1 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

1 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAT ki em TAL GAZİ KİA Yazan ZIYA ŞAKİR Kızkulesindeki dövüşmeler Diye, mırıldandı. Nöbetçi; bu hileye inanarak, boş kılıç inmı almak için Battal Gaziye doğru eğildi. Fakat o anda, şah damarının ü si Zerine yediği müthiş bir yumruk der - besile, yıldırımla vurulmuş gibi, biruh İR cesedi halinde, kayığın içine yuvar- lanıverdi, Fakat bu konuşmalar, kuledeki iki *& binanın alt odasında yatan ku - YMandanı, uyandırmıştı. Kumandan, yatağından fırlıyarak renin önüne gelmiş, bakmıştı. Bu, Öyle bir zamana tesadüf etmişti ki, tatm © anda, kafasına yumruk yiyen nöbetçi, | kayığın içine yuvarlanmıştı. Kumandan, bu hali görür görmez, İ bağırmıya başlatmıştı. Bu telâşh ve heyecanlı bağırma o ka- F şiddetli idi ki, bütün muhafızlar, Yataklarından sıçramışlar.. yarı çıplak h#lde kılıçlarını kaparak, o dar ka- bıdan dişarıya fırlamıya başlamışlardı. Battal Gazi, metanetini kat'iyen boz- Mah. Elinde, enli yözlü Bizans kılıc “duğu halde, bir sıçrayışta, rıhtıma adi. Muhafızlar kapıdan firlarken, | Onları karşıladı: — Geri köpekleri, Geri, hürmet bil - in serseriler... Haşmetlü impa hazretlerinin emir zabitine Yekmek, ba... Eğer bu gece sizi, birer kik UZ Gİbİ gebertmezsem.. yarın müt- arz, a haşmetli imparator hazretlerine im.. hepinizi astıracıkğım ... Seli hepiniz, geri... Doğru, kovuşu - Dağ Kumandanınız olacak herif ne - w #P Onu da buraya getirin. Haşmet- Yeri Parator hazretlerinin, şifahf emir. De tebliğ edeceğim. İ 78, bağırdı, İşe Gazinin, daima emretmiye 8- < IŞ olan gr ve müessir sesi, tesirini ie gösterdi ki; yarı çıplak asker. » kılıçlarmın uçlarını derhal yere Bae birer birer tek katlı binaya ler. Koca kahraman, omuz başında yalva Tan bir geş işitti; — Ah, zabit efendit. Aldığımız emir- yi »e kadar kat't olduğunu bilirsiniz. ta i sözü söyliyen, kulenin kumandan: bi üzerinde büyük bir tesir husule ge- tirdi. — Aşkolsun, kumandan! Sen, haki- katen doğru sözlü bir adamsın... Sana ve arkadaşlarına bir teklifte bulund - yım. Beyhude yere, birbirimizin kanı- na girmiyelim. Bana, itaat edin. Emir - lerimi dinleyin.Buradaki işimi gördük- ten sonra, sizi de beraber alıp bizim ordumuza götüreyim. Hem, hayatınızı kurtarırsınız. Hem de, daha büyük bir refah ve saadet içinde yaşarsınız . Dedi. Zabit, başını iki tarafa sallıyarak: — Bu, ihanettir... Halbuki biz. bu vazifeye memur edilirken, mukaddes salib üzerine yemin ettik. Bu yemin, ancak ölümle nihayet bulmalıdır. İşte ben, ölüme atilıyorum. Diye cevab verdi. Ve sözlerini biti - rir bitirmez: — Yarah'. Sen bana merhamet et. Diye, bağırarak Battal Gaziye hücum etti. İki sert demir, birbirine çarptı. Bir kaç saniye, bu demir sesleri, koğuşun ölü sükütu içinde korkunç akisler yap- tı. Vazifesine ve yeminine sadık kalan kumandan, kafasını iki parçaya ayıran müthiş bir kılıç darbesile, kanlar için- de yere yuvarlandı. Vücudü, bir kaç kere uzandı, kısaldı. Sonra, bir tesbih böceği gibi büzülerek hareketsiz kal - dı. Muhafızlar, bu manzaranın dehşeti karşısında evvelâ taş gibi donup kaldı- lar. sonra. korkudan büyüyen nazarla- rım, yerdeki cesetten kaldırarak. Bat- tal Gazinin heybetli yüzüne baktı! Bergama kermesi (Baştarafı 5 inci sayfada) İçlerinden biri.: — Teslim... Diye bağırdı. Elindeki yalın kılıcı demirinden tutarak Battal Gazinin ö- nüne fırlattı. Bir saniye sonra, koca ; kahramanın önündeki kıltçlar, bir yığın halini aldı. Battal Gazi, bu kılıçları toplati. Ko- ğuş kapısından, denize fırlattı. — Ben emretmedikçe dişarıya çikan, Diye, tehdidle karışık bir tembihten sonra, koğuşun kapısını dişarıdan kilid- | ledi. Anahtarını aldı. Sonra; koşa koşa yandaki iki katlı binaya geçerek pren- ses Eleonarayı aramıya başladı. Bu araması, uzun sürmedi. Altkatta- ki kumandana mahsus odanın bir köşe- "sinde gözüne küçük bir merdiven ilişti. Bu merdiveni çıkar çıkmaz karşısına küçücük bir kapı ile karşılaştı. Fakat kilidli olduğu için, kapıyı dçamadı. O zaman: — Eleonora.. Kirya Eleonora! Dive, bağırmıya başladı. R Kapının arkasından, hazin ve narin bir ses, korka korka cevab verdi: — Bana seslenen kimdir? — Bir dost... — Ne istiyorsunuz”. — Sizi, kurtarmıya geldim... Çabuk, Wi açınız. ela gelecek dost kal- , — Kirya Eleonora!, Uzun konuşacak kadar, vaktimiz yok... Çabuk kapıyı a- çınız. di (Arkas var) hazırlıkları büyük bir hararetle başladı binin eşeğine biner ve var kuvvetile eşe- Bir Veziriazam düşüncesi Veziriazama askerden mahrum bir kumandana güven» menin mahzurlarını söylediğim zaman: “ O düşünsün. düşman karaya çılarsa başı gider!,, dedi Tercüme eden: Hüssy'ı Cahid Yalçın Maamafih, tecrübe edilen batar-)ka bir silâh olmamasına rağmen filonun yayı tercih ettikleri göze çarpıyordu. Fa-| alelâcele demir alıp uzaklaşmaktan başka kat diğerlerinin de ayni surette tehlike-|bir şey düşünmiyeceğine emin olmal 8iz olduğuna çarçabuk kendilerini kan-| diler, dirmak mümkün oldu. Ben İstanbulda bu projenin aleyhinde Boğızan ağzından son bataryaların bu-İçulunmayı bir vazife bilmiştim. Fakat Yunduğu Nâra burnuna kadar istihkâm-| yeziriazam ile münakaşa ettiğimiz 20 ların. vaziyeti düşmana çaprazlama (DİK men bana soğukkanlılıkla şu cevabı ver ateş arzediyordu. Yedi fersahlık bir me- di: safe dahilinde bu ateş hiç kesilmeden de- Ne v i ütü |vam eyliyordu. Boğaz müdafaasız bulun- EM düzü en a V duğu zaman bile bunu zorlamağa kalk- edebsizden kurtulmuş oluruz. Bu mamış olan Rusların bu projeden vaz.| pert bin edehüzden kurtulmuş #iklerini tahmin edebilirdim. İstanbul. ei İmei Gi elm i-l İşte bu mütalea neticesindedir ki on çin daha faydalı olabileceğini düşündüm. | bildiği gibi hareket müsaadesi verildi. Bu Çünkü orada kundakların inşaatını te.j Kadar noksan vasıtalarladır ki bahtiya kemmül ettirebilirdim ve topçu mektebi | Hasan imkânsız bir şeyi imkân dairesini açtırabilirdim. Bu işlerin ikisi de ayni de-| soktu, yahud kendiliğinden böyle oldu recede mühimdiler ve ayni derecede ih-| Bunu gördü. mal edilmişlerdi. Padişaha Çanakkale toplarım ikmal Altmıştan fazla Avrupalı geminin top-| etmeyi, daha iyi yapılmış kundaklar w lanmış olduğu küçük Nâra koyu birdaha mahir topçular temin eylemeyi an Fransız gemisi kiralamak kolaylığını ba-|latmak için kendisine takarrüb etme) na temin ediyordu, Bu gemiye bindim.| maksadile gizli vasıtalara müracaat et |Beni İstanbula iki fersah mesafeye ka-| tim. Craoul huharebesinde mahvolaj Altıncı gün Çandarlı plâj günüdür. Bu ! ğin koşmasına çalışır. Bu suretle en ge tarihi nahiyenin berrak sularında kuru- iride kalan eşek birinci ilân edilir. Bu ko- Jan plâjlar son yıllarda çok rağbet gör-| şuda mükâfatı alan eşek Sahibi sevinirken mekte ve Bergamanın deniz ihtiyacını da | zsvallı eşek ise koşudan yediğı dayağın gününde Çandarlıda hem denizden işti. Battal Gazi, sert vaziyetini, değiştir. ie Hetlâ sesisini biraz daha yüksel- — Haşmetli €MİF zabitine YİN ifasına mani değildir... Şriniz. Tebliğ edeceğim, Dedi, Kumandan, elindeki kılıçin Battyl Geziyi selimlyarak, derhal kapıdan girdi. Kumandanın arkasından, Battal Ga- içeriye daldı... Evvelâ, kapıyı ka- * sırtım kapıya dayadı. Sonra, bu ba ica kovuşun karşı cephesine sırala- e muhafızlara dehşet veren bir na » Tia baktı, yg denbire, başındaki Bizans dala, ni çıkarıp yere çaldı. G TA ata Byz 887, gefilleri,.. Ben, Battalım.. lik, irer oyaklaşınız. Eilerinizdeki SİM, ayaklarımın dibine bırakınız. Di. hepinizi kırarım. Ye, bağırdı. ME an, derin bir süküt içinde geçti. Ve haa sarkan yağ kandilinin titrek Bi, pl ışıkları altında, askerlerin ren- Bçlsarı kesilmişti. kile, Mardan, en başta bulunan asker, tal a tam ortasından tutarak, Bat RA dopru ilerledi. Fakat o an- Xi itin sesi, yükseldi: m &derr: Reril... Şimdi silâhını tes- Ming, sen, yarın imparatorun kılıcı ker, gı,can vereceksin... İnsanlar, bir Um ölür, imparator hazretlerinin Siz de içeri Sadasını andıran bir heybetle ni rak: Ölmek lâzimse, şimdi öle - Yücak, rada, hiç kimse sağ kalmı - © biz. ne Bati, . Battal Gazinin hassas kal- Jarı ile pehlivan güreşlerini mümkün olacaktır. Son gün gene Bergamada geçecektir. seyretmek atmalar, cub kaldırmalar, koşular yapı- fı eşek koşusudur. Eşek koşusu şu suretle Yapılır: En geride kalan eşek, birinciliği kazanacağından eşek sah! (Baştarafı 7 inci sayfada) paşadan defteri aldı. Gözünün önünde parça parça etti ve ateşe attı: — Ben bu parayı sultanımdan almak için kaydetmedim. Siz emrettiniz diye İ yazdım, Benim malım efendimin malıdır, kapında nice bu kadar mal kazandım. Diye ayaklarına kapandı. Fakat paşa. nın huzurundan çıkar çıkmaz doğru yapı yerine koştu, Amelebaşı kendi adamıydı. | Onun vasıtasile birkaç ameleyi elde etti.| Birkaç gece içinde, Derviş Paşa sarayının mahzenlerinin birinden sarayı &mirenin duvarı altına kadar, yer altında gizli bir dehliz yaptırttı. Sönra mahzendeki ağzını | taş ile ördürttü. Bu iş bitince, sadrazamın İcan düşmanı olan kapı ağasına koştu. Kendisine birçok hediyeler verip: — Vezirin padişahımıza sulkasdi var. dır, Sarayının mahzeninden sarayı İmire duvarı altına gizli bir yol yaptırttı. Beni ölüm ile tehdid etti. Başımı koltuğum al- tına alıp arza geldim! Dedi. Bir Yahudi sarraf, sadrazamdan nasıl İntikam alır ? I karşılamaktadır. Bergama kermesinin bu- | acısile çıkar. Belediyenin kermes için aldığı tedbir- fade etmek, hem de milli zeybek oyun-|ler şunlardır: : 1 — Otomobil ücretlerinde tenzilâtı tarife, 2 — Otellerde banyo tesisatı ve tenzi- hürmet etmek, vazifeni-| O gün büyük spor oyunları, ciridler, ok| lâtlı tarife, 3 — Bilimum gazino ve kiraathaneler. &ori dinleyi- | lacaktır. Bu koşuların en enteresan tara-| de, lokantalarda ve mümasili | yerlerde son derece temizlik ve azami tenzilât. 4 — Gelecek yabancı misafirlerin ihti. karşılaşmamaları için maktu fiat | Kapı ağası birinci Ahmede koştu. Bi.| rinci Ahmedin kan buşına fırladı, He. men yapı yerine mutemed adamlar gön- derdi. Yahudinin gösterdiği yer yıktırıl- dı. Gizli yol meydana çıktı. Netice malüm: Veziriazam saraya davet olundu. Ya- hudinin yaptıklarından haber. olmıyan Derviş Paşa birinci Ahmedin ayağını öp. mek üzere eğilirken bostancılar «ol gul- yabanis nin üstüne yullandılar. Padişahın dar götürdü. Orada muhalif rüzgâra te. sadüf ettik. Fakat mesalme devam için pek sabırsızlandığımdan bu zorluğa bo- yun eğemedim. Dört kürekçisi bulunan bir Rum gemisi tedarik ederek İstanbula gittim. İlk işim hükümete payitahtın artık Rus filosunun görünmesinden korkusu kal- mamışsa da şehrin sükün ve emniyetini elde etmek için düşmanın İnoz körfezin- de yapabileceği küçük küçük Jhraç ha- reketlerine meydan verilmemesi faydalı olacağını anlatmak oldu. Filhakika, bu sahili muhafaza için hiçbir tedbir ittfhaz edilmemişti. Oraya yapılacak oakınların birkaç köyü tahribden başka bir gayesi o- lamazsa da zihinler o halde idi ki iki yüz kişinin karaya çikması haberi İstanbula geliniye kadar düşmanın miktarı büyü. yecek ve İstanbulda büyük bir heyecan tevlid edecekti. Benim tarafımdan padişaha arzedilen bu mütulea onu silâhtarını © sahilde serasker ünvanile üç tuğlu vezir payesine şıkarmağa sevketti, Fakat biraz sonra öğ. rendiğime göre, tayin edildiği yere gi- den bu adamın etrafında ancak birkaç u- şaktan başka kimse yoktu. Bunlar da memleketi müdafaa etmekten ziyade hal. ka zulmetmeğe daha kabiliyetli idiler. Veziriazama askerden mahrum bir ku. mandana güvenmenin mahzurlarını izah ettiğim zaman, bana sakin sakin gu ce- vabı verdi: — O düşünsün, dedi, Sahili müdafaaya © memurdur. Eğer düşman karaya çika- cak olursa başı gider, Biz devlette bu türlü teminat kâfi gö. rülürse hiç şüphe yok ki o memleketi harbin felâketlerinden vekaye edebile. cek yegâne şey düşmanlarının ihmalin. den ibaret olabilir. Hasanın İlk muvaffakiyetlerini de Ba- bıâli böyle bir sebebe borçludur. Çanak. kalede bırakmış olduğum bu 'Türk, ma- lâm olduğu üzere, mekanik kuvvetlere pek az ehemmiyet verir bir adamdı, 4 bin fedai ile küçük gemilere binerek, hiç top almıyarak Limnosa çıkmayı ve muhass. rayı defettirmeyi, Rus filosunu uzaklaş. tırmayı düşünmüştü, Bu proje bana bir çılgınlık gibi gelmişti. Filhakika, sahil muhafızı hiçbir efrögates » bu macera. perestlere tesadüf etmiyeceği ümidi üz, rine böyle bir teşebbüse ( girişilebilirdi gözü önünde boğdular, Genç padişah, «ti. med ettiği adamın kendi hayatına kasdet- Bundan başka, karaya çıkma ameliyesi muhasara ile meşgul kuvvetler hiç farkı. mesinin sebebini anlamağa çalışır ve göz-İna varmadan yapılabilmeli idi, Hasan ta- lerini, Derviş Paşanm önünde uzanmış) rafından gafil avlanacak bu kuvvetler 8. dev gibi vücudüne dikmiş iken, cesed, bir| Antoine limanına doğru rezilâne bir sinir gerilmesi ile bir bacağını oynatıver-| rardan başka bir şev düşünmemeli idiler, dl. İşte o zaman, birinci Ahmedin tüyle-| Sahile kadar takib edildikleri halde, lo Ti diken diken oldu, Sanki, Derviş Paşa | larının yardımı onları mukavemete sevk. ayağa kalkıp gırtlağına sarılacakrmş san. | edecek yerde bilâkis gemilere İlticaya dı. On yedi yaşındaki çocuk padişah han- teşvik etmeli idi, Nihayet, Hasan fle ar- gerini sıyırdı ve kendi elile Derviş Paşa-| kadaşları Rus kuvvetlerini karmakarışık rın boğazını kesti, bir halde gemilere çekilmeğe mecbur Reşad Ekrem İettikten sonra ellerinde tabancadan baş- yahud tamamen dağılan Osmanlı ordusu Padişahta Rus toplarının sürati askerle rinin manevi kuvvetlerini tahrib husu sunda en büyük âmil olduğu fikrini za ten uyandırmıştı. O zamana kadar Türke, ler için meçhul kalan bu tarz talimler; topçuları alıştırıp alıştıramıyacağımı bene den sordu (1). Verdiğim cevab üzerine, sadrazam ve nazırlarına bu mevzua dah benimle görüşmelerini ve faydalı bulaca. ğım bütün çareler hakkında bana kolay, İk göstermelerini emretti, Osmanlı donanmasının batması üzeri, ne İstanbulun düştüğü yels ve ıztırab & çinde Türk nazırları padişah tarafından hakkımda büyük bir itimadı tazammun eden ve kendilerinde bir hased hissi LU yandırmıyan bir vazifeyi kabul etmem$ memnuniyetle telâkki etmişlerse de aynf #imadın gerek kendileri, gerek himaye ettikleri kimseler için istifade membaı 0 labilecek hususlara da şamil olmasından hiç memnun kalmadılar, Fakat Sultart Mustafa pek mutlak ve müstebid bir hüç kümdar olduğu için bana karşı taassuk kanununu ileri süremediler. Hakiki mü. İyminlerin bir hıristiyanın hizmetinde bul (lunmasını tecviz etmiyon âdetten istifa deye kalkamadılar. Zaten, #ik adımlar #* tılmıştı. (Arkası var) mak (1) Topçuları o kadar cahil 341 ki Türkler tarafından gönderilmiş olan bir m ruznamâsinde, bütün geceyi toplarını dol durmakla geçirdikten zonra, sabahleyin biş cehennem ateşi savurmağı muvaffak olduk. larını mağrursne yasıyorlardı. : ma am İN Bir doktorun günlük . notlarından Yılancık: 2 Kadınlarda hümmayı nifasi denilen Johusa hastalığım tevlld eden gene bu mikrobdur. Fekat başın başka einsler- dendir. Yılancığı süratle teşhis edere tedaviye müsaraat etmelidir. Çünkü b zan bütün vücudü kaplıyarak hastayc eldden çok tehilkeli ve endişeli dakikalar günler geçirlebilir. Bekiye nararan yi. lancıktan şimdi 6 kadar korkmuyoruz. Son zamanlarda keşfolunan prongvil toybazol bu bususta fevkalâde hüsnü me- | #loe temin etmektedir. Yılancık saridir, fakat bilhassa yarası olan vöcudündeki çıban yeri olanlara da. ha çabuk aireyet eder. Dikkat etmelidir. Wücudünüzde herhangi ufak bir sıyrı- ğa bile çok ehemmiyet vermek lâzımdır, derhal tentürdiyot koymalı ve biran ev. vel iyileşmesine bakmalıdır. Bazan küçük Bir sıyrık hayatı tehlikeye sokacak sari hastalıkların dühulüne bir kapı teşkil edebilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: