri dolaşır, başka biri dirhemleri, (1) Adaletin icra edildiği yere mahkeme derler. (2) Nalb, kadının birinci «Cleros idir. (8) İstanbul Efendisi İstanbulda polls mü- dürüdür, itmiyeye mensub bir adamı, kıdeme hiç ehemmiyet verilmeden doğrudan doğ - ruya Padişah tarfındn tayin (edilen büyük mansabların Sk kademesidir. İlanmak ihtimali | zurls hi bu yol- si da ölüm cezasına çarpılırlar Hüseyin Cahid Yalçın İdiğer biri bir kılıç taşır. Alayın müte «e baki adamlarında sopalar ve mücrimlere ceza vermeğe hizmet edecek lüzumlu & letler vardır Bu grupun önüsra daima kıyafet des ğiştirmiş birtakım adamlar yürürlen Bunlar yavaşça sokularak bir dükkânın önünden bir ekmek alırlar; bir yemişçis nin, yahud başka bir satıcının terazisini ve dirhemlerini yakalarlar. Suçlunun his lesini isbat edebilecek şeylerin hepsine el köyarlar. İstanbul efendisine getiri! raziye konur, ne kadar si lâzımsa o dirhemler de tarafa ko « nur. Yakalanmış ve hâkimin huzuruna getirilmiş olan ekmekçi kendisini ya serbest bırakacak, yahud sopa atılmasına sebeb olacak kelimenin ağızdan çıkma» swu bekler. Daha ağır ceza verilmesi de kabildir, Kulağından dükkâna mıh « vardır. Hâkimin biraz hiddeti ve aksiliği varsa idam cezasın « dan da korkulabilir. Fekat en dikkate şayan olan cihet hs ekmekçinin, fırın sahibinin, hilekâm liğına ceza verilen adamın bu işten hig zarar görmemesidir. O, cezay' n ekmek te- lette olmak kârı rahat raha' İtehlikeyi ve hilek rarı hizmetçilerinden, dan birine bır fırındak: kal ır. Bu âdam veya çifte bir ücret mukabilinde efendi. temsil etmeğe razı olur. Birincisi idam olunu i da ayni vazl feye talibdir İ kar: 1 ceza kimsenin cür'etini rasımı İtiraf eir İlidir ki cezalar bunlâra k gösterilen istihkaklara nisbetle o kadar sik değile dirler, Fırıncnların İstanbul efendisine ver « dikleri para pek mühimdir, Bu hâkim bil« yük sulislimalleri ve pek göze çarpon hilekârlıkları zaen'e mecbur ise de on » lara ticaretlerinde biraz kolaylık göster. mekte de büyük menfaat sahibidir. Bu da ne verilen cizyeye istihkak keme de tmek içindir. (Arkan var) im sanan ae emen emnas seansa oman ENES mermi TURAN Tiyatrosu Burün saat 15 de gece saat 20,30 da umuma Ertuğrul Sadi Tek ve arkıdaşları Böyük eser HAMLET 7 Perde Se) Atilâ Rerüsü büyük varyete Çinlilerin hayret veren Numaraları yaktın Bu ekşam saat 9 da gündüz mutine 16 da TARLA KUŞU Yazan: Frans Lehar Yakında M. Yesarinin AŞK BORSASI Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 35 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yam ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize giddir. ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 j esen seemmareesasenaasena sene vasuane manasi da KA e AŞ Ş Ekiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: