3 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

3 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Neşriyat kongresi dün açıldı Başvekil nutkunda hükümetin bir program hazırlıyacağını söyledi Ankara 2 (Hususi) — Neşriyat kongre-İnü niyetlerin eline bırakarak yarınki| O Önümde siyah esvablı genç bir a - 8i bu sabah saat onda İsmet İnönü Kız| Türk nesillerinin irfan yapılarını kura -İdam yürüyor. Onu takib ettim. Asan- Enstitüsü konferans salonunda Başvekil | cak eserleri hazırlamakla vazifemizi tam | sörün önüne geldik. döktor Refik Saydamın bir nutkile açıl taştır. Açılış merasiminde Vekiller, Par- İfa etmiş sayılabilir miyiz? Bu esaslı dava, Maarif Vekilliğin mem SON POSTA Kral ve Kraliçenin indikleri otelde neler gördüm ? Yazan: Suad Devriş — Asansöre buyurunuz! dedi. Birkaç kal çıkacağımızı zZannediyor- ti genel sekreteri İngiliz büyük elçisi,İleket kültür hayatınm terakki ve inki- dum. Asansör bir kat çıktı, durdu. Bulgır sefiri ve Ankaranın ileri gelenleri hazır bulunmuşlardır. Başvekilin nutku Ankara 2 (A.A.) — Birinci 'Türk meşri- yat kongresi bugün saat 10 da İsmet İn- önü Kız enstitüsünde ilk.toplantısını yap mış ve Başvekil Refik Saydam kongre mesaisini şu nutukla açmıştır: «Birinci Türk neşriyat kongresinin iç- timamı açıyorum. Neşriyat kongresinin sayın üyeleri, arkadaşın Maarif Vekili Yücelin ve onun çalışkan arkadaşlarının hazırladıkları bu kongreyi teşrifinizden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ede - rim. Trük kültür davasının mühim bir me- selesi olan bu meseleyi mütalea etmek için ve onu programlandırmak için sizin yüksek ihtısasınızdan, görgünüzden isti - İade için neşriyat kongresini topluyoruz. Cümbhuriyet hükümeti bütün işlerinde ih tısas erbabının tecrübeli arkadaşlarımızın bize verecöfleri bilgili direktifleri bir a- raya getirerek öyle bir program vücude getirmeyi ve mesaisinin heyeti umumi- Yesine bu programı esas yapmayı dalma umde edinmiştir. Sizin geçirdiğiniz tecrübeniz ve ilmi - hiz bize bu programı vsrecektir ve biz bunu zamanla mevcud maddi vessiti - mizle takib edeceğiz. Ben şahsan gürültülü programsız işten zaten hoşlanmam. (Bravo sesleri). Esaslı bir programa tâbi olarak geç te Olsa daima müsbet gaye üzerinde yü - rTümeyi kendim için şiar edinmişimdir. Arkadaşlarım da bu esasta azma benim- İe bersberdirler. Zaten bir müteaxifedir. Nihayet esaslı bir program safahatını ta- kib ederek onu yavaş ta olsa tahakkuk ettirmek atiyen bozulmaktan kurtardığı gibi yapılacak berhangi bir tecrübe hak-| kında başlangıcı ve esası malüm olduğu | İçin bize dalma yolda kolaylık verecek - tir, o kadar, Memlekette bir mill) kütüp- hane vücüde getirdik. Bunu en uzak kö- pe kadar götürmek, yalnız götürmek de- Yü, okutmak zevkini daimi surette idame #tmek bu kongrenin yapacağı programa tâbi olacaktır. Sizin ilminizden, tekrar diyorum, sizin ilminizden ve tecrübele -' rinizden istifade edeceğiz ve programı| Vücude getireceğiz. Onu tâtbik şerefini kazanabilirsek atiyen neticelerini gör - düğümüz zaman da sevineceğiz. Tekrar sizi selâmlarım. İşin ilmi teknik kısmını arkadaşım Yücel size arzedecek- tir. İşlerinizde muvaffakiyetler dilerim. (Alkışlar), Başvekil Refik Saydam sürekli alkış - Yarla karşılandı, Maarif Vekilinin nutku Ankara 2 — Başvekilin nutkunu mü - teakıb kürsüye çıkan Maarif Vekili Emin Âli Yücel kongrenin maksad ve gayele - rini izah etmiştir. Hasan Âli Yücel, nufkuna başlarken, ir fan hayatımızda ehemmiyetli vs tesirli bir hareket uyandıracağı muhakkak o - Tan bir teşebbüs etrafında toplanan iyi !s- teklerin ve en güzel düşüncelerin hâkim olduğu samimi bi? hava içinde birinci Türk neşriyat kongresinin çalışmalarına ve olduğunu kaydetmiş ve demiş- ir kiz Neşr'yat işlerinde de tam demokrat bir Tuh ve tam realist bir düşünce ile çalış - Mak, ancak cümhuriyet rejiminde kabil olabilmiştir. Cümhuriyet tarihindedir ki bir taraftan bütün devlet orgenlarile kuy Vetli bir neşriyat hareketine girişimiş, di- ğer taraftan husust basım ve yayım ku - Tumlarının emeklerine imkân nisbetin - de iştirak edilmiş ve çalışmaları böylece) takviye olunmuştur. On: yıldasiberi sevgili ve ebedi Şefimiz Atatürkün yaratıcı dehâsile Türk milleri için nurlanan bu sahada gerek devlet meken'zmasıhın. gerek tab; ve nâşirleri- şafı için yapması İzm gelen esas vazi - felerinden biri olan neşriyat işi üzerinde ehemmiyetle durdurmuş ve çevresinde toplanan meselelerin her birini ayrı ayrı mütehassıs ve alâkadarlariie birlikte göz den geçirerek, alınması lâzım tedbirlezi berâber düşünmeğe ve bulmağa sevket - miştir. Maarif Vekili nufkunun bundan sanra- ki kısımlarında kongrenin tetkikine ar - zedilen meselelerin her biri üzerihe de - legelerin dikkatlerini çekerek irfan ihti- yacımızı eldeki maddi imkânlardan en geniğ bir çekilde faydalanma yollarını bu larak karşılamak mecbuireyinde olduğu- muzu kaydeylemiştir. kütübhanesi Garb kültür ve tefekkür camiasının seçkin bir uzvu olmak dilek ve azminde bulunan cümhuriyet Türkiyesi için me - deni dünyanın eski ve yeni fikir mah - sullerini kendi diline çevirmek ve âlemin duyuş ve düşüMüşü ile benliğini kuvvet lendirmek zaruretini bilhassa işaret e - den Maarif Vekili, yalnız Türk karflerile okuyup yazan ve yüksek tabsil sınıflarına kadar gelmiş bulunan gençliğin sadece ders muallimlerinin dar kadrosu içinde bırakılmıyacağını, her ilim şubesinde on- ların bilgilerini genişletecek, his ve fikir dünyalarını aydınlatacak, onları cümhu- riyet rejiminin temiz ve idealist havası içinde yaşatacak zengin bir gençlik kü - tüphanesinin bir an evvel memleket ço - cuklarının istifadesine konulması lâzım geldiği noktasında bilhassa ısrarla dur - muş ve sözlerine devam ederek demiştir hi: «Dillerin zenginlik miyarları nasıl lâ - gatleri ise milletlerin ansiklopedileri de kültür seviyelerinin birer timsal sayı - Wrlar. 20 nci asirda bir millet için bir an- siklopediden ve muhtelif ilim şubeleri için hazırlanmış ihtisas lügatlerinden mahrumiyet, lehe sorulabilir bir yoksul- luk sayılamaz. Bu eksikliğimizi bir an önce tamamlamak ve her münevver Tür- kün yuvasında bulunduracağı bir bilgi hazinesi olan milli bir ansiklopediye sahib olmak yolunda atılabilecez en müsbet #- dımları değeri! kongrenizin bulacağını ve memlekete göstereceğine kuvvetli bır itimad beslemekteyim.» Hasan Âli Yücel, memlekette muhtelif ilim ve ihtisas şubelerınd: orijina! tetkik mahsulü telif eserlerin doğrudan doğru- ya yazıldığı lisandan muvafiskiyetle ya - pılmış tercümelerin ve günün tekniğine göre güzel basılmış kitabların neşrin: teş- vik için telif, tercüme ve neşir mükâ - fatları karşılığı olarak mütevazı de olsa başlangıçta kâfi sayılabilecek bir tahsi - satın 1939 bütçesine konulduğunu izah Maarif Vekili gazete ve mecmusların bu neşriyatı okuyucularına tanıttırmak hususundaki büyük vazifesine de temas ederek Türk matbuatının bütün memle - ket işlerinde olduğu gibi bu noktada da Yardım birliği ve candan bir alâka göste . e. büyük bir ümid beslediğini bil sözlerini bitiş N dei Maarif Vekilinin alkışlarla karşılanan bu mülkunu müteakib, Reis Başvekil doktor Refik Saydam on dakika istirahat | iç'n celseyi tatil etmiştir, Kongrenin ikinci celsesi açıldığı zaman riyaset mevkiini Maarif Vekili Hasan Âli Yücel işgal etmiş ve riyaset divanı inti- habi yapılarak Te's vekilliklerine İzmir meb'usu Hüsnü Kitaber; Üniversite rek - törü Cemil Bilsel ve Hakkı Tarık Us in. tihab edilmiştir. Encümenlere aza seçiminden sonra ve. len bir takrir ile ebedi Şef "Atatürkün aziz hatırasını taziz için beş dakika ayak. ta süküt edilmiştir. şi Kongre alkışlarla Reisicümhur İnöni- ye kongrenin en derim tazim ve bağlılık ri — Buyurunüz! Asansörün açılan kapısından yol ha- ısı döşeli geniş bir koridora çıktık. Koridorda beyaz önlüklü, beyaz bo- neli ufak bir fam dö şambr bize bir kapı açtı. Küçük bir antreye girdik. Solda duvarda pirinçten bir port man to ve antrenin yanında ve karşısında İ- ki kapı, Fam dö şambr sağ taraftaki kapıyı açtı. Zemini nefis bir Tebriz ha- ksile örtülmüş geniş bir salondayız. |Düvarın ve tavanın çiğ beyazlığını du- İ varın sol kısmını tamamile örten geniş bir Çin örtüsü kapıyor. Kenarda, birçok otel odalarında bu- İunan malüm ve muayyen eşyalar, hikmeti vücudleri anlaşılmıyan bir ta- kım konsol, masa, dolab... Geniş, rahat bir kanape.. Geniş ve rahat birkaç koltuk... Otel odası... Birinci sınıf bir olel odası amma... Gene bir otel odası... Bütün yabancılığı ile hiçbir şahsiye- tin izini, hatırasını taşımıyan Berlin, Paris, Londra, Tokyo veya Bom - baydaki otel odalarının eşi olan bir oda, İşte bu oda; Jöhusa döşeğinden sed - ye ile kaçırılan Kraliçe Jeraldinin gur- bet günlerinin ve tahtını tacını kaybe- den bir kralın #zablı saâtlerinin ağır, ağır geçirileceği köşe olacak.. Tavan - da bronzdan bir lâmbanın doruk cam- larından hafif bir ışık süzülüyor. Per- deler kapalı... İki kapalı perdenin birini bir el açı- yor, bir erkek sesi: — Buranın manzarası da güzeldir, diyor, bakmız!.. Aralanan pencereden dışarı baktım. iki apartıman arasından Halicin avuç kadar bir kısmı ve tam Süleymaniye görünüyor. Şimdi fam dö şambr yan kapıyı aç- tı. — Burası da yatak odası!. Duvarları yaldız çilek rengi kâğıd ve yerler ayni renkte frenk halı - sı döşeli bir oda!... Sarı, katrverengi ce- nel kurmay başkanı Mareşı! Fevzi Çak. May 3 Polonya Almanyaya üç maddelik bir teklifte (Baştarafı 1 inci sayfada) lunacağı günü yani gelecek Cuma gü- nü tevdi edilecektir. Polonyanın milli müdafaası Varşova 2 (A.A.) — Nazırlar mecli- si, bir kanun liyihası kabul etmiştir. Bu kanun lâyihası, Reisicümhura par- lamentonun önümüzdeki adi içtima dev esinin küşadına kadar milli müdafa- aya, mali ve iktısadi işlere müteallik kararnameler neşretmek salâhiyetini vermektedir. «Polonya Çeko - Slovakya değildir» Nevyork 2 (A.A.) — Polonya bü - yük elçisi Potocki şu beyfnatta bulun- müştur: Polonya, Çeko - Slovakya değildir. Almanyanın Dançis'e karşı herhangi bir hareketi bir harb sebebi olarak te- ilâkki edilecektir. Hitler'in koridordan geçen bir çe - rid talebine gelince, bu taleb Polon - yanm denizle irtibatını kesmek, eko- nomik ve belki de politik istiklâlini a- zaltmak arzusudur. Büyük elçi, Polonyanın Dançiğ me- selesini müzakereye âmade bulundu - ğunu ve fakat kuvvet önünde boyun eğ miyeceğini kaydetmiştir. Siyasi oyun Varşova 2 (A.A.) — Gazeteler, 1934 denberi Almanyanın Polonyaya karşı siyasi bir oyun oynamış olduğunu is - bata çalışıyorlar. Polska Zobrojna diyor ki: Almanlar, Ciespynde Polonyalılarla Çeklerin arasını bozmak için ellerin - den geleni yapmışlardır. Berlinde ve Danzigde Ukran$a teşekkülleri vücuda getirmişler ve bazı Litvanyalıları bü - kümet merkezi Vilnada olmak üzere bir Litvanya devletinin kurulmasını İstemefe teşvik etmişlerdir. Bugün de Slovakları Polonya ve Macaristana kar şi tahrik ediyorlar. Sovyet - Polonya münasebatı Varşova 2 (A.A.) — Fransa - İngil- tere ve Rusya arasında bir anlaşma ak- di için yapılmakta olan müzakerelere vizden modern geniş bir dolab, yuvar- lak aynalı alçak bir tuvalet masası... Ve yanyana konmuş alçak iki la Karyolaların üzerinde düz beyaz ke- tenden örtüler. Ve üstlerinde bir el i- şi, bir dantel dahi bulunmıyan basit keten yaslıklar var... Komodinlerden birinin üstünde tu- rTuncu abajurlu bir lâmba, ötekinin üs- tünde bir şehir telefonu ve telefon reh- beri. İleride kahverengi, bej yollu bir se- mağa riyaset divanı vasıtasile saygı ve) dir, odanın tek penceresinde ayni renk- sevgilerinin bildirilmesini tasvib eyle - Bundan sonra muhtelif hatibler söz al mışlardır, Encümenlerde Ankara 2 (Hususi) — Birinci Türk neş riyat kongresi encümenleri öğleden son- ra toplanarak reis ve raportörlerini seç - İ mişler ve çalışmalarına başlamışlardır. j Maarit Vekili Hasan Âli Yücel eneümen- İlerin çalışmalarına iştirak etmiş ve her bir encümene uğrıyarak münakaşa ve mü zakerelere iştirak etmiştir. Muhtelif encümenlerin reis ve raportörleri Basım, yayın ve satış işleri encüme - nine reis Ahmed Halid Yaşaroğlu, ra - pertör Vecihj Körk, dilekler encümenine reis Erzurum meb'usu Nakiye Ergün, ra- portörlüğüne Mecdi Sadreddin, edebi mülkiyet encümenine reis Muvalfak Müne'oğlu, raportör Server İsgit, genç - k ve çocuk edebiyatı encümenine res sma'l Hakkı Baltacıoğlu, raporlör Sezer Taşkıran, mükâfat yardım ve propagan - Ni | neşriyat programı encümenine reis Eri - şirgil, raportör. Naşid Uludağ, tercüme işleri encümenine reis Etem Menemenci. oğlu, raportör Mustafa Nihad seçilmiş - lerdir, Kongreye İstanbul Ün'versitesinin çok mizin genç Türk meslinin istifadesine koy) hislerinin iblâğını karar altına almış veliyi hazırlanmış temetini ve teklifleri'ih » dukları eserler bize istikbal &çin ümid Verici Bir kemmiyet ve keyfiyet aczet mektelir. Bununla beraber unutmamalı. dir ki bütün bu emek ve sermaye mah. Gullerin; sadece tesadüflerin Ve «rf bile. gene okunan takrirlerle B. BE. Meciisi Roj si Abdülhalik Rendaya ve kongrenin açı- lışına riyasot etmek suretile neşriyat da- vasına yakın bir alâka göstermiş bulu - nan Başvekil doktor Refik Savdam ve se. tiva eden raporu tevdi olunmuştur. Bu tapor bugün dilekler encümeninde okun. Muş teksirine ve bütün encümenlerin is- tifadelerine arzedilmesine karar vermiş- tir. te perdeler var. İşte bütün bir krallığı kaybeden, menileketlerini kaybeden bir çiftin e - linde kalan âlem hepsi bu!.. Bir kraliyete sahib olmak hulyasile daha 2 sene evvel istikbalini genç bir mille- tin başında bulunan bir kralın parlak zannettiği bahtına bağlıyan genç kra - Hçenin bütün âlemi... — İşte buradan da çocuğun odasma gidilecek. Çocuğun!... Amma da, dalgın bir insanım... Kra- liçeye kader bütün kaybettikleri şey- lerle pahası mukavese edilmiyecek en büyük saadeti bütün o şeyleri kaybetti- ği günlerde vermedi mi?.., Onun anne olduğunu nasıl unuttum! Onuh bütün âlemi!. Yepyeni, tap - taze ve parlak kâinatı, işte şu Hind iş- lemesinden bir paravan duran kapının öte tarafında başlıyor. Paravamı çekiyoruz. Kapıyı açıyo - ruz. Beyaz duvarlı. tek pirinç karyola- İı, geniş beyaz dolab, beyaz twwaletli da encümenine reis doktor Hafız Lokman | bir odadavız. Kenarda açık bej ren'zin- hekim, raportör Behçet Kemal Çağlar, de iki koltuk, bir kaname var.. Ortada üstü dantelâlı gözel bir örtü ile örtül- müş yuvarlak bir masa... — Çocuk beşiği nerede?. — Birazdan koyacağiz!... Odaya şövle bir bakıyorum. Bitişik odada geçecek elemli günlerin, teselli- si, saarleti olacak bu odaya bir oOkere daha bakıyorum. Sonra açılan kapıdan koridora çıkı * yorum. Rehberim elile koridoru gös - tererek: — İşte diyor. Bütün bu odaların hep bulunacak Polonyanın itiraz ettiğine dair yaban- cı memleketlerde çıkarılan heberler - le Polonya - Sovyet komşuluk müna - sebetlerini bozmak için yapılan teşe - büslere cevab veren Kurjer Polski di- yor ki: «Çok iyi bir membadan aldığımız malümata göre Polonya mezkür mü - zakerelere iştirak etmemektedir. Sov * yet - Polonya münasebetlerine gelince, bu mesele münhasıran Polonyayı alâ- kadar eder ve onu Polonya bizzat ken disi halledecektir. İngiltere ile münasebat Varşova 2 (A.A.) — Ma'buat, alâ * kadar İngiliz mahfellerinin beyanatı dercetmektedir. Matbuata göre bu mali feller, İngiliz - Leh münasebetlerinde- ki berraklığa işaret etmekte ve Polon - ya kendini tehdid altında hisseder et * mez İngiltere ile Fransanın yardımı - na koşacaklarına dair yapılan vâdlerin gayet sarih olduğunu kaydeylemekte « dirler. Alman gazetelerinin başlıkları Berlin 2 (A.A.) — Gazeteler, Po « lonyayı harbe teşvikte bulunmakta ol makla itham etmektedir. Garete başlıkları manidardır. Hamburger Fermdenkjatt, Pdon « yanın Almanya aleyhindeki tahrikâ * tından bahsetmektedir. Zeit gazetesi şöyle diyor. Polonya, vaziyeti anlamamazlıktan geliyor. Essen'de çıkmakta olan National Ze itung, şöyle diyor: Polonya, bize hakaret ediyor. Borsen Zeitung, yazıyor: Varşova, kılıcını çekiyor ve harbe teşvik ediyor. Bir Leh gazetesinin talebi Varşova 2 (A.A.) — İllustrowanny Kurjer Codzienny «Bugün yazdığı bir makalede Silezya *'e Şerkt Prusya mın takalarının Polonya ile olduğumu ileri sürerek bursların Polonyaya ilhakını istemektedir. z Cümhurreisi dün Genöral Veygand'ı kabul ettiler (Baştarafı 1 inci sayfada) Şükrü Saracoğlu, Milli Müdafaa Vekin Naci Tınaz ile milli müdafaa ve genel kurmay, Hariciye Vekâleti ve Fransız büyük elçileri erkânı hazır bulunmuşlar- dır. Fransız Büyük Elçiliğinde Ankara 2 (A A.) — General Veygand şerefine bu akşam Fransız büyük elçisi Massigiy tarafından bir ziyafet veril « Müdafaa Vekili Naci Tınaz ile İran, İn- giltere, Polonya, Romanya büyük elçile- ri, Yunan elçisi yese zevat bulunmuş- tar, Ziyafeti parlak bir suvare takib etmiş” tir. ——— — ———— si kralm maiyeti tarafından tutuld Elli kişi bizim otele geliyor. Yirmi ki- raldin'in solgun yüzünü, ince endam" nı aksettirecek geniş aynalarda kendi hayallerimizi seyrederek merdivenler” den aşağıya iniyoruz. Buradan ayrılır ken, birkaç saat sonra Kral Zogu, Krs- liçe Jeraidin, dadısınm kolları arasın * da taçsız ve memleketsiz bir (küçük veliahdin ve bütün eski bir sarayın ©e$ ki rica! ve bendemn kalabalığını ay” bi merdivenlerden yukarı çıkacakları” nı düş i Bir otobüs diğer bir otobüse çarptı Kurtuluş « Beyazıd arasında işliyen şoför Osmanın idaresindeki otobüsten 'Türbe durak yerinde müşteriler iner * ken, arkadan ( gelen şoför Mehmedi9 kullandığı Fatih - Şişli otobüsü durma" miş ve ilerideki otobüse çarpmıştır. Müsademeden, yolcular heyecan$ kapılmışlarsa da, insanca zayiat olma © mış, yalnız heriki otobüs hasar uğramıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: