»li; B T- ei F Şişli - | Pera maçın- dan he- yecan'ı bir safha Dün, üç muhtelif sahada binden İs- tanbul şild maçlarına başlandı. Gala« tasaray ve Beşiktaş gibi ligde en kuv- vetli iki takımın şild maçları dolayısile | çıkan bir ihtilâf yüzünden bu maçlar- dan çekilmesi müsabakalardan bekle- nen heyecan ve alâkayı ortadan kal - dırmış oldu. Kuvvetleri birbirine müsavi olmu- yan takımların yaptığı maçlar bu maç lardan beklenen alâkayı ortadan kal- dırtmış olduğu o kadar bariz bir haki- kattir ki muhtelif sahalarda karşila - şan on altı takım arasında yapılan maçlarda 26 lira hasılât olmuştur. Birinci ve ikinci lige dahil takımla- rın bir arada vaptığı maçlarda 26 lira stadlarımız için yeni bir hasılat reko- ru sayılacak kadar parlaktır. Dünkü spor hareketlerinin en canlısı matbuat takımının maçı ile Şişli - Pera karşılaşmasıdır. Matbuat 3 - Şişli tekaüdleri 1 Bu enteresan müsabaka ve bundan sonra yapılacak olan Şişli - Pera sa - haya 8,000 i mütecaviz bir seyirci ka- labalığı toplamıştı. Evvelâ matbuat ta- kımı şiddetli alkışlarla sahaya çıktı. — A, vallahi, cümbüşünüz mükem- melmiş, ayol, kardeş!. diye, Rânâya memnuniyetini beyan etti. Ondan sonra da, aklına estikçe, gelir oldu.. dadandı. Bittabi, bu hanımın hü- viyetini Rânâ evlin içinde herkesten, Beberühiden bile gizli tutuyordu. — Bir seferinde, Rafia hanim gene böyle, kapıdan gözetliyorken, Rânâ ©- nu tuttu, sıkıştırdı: — İçeriye gelsene, burada duracağı- na! — Ay, nasıl olur? ; — Basbayağı olür. Kim tanıyacak? Seni herkes bu evde Dilber hanım diye tanıyor. — Vallahi olmaz! Korkarım. — Hiç korkma. Gel, otur, eğlen... — Herifler musallat olur. — Çocuk değilsin ya? İdare edive - rirsin. Gel, haydi! Rafia hanımın pek de gönlü yok de- Bildi. Bunu hisseden Rânâ, bir aralık, punduna getirip onu, omuzlarından, içeriye 'itti. — Yeni arkadaşımız Dilber hanım! — Maşallah! Maşallah!. Safa geldi - niz! ; Odada eğlenmekte olan üç kibar bey, yerlerinden kalkmıslar, Rafia hanımı istikbal ediyorlardı. O, başı yerde, mü- tereddid ve mahcub adım attıkça, bu- nu acemiliğine ve masumiyetine veren beylerin — gözleri hırs ile parlıyordu. İçlerinden biri, onu kolundan usulca- cık tutup anına çekti. Oturttu. — Bârekallah! Bu ne hüsün!.. Bu ne cemal?, Bizim Rânâ ablada neler var- mış da, haberimiz vok! Bir rakı, naz « lım?, Rafia hanım kadehi aldı. Yüzü kı - zardıkça kızarıyor, bununla beraber kalın dudakları tebessümden fariğ ol- muyordu. Hakikatte, bu gece burada, hüviyetini belli etmeden, serbest bir kadın rolü oynamak pek keyfine gidi- Bunu Şisililer takib etti. Gazeteciler takımına güzel bir buket hediye edil- di ve dostluk tezahüratından sonra ta- kımlar dizildiler. Matbuat takımı: Namik - Ercümend, Ahmed Âdem - Foto Âli, Foto Salâ - haddin, Tarık Özerengin - Şazi, Niya - zi, Sedad, Ulvi, Ömer, Besim.. Şişli takımında Feruhan, İstepkn, Saraf ve diğer eski oyuncular yer al - mıştı. Hakem: Cümhuriyetten Ahmed İh - San... Tam saat 10 da matbuat şiddetli bir Şişli-Pera ve Matbuat-Şişli maçlarından birer enstantunea -Ah ne rişti. mü te kai de pek benzemi - © yen Şişlililer buna mukabele — #tmekte mediler. Gazetecilerin bekleri ve hele teknik bir oyun oynıyan haf- ları tehlikenin kaleci Namığa ka- dar uzanmasına - mâni — oluyorlar. |Ömer Besim, Sedad ve Ulvi güzel bi - rer akın yaptılar ve bunlardan biri pe- naltı tevlid etti. Sedad bunu kalecinin eline âttı. Bunun arkasından bir çok itirazlara rağmen hakem bir penaltı daha verdi. Sedad bu sefer bunu gole çevirdi. Şişli kalecisi Feruhan zama- ne futbolcülerine taş çıkartacak mü - kemmel kurtarışlarla tekaüd olmadığım nı sanki isbat ediyor. Açılan Şişli te - |kaüdleri sıkı bir akınla beraberlik ge- lünü yabptılar ve birinci devre bera - berlikle sona erdi. İkinci devrede matbuatın güzel o - yunu devam ediyor. Spor muharrirle- ri sanki futbolümüzü, hakemleri ten - kid ettiklerini haklı gösterecek bir futbol oynuyorlar.. Santrfor Sedad of- saydimsi bir gol yaptı. Bunu takiben | Sedad gene sıki bir sürüşle 3 üncü go- lü çıkardı. Matbuat namağlüb ünvanı- nı muhafazaya karar vermiş gibi.. Ge- ne bu arelik yaptıkları bir golü hakem ofsayd olarak Şişlililere bahşetti. Bu esnada nereden geldiği belli olmıyan beyaz bir köpek sahayâ girerek her Wi kaleye - topun peşinde olarak « seri akınlar yapmağa başladı! Herkesi gül- meden kırıp geçiren hayvancağız niha- Son Posta'nın Romanı : 60 baygın bak YIL | EWELKI! ISTANBUL — Âtfiyet şeker olsun, nurum!, — Oh, vallahi de re güzel içişi vari, Değil mi — Rahmi bey? — Öyle! Pek şe - ker, pek işvebaz şey! — Okür musunuz, güzelim? Rafia hanım ce - vab vermiyor, susu- yordu. Onun yeri - ne Rânâ atıldı: — Bülbül gibi o- kur! — Ya?! O halde, isteriz. — Emredin ! Hangi şarkıyı çal - sınlar? O gene susuyor, sade gülümsüyordu.. gene Rânâ ken - disine tercüman oldu: — «Telif edebilsem..»i çok iyi okur.. — Haydi, çalın bakalım! Akord edilen sazlar bu ölmez şarkı- nın ilk nağmelerini çalmağa giriştiler. Rafia hanımefendi de pesten okumağa başladı. Utancı, çok ahenkli olan sesi- ne başka bir halâvet veriyordu. Din - liyenler gaşyolmuşlardı. — «ÂAhe lar.. «Of!»lar, birbiri arkasından odayı çın- latıyor, kadehler dolup dolup boşalı - yordu. Bittabi, bu işünüşa, muntaza - man Rafia hanımı da iştirak ettiriyor- lardı. Bir aralık, o hale geldi ki, kendi- ni, mevklini, her şeyini unuttu. Âyni Ü lmecliste bulunan kızlardan ziyade coş şbey az şemsiyeli!, 5 Zaptiye Nazırının banımı ismetlü Rafta hantmefendi hazretleri! tu. Hattâ kalktı, çiftetelli bile oynadı. Rânâ, hazzından çıldıracaktı. Sıkıl - masa, sofaya çıkıp, şıkırda şıkir oyna- namak istiyordu. Hain, zalim zaptiye nazırının, şu anda, şerefini, haysiyetini iki parelik etmişti. Rafia hanımın, gece yarısına doğru, erkeklerden birinin kolunda, yalpalıya yalpalıya, yatak odasına gittiğini de görünce, artık dayanamadı; aşağıya koştu, Beberühiyi yakaladı... — İzzet efendi!. İzzet efendil. — Lebbeyk, sultanım! — Bu, yukarıdaki Dilber hanım kim? biliyor musun? — Hasnâ bir mahlük. — Hayır., Kimin nesi? Haberin var gecilk- | Dünkü maçlar Şild karşılaşmaları çok sönük oldu Kuvvetleri birbirine müsavi olmıyan takımların maçları ancak 26 lira hasılat temin edebildi yet hakem tarafından sahadan dışarı atıldı. Maç sona erdiği vakit matbuat 3 - 1 galib gelmiş bulunuyordu. Maçtan sonra Şişlililer büyük bir mi safirperverlik göstererek — gazetecileri öğle yemeğine davet ettiler. Çok sami- mi hasbıhallerle geçen bu öğle yeme - ğinde matbuat takımı, bölge direktörü, Şişli klübü idarecileri ve oyuncuların- dan bir kısmı hazır bulundular, M. T. Ö. Şişli 3 — Pera 3 Matbuat takımtının , maçı bittikten sonra federe olmıyanm takımların en mühim müsabakasını teşkil eden bu maça başlandı. Her iki takım da en kuvvetli kadrolarile çıktılar. Şişlide Vehab, Pera da Angelidis ve Buduri yerlerini almışlardı. Oyun heyeti umumiyesi itibarile çok heyecanlı ve zevlki oldu. Şişlililer iyi bir başlayış vaptılar, Pera kalesini tak -.—-;.-.—.,-;-'—="-—.'. ıEDCÜ“ND şsşın var, YAZAN EKREM — Ne bileyim ? Allah, sahibine ba - Bışlasın! — Zaptiye nazı « rının haremi, ismet- 'lâ Rafia hanım e - fendi hazretleri! Beberühinin hay - retten ağzı açık kal- dı. Gözlerini büyü - te büyüte: — Sahi mi?, dedi. Böyle düşünmek bile haddim değil belki amma.. kork - madın mı, sultanım? Rânâ, kamburun bu —hayretine ve korkusuna — gülü - yordu. — Bana ne? Ken- disi arzulayıp da geldikten sonra? — Nasıl becerdin bu işi?. Tevekkeli, softalar adamı nisa taifesinin mekrü fitnesinden tahzir etmezler? Darılma mürüvvetlim: Sende şeyttanı bile ka- fese koyacak zekâ ve kudret var.  - mentül!. — Dur bakalım, daha! Bu bir şey de- ğil. Arkası gelecek. — Daha ne yapacaksın, iki gözüm? O ik'ansesenin, o mel'unu biinsafın a- nasını da mezardan kaldırıp meclisi işünüşâ getiremez, sokamazsın a? — Hayır; karısı bana yeter. Ona baş- ika oyun hazırlıyorum. üste akınlarla zorladılar ve 13 üncü dakikada Suldur kafa ile Şişlinin bi - rinci golünü yaptı. Peranın gayretli o- yunu semere vermiyor.. Şişli akınları tevali ediyör ve Vehab ikinci göolü he- sablı bir vuruşla Pera ağlarına taktı. Bu goölden sonra Peranın üstün vazi- yete geçliğini görüyoruz. Üç ortanın kombine oyunu devremin sonlarına doğru Şişli kalesini altüst etti ve Cu- lafi boş kaleye topu sokmağa muvaffak oldu. Birinci devre bu şekilde 2 - | Şişli lehine neticelendi. ! İkinci devrede oldukça sert ve serij bir oyun oynıyan her iki takım müte-i addid fırsatlar kaçırdıktan sonra Pera« da oynıyan İngiliz Butley beraberlik sayısını yaptı. Şişli arkasından Diran vasıtasile tekrar galib vaziyete geçti, 3 « 2 Pera bir penaltı kaçırdıktan sonr! ra oyunun bitmesine 6 dakika kala Bambino'nun sıkı vuruşu ile beraberli (Devamı 10 uncü sayfada) Yukarıda Matbuat takımı, ortada birinci tiğe geçen Kasımpaşa, altta Anadolu hisarı takımı — Lâkin, o herifi nâşerif mevki, ma kam, nüfuz sahibidir. Eli uzun, yum « ruğu kavidir habisin. OGinu |unutmal Ne hacet? Sillesini kendi üzerinde devW nedin, Daha acısını unutmamışındın, merdümel çeşmim, Maazallah, bu de« fa hep birden mahvoluruz. — Korkma sen, İzzet efendiciğimi Ben onu öyle bir kılığa korum ki, na heybetinden, ne de nüfuzundan eser bırakırım. — Amenna!. Yaparsın!, Benim koör « kum, o senden önce davranmasın. Yoka sa, evvel Allah, görüyorum: Mübarek elinden bir şey kurtulmayor.. zaptiya nazırının haremi.. Allah, Allah!. Amanı ne hoşuma gitti! Ne beğendim!. zevkime zehebe.. keyfime yemirrü! Bu aşüfba kendi muhitinde ehli 1rz, ehli perde ge- çinir değil mi?, Ay, bayılırım gülme « den! Ooh!. Habis!. Nasıl? Elâlemin yum vasınr bozar, yavuklusunu elinden alır, zorla kirl! koynuna sokar, iğrenç salh yalarını akıta akıta, salyangoz gibi nefs sini körler misin? Ondan evvel, çöplük horozu gibi, yedi mahalle aşırı viranae» lerde eşeleneceğine, kendi kümesinde « ki tavuklara hâkim ol, teres!. Kendi kendine söylenişi burada kesı ti, tekrar Rânâya döndü: — Elmasım! kusurumu dâmeni affım la örtüver. Fakirin dünya ile alâkam çoktan kesildi. Bir niyazım var. Sakın suitefsir eyleme. Ver, şu elini öpeyimi Rânâ, gülerek sağ elini uzattı. Bebe rühi bunun üstüne ıslak dudakların! şevk ile kondurdu, — Oh! nur olsun bu eller!. Şu kera talara öyle hincım var ki, boyunlarını vuracak bir cellâd bulsam, onun dahi elini hürmetle, minnetle öperim, LÂâ « kin, züru didem! Pek meraktayım.. bü abdi memlüküne daha ne gibi huzuzal hazıriıvorsun? — Şimdi söylemem! - (Arkası var)