11 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

11 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Osmanlı İmparatorluğundan sonra Balkanlar ve Şark Yazan: Muhittin Birgen #manlı oimparatorluğu tarik ; içinde eser bırakmaksızın geçip gitmiş bir saltanat değildir; bıraktığı eser, son asrında, hemen bütün hududları ara» «ında bir harabeden ibaret dahi olsa, Os manlı imparatorluğunun tarihte oynadığı 4yi roller vardır. Bu rollerden biri de im- paratorluğun geniş hududlazı içinde ya - şiyan milletlerin birbirlerini tanımaları, geniş bir kültür ahş verişi yapmaları ve birbirlerine alışmalarıdır. Eğer impara - torluk olmasaydı Balkan milletleri bir - birlerini yiyecekler, Suriye ile Hicaz, Hicarla Irak, Irakla İran ve bunların hepsi ile Anadolu Türkleri uzun bir za man, birbirlerile ya aşiret mücadeleleri, yahud derebeylik kavgaları yapacaklar- dı. İmparatorluk buna kuvvetli bir de - recede mâni oldu. Tahrandan Viyanaya, Ukranya hududlarından Sudan ve Ye - mene kadar bütün bir âlemi birbirine ta- sattı, ondan aldığını ötekinde gördüğünü berikine götürdü. Gün gelip te yer yüzünde millt hare » ketler genişleyip yayıldığı zaman, Türk- ler de dahil olduğu halde bütün bu mik letlerin imparatorluk aleyhine dönmüş ve onu batırıncıya kadar uğraşmış ol » dukları doğrudur; fakat, çok doğru olan diğer bir hakikat ver ki © da şudur! Os- manlı imparatorluğu battıktan sonra, bü- tün onun parçalarından olanı milletler, bu yokluğu hissettiler. Kabil olsa, bu impa- tatorluğun, bugün artık başka şe - için rey vere - r pek çoktur. Hattâ, iş yalnız halk kütlelerine kalsa, bunlar sevine 86- vine bu İşe rey verirler! Hayır, mübalâğa etmiyoruz. Bugün Osmanlı imparatorluğunun, sultan halifesi. istibdadsız, ve mut diktatörsüz bir milletler federasyonu ha- İinde tekrar kurulması fikri ortaya atıl- sa, Türk, Arab, Bulgar, Yunan, Sır, Hır- vat, Rumen ve hattâ Macar, bu fikre rey verecek munzam halk kütleleri vardır. Çünkü imparatorluk, v bu ki rin milM varlıklarına dokunma olduğu gibi muhafaza etmiş ve bu millet. Jeri harici tehlikelere karşı müdafaa e - den, onlara hariçte istiklâllerini, dahil - de de huzur ve asayişlerin! muhafaza e - den bir kuvvet olmuştu. Bugün, bütün bu milletler arasında sırf kend! kuvvetine dayanarak istiklâlini müdafaava kadir en büyük kuvvet Türkiye oldu. Türkler, paratorluk içinde en kuv en pişkin, en tecrübeli unsuru yorlardı. Ayni zamanda, merkez! vaziyetler! on - Yara daha sağlam bir varlık sahibi ola - bime imkânlarıni verdi. Bu sayede bu - gün Türkiye, bütün diğer sabık Osmanlı milletlerinin yanmda en kuvvetli, en va- hat ve en emin bir memleket haline geldi Hatti gene bu sayededir ki, Türkiye, Os- manh imparatorluğunun bos bıraktığı ge- niş sahanın ortasında, bugün bütün ö mil- Jetler i hiç olmazse p: ka sahasında, 'bir istinadgih teşkil ediyor. * Bu sözlerin doğruluğunu ölemek isti - yenler, etraflarını bir göz gezdirebilirler: Balkanlarda her millet hürriyet ve Istik- Jâlinin müdafaa için diğer Balkan dev- letlerile müttehld bir cephe yapmıya 2a- Türet olduğunu düşünürken en evvel göz- lerini Türk'yeye çeviriyor. İk! sene evvel, Belgradda hemen her Yuşoslav bana şu sözleri söylüyordu: «Eğer Türkiyenin mü. zahereti olmasaydı, biz Fransızlara karşı fstiklâ'imizi müdafaa edemezdik!» Halen, Filistinde İngiliz - Yahudi isti - Yâsına karşı Arablığın hak ve hürriyeti- ni müğafaa edenlerin reisleri, başmi N İngiliz tahkikat heyetine iki sene evvel fikrini açık söylemişti: «Bize Osmanlı im- paratorluğunu tekrar veriniz. başka bir şey istemeyiz!» Son günlerde İran veliahdinin Misir prensesi ile evlenmek üzere Arab memle- ketlerinden geçerek Kahireys gitmesi ise şark, milletleri arasında geniş bir duygu ve fikir birliği nümav: di. Bütün Arab gaze 14 Fransızlar tarafında “Türkler aleyhine tahrik edilenler dahi da- hil olduğu hakle, Mısırı İrana bağlıyan bu rabıta da, şark milletleri içinpek küv- vetli bir tesanüd unsuru gördüklerini söy- lediler. Birçoklarını okuduğum bu maka. ele » m Resimli bir asım meslekler vardır ki, geçer İkinci kısıma dahU olanları ise nisbeten bir tahsil tem'n edebilir. Kübanın meşhur Hapishanesi gra si ği Ne kii Küba sahillerinde «Çamlar adasında» bulunan bu hapishaneden şimdiye kadar hiç kimse kaçamamıştır. Zira her taraf. tan mâkineli tüfeklerin namlusu ile ç rili olan hapishane bölmelerinde kâçma- ya teşebbüs eden bir mahküm, muhak- kak surette ölür. Bir punduna (getirip kaçsa bile, 75 kilometre uzunluğunda ve köpek balıklarile dolu bir denizi aşması icab eder ki, bü da mümkün değildir, lelerin'içinde heyecanla akseden fikir dur: Yakın şark milletlerini tehdid eden fehitkelere karşı bunların birleşmeleri farzolmüuştur. Meydanda Balkan Antantı, Sadabad paktı; Halfill Arabi gibi üç vesika var ki yaktile Osmanlı imparatorluğunun par.- çalarından ibaret olan mi leri bugün İtekrar birbirine bağlamış bulunuyorlar; İhattâ daha fazlası: İran ve Efganistan da İbu tesanüde iştirak etmiştirler, Demek o- Yuyor ki ayni kültür kazanı İçinde, asır. larca beraber kaynamış olan bir takım milletler, on dokuzüncu ve yirminci s- sırlar arasında Osmanlı imparatorluğuna karşı müşterek bir mücadele açtıktan sonra, buğün, yirminci asrın ortasına doğru, aralarında yeni döstluklar, yeni tesanüdler ve hattâ yeni ittifaklar tesisl için çalışıyorlar. Macaristanda bile dik - kate değer bir hareket vardır; bugünkü Macarlık bile, Almanyanın er yakın komşusu olmaktansa eski Osmanlı ımpa- ratorluğu yerine kurulması mümkün bir siyasi paktlar camiasının en kenar unsuru mevkiinde bulunmayı tercih edi Muhittin Birgen İSTER Bir arkadasımız anlattı: alırmaktadır, hekiki mi evinin nerede olduğunu söylemişti, hatı alınca çekilip gitti. ISTER hanın her hoktasında ve senenin her mevsiminde makbul. dürler, Buna mukabil bir kısım meslekler de vardır ki, ba- zan yalnız bir memlekette, bazan da sadece muayyen mev- simletde yapılabilirler, Birinci kısmı teşkil edenler hemen dlma zor, uzun tahafl ile, kuvvetli zekâya mü:evakkıfurlar, akçe gibidirler, Ci. lerinin söy başlan. da getire layını daha kısa ve kolay Hergün bir fıkra İngilizceye ne vakit tercüme edilecek? Genç bir İngiliz muharriri, Bernard Shorwla konuşurken: — Nigi hur olasın. nihayet benim de birçok dedi, sen bu kadar meş eserim vardır. Eserlerim fransızcaya, almancaya, italyancaya tercüme edi miştir. Bernard Show sordu: — İngilizceye ne vakit terelime & « dilecek? Kadınlar yakında Panialon ve ceket Giyeceklermiş! İki yüz seneli kadın modalarını mi bir suretle İ mütelen eden ka- dın modaları mü- tehassısı (doktor | Kanington, pek ya kın bir istikbalde genç kızlarla ka. dınların, o şimdiki gibi tayyör giymi- yeceklerini, erkek. lere uyarak sokak- larda ceket panta- lonla gezeceklerini Iddia etmektedir. Doktora bakılacak olursa, obugünün kadını seksapil has sasımı evde bıraka- rak, iş sahasında erkekle boy ölçülş- mektedir. Onun çin de bu yeni sa- hanın icab ettirdi- ği kılıkları nazarı İ İ j İ İNAN, — Dun maliye tehsii şubelerinden birine gi den evvel mürscsat eden iş sahiblerinden «Evimin gayr! safi iradı az tahmin edilmiştir, arına Iblâğ ettirmekliğira yapmaklığım lâzımdır?, diye sorduğunu işittim, Bu arttırmak isteyişinin sebebini da anlatmamıştı, sitediğ Ben vergisinin miktarını indirmiye çalışan adamları çok gördüm, fakat arttırmıya uğraşanla ilk defa karşılaşıyorum, bu #tibaria adama hem cihanın yedi garibesinden biri gibi Itibara almak mecburiyetindedir. İSTER hayet tah ticesinde m: birinde kendi mü düşünm varidat olduğuna ştim, ben- İSTER defa daha yördük €y okuyucu sen: INAN, arş Münendis, mimar, doktor, avukat, tüccar, memur veya işçi olarek muhtelif meslekleri gözden geçiriniz, müntesib- :sına bakınız, en büyük rağbeti en nde görürsünüz. Fakat bugün burada temin ettiklerini yarın bi: başka yer- ilecekleri garanti edilemez. Tahsttin ve işin ko - 1, her yerde geçerini arayınız. Kazandırmaz da değildirler. SOZ ARASINDA | Hedi meraklısı güzel "r İngiliz kadını Eğ Bu genç ve güzel kadın müthiş bir ke- di meraklımdır. Londrada evinin arkâ bahçesinde tam 46 tane kedi besler, Kedi- lerin bu mevsimlerde acı acı, insanm tüylerini diken diken eden bağrışmala. rma, miyavlamalarına tahammüi edemi- yen komşuları, mahkemeye müracaat &- derek: oturamaz olduk. Asabımız bozuldu. Sini doktorlarma taşınıp duruyoruz! diye derd yanmışlardır. Almanyada Yahudileri bedeni işlerde çalıştırılacaklar Göringin emrile, bundan böyle genç, güçlü, kuvvetli bütün yahudiler bedeni işlerde çalıştırılacak, fakat Aryani arka- daşlarından ayrı tutulacaklardır. Bu su- retle, bu işlerde çalışan haliş Almanlar, başka ve daha Hizumlu sahalarda fasli- yet gösterebileceklerdir. Meşhur piyanist Paderevski hasta Meşhur piyanist Paderevski 861 bileği- nin şişerek iltihab yapmasından dolayı, Amerikâ türnesinden vazgeçmiştir. 78 yaşlarında bulunan piyanist, san günlerde gribe tutulmuş, ve bu hastalığı kolaylık. | la atlatmıştı. İNANMA! bakıyor, kem de BKareketinin sebebini düşünüyordum. Ni. in ettim ki bu zat Eminönünün genişlemesi ne eydana çıkmış olanlardan biridir. günün Jkünün de istimlâke tâbi tutulabileceğini ür, istimlâk bedelinin tayininde esas gayri safi göre ileride fazla para koparmak İçin şimdiden bunu arttırmıya teşebbüs etmiştir. B'z arkadaşımızı dinledikten sonra vaktile Eminönünün arka taraflarmı da hekiki diyeye maletmemenin ne büyük bir hata olduğunu bir Tatlarile istimlâk ederek bele - ve mülk fiatları bu şekilde artımes ileride ikinci bir ıstimlâkin ne kadar güç olacağına inandık. Fakı: INANMA! kolaylıkla | Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Eski Liman idaresine aid bir meselenin tehkikine başlandı (Baştarafı 1 inci savfada) Ziya Eez'nin Pazartesi günü (şehrimize dönmesi muhtemeldir. Etrüsk vapurunda tetkikat olan ve Alman teknik müti da iştirakile Denizbankta muhtelit komisyon, dün ir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda di- ğer Alman heyeti de bulunmuş ve müte- İ hassıslar öğleden sonra vapura gidereli İtetkiklerine devam etmişlerdir. Diğer taraftan D leri sürülen bazı yapmakta sığlarının alar hakkında tet « kikat yapan komisyonlar da faaliyetle » rine devam etmektedirler, Eu cümleden olarak Denizbank müfet- tişlerimden üç kişilik bir heyetin eski li 4 man işletmesi zamanında satılan ve bilâ- hare mühtelif safhalar alan mavnalar Işi hakkırda da tahkikat yapmakta olduğu söylenmektedir. Bu heyet İlman işletmesi tarafından sex tılan kırk mavnanın satışı işini telkik et» tedir, Söylendiğine göre çürük ol « 1 şletme idaresinin e kalan mavnaların Jimanm ihtiyacını karşılamadığı görülmüş ve bü ihtiyaç hâd bazı safhalar da arzetmesi üzerine müsta- celen mavna tedariki zarureti hâzıl ol « man sonra liman İşli Âcil b manda iyaç karşısında İstanbul li « wna bulmak imkânı görüle « Mmiyerek an heyeti fenniyesinden Tas rün Ülmanın riyasetinde üç kişilik bir heyet alelâcele Pireye gönderilmiştir. Bu heyet Pireden 24 mavna mübayassına mu vaffak olarsk advet etmiştir. Fakat bunların da Ilmanın ihtiyacımı karşılamadığı görülerek Karadeni W lerindeki mavna tezgâhlarına yeni mev « nslar sipariş edilmiştir. Bu mavnalar da peyderpey tesilm edib şİdiği halde gene limanın ihtiyacını karşı « lamak kabil olmamış ve bu defa li « man idaresinin çürük ve işe yaramaz ok duğu için hizmetten ihraç ettiği ve sat « tığı mavnaların kiralanması mecburiyeti hâsıl olmuştur. wmiye 8 Ira bir ücretle, a ve bir senelik kons ki limanın ma' hi işlerin tah« kikatı şu noktalar etrinmda yapılmakta « dır. i — Pireden satın &linen 74 mavna fa hiş #intlarla mübayaa edilmiştir. i tergühlarda tırilan mav « nalar da yüksek fiatlarla sipariş ed'imiş ve bunlar liman işletmesi Denizbanka rapleğildikten sonra anlaşılarak 50 bin liralık depozit akçelerine vaziyed efil « miştir. 3 — Satılan mavnaların tekrar kirala « İnarık kullanıldığına göre İstimsle sali (oldukları ihtimali üzerinde durulmakta « . Ve bu mavnalar elyevm cari konturaf ahkâmına göre kullanılmaktadır. 4 — Beheri 240 liraya satılan bu mav« naların beher ay için 240 liraya kira « lsnması da şayanı dikkat addedilmekte «

Bu sayıdan diğer sayfalar: