31 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimli Maka C. H. Partisinin Yazan: Muhittin Birgen men ümhuriyet Halk Partisi, Türk milletinin bütün müsbet kuv - vetlerini kendi kadrosu içine almış mili bir siyaset organı olarak cümbhuriyet ta - tibinin ilk devrinde pek çok işler yaptı. Bu işleri birer birer saymıya burada im - kân yoktur. Biz, bunların hepsini birden umumi bir mana içinde ifa etmek istersek şunu söyliyebiliriz: Parti, Türk milletinin her renkten ve her istikametten gelen bü” tün kuvvet kaynaklarını bir araya topla" dıktan sonra, meydana gelen büyük kuv- vet kütlesini, Türk miiletini, yeni bir hayatın geniş ve yaratıcı ideallerinden il» ham alan bir faaliyete doğru sevkeyle - mek vazifesini görmüştür. Yani, Parti, bu memleketin eski veya yeni her türlü müsbet kuvvetlerini evvelâ bir araya top lamış. sonra da bu kuvvetleri yepyeni bir hayat anlayışına göre dikkatle işlemiştir. Ötedenberi ahenksiz çalışa çalışa israf edilen milli kuvvetleri bir araya toplayıp ona tam bir ahenk vermekten ibaret © Parti son zamanlara iyetle idare etti, Bilhassa milli kuvvetleri kısmen yan iş ve kısmende iyi tayih edilmemiş, müphem ve gayri vazıh hedefler uğrun- da israftan sakınarak bu kuvvetlerden azan randıman alınmasını temin bakı Ana Kraliçe Marinin mından Partinin sarfetiği gayretlerm| Ofomobiline çarpan k müsbet neticeler vermiş olduğu mu im Kamyonun şoförü Bazı kimseleri methederken: bileceğini tamamen unutmuşuzdur. hakkaktır. Parti, ilk devrinde, bu işi, Alatürkün şahsi sevk ve idaresi altında yaptı. Mille- tin ona karşı gösterdiği büyük emniyet ve bağlılık, Partinin bu yoldaki gayretlerinin sükünet içinde inkişafını temin ediyordu. * Cümhuriyetin ikinci devri Partiyi ye” ni yeni vazifeler karşısına koydu. Ata - türkün an'aneleri üstünden, memleketin yeni bir devir ve yeni yeni ideallere doğ- ru sevketmek işini üzerine alan Milli Şef, Partinin bu yeni vazifelerini çok iyi ser miş olduğu için, onu, tedrici bir istiha - leye doğru götürdü. Evvelki gün, Değiş - mez Başkanın çok yüksek ruhlu bir nut- ku ile açılan Beşinci Kurultay, Parti bün- yesindeki bu istihalenin bugünkü safhası- na, artık sarih bir ifade vermiye davet e - dilmiş bulunuyor. C. H. P. bundan evvelki devirde oldu- ğu gibi, memleketin bütün kuvvetlerini yüzde yüz merkeziyetçi bir ruh içinde, | bir noktaya toplıyan bir teşekkül olmak -| tan çıkıyor. Artık, hükümetle fırka, bir biri içinde yaşıyan iki teşekkül değildir. Kurultayın vereceği kararlardan sonra, Parti ile hükümet arasındaki vazifeler ev- velâ tamamen ayrılmış, bilâhare bunlar, hükümette toplanmış bulunacaktır pedersem, Parti ile hükümet arasındaki münasebetleri tanzim eden bu yeni pis - tem, şimdiye kadar halledilmemiş olan es ki bir davayı en mükemmel ve en orijr nal bir şekilde helledecektir. ve İngiltere ana kraliçesi Marinin bindiği otomobile çarpan kamyonun şoförü Ku- per sekiz senedenberi otomobil kullan * İl anki dara pod Parti ie hakümel | SAKİĞ. Veba karya kadarda tek ie otoriteleri arasında daimi bir tedahül ve keki e bazan da bir çarpışma vardır. İttihad ve üzülmüş, bir çiçekçiden iy LR nergis Terakki teşkilâtında da görülüp bütün! çe öle yaptırarak, saraya gitmiş ve bil - Meşrutiyet devrinde” dimi bir şikâyet| yana bunları krelkçeye takdim etmiştir. mevzuu teşkil etmiş olan bu tedahül, Cİ Demete iliştirdiği kâğıda Kuper: EN H. P, pin ilk, devrinde Dahiliye Vekili) Çabuk © iyileşmeniz temenmilerilen ile Umumi Kâtibin birieştirilmesi Ve AY” | cümlesini yazmıştır. Resimde şoförü sa- ni tarzda bir birleştirmenin de vilâyetlere Süren ieiiyorasuk. Sağılması şeklinde halledilmiş, Gok) 7 merkeziyetçi ve lüzumundan fazla otori- ter olan bu hal şeklinin de davayı hallet- mediği görüldüğü zaman, Milli Şefin ir - şadı le, Parti şimdi bu meseleyi en gü - zel ve gayet orijinal bir şekilde halleden bir sistem kabul ediyor: Bütün salâhi - yetler ve otoriteler ayrıldıktan sonra, hepsi de kabine içinde toplanmış bulu nuyor. Tek fırkalı memleketlerde bu meseleyi bu kadar makul bir şekilde hal. letmiş olan bir nümune yoktur. Öyle tah- min edebiliriz ki bu yeni sistemin fırka - nın, içtimaf kuvvet olarak halk arasın - da ve siyasi kuvvet olarak ta devlet için- de çok faydalı bir surette çalışmasını te- min edecektir. Bu faydaları, pek kısa bir zamanda göreceğiz. * Milli Şefin, çok yüksek bir ruh ile mem- lekete yaptırmıya azmetmiş göründüğü büyük demokratik istihslenin diğer bir kuvvetli hamlesini de gene bu defeki ku- rultayda görüyoruz. Bu nokla üzerinde duralım: Dünyanın en büyük cerrahı öldü Düfiyaca tanınmış Amerikah cerrah doktor Charles H. Maya, zatürrie neti- cesinde Şikago'da ölmüştür. İSTER Aşağıda mektubundan çıkarıyoruz: rapten gönderilmiştir. yesinin ilk tahkikatını yapan mskam hi mıştır. ve bu vak'a da adliye tarihimizde belki “Hiçbir yakıcı veya kesici silâh kullanı parılan İslâm; buldum. Hâdiseden fazla İSTER | (Devamı 10 umcu sayfada) — Hiç hırsı yoktur, kendi halinde yaşar, deriz. O dakikada bu hükmün ihtiyar bir adam için bir dere- ceye kadar doğrü olmasına mukabil genç bir adam için: «Yaşamak kuvvetini kaybetmiştir, damarlarında çalış - mak ve yükselmek eksiri kalmamıştır» mânasının gele INAN, göreceğiniz satırları Zonguldak muhabirimirin — e... Müştekiye aid kopmuş parmak, tahkikat evrakına Şimdi adliye safhasına intikal eden kopmuş parmak hikâ- Evrak tomarile beraber adliye masalarında kopmuş parmak Kozluda oturan İslâm isminde birisine aid tir halde eşine ender raslanan bir vak'adır. Vw krs mutlak olarak değil, ancak dereceyi aştığı, maku- #ün ve mutedilin fevkine çıktığı takdirde mahküm edi- niz. Zira hırs simsiyah bir gözlük halini almamak şartile aptali kurnaz, tenbeli çalışkan, bedbini nikbin yapar. Yezâne tehlikesi simsiyah bir gözlük halinden de çıka- rak insan görmekten meneden siyah bir gözbağı haline gelmesidir. sSOZ ARASINDA gelirliler Hergün bir fıkra Senin gibi bir (ane daha yok Tren, istasyonda durmuştu. Yolcu- ? lar arasında bulunan ihtiyar bir ka- dın güçlükle yürüyebiliyordu. Tre- nin ineceği sırada İ tutunamadı, düştü, i Bir erkek yolcu koştu; i — Dur valide sana yardım edeyim j de kaldıraınım. Kadın kendisini yerden kaldıracak erkeğe baktı; — Burada yüzlerce insan var, içle- ? rinde senin gibi bir tane yok. — Evet valide. olabilir.. — Dedim ya, senin gibi bir tane yok, hepsi terbiyeli insanlar. Yanıma gelip bana valide diyen terbiyesiz bir sen oldur! Pilsudskinin karısı kadın- lardan müteşekkil bir yardımcı ordu kuruyor Bugün Polonyanın kurucusu Mare - şal Pilsudski'nin karısı Madam Alek- İ sandra Pilsudski, kadınlardan müte -| şekkil yardımcı teritoriyal ordu vücu-| de getirmekte olduğunu ilân etmiş - tir. Postalar “mektub adam,, lar gönderiyor ! İngiltere postanelerindeki bir nizam- pameye göre, herhangi bir şahıs alelâ- de bir mektub gibi kendisini postaya verebilir. Bunun için de nakledilen a- damın yolculuk “ücreti olarakher iki kilometreye 20 kuruş alınır. İşte böyle akıllılardan biri, postane- ye giderek kendisinin Başvekil Çem - berlayn'in &vine gönderilmesini iste -| miş. Posta idaresi, lâzım gelen ücreti| ahp muameleleri yaptıktan sonra, bu İngilizi Çemberlayn'in evine teslim et- miştir. Fakat İngiliz Başvekili çok Theş gul bulunduğundan, «mektub adamı kabul etmemiştir. İSTER yordu. Bana, şehadet İunan sağ elini uzat asıldım, o asıldı. Eh dan, ben bir yandan erhalde böyle yaz- dolaşın bu buidum. Hasan da tek değil, fakat her Il ğı İSTER Imadan parmağı ko- müteessir görünmü- NAN, kat ey kari: NSNS npssiğo «O akşam kahvede arkadaşım Hasan ile şakalaşıyorduk. Şaka biraz fazla uzadığı için tatsızlaştı. Bir aralık Hasan, benim başparmağımı kavradı. Bırak! dedim, bırakmadı. Ben dik. Sağ elimde dehşetli bir sancı ile kendimi srtüstü yerde parmak tutuyordu. Benim, kökünden kopan şehadet parma“ Ben gözlerimle görsem böyle bir vak'aya inanmazdım. Fa- INANMA! Rd İ$ Sa ki > Dr. Şaht Hindi Kılığına girdi! Bü zatı tanıdınız mi7 Keki resımlermde onu yüksek ve dik kolalı yakası ve altın çerçeveli gözlüğü ile görmeğe alışmışsı- ır. Bu zat Almanyanın en büyük ma- liyecilerinden, şimdi de Hindistanda bu- lunan doktor Şahttır, Eski Rayşbank di- rektörü resimde gördüğünüz veçhile tıp- kı yerliler gibi giyinerek etrafi dolaşmak- tadır, INANMA! 't parmağının yerine kanlı bir çukur bu- tı ve hâdiseyi göyle anlattı: babam, gayri iş inada bindi. O bir yan- var kuvvetle bir daha, ha bir daha asıl- yere serilmişti. Baktım elinde kanlı bir Sözün kısasi " Sempatikoterapi — Tee — ». ciddi bir Fransiz yi da okudum: Parisli biF “vg e kadar devasız diyâ beller vel hastalıkları şıpınişi eyi etmek İİ, bir usul bulmuş, Yeni dediğini, X yi bakımından yeni. Yoksa, aşağıd? “ef cağım gibi, ba usulün kendisi dei benzeri, vaktile bizde vardı. gö Parisli doktorun Sempati kri pı verdiği bu usul gayet başitlife ” gi önce, bütün hastalıkların, eğri ağ yenin az çok teşevvüşünden ilen # ii ni keşfetmiş ve buna kanaat ge agi sonra, doğrudan doğruya, büyük pes tik sinirin üzerinde tesir yapafs” uzvu normal haline iade etmek “ aramış, # Şimdi de, inmeli, verem, huni) o dırlı ve daha da bunun gibi “de”. gi zir> derdlerle malül hastaların yi gi ranın içinde, büyük sempatik sini” uğf tiği bir noktaya, toparlak uclu big dokunur dokunmaz hastalıktan rakmıyormuş Bu zat Paris Tıb F itesimder ge , ciddi bir tıb bilgini olması. * n mecmua onun bu yeni usül tedavilerini Zi i en ufak ei çok muvaffakiyet se ve Fransa tıb âlı Sesi duyurmuş olen, insanın bu iş* zuyacağı gelir. Fakat, mecmuadi misaller zikredilmiş, ve o missl&” fotograflarla tevsik olunmuş ki Dö i şüpheyi dağıtıyar. Benim çocukluğumda da, yarn evahhuş edip te hastslsi # bir türbenin türbeden gf hud ki ihtisası tecrübe edilmiş DUŞA İ götürür, korku damarını bastırır idi işte bu da bir nevi sempatikoterâPi Zaten dünyada yeni acaba DE Tarih için verilen hükmün Adetl&” yi temler, metodlar hakkında ayp*” oy olması ve yalnız tarih değil, her si kerrürden ibarettir denmesi pek olur. Geçerlerde (Evliye Çelebi) Di Lei ki geyahatnamesini karıştırırken. epi ve © sanların havada uçmayı bundan ÜS asır evvel burada, İstanbulda tecrÜ miş olduklarını okudum. Sempatikoterapi, daha bilmeri Vİ ze rapi diye, medeniyet boyuna ür ruyor. Hepsi denenmiş, cıcığı w köhne, bomboş şeyler, Bizi yarsö'”. kudret ne yapacağını biliyor. V€ ii ciz mahlüklar kele tababet © İ yerimizde sayıyor, kendi kendini? © tuyoruz. Bu bedbinliği, bu imansızlığı PE kıştırmıyacak olanlar vardır, Dil Ben de onlara bir tek sual il ederim: — Fennin bu kadar ilerleyiş id rağmen, bana ecelden kurtulmuş ferd gösterebilir misiniz? si e E, TEE Prens Pol Zondrya gidiyor 8 İ Londra 30 (A.A) — Ss makfellerde bildirildiğine göre e € i isvya Prensi Pol, İngiliz Möerlefiğ jrüşmek üzere Haziran e ru Londraya gidecekti! r İM neeremsssanesunasvunrenenanamma sanan TAKV 8 SonPostanl! TARİH MUSAB”

Bu sayıdan diğer sayfalar: