5 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

5 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(MESELELER | | d Radyo temsilleri Yazan: İsmet Hulüsi Ankara radyosu faaliy başladığı zamandan bugüne kader oldukça müte. Nakil vasıtalarını Pazar günleri çoğaltmak lâzımdır Halkın fikri: “Bugünkü vaziyette Pazar tatili, tatil değil, cehennem azabı oluyor,, Tarih Müsabakası No. 4 Osmanlı papazı Girid cenginin en nazik bir devrinde Türk ordusunun arasında nifak ve fesad saçmıya kalkışan bir papaz, şeh- zade olduğunu iddia eden babası meçhul bir delikanlı Dördüncü Murad öldüğü zaman, İb- Müsabakamız bitti rahim, Osman oğulları haredanının bi- İricik erkeği olarak tahta oturmuştu. Yeni ve genç padişah, Muradın sal - ğ Reyinizi kuponlarla birlikte bir ay İtanat devrinde, her an ölüm korkusu içinde yaşamıştı. Tahta, bedeni ve di- zarfında günderiniz «Son Postâ> okuyucuları için mağı yorgun ve yıpranmış olarak çık: | mıştı. Sinir buhranları içinde sik sık düşüp bayılıyordu; saray ve hükümet telâş içinde idi. İbrahimin çocuğu yok-| $ bundan 40 gün evvel bir müsaba tu. Bir veli hdi dünyaya gelmeden “İğ ka açtı. Müsabakenin mevzuu son lüverecek olursa, hanedan münkariz'o- dört asırda (Meşrutiyet devrine iâ karekterlerini makyajlarına, Şestleri nceki. Binaenaleyh saray ve hükü *| ğ kadar) Türklüğe en büyük iyiliği l Birçok sahne. | met erkânınm yeğâne endişesini, par” ve en büyük #enalığı yapmış olan. İlerde vak'arim cereyan tarzını aktörlerin |dişabtan bir döl almak teşkil etti. Bu-| Ö jan tayin etmekti. 40 isim ve 40 ağızlarından çıkan sözlerden ziyade; Mn İçin de devlet ricali. büyük ülema| © hal tercümesi meşrettik. Bunların > | şestlerinden, mümiklerinden istihraç eder, |ve saray erkânı, âdeta birbirlerile re- ilikleri, yirmisi de fena - Radyo temsillerinde, tiyatronun esas |Kâbet ederek padişaha birbirinden gü- meşhur tarihi şahsiyet - a lerdi, Müsabaka bittiğine göre şim. Gi okuyucularımızdan istediğimiz şudur: dır. Programda radyo temsillerine de veriliyor. Fakat bu temsiller ekseri sımlarına nisbetle daha az alâkadar ed Bazıları temsil başladığı zaman is- r. Bunlar arasında ti n olanlar bile var.. $€- günleri hizi ziyarete gelen dostlar.! Yot yoruz ki Kadıköy vapurları bil.| tasyonu kapıyı stadyomda maç olan günlerde fev. de kalabahıktırlar. Bu vapurların, teh | beb recek kadar çok yolcu almdı.| Bu Fakat ben ken.|lâ 8 a ne dereceye| bir mi Birkaç gündenberi İstanbulu kavuran | Pa: müthiş sıcaklar yüzünden halk geçen dan i; Cumartesi ve Pazar günleri bütün plâj- | hes lara akın etmiştir. 50 binden fazla İstan. | k: bullu şehrin muhtelif semtlerindeki bu Jikeye dü gezme ve yüzme yerle ğ nakil vasıtalarına hücum etmişler, bir akına karşı evvelden hiçbir teri alınmamış olduğu için halk gayet kötü şartlar içinde ve pek rahstsiz olarak Pa.| zar tenezzühünü yapmıştır. | Pazar günü bu kıt vasıtalarla gezmeğe çıkmış İstanbullulardan bazılarile konuş. | © muş olan muharririmiz onların lizamından | led anlatıyor: | geçti, İdurmadan.. o zaman o kadar Aksaray Bay Ali: İ karar vermiştik ki otomobil tuttuk arıma — Bu Pazar günü Floryaya gitmek is. bize çok pahalı oldu, ber Pazar ayni şey tedik. Ben, bayan, baldız, iki çocuk | Yapamıyacağımız için nakil va: hep birlikte güle oynaya vakit geçirmek ârttırılacağı güne kadar Pazar g niyetinde idik, halbuki daha Sirkeci is. Yapmaktan vazgeçtik. tasyonundan itibaren aksilik başladı. He.| Bay Fahri manav, Kabataş: pimiz bir treride yer bulamadık. Birbirini Tövbeler olsun bir daha Pazar gü.| ii a li i a gü.| ie kaka vagonlara hücüm eden halkın), 4. dene, Benim ev daha gi. oktayı tahlil edebilmek için evve- radyodaki tiyatronun ayesesini yapmak mecburiyetin. troda dekor vardir, elbise vardır, mekyaj vardır. Radyo temsillerinde ise bütün bunların yerine kaim olan sestir. yatroda seyirci, vak'anın cereyan etti. ği devir ve muhiti göstereri dekoru, tem. sil devam ettiği müddetçe karşısında gö- rür. Aktörlerin hal ve vaziyetlerini, hat. Bayan Vasfiye, Osmanbey: — Bu Pazar Büyükdereye gitmek is. tedik. Evin önünden otobüs geçer diye)” büs bek. « Geçti, geçmedi | amma nasıl tıklım tıklım dolu olarak ve hiç gezme e dahil bu mühim unsurdan hiç|7€l ve cazib cariyeler takdimine başla- birinin bulunmayışı, tiyatronun radyoya |dılar. Bu telâş ve rekabette haklı idi - intakında bir güçlük ortaya koymuş, (Jer: Saraya takdim ettiği cariye, istik » tur. Gerçi #pikir vak'anın tarihini, geçti. |balin valide sultanı olacak olan kadı, me m 2 özmen daha püfür püfür esiyor. O tramvay Refika encık liç vagon ötede ŞAK | rabası içinde Yenikapıya gideyim deyin. yer buldu. Baldiz arkadan kalkan trenle) rr : n tonik dar döktüğüm teri ben geldi... Evvelâ bep beraber olabilmek i- İRİ Öyanekidi « dlmesniğiö bekledik, sonra çin baldızı istasyonda ra | Bırakınız yazıp ta ne çıkacak, tramvay. plâj : gittik. Ne ise yüzdük, oturduk, KÜ-/lor için gszeteler neler yazdı. Gene 0. neşlerde çocuklar koşuştular. eme 0. gene 6... Benim ümidim kalma. yorulduk. Dönüş facia oldu. Trenler gö-|di, lânet olsun gezmeğe. yümüzün önünde gidi Yer bulup içi- ne giremiyoruz. Nihayet bir tanesine gir. dik. Girerken ezilmekten bizim bayanın esrabının eteği yırtıldı, baldızın ökçesi keti koptu, çocuğun biri de kollarımızda uyu. | du. Çapkın beş buçuk yaşındadır. Bütün gün açık havada, denizde filân yorulduk. tan sonra ayakta beş buçuk yaşında sa-| cuk kolda geri dönül Bayan Fikriye, Kasımpaşa: — Pazı nleri gezmeğe ç hennem azabı, Hayriye vapurları daha (sıklaştır. eğer Adalara, Modalara da dal şlemezse Pazar tenezzül inti değil, üzüntü olmaktan ku Geçen Pazar Boykoza gitmeğe kar. 5 en de, gelirken ancak ın en Altında ve ayakta ver bula de karı koca a. ve dönizden, hsvadan, ogüneşteri » gitmiyeceğimize haftamızın bir tek Pazarından ancak| © Naki ıtaları tarifeleri | böyle istifade edebildik. wa göre tanzime mecbur) fstanbulluların pek haklı olan bu Şikâ | ler? Mademki bizim memleke. | yetlerini alâkadarlara duyura timizde yazın, Pazarları halk bu vasıta. ki de halkımızın en büyük bir ları çok kulismıyorlar. O halde bu vası.'halletmeğe vesile oluruz. taları işleten müesseselerin tarifeleri bu ihtiyaca göre yapmaları ve araba, vapur, vagon adedi az ise ona göre bunları te. darike kalkışmaları lâzımdır. Bütün hafta çalışan insanların hafta sonunda şehrin havasından, suyundan, güneşinden istifade hakkı değil mi Bayan Vecihe, Kadıköy: — Biz Modada oturuyoruz, onun için zaten deniz kenarında bulunduğumuz dan tenezzühe gitmek üzere umumi na. kil vasıtalarını pek kullanmıyoruz, fakat İlehce de ma: bol v m H.H. Gemlik Halkevinde konferanslar Gemlik (Hususi) — Gemlik Halke - vinde şehircilik mevzulu bir seri kon- feransı tertib edilmiş ve birinci konfe- rans kalabalık bir samiin o huzurunda verilmiştir. Müteakib haftalar konfe - ranslara devam edilecektir. Diğer ta - raftan Halkevi Jki ayda bir neşredil - mek üzere, Gemlik adlı bir (omecmua karmak tasavvurundad: DOST e Bireh an Cahid babalarınm kalbinde kadar yerlerini bulamamışlar. * Çiftlikten doğru şoseye çıkan yolu iZrendim. Bu şose doğru Edirnekapı- sına geliyor. Arnavudköyü sağda Pi- rinççi köyünü solda bırakıp ilerleyince solda eski bir değirmenin yanından sapınca doğru Domuzdere ormanlarına ve çiftliğe giriliyor. Gelirken yolumu şaşırmışım. KÖYDEK 'Telâştan Osman bey de “unutmuştu. — Affedersiniz bu hata benim. Kı- zım Vildan Taksimde «Gazal» apartı -|. maânında üç numarada oturuyor. Tam bahçenin karşısında. Ceb defterimi çıkardım. — Bu apartımanı biliyorum. Fakat müsaade ederseniz gene yazayım. — Vedad Beyoğlunda Macâr cadde- #inde Leylak apartımanının birinci ka- tında. Pek uzak değiller. Güldüm: — Evet. Ne kadar olsa kardeş yakın- bü. — Biribirlerini babalarından çok se- viyorlar değil mi? — Onu zannetmem. Sevilecek, el ts- tünde tutulacak bir baba olduğunuza onlar da inanmışlardır elbet. söylemeyi anaları ik handa durup bir sigara ve kahve içtiğim halde bir buçuk saatte İstanbula geldim. Akşam olmuştu. Şehrin ışıkları mer- keze doğru ilerledikçe kalabalık ve gü- rültü fle beraber artıyordu. Çok güzel birgün geçirmiştim. Ve muhakkak ki mükemmel bir dost keş - #etmiştim. Hergün şehir ve cemiyet hayatında konuşulacak deği! belki el- leri sıkılmıyacak insanların tanıştığı - | , İmümkün. olabile: Orman bey hafifce dudaklarını bük- t0. Hissettim ki çocukları kıymetli bir sevgilinin yadigârı olmalarına rağmen Fikrine ve ahlâkına güvenilir bir dost edinemiyoruz. Hattâ bu tanışma - lar çok defa bize felâket ve iztırab ge- ği muhiti, şahsiyetlerin giyiniş mak. yajlarını sözle anlatıyor amma, söz hiç bir zaman gözönünde duran cismin yapa. İcağı tesiri yapıma Görmeden dinliyen seyirci, çok kere seslerde yanılır. Vak'ayı takib edemez. Takib etse bile bundan gözle görüp ki. lskla işittiği tüyatroda duyduğu zevki duymaz. Radyo “temsilleri . Yazarlar, temsilleri yazanlardan daha ir mev- kidedirler. Onlar için istifade edilecek idir. Yarata- lerile tiyatro cakları eserin ha E: hakkında sr devamlı olsa 1a göre bu cihete mmniyet TE © mümkün olduğu kadat tiyatronun dekor, elbise, ma jest çerçevelerinden he. riçte tutmaya gayret etmelidirler. Eşhas mümkün olduğu kadar az olmalıdır. Sas. ler birbirine benzer olmamalı, ve sahne. lerde birbirine yakın sesleri bir arada ko. nuşturmaAktan sakınmalıdır. Meselâ iki genç kız bir erkekle ayni sahnede konuş. mamalıdarlar. Çünkü konuşanı tefrik et. mek dinleyiciyi çok si Şarkılı radyo temsilleri, yalnız söze inhisar eden temsillerden daha çok mu. vaffak olur. Bunun için radyofonik tem. sillerde bu ciheti de ihmal etmemek ge. rektir. Bu hususta bugün için daha fazla bir şey söylenemez. Radyoya giren tiyatro, heni iy na alışamamış. &r. Bu; zamanla, tetkikle ve çalışmakla ilmkün olabilecektir. /: Hulüsi verilecek i gene tesi a rini yle insan - oluyoruz ki mız iğreti tebessümle açılır - z İğrenmekten bulanıyor. Fa- böyle ormanlar içinde bütün ayı kafasında hazmetmiş; bis- leri ve seciyesi çetin hayat imtihanla - rından geçip durulmuş bir insanı an - cak tesadüfün mucizesile keştedebili - yoruz, Osman beyin çocuklarına gönderdiği hediyeleri taze taze yetiştirmek için ön ce yolumun üzerindeki Leylâk apartı- manına uğradım. Kapıcı bir numara - nın bekâr kiracısı için: — Gece yarısına doğru gelir! Dedi. Sepeti kapıcıya uzattım! — Çiftlikten babası yolladı. Gelince verirsiniz. Gazal apartımanı önünde birkaç lüks otomobil duruyor. Bu aparfimanda ş6- ları oturuyor. Hediyeyi vermek bn - banesile. çiftlik yanaşmalarına sinema artistlerinin isimlerini takan kenç ka- dını görmek isterdim. Fakat tistüm ba- şım toz içinde idi. Bu kıyafetle karşı - sına çıksam kendimi tanılıncaya kadar muhakkak beni de çiftlik çobanların - dan biri zannedecek ve belki bana da gangster rolleri yapan bir artistin adı - nı takacak. Bu haklı endişeme rağmen genç kadını görmek Ümidile elimde s6- biç şüphesiz ki bu tavassulunun'mü - kâfatını fazlasile görecekti. Z Bu arada Kızlarağası Sümbülağa da Zafire isminde harikulâde güzel hir Gürcü cariye satın aldı. Fakat padişaha takdim etmeden kızım gebe olduğunu #rendi. Güze! Zefire, bir müddet son- ra babası meçhul bir oğlan doğurdu. Sümb ğa çocuğa, hanedana olan hürmet ve merbutiyetinden dolayı Os man adım koydu. Fakat İstanbul züre- İfası, çocuğa güzel ikab koymakta İ gecikmediler. Osmana «Kızlarağası - nın piçi» dedile | Bu sırada ssravda da Turhan ismin de bir cariye padişahtan gebe kalmış ive Veliahd Şehzade Mehmedi, istikba- n Dördüncü Mehmedini doğurmuştu. Turhan Sultan zayıf, nahif bir kadın 2 dı. Veliz İağası da Zarife; İaldı. Fakat ç İzel Zafire ile sarayda dedik bebiyet verecek kadar alüka: iPiç Osmani, Veliahd Prens M den daha çok seviyordu. Bir £ han Hasekinin haşmetlü kocası raz haşin ihtarı, Şehzade Mehi babası İbrahim tarafından çılgın hamle ile bir havuza fırlatılıp atılm& sını intaç etti. Veliahd, muhakkak bir ölümden mucize kabilinden kurtuldu. Bu skandal üzerine saraydaki vaziye - tini tehlikeli gören Sümbül Ağa der - hal vazifesinden affını rica ederek, iölüm korkusile, deniz seferleri mev: minin geçmiş olmasına rağmen, Zafi - oğlunu, kıymetli cariye ve kö! pet üçüncü kata çikmiştim. Kapiyi Danyel Daryoya benziyen şirin bir hiz metçi kız açtı: — Vildan hanumefendi evdeler mi? Kiz beni yukarıdan ağağı şöyle bir ten sonra Fransızca dedi ki: — Evet. Siz kimsiniz? Hazırladığım kartımı uzattım. Golf kıyafeti ile elinde sepetle gelen misafiri hizmetçi bir şeye benzeteme - di. Fakat Vildan hanımefendi kartımı görürse misafirinin çiftlik kâhyası ol - imadığını anlar. Kız gitti ve bir dakika geçmeden dön düğü zaman kapıyı ardına kadar a rak: — Girebilirsiniz efendim. Acaba Vildan hanım da Fransızca mı konuşuyor. Cicili bicili hir salon. Sinirli ve hop- pa bir kadın elile süslendiği belli. Du- güler yüzlü resmi oldu. Hissettiğim ya bancılık yarı yarıya azalıverdi. Bu süs- Wi salonda ondan başka hoşa giden bir şey de yok. Heykeller, billürlar, puf - lar, mrakizler, berjerler, adları gibi kendileri de alafranga olan bir yığın eş ya. yen o” © kla bere” Bu 40 isimden 6 isim seçeceksiniz, (Üç iyi, üç fena), Bunları bir kâ - Bıda yazacak ve her gün ikinci say. famızda neşrettiğimiz 40 kuponla birlikte bize göndereceksiniz. Bir ay Sonra en çok rey toplıyan isim. leri seçmiş olanlar arasında para mükâfatı kazananlar tayin etmiş olacak ve ilân edilecektir. Müsabaka neticesini bir ay son. Ta neşretmemize sebeb, memleke . tin on uzak köşelerinde bulunan o. kuyucularımızın cevablarının dahi elimize geçmesi için vakit bırak - maklir. Göndereceğiniz cevabların zarfları üzerine (Tarih müsabaka. 8) kaydını koymanız, cevabınızın gazeteye gelen diğer mektublara a ES V V YE tara Myyrteğ . iciler vuruşa ir “> akazlarağasınn cariye ve &öleleri, hazine ve atları ve Zafiroe ile oğlu Osman esir edildi. İstanbul hü- /kümeti, bu tecavüzü, sebeb tuttu, Mal tahlarin Giride uğradıkları zaman f- yi bir şekilde kabul edilmiş oldukları- nı ileriye sürerek, ötedenberi zaptet - mek istediği Gi'rid adasının sahibi o « (Devamı 10 uncu sayfada) çılan kanadından uzun boylu, sarı saç- Is ince bir kadın göründü. Bu Vildan hanımdı. Zalen ayakta dolaşıyordum. Zıyare « tin sebebini o sormadan ben söyledim! — Şimdi çiftlikten geliyorum hanım efendi. Pederiniz sizin ( için bir sepeb gönderdi. Haftaya tekrar gitmek fik - rindeyim. Belki bir arzunuz olur diye sizl rahatsız ettim. : Bunu evvelce düşünmüştüm. Genğ kadına babası bir sepor gönderebilir Bunu hizmetçiye hattâ apartıman ka *! pıcısına birakabilirdim. Kendisini ra - hatsız etmeğe ne lüzüm vardı. Nahoj bir karşılanıştanı kurtulmak için bira$ yalan söylemek lâzımdı. Pek yalan da değil ya; belki haftaya gene giderim. Vildan hanım beni ayakta dinledi Dinlerken. mavi, büyük gözbebekleri hir zenginlerinin kalbur üstü olan -İvarda gözüme ilk çarpan Osman beyin |adeta cam gibi parlıyordu. Vaziyeti anlayınca bir anda deği verdi. Elini uzattu — Çok memnun oldum efendim. lüt fen oturmaz mısınız? Gösterdiği koltuğa yerleşirken o d8 küçük bir taboreye ilişti. Bu genç kadı? adeta yapma bir bebek gibi bir şeydi Henüz salonu adamakıllı tetkik et -| Konuşması da garib. Türkçeyi fefi meğe vakit kalmadan (karşıki buzlu öğrenmiş bir ecnebi gibi (r)ları (yi camın arkasında ince bir gölge belirdi | gibi söylüyor. ve bu gölgenin eli uzandı. Kapının a - (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: