26 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

26 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Son Posta'nın tefrikası: 147 a ! Baron de Tott'un hâlıralar İİ YAZAN” Z/YA PAKIR 4 — Kodos adasında Kı a f es ar akasındaki kızlar Bidayette Türkleri çok korkutan bu ada bütün toplu “ Akdeniz adaları içinde hâlâ pek korkunçtur Diye bir teklifte bulunurlarsa, bu ca-| Birdenbire arkasından âcı bir ses İşi- içinde tatlı bir saadet hayali yaşadığı Tercüme eden: Hüsayin Ca'id Yalçın zib teklifi can ve gönülden kabul ede- terek duraladı. Başını çevirdiği ? odasında, bu geceyi pek acı İ i z cekti. man.gözleri, Hayreddin ağanın geçirdi. Sabaha kadar gözüne, uyku) Bağcıların muvaffakiyeile üzüm ye | Başka bir mevsimde bize gayet müte. Ertesi gün, her şeyden evvel, müs -| bembeyaz kesilen korkunç | gözlerile | girmedi. Gşlirmeleri imkânmu ortadan o kaldırân| nevvi manzaralar arzedecek olan bu 86. lümanlığın şerâitini sorup ö şti. şti. — Bu şarkın ne garib havası var, | bü Muamele bağları mahvederek niha.| yahat, bilhassa Stanchio körfezinin kar. Ve, öğrendiği şeyler de pek hoşuna git- ii (Her şev sükünet içinde iken, birdenbire | Yet fıçılara da ihtiyaç bırakmadı (1). şısında son derecede yorucu ve zahmetli İkorkunç bir fırtma zuhur ediveri, Kıbrısın gayr; meztu topraklarım ör-İoldu. Burada çok fena bir havaya tesa. iz ten hüdayi t mahsullerin tenevvüü | düf ettik. Bütün gece bızi burun önünde ve yokluğu meşhur nebatat âlimi Tour. | kalmağa mecbur ettikten sonra paşa ka. vuğu da, kendisinin kumr. e , |hedost'un burayı ziyaret ememiş olma.| yalıklarına ilticeya sevketti, Buraya «si. saçlı başına çok yakışacaktı. kafeslere kalktığını gö , NA K 21 gönderdi. | Masa esefler tevlid ediyor. Kıbrısta ko. | ğınmamızı mü eakıb, bir Venedik gemi. x larımı sokunca, 0 gözleri Bu rapora nazaran, Hatite an ga. | AYCR yapılabilecek olan tetkikler Kara. | sinin de geldiğini gördük. O da fena ba Yakut rengindeki Kıbrıs şarabının| Diye, bağır ti x'İrayı bahçesinin, (bedii erinde de tetkikler yapmağa|vadan kaçıyordu. Kaptandan öğrendiği. buhar ve hummaerile bu hülyalara ve|tey'd edece ğ'yeniden tarh ve tanzir İ akriben bırakmazlar. Çünkü orada tehli.| mize göre, açıkta fırtınaya yakı tatlı rüyalara dalan Melling. e Dini İk y yetmiş bin âllına ik i nebatat toplama. bah gözerini açtığı zaman, ayn (Sultan hazretlerinin mübarek a z ân yokt nın Anadoluya ya. karak kendisin; bir (vezi topraklarının o Asya . padişahi) namzedi olarak leri mahsulâtin orâda rakmıştı. İşte bu talihliler kayalık. Ondan sonra da, saraya gitmek için, bü-|sö min eder gibidir. | larla dolu bir denizi bu sayede geçeli yük bir dikkatle hazırlanmıya başladı. | sülzeii u keşifnameye ay 0'e cerrah st | mişlerdi. Fakat insan bir gemiyi ilk fr: Kendisine en yakışan elbiselerini Eğer baska bir yerde olsaydı a merbut bulunuyordu t koyduğu genç'bir ta ka Dene e di. Haline ve tavrına daha bir istikbalin hatır, için Bir kj (hususi) kaydi ilâve)» wadesizliği yü yet kâfi geleceğini düşündükçe dehşet verdi. Aynanın karş irdi. Fakat, edilmiş © , ın kafesleri arkasında hay. m kahir tif okunuyordu: > hareket ederek garb burnu. (Arkası var). 5 Fksolâns!, kıyı sıra ilerledik. Oradan son. erer nmasna görünen kadınlara cazib gelecek hare-İsine o kadar ac: yaz a ora ek : ! ih m a e e e ln isen keşilnamey, eften | <taten Rodos doğru yl ai. B| “Son Posta ,, tari Ta, (Reisülkütah Raşid efendinin, 5 olmek dal Deli emdi | ikdim 24 osun ilesinin karşısında de, di refakatine memur et kava aç güne kadar memleketime | ank e LR Si ES müsabakası şı ile; doğruca Hatice sultanın saraya ha gülünç olmamak için, çarça İ mecburiyetini hissetme - rek ona yalnız harb mey (Baştarafı 8 inci sayfada) gitti. Bugün de bahçede tedkikat icra li tovarlıyarak omuzla ei 3 0 R Re rketmiştir. © kibetten kurtarmak için son ve deh - edadniii: Basını iki tarafa sallıyarak, İtalyan dili| yetlerini celbedebilmek için ba işt biz-| Ri... in ki Sü ml pi rak Baruhde demdir. dos şehrinde si Bayii Ss ver bir teşebbüste bulundu; yanında - HAYREDDİN AĞA — Maalesef, Türkce bilmiyorum. Söz-| Mamafih, başladığım işi yarım bı-l; & ük Yekta — e Binin . lerinizden bir şey anlamıyorum. akmak istemiyorum. Memleketimden efii adalârı L| Diye emrelii in emisine yanaşmış Hatice sultanın emektar ba Dedi. Bee ME KARGA iie ri Çünkü “idayıl öle Senelik keiki bir tanesf e Hayreddin ağa, yabancı bir erkeğin ha * ; mi vadedivorum. : Malta korsanlarından müdafaa etmek/ni yağlı paçavralarla tutuşturdu. Yan- teni bahçesinde dolaşmasından Melling, saraydan pek müteessir av- Hürmetkârınız Fessam Ve YİMAPİ üzere gönderilmiş iki gemi burada bulu. İgın az sonra düşman gemisinin her ta- se ei e ressam Melli det etti. v şi eller ruyor. Bu gemilerin bütün gördükleri işİrafını sarıvermişti. Korkunç tehlikeyi di a i civar adalar ahalisine ) ekl iba-İgö, ikinci i, i rı Knl simlelimiğe ie ar shalisine zulmetmekten iba- | gören ikinci gemi, kendini kurtarmak mişti, vücudünü gere gere Mellin; çi pe Üzerinde dört parmak çaprastvari «l-| yaklaştı. İnce, fakat âmir ve mütehak-| Diye, söylene söylene, odasında ge - tın sırma parıldıyan yüks bulunamamasına eset ettim. | içinde kalıyor. m ver) / m ————— ——————— ü i . içi n isi ılmak — Ca . bu, h iştir?. Ya -| .. için Burak reis gej isinden ayrı ame Xİ Hercün: ÜCRETLİLER | ime ri kn e per zra Fan kele il z rg . tevdi olunmuştur. O da sık sık o adadan) bütün cesaret ve fedakârlıklarile onla. çede dolaşır durur... Âli Osman diy rında, ehli islâmdan bahçıvan kalmadı mı? Diye, bir hayli söylendi... Sonra, bu (gilman misali) frenk delikanlısının ne) * yaptığını bizzat görmek için, altın sap- lı bastonuna dayana dayana ve kürkü- nün eteklerini savura savura, barem gaybubet etmekledir. Nazır (2), ondan |rın ayrılıp gitmesine engel oldular, 1Bastaralı 2 nci sayfada) Bildir. Bunu veya buna banzar şeyleri söy | sör tehlikeli bir adamdır. Nüfuz) Yangın Burak reis gemisine, ondan, a, herhangi bir) liyenler hata ediyorlar; hsksız yere re . |ve salâhiyetini en çok Avrupalılara kar. |diğer Venedik gemisine — sirayet etti. atinin. üstünde | imi baltaladıklarının farkına varmıyor. İş) suüstimal ediyor. Ben Rodosa vâsıl ol. |Her üç gemi de, denizin üzerinde bir irmi, elli, yüz, iki Jar, ığum zaman hü makamı ihraz eden a. alev külçesi, bir cehennem gibi yüz - san bulunabilir. E., & dam aldığı rişvetlerle dehşet salmıştı. İmeğe başladı. Diğer taraftan, yalımlar ğer on beş senelik cümhuriyetin. bitün|* Abdülhamid devrinin Şürayi (Devlet | Fakat bir elile aldığın: diğer elile bol bal |arasında, boğaz boğaza bir cenk olu - kabahati bundan ibaretse ve adedleri bin |İveya Cemiyeti Rüsümiye azaları var unu tutmuş olduğu için bulyordu. v leri ve binleri bul ii me O devri hatırlayanlar bunların ne demek | rilivetlerin parasile ce kalmak çare. | Burak reis ile yanındaki Türk gemi- hepsine birden yük yıb bu olduklarını güzel bil n ücretli sini de bulmustu. İşte Osmanlı impara. |cileri, kendilerine emanet (edilen bir ibaretse, bu, şahsan on ; r vergi memurlar öleyhinde y a torluğunun. idare sistemi budur. Babil gemiyi düşmana vermemek için onu, veren, on beş senedir hayatımın ve aile. | bakiyorum da o devr aklıma — gelivor | nazırları bu sayede menfaaş temin eder. İsuldıran iki düşman gemisile beraber min mukaddetatini bu devletin elins tes. | Sanki bu memürlar, o devr ler. Padişah ta hususi hazinesini doldu. | yaktılar, yangın içinde dövüşerek Öl - lim edip ha mirsadı ibretten temasa n memba bura ılur. Fakat hiçbir |düler, ve kendilerile beraber iki misli ile iktifa eyliyen bü tandaş sıfatile, le değildir, vatanö J alınan zavallı | kalabalık bir düşmanı da ölüme sürük- n hakkım; helâl ederim! retli memurların benim tanıdığım in.|halka bir menfâat gelmez. Resyanın şi. |lediler. Hayır, ücretliler aleyhinde söyl ?İsanlar arasında —her yaştan ve her iş ,| kâyetleri elde edilmiş paramn paylaşıl. | *rresessesememeeriesensssemeerasmeszen sözler, bir dela, iki defa, beş defa değ,|ten çok insan tanırım— meselâ, beş yüz | Masından -büşka bir netice tevlid etmez. | “TAK IM elli defa, yüz dela mb dır. Bil -İ ira gibi fevkalâde bir Ücrele Ankaraya | Bu suretle yani ——— bassa tekrar gazetecilik hayatını avdet) gitmekle hata etmiş olduklarına kani ol | Bu sebeble re 5 çıkarmak hususun. etliğim tarihtenberi, vatandaş sıfatile, İduğum çok insan vardır. İstanbulda ra.| da güyet ihtiyatkfr davranır. Türk ve insan sıfatil, ben de etrafıma|kat rahat iki yüz, üç vüz lira kazanan Rodos ahalisinin hususi ahlâk ve Ada. baktım; herkes gibi, mlekettz ne olu. |öyle insanlar tanırım ki üç yüz, dört yüz)tından, bu adada eskiden enemmiyete şa. yor? Nasıl gii z? diye (Oben de dü.!ve hattâ beş yüz lira ile Ank Ya git -İyan olan şeylerden bahsetmiyeceğim, Bu şündüm. Ücretli memur © meselesi benil tikleri zaman hata ettiklerini anlamış «| tefsilâtı Comte de Chbiseul İioltiie veri de alâkadar etti: Ben ds düşündüm, ben| lardır; çünkü ücretli momuürların en çoğ İmiştir. Onun hatnamesi Yunanista. de tetkik ettim. Sordum, soruşturdum,| ücret aldıkları yer olan Ankarada ha »İnin bundan sonra dolaşacağım kısımları, ledim. Bon de vergi veren br mükel.| yat, İstanbuldan çox daha pâkatıdır. İni da ibtiva ettiği için ben yalnız Payitaht Ben de bü vatan uğrunda ve bul Devlet, fazlaca ücret vermek sayesin, | haricindeki Türk hükümetini tetkik Ne cemiyet hayrına hayli emek vermiş ol.İdedir ki, İstanbulda oturup — da devlet | öld iyeceğim. Fakat bu hatıraları duğunu söylemek" hakkını haiz cimskia | memurluğunda bulunan insanlardan pek Yazarken tesbit ettiğim gayeyi ifa - için, müftehirim. Ben de bu fak'r milletin fa.İçoğunu Ankaraya çekti. Bu suretle, hü. | burada Comte de Choiseul'ün doğru ma: kir meteliklerinin israfına razı çlamam.| kümet, muhtaç olduğu kaliteli memutİlümat vermiş olduğuna şehadet etmek v Bütün bunlardan sonra, şu kanaati ts . İkadrosunu düzeltti. Bugün bunlara küf. | isterim. O hiçbir teferrüat, | i e şıyorum ki, ücretli memurlar aleyhinde | retmek haksızlıktır; günahtır. Bunların | Bize eski m İç marea başladı. ğ an pini mübi ae tür an e Eşi > mümeyyiz vasıflarile hiç karıştırma, “ : ü insan hududunu bir kaçhu.lt arayı iyeye başladıkları|dan, hakkile tasvir i ı el m a dud mesafesi aşan bir mübalâya içinde -| zaman, devletin yeniden kaliteli me , dolayı kendisine e Mr Nöbetçi eczaneler biidir ki, bu öfkesini belli etmedi. O da)“ : mur buhranına nasıl düştüğünü pek ya.| Yaptığım teftişlere mevsimin fenalığı a ml başağaya ebemimyet vermiyormuş gi- Bu sahada hatalar © olmamış mıdır? |kında göreceğiz. la ği dr ihzımam ettiği cihetle, kışın bir kıs. bi görü işine devam etti, Hattd, yapılmaması lâzım gelen şeyi Geçen gün de söylediğim gibi bugün, mint Suriyede geçirmeğe karar. verdim. İstanbul cihetindekiler: ni, ei peri mühendisin gözleri va-)7i” bile bile yapıldığı vaki değil midir?ldün yapılmış bir takım hatalarm teak .| Asya sahili boyunca ilerliyerek Suriyeye İ| * Şehzadebaşında: (&. Hall), yi kit vakit pencerelere kayıyordu. Kafes-| “© Pakat, şunu bilmeliyiz k: bit hü .İsiyonu içindeyiz. Hataları ters taraftan gitmek üzere Rodostan bereket et İl de: Mec Atmed), ER İerin arkasından pırıldayan mücevher | Kümet işinde bunlar 1 gören ve dehşetli suretle mübalâzalan . | &k (3). rim), Alemdarda: (Sırrı a da: (e)kis), Fatihte: (Vil), Bakırkö- lere ve o mücevherlerden daha cazib ve fe - üyor, elindeki zarif bir deftere kaydediyordu. Başağayı görür görmez, oradaki bah- çıvanlar, bostancılar, baltacıla! arem ağaları yerlere kadar eğilerek önlerini kavuşturdukları halde, Mellina Hay - reddin ağaya zerre kadar ehemmiyet vermedi. Hattâ, bu ihtiyar Habeş esi - rin, gelip kendisine (arzı hürmet) etme sini bekledi... Başağa, önünde eğildiği zaman kendisi de zarifane bir şekilde mukabele edecek. bu manzara, pence- relerin kafesleri arkasında cıvıldaşan kızların -ve bunların arasında bulundu- ğuna hiç şüphe olmıyan Hatice sulta - nın- pek hoşuna gidecekti. Fakat Melling'in bu düşüncesi, ta - hakkuk etmedi. Başağa, bu (Frenk bah- çıvanı)na en küçük bir iltifatta bulun- mak şöyle dursun, adi bir bostancı ne- feri kadar bile ehemmiyet vermedi. Büyük bir salkım ağacının gölgesi al- tında mağrur ve azametli bir tavırla bastonuna dayandı. Çiçek © tarhlarının u gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dir; diye kadar olduğu gibi o şimdiden sonra|dıran bu reaksiyon dalgası elbet geçe ,| ———— ünde: (Merkez), Byübde; (Eyübsultan). yünde: iş, 5 daha revnakdar olan rengârenk gözle- bi siri Jeketi â İbir zamı mülbalâgalarla, memleketin o mMünevver| den Çıkar çıkmaz katranlı tulumlara kon - Tünelbaşında: OMstkoviç), Kalyocuda: bu gözlerden, acaba hangisi Hatice $ dee israf ile itham etmeği mümkün | şey yapmış değiliz. tulumlarda kalırlar. Şarap 'sekiyince bu ler- Bokaziçi, Kadıköy, Adalardakiler: iç bi a ütçe, ka İz si in çarelerini lim... Ve, çiçek tarklarını aralarındaki me-| 58 bir Zaman, bütçe. kantrolsüz kal .| görmenin çarelerini arayalım (1) Gilmetik emini, da: (Şinaei Riza). İda olacaktır. Ola leilir. YÖN i z öreceğiz ki, ünkü | (1) Umumiyetle kuvvetli bir katı lez- da olacaktır. n şeylerin miktarı, biçleek ve o zaman göreceğiz i, bugünkü setine malik olan Kir şarapları ran — â re tatlı tatlı gülüms&yordu. . Eafeylrla Gedanda Melen! ve kaliteli tabakasında — lüzumsuz yere | malarından dolayı bu lezeti Iktisab ederler ||| ezafiroyulos), Taksimde: Kemsi, Rebul), rl murlarını milet parasını bu kadar jâ .İbir hoşnudsuzluk yapmaktan başka bir | Denizlerde fıçılara dolduruluncaya kadar bu Bişilde: (Pertev), Beşiktaşta; (Vidin). , İl kesletmiya uğ. li ik v —u Kanma Mekling bum keşletmiiye GEÇİ kei barbadde rini olmüş (değdi. |. Köumet ölelim ve herejeyi uldağı çiğ Jae Gider, iline earaçlkk, © Lal denli ünde; (Kadıköyü), Üsküdarda: Taşıyordu. takdirde, hiç eksimezler, (Selimiye), Sariyerde: (Kadri), Adalar- KR mış, memurlara verilen opara «Yağma PP * (3) Bn güzel safeleri ölçe ölçe, yavaş yavaş pencere- H vii irgen & süngerler bu havalide saydo- Üsriniimitirii yaklaşıyordu. asanın böreği!» tarzında değtilmiş de. g Tunur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: