29 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

29 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Sulh: Siyaset Barometresi güzel Havaya doğru gidiyor Yazan: Muhittin Birgen Y geldi. Siyasi ufukta tedrici su- rette açılma alâmetleri artıyor. Kış 86“ nunda, ilkbaharın ilk haftalarında çok bulanık, çok bulutlu, battâ bazan, şim-| şekli ve nalı görünen (gökyüzünde şimdi sulh güneşi, yaz güneşi ile birlikte parlıyor. Aylardanberi, «harb olursa?» «harb olacak mı?,, «harb olacak'» diye endişe edenler. şimdi endişelerinin bey- hude olduğunu görüyarlar ve bütün bu badire arasında kârlarınn, korkulu haf- ialar ve hattâ aylar geçirmekten ibaret kaldığını anlıyorlar. Ben, bü yazı sulh içinde geçireceği *i söylediğim zaman banan inanmıya! kat, şimdi bunlar da benim! un olanlar verebi- | ve gevşelen havası liriz: Bu yaz harb Evet, bu yaz harb yoktur. Bunu anla” mak için iki ufka bir göz gezdirmek kâfi gelir. Birincisi siyasi ufuk: Orada gün-| den güne açılma göze çarpıyor. Siyaset baroyetresi güzel havaya doğru yükse- liyor. En sert sözlü ve çok silâhlı davacı- lâr bile şimdi hafif sesle konuşuyorlar. Üç ay evvel söylediğim gibi: Onlarda, herkes gibi, yorgundurlar. Bu yorgunlu-| ğa rağmen, bir aralık gürültülü şeyler söylediler, hattâ silâh şakırdatmaktan da hâli kalmadılar. Fakat, bütün bunlar si- yasi mücadelenin zarureileri idi. Bu mü- cadele hayatı bunları arada bir zaruri! hale getirir; çünkü dünya henüz müva-| zenesini bulmuş bir dünya değildir; mü-| vazenesiz bir dünyada ise mücadele da- ha sert, daha gürültülü olur, Biz bu gü- röltülü münskaşaya Obakmıyacağız ve gözlerimizi daha ziyade münakaşaları do- ğuran kuvvetlere, bunların hedeflerine dikkat edeceğiz. Böyle yaptığımız zaman mutlaka görürüz ki siyasi ufuk bu mev- sim için, bu sene için günden güne te- mizleniyor, İkinci ufuk ta dünyenin iktisadi uf. kudur: Üç haftadanberi dünya borsaları üze- rinde dolaşan dikkatler görürler ki her şeyde tedrisi bir sükün ve huzura svdet! hareketi yardır. Altının Avrupadan A- merikayi doğru yaptığı hicret son halla içinde adetâ durmuş gi mısır piyasıları hen İ yil ok-| tamamen reket yoktur. Borsalar n zan içinde sükünetle, gün kib edip gidiyor. Hattâ, daha kuvvetli bir alâmet: İki haftadanberi demir ve çelik piyasaların- da daha fazlu bir sükünet ve biraz da! gerileme harekti vardır. Demek Xi selik ve demir ihtiyaçları - harbin en büyük ihtiyaçları - etrafta kendifini s. kıştırıcı bir hâdise olmak üzers hissettir- mekten çıkmıştır. Borsa hareketleri, borsa dedikoduları, siyasi hareketlerden ve siyaset dedikodu. larmdan daha çok kuvvetli harb ve sulh #lâmetleridir. Bugünkü dünvanın bütün lük hayatım tas ğini biliyorsunuz. Burada da onları, mü- oluyor | d İ gireceğiz. Yaz sonunda da ayni şey Gençlikte hasıs, ihtiyarlıkte müsrif olmak #ymi netice- Yi verir. İnsanın ömrü mahrumiyetle geçer. Gençlikte kendi kendinizi mahrum etmişsinizdir, ihtiyarlıkta ise imkândan istifade etmenize mâni olan söz Kanadalı beşizler Kral ve Hraliçeye Takdim edildiler Meşhur Kanadalı beşizlerin Torentoda liz kral ve kraliçesine takdim edildi. rebbiyeleri ile birlikte kralın huzuruna giderken görüyorsunuz. Kızını ev endiren baba ve romancı Roger Vercel, son seneler içinde bey-) Herşeyi zamanında. Herşeyi daima yarını düşünmek ve daima itidal saha- sında kalmak şartile zamdnmda yapınız. Bugün yarına benzemez, yarın ise evvelki günden çok farklı olacaktır. Bugün saklıyayım yarın yerim demek, bugün yiyelim ya- rin bulurum demek kadar yanlıştır. ARASINDA memnu | iç bir şey satmıyan Hergün bir fıkra | İşgüzar bir dükkân Sahibi Suyun hakkı : MAŞ Sütçü, şehirde sütünü satmış, kö- İ| | yz: MENE yüne dönüyormuş. Bir dere kenarın- i| | / sağ da oturmuş. Paralarını cebinden çi" karmış, Saymaya başlamış. Sayarken : birdenbire avucundaki paranın bir kısmanı dereye düşürmüş, dere derin- ? miş, paraları oradan atmayu imkân | yokmuş, Sütçü geri kalan parayı he- sablamış: — Tamamı, demiş, su kendi hakkın. dan fazlasını almamış, NE mm ee “ Ümid ,, elması Çalınmak Tehlikesinde tabiatin kanunu- f İ : İngilterede garib bir dükkâncı yaşa - naktadır. Bu zat her sabah hiç şaşmadan, saat sekizde Surreydeki boş dükkânını âç- makta, süpürmekte ve hiç bir şey satma- mak üzere tezgâhının başına geçerek bek lemektedir. Zira dükkânda satılacak eş - ya namına tek bir mal yoktur. Dükkâncı, müstekbel müşterilerine, ne iş yapacağını daha kararlaştırmadığım, ailevi sebebler yüzünden dükkânı kapalı | | nelmilel büyük bir şöhret kazanmış ro- mancilardan biridir. Kendisi Fransızdır. Üslübü ve tasvirlerdeki kudreti kendisini fevkalâde sevdirmiştir. En fazla beğenilen eseri «Remorguose dını taşıyandır. Bu eserin o karşılaştığı pek büyük rağbetten bilistifade, büyük bir Fransız im kumpanyası bunu filme çekmeğe karar vermiştir. Muharrir film kumpanyasının isteğini kabul eylediğinden filmin çevrilmesine hemen başlanmıştır. Geçenlerde Parise gelmiş olan Roger Vercel büyük bir hüsnü kabul görmüş ve stüdyoları gezmiştir. Sinema ve ede-| biyat hakkında radyoda halka hitaben! birkaç söz söylemesi rica edilmiş. Ricayı lerha! is'af eden muharrir şu sözleri söy-| lemişt «Eserini sinemaya veren bir romancı, | kızmı evlendiren bir babaya benzer! Bu sözler Fransız edebiyat mahfellerin. de çok beğenilmiştir. Fa- kat gelecek sene hakkında şimdilik hiç tutmak veya başkasına kiralamak iste * mediğini söylemektedir. rülmektedir. meted'yor / İngiliz başvekili Çemberleyn, Albert holde verdiği bir nutukta karısından $i- ü | tayişle bahsetmiş ve: «Karıma karşı beslediğiniz. hi İteşekkür ederim. Karım benim bi sırlarımı bilir ve hiç birini ağzından ka- çırmaz. Hatalarımı nazikâne bir su tashih eder ve lâyık olduğumu düşündi Bü zamanlarda beni teşvik, mefhetmeği asla unutmaz. Unuttuğum bütün şeyleri hatırlar, Karım benim otuz yıldır, tesel- Wi bulduğum kaynağım ve hayat yolda- sımdır» demişti Eski dost düşman oldu! İngilterede muhafazakârlar partisi €s- ki reis Lord Stonehaven o Çemberlaynin Resimde bu garib adamla dükkân gö -|* büyük borsaları hark ve sulh meselele-| bir şey bilmiyoruz; hiçbir şey söyliyeme- Meş'umluğu ile tanılan ve kraliçe Ans tuanta aid bulunan «Ümid» elmasının ça- hir nutkunda Almanlarla müstemleke # şinde yeniden görüşebileceğine dair ima rini örten esrara en mühim dinlomatla. rından çok daha kuvvetle vâkıftırlar.| Borsalar, böyle buhranlı zamanlarda ge- lecek ayların bize getirecekleri ihtimal - leri çok yakından takib ederler. Ekseri- ya, en yüksek mevkilerde bulunan dev- let adamlarının kafalarının içine girmeğe bile muvaffak olan borsalar vardır. Şu halde, enternasyonal borsalarda sükünet havası estiği müddetçe harbden korkma- ya sebeb yoktur. * Yaz güneşi ile birlikte sulh güneşinin! de meydana çıkmasında Türkiyenin bü-| yük rolü olduğunu da unutmıyalım. Tür-| kiye, son anlaşma kararını verinciye kâ- dar daha yiyade kapalı ve bulutlu görü- Den siyaset ufku, Türkiyenin son kararı. mi müteskib derhal açılverdi. Güneşin şarkta doğduğu malüm olduğuna göre! bunda da hayret edilecek bir şey olmasa gerek! Yaz sulh getiriyor; onu sulh içinde ge- yiz. Dünya, o haldedir ki bugünün bey- bii beylik olduğu gibi, bugünün sulhü de sulhtür: Bu seneyi sulh içinde geçirece- ğimizden emin olmak, geniş bir nefes al- mak için çok kâfi bir seböbdir' Muhittin Birgen İSTER Daha bir iki sene evveline ge lek, sekiz on liralık bir pijama almak Beyoğlunun ancak bir iki mağazasına gi relik kravat, yedi liralık gömlek, on Jiralı olmuştur. Emmönünden Sirkeci veya Bahçekapıy vürüyünüz. Caddenin iki tarafını doldu Bazalarımın vitrinlerinde göreceğiniz etik, onun daima üstündedir, Daha Size: İSTER | INAN, ciye kadar İstanbulda kıy” | meti iki Üç Hrayı geçen kravat, altı yedi lirayı aşsn göm- aşağısını mi da bulunmasını, onlara bu müstemleke- lerin verilmesi şeklinde tefsir ederek, dostu başve' iyesi bir harb ilân et miş bulunmaktadır. Lordun bu hareketi, mecliste başvekile karşı muhalefette bu- lunacağını göstermektedir. ınmak tehlikesine maruz kaldığını bu sütunlarda yazmıştık. Şimdiki sahibesi madam Maklin, ihtiyat tedbiri olarak, ar- tık hergün Bu meşhür elması boynunda taşımaktadır. İSTER İNANMA! — Mahmudpaşaya, yahud işportaya, diyorlar, Niçin? Bir mecliste konuşuyorlardı. Düşünenlerden birisi, halkta refah ve servetin arttığına hükmetti, diğeri lüks eşya kullan- ma hastalığının ortanış olması ihtimalinden korktu, bir ü- güncü ise ğün kiymet üzerinden değil, sıklet üzerin- den ahnd;, &mki âdi mala da, iyi mala da ayni ücret nin getirildi söyledi. Fat yüksekliğinin k şeklinde buldu. şahede bir hakikattir, altın devrinin tek (Pigmalyor) ası kâğrd devrinde yüzleşmiştir. fakat sebebinin ko- la bulunabileceğine: TER INANMA! idili ık pijama hâretâlem e e sebebini bu £ etler üçi istiyorsunuz? | NAN, İS AMAR NN ———— Sözün : kısası | g ves - ün, Galatasaray adını ebedi tiren tarihi irfan ocağın”... ihtiyar mezunları, sevgili mek nin dana çek Şök:n muhitinde si pilâvlarını yediler. w Gerek mektebimizin adı ve ser ipilâv toplantısı, son senelerğ€&, bilmiyenin tarizlerine uğruyof” Zannediyorlar ki GalatasarâY ali rindeki (saray) kelimesi ger$ gi dimağlarına azçok bir irtica GULE ünlü Bizim pilâv gi” sadakst de, Galetasa ny ziyade mideye bağlıl ös ri e Ne odur, ne de o! Galatas#ra$ yg rini biz, oranın vefakâr evlâdı, > halinde kabul etmiş ve öylece Dİ rt şizdir. O şerefli ünvanı Galatâ j or raydan mürekkeb bir acı siir ' rek benimsemediğimiz içindir e Bun altında, sarayın tahakküm ği“ de bile onun nüfuz ve tesirinde? ma uzak kaldık. Demokrasinin ei za almak bile hater) iken, Gal ki # lı filen demokrattı. Hâlâ, bugü”. lâv toplantılarımıza iştirak eden > rüklü küçüklü insanların sarin, iz ve mütesanid manzarâ$i devirde sınıf farkı gözetmemis © muzun Her yıl tekerrür eden ©siii delilidir. Galatasaraym üç çeyrek asr9 şan feyizli varlığı önünde, b başka bir his duymak mümkün fdir. Gelmiş geçmiş Galatasara. vatan hizmetinde can vermi$, ve medeniyet uğrunda ömür sase lerin sayısı hayret verecek kadar e 4 tur, Sekidlerimizin mübarek K8” geri ri, Çanakkalede, Ve diğer serh mebzulen bulunur. Pilâva gelince, o gün de arkadas ma dediğim gibi, bizim için bir * dür. Birer pirinç tanesi olan bf mizden koskoca Galatasaray pr cud bulmuştur. Nesilden nesle gi nın günü mekteb sofrasmâ yedi konan pilâv karavanatından. sl tesanüdün ilhamını aldık; biribi ze karsı dost, vefakâr olmayı 3 ei Yılda bir kere, bir yandan # çe yandan sıklasan saflarını. ge . er w ziyetini görmek, gidenlere 18) len'ere muvaffakiyet ve saad mek maksadile toplanıyorsak t feni " in nazarında, Galatassiğe aylılık sıfatı, bütü ten adını taşıyan mukaddes vas inde kizi ona deha ziyede b” Meyer. i Vatan aşkını, büyükler saygi ye” zife kutsiyetini biz o saçağın 8 rendik. Kalblerimiz en yüksek | canlarla ilk defa orada SE al Bunu unutmuyoruz.. zeri Ve mektebimizi, kapı ve pencer g* aziz vatana açıldığı için daims deriz! e p, m

Bu sayıdan diğer sayfalar: