22 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

22 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“San Pesta , nin Hikâyesi ME ZE ENİ ÇAMLARIN GÖLGESİNDE LT m ie, Yazan: Sıcuk yaz güneşinin altında akşama kâ- dar kavrulan ve boğulan şehir sanki ya- “ vaş, yavaş tekrar canlanmağa, nefes al « mağa başlamıştı. Topraktan hav doğ- rü yükselen sıcaklı serin bi r rüzgâra kâ- Yuşuyordu, Işıklar sessiz ve karanlık ge - cenin içinde canlılığın yegâne ifadesi gi-| bi titreşiyorlardı. — Bugün de müthiş sıcak yaptı Rasih yarı kapalı gözlerini tembel ve isteksiz bir halde açtı. Yanındaki koltuk- ta karısı günün sıcaklığının vermiş oldu. Bu gevşeklikle âdeta sayıklar gibi mırıl- danmıştı. Genç adam cevab vermeğ Biyordu. Gözlerini manasız ve gayesiz ba- kışlarla etrafında dolaştırdı. Kapı ve cam- | lar hepsi açıktı. Pervaneler küçücük bö- cekler, elektrik lâmbasının etrafında çır- | pınıp uçuşuyorlardı. Rasih ve Vedia gene susuyorlardı. Bir- den genç adam mühim: bir şey söyliye » cekmiş gibi bir tavır takırnarak doğruldu. “Karısına dikkatle baktıktan sonra söze “başladı. — Beni dinle Vedi, Genç kadın incecik kaşlarını kaldırdı. Kızı! dudakları arasındaki sigararım du - maninı Gflerken yorgur nazarlarla koca- gına bakıyordu: — Dinliyorum, ne söyliyeceksin? — Biliyorsun ya, işlerim dolayısile İs- tanbula gitmek için izin istiyecektim. Bu- nu sonbahara bırakacağıma şimdi izin al- sam, bu sıcak günleri orada geçirmiz olu- rum. Hem sen de gelirsin. 15 gün de Olsa sene Boğazici, Adalar şim- güzeldir. Rasih gözlerinin önüne gelen o ışıklı kı: | yıların hayalile canlanmıştı Karısı kayıdsız bir şekilde esnedi. — İyi amma, ser İstanbulda işlerinle meşru! yamna gitmiyecek mi: Taştırmıştık y t öyleydi amma, bu değisemez mi? Sen de istifade etmiş olursun diye söylüyorum. m? Öyle karar. — Fakat annemi uzun zamandır gör -| medim. Sonra amcamı ve görmiyeli de hayli oldu. Rasih yüzünü buruşturdu. — Ben İstanbulda yalnız başıma sıkı « © Olacağım. İstiyordum ki senin'e iki yeni ev- 4 gibi gezelim, eğlenelim Vedia kahkahalarla gü — Niçin gülüyorsun Vedia? — Sözlerin tubafıma gitti. Fakat bu ikinci balayı seyahat'ni gelecek yaza bi- raksak daha iyi olacak. Çünkü annemin yanına gitmeliyim. kuzenleri; Son Poslanın edebi romanı: 62 —OdaÜn yor? iversileye mi devam edi- sıkıştık, me tekrar yalnız kanın hüzmü çökmüştü kelimelerle Şimdi bu his İade etmek istiy n. indik leri | anla tahilecek! mız?» diye! benim One yem olurken ben de İzmire annemin | 70-1 a İ neşsiz bir kö: Genç adamin canı sıkılmıştı. Karısı - nın siyah düz saçıarla çerçevelenmiş UY - zun, rinde genç kıztığının ılık pırıltıları sön « müş gibiydi, Onlarda şimdi kendini be - Benmiş bir insanın cür'elkâr ba rünüyordu, Maamati sıl olursa olsun leneli 5 sene olduğu halde bu sevgi ha - den hiç bir şey kâybetmemiş gi - ındaki sevgi daha ciddi bir hal al mıştı ve gittikçe şiddet! bir alışkanlıkla karışmıştı, * Serin sabah rüzgâr! açık duran pence reden içeri giriyor, ince perdeleri şişiri- yordu. Kuşların cıvıltıları, yaprakların hefif hışırtılarına karısıyordu. Rasih gözlerini açtı, Küçük bir odada, temiz, yumuşak bir yataktaydı. Nerede ol- duğunu uyku sersemliğile birden kesti. rememişti. Fakat çok geçmeden geçenleri hatırladı. Üç gün evvel karısı İzmire gi- dince o da İstanbula gelmek üzere ha - reket etmişti, Şimdi Nişantaşında tey - zesinin evindeydi. Ahır ağır b doğru ilerlec yeşil ağaçlıklarıs na ince yolları uzun dalmıştı. Ha yatı bir kaç senesin: geçirdiği bu ey. de bulunmak haşunı gidiyordu. Odası aynen hiç değişmemiş olarak duruyordu. Teyzesi bu küçük odayı bozmamış, oldu- Bu gibi kapamışt Rasih bir Kaç kendisin: tamamile rekti. Hususi işleri karma ka- rışık bir nıştı. Onları intizama sok- mak için hayli u Havalar oldukça sıcak ve durgu du. Herkes şehir - ayfiyelere akın etmişlerdi. kt. Pencerenin önüne Rahçen zur den $ Genç adam o gün teyzesine bir kaç ge- ce Büyükadada kalacağını bildirerek ev- den çıktı. Maçka: den geçerken 20 gözünde cani Bu apartımanlar, bu cad- ekoru sanki ondan bir şey sak- lıyorlardı. Vapura güçlükle yetişti. Güvertede gü- çekilmiş. şapkasını çı- . Denizin durgun yüzünü yalıyan rüzgâr saçlarını d. or, başındaki yor- gunluğu, ağır düşü rüklüyordu. Kaç senedir İstanbulda uzun müddet kalmamıştı. Ekseri konjelerini ka rısile beraber seyahatte geçirirdi. O za - mam — — — © çehresindeki manaları okuma-| Gİ ğe çalışıyordu. Genç kadının elâ gözle - | zama d m Nişantaşı caddesir-! ının bütün hatıraları | eceler; uzaklara sü- SON POSTA İnci Özkurt li man ancak bir Iki gece buraya uğrayıp geçerlerdi; Hafta arası olmakla beraber vapur 0!- İdukça kalabalıktı. Güze! ve şık kadınlar, genç kızlar daha ziyade göze çarpı; Rasih hiç etrafı ile alâkadar değil tısının yaninda olmadığına canı sıkılıy gelmediğinden dolayı Vediaya kızıy du. Hakikaten ilk gün yalnızlık onu üzdü. Ertesi yapmağa karar oğru ağır ; durgundu ki de, bi parlak ve z adanın koyu gölgesi aynen görünü; Neş'eli ve şık gençle: van yorlar, arabalar dörtnala iskeley yollanıyorlardı. Rasih artık çamlara yak- laşmıştı. Dile doğ a gölgeler vardı. Çamlar sabahın gürültü - o kada sünden yorulmu lardı. Genç adam burada sâdece bir yaz geçirmişti. O zaman ve o vezin bü rın gölgesinde okuyordu. — Ne günlerdi". diye düşündü lerini Heybeliadanın sırt ş yavaş kaybolan güneşe dikmiş! Birkaç adım ileride bir kadınla bir coe hayali ru çam #1! bir se: Deni e kız safiyetile partldı « ihe takınca b enç adim baktı ba . bir genç kadın hafifçe gü- » çevird tı. İkisi de iin, atama lümsedi. rum — Evet. Siz... Ona eskiden dat ği halde böy | renizdeki ini İ ğiştirmemiş. Genç adam utanır gibi başını önüne eğ. di. Nerminin önün Vedia ile evlenm İ den bu kadar Yasi: ve tabit olarak buhse- deceğini hiç zannetmezdi. Onunla dokuz senedenberi ilk defa kar edu. F ının çök kısa bir de sonra birden kaybettiği ve unuttuğu bu kızı görmekten her zaman çekinmişli. Öyle sanıyordu ki Nerminle tekrar kar- Şı karşıya gelip konuşmak neş'esini kaçı- (Devamı 13 üncü sayfada) n- ib) kıpırtısız susuyore| — Rasih sensin değil mi? Yanılmıya «| A Şubat 22 Buz makinesi tesisi rile teferrüati eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 — Muvakkât teminat 331,20 liradır. 3 — Makinenin ve teferriatının fenni cümeni huzurunda yapılacaktır. (629) Mi vagon yedekleri ayrı ayrı ihale edilmek 15 de sıra ile Ankarada İdare binasında yin ettiği vesikaları ve tekliflerin ayni ğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Eksiltme No. s1 Eşyanın cinai çiflerini arzu edenler Fethiye belediyesine ve 6 ncı kat 12/13 numarada mühendis Şönmana 4 — Eksiltme ve ihale kapalı zarf usuliledir. 5 — Eksilime ve ihale 1/3/9889 Çarşamba günü saat 14 de Fethiye belediye en- Bu işe girmek istiyenlerin şağıda yazılı mikdarlarda tem'na: Tesellüm ve Sevk Şefliğinden dağıtılacaktır. Fethiye Belediye Reisliğinden : 1 — Fethiywis belediyece mübayaa ve tesis edilecek buz fabrikası makinele. Keşif bedeli 4416 liradır. ve hususi şartlarile plân. proje ve ke- İstanbulda Galatada Karaköy müracaat etmeleri, kammen bedel ve muvakkat teminat bedelleri aşağıda yazılı muhtelif cins suretiyle 7/Nisan/1989 Cuma günü şaat kapalı zarfla satın alacaktır, ile kanunun ta- gün saat 14 de kadar Komisyon Reisli- Malzeme dairesinden ve Haydarpaşada (1103) Kalemin m Muvakkat teminat Lira Muhammen bedeji Lira Tekerlekli dingil, ve komple bojiler Buvatagresi, sörler Kapı makarası, Menot, tam « pon tası, tampon, cer kancala- koşum takımları ve tefer - rüatı, dingil T ve tampon gres- n bedeli 30 da Kapalı zarf usulü ile neleri lâzımdır. tnameler p: Tesellüm ve Sevk Şef 1 Mart 14 mahreçlerine 22000 160 um 5 82400 5310 m. AL Yira olan 8 aded muhtelif döner köprü 4/4/1939 Sah Ankarada İdare bmasında satın alına ve tek'ierin: ayni gün saat 1430 a kadar Komisyon Relsliği. adsız olarak Ankarada Malzeme dairesinde ğinden dağıtılecaleır, ine 9 tarihinder iffbaren; içilecek su naktiyatında kulinnıldıktan sonra edilecek boş kavlara, tarifenin tam vagonlara mahsus üc - tanıyıp | İ Baş Nevralji, kırıklık ve bücün il Yazan: Halid Fahri Ozansoy nasıl olmuştu da tik ruhuna bahset - olmiyan e - t acaba, o gü- yelerin öl - nış miydi? ben « sulluk! İlk doğan yıldizların altında, yürüye e Âşi klar Yolunun dönemecine | miştim Daha gençliği nde, karısını âşi inde bir r silâh ses e MER günler| ti Dilerim ki bu anlayışı bi acı olmasın! San tutuşmuş olarak | |yan ve bi inledi er: Saniveleri $ kan! san yeleri sayını — Teşek lar Yoluna çıka Artık iyibe karar - Miş olan çamların arasında k; larken onun yanmdakine şu son — Ne tesadüf!, * | n tutarak Âşık “| karanhi r takdis et iheylâ da benim meseyd O sar , şu sonsuzlu - ğun içinde yaşıyorlar. Fakat ne yazık yetin her köşesine do. lan, her köşesine yerleşen, her köşesi- ni bir renk ve âhenk bayramile şenlen- diren o saniyelerden, benim kendi ya- Ve bu heyecanla, bu cinnetle $ rovolver bir H ip götürmüş! er| Fakat o, belki de kendi sini, haya- linde, h neş ışığı çekilme - *İki benim ellerim onları tutamıyor ve| miş bir yoldan geçiyorum sanıyordu.) ğa çalışı) Ü-|bu boşluk, ebe İçimden: —Keşki, dedim, ona saat ve güneşin çoktan batıp gecenin çök- nü söylemeselerdi! Çünkü ihti - mal, gözlerinin ebedi karanlığı dışın- Hakikaten ne tesadüf ve ne garabet! | rattıklarım, kendi işlediklerim, kendi|da ışıklı bir Alem olduğunu tahayyül © Ben ki kendi içimin derdine derman süsleliklerimden bu zavalı (o ellerimiletmek bile onun için bir saadetti! mahrum bırakıyor! Ne âcizlikl Ne yok»! duman: daha: rovo)verinin namlusudur | sin Banı gelince, bu adamın felâketini İ kendime bir cankurtaran yapmıştım. İÇünkü bir aydır bu talihsize her rast- layışımda ölümden o kadar korku du dum karanlık © olduğu için. hem sonu taşınalhı enbire 3€s5 sin içinde lodos m taraftaki sıra gelen sahibleri ve ince, Haskalfa s0.) av Yolu gibi garibleşti. Ar- ları, bizim (köşkten "başla İ yalnız yerli bir rum âilesinin pencere” ik yanıyor, bir de Süheylânm köşkünde, u kış Adada kaldım. metçiyi bize bırakt£ en bir iyilik etti. Hafr-|k, E- ırmamış oldu. , Dâver ağabeyim üzere, dadıyı ve Haf) Diş, Nez'e, Grip, Romatizma ağrılarınızı derhal keser. MAR İcabında günde 3 kaşe alınabilir. MN ON kimseye göz yaşlarını göstermedi idi fakat Adadan gideceği gün artık sab- ee benim karşımda taştı. Şim- ca şiddetli ihtilâflarını sezen Sili hâk'minin sulha imkân göreme - intikal ettird * bekliyor. Öyle um sürmiyecek. ari e üzülüyor ki . kadın da şaşırdı evlendirirken bir " ığını görecek! ;in de kalbi siz! davasının sanirım eşmekten ? lı annec İ Bunun için ağzım bi- htimal içinden: e— Ah, a kulaklarımı tı - anası hakkında sağdan soldan la başmöz edecekler!| », an bu koskoca, in içinde bütün kış onlarla, şen dadı ile halleşeceğim. Ne çare, artık o haldeyim ki en basit in- ) ılarn sandetinden kendime biraz t zevki ve hayat kudreti çıkarma | orum, * Göç ettikleri gün, Münevver ablam benden ayrılırken ağladı. Zavallı ka - dın, kocasile Eylül ortasında yapılan sulh muhakemesinin akşamı hep sus- tu, derdini hep içine akıttı idi, sonra da İbenim kat ah o soğuk se - mu unutmayor ve cıyı ona snnemle hasta babasının cenazesinde gece bas onun ruttu Fakat şun delim için, annem, Sühe: nın ayaklarına kapanıp ona yalvara - cakt: bilel, Ne çare ki, benim işittiğimi o da işitmemiş oisa idi. yani, Sühe' nın zengin bir Mısırlı fle evleneceği ni... <Arkom var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: